Ana Sayfa Blog Sayfa 2586

İşsizlik yüzde 13,5’e yükseldi

Türkiye’de Aralık 2018 itibariyle işsiz sayısı 4 milyonu geçti. TÜİK verilerine göre işsiz sayısı 1 milyon 11 bin kişi artarak 4 milyon 302 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise yüzde 12,3’den yüzde 13,5’e yükseldi.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 11 bin kişi artarak 4 milyon 302 bin kişi oldu.

Kasım ayında işsizlik yüzde 12,3 seviyesine yükselmişti. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı ise 2018 yılı kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 706 bin kişi artarak 3 milyon 981 bin kişi olmuştu.

ART ANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı başlıyor

ART ANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarıbu yıl 14 – 17 Mart 2019 tarihleri arasında 5. kez ATO Congresium‘da gerçekleşecek.

2019 yılında, toplam 14 ülkeye ait farklı galerilerin, 41 ülkenin 750’den fazla sanatçısının 3.500’ü aşan eserle katılacağı ART ANKARA fuarının ana teması “kadın olmak” olarak belirlendi.

2018 yılında 10.000 m2’lik alanda gerçekleştirilen fuara, resim, heykel, seramik, özgün baskı, fotoğraf, enstalasyon ve kavramsal sanat eserleriyle, 110 galeri ile sanatla ilgili kurum, kuruluş ve sanat inisiyatifleri katılmıştı. Türkiye dâhil 12 ülkeden galerilerin yer aldığı, 37 ülkenin sanatçılarına ait eserlerin sergilendiği fuarda, 650 sanatçının 3.000’den fazla sanat yapıtı 43.000 kişiyle buluşmuştu.

(Yeşil Gazete)

Akkuyu’da 1.reaktörün temeli tamamlandı, peki güvenli mi?

Akkuyu Nükleer Güç Santrali(NGS)’nin 1.reaktörüne ait temelin tamamlandığı dün Rosatom tarafından duyuruldu. Dün yaşanan diğer bir gelişme ise Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin askıya alınmasına yeşil ışık yakılmasıydı. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen, Sınıraşan Boyutta Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ESPOO) Sözleşmesi’ni  imzalamamış olması da insan hakları, basın özgürlüğü, diğer hak ve özgürlükleri ihal etmesine ilaveten, Avrupa Birliği ile gerilimi arttıran bir faktör. Peki, Akkuyu NGS’nin çiçeği burnunda kadın yöneticisi Anastasia Zooteva Akkuyu Projesi’nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı(IAEA)’nın güvenlik standartlarını ve gerekliliklerini sağladığını iddia ederken sözlü taahhütler nükleer santral gibi riskli projeler için yeterli mi?

Akkuyu NGS (foto Wnn)

Dün Rosatom yetkilisinin yaptığı açıklamaya göre, Akkuyu NGS Projesi’nin en önemli aşaması için 17 bin metreküp betonun kullanıldığı kısım geçen hafta 8 Mart’ta tamamlanmış bulunuyor. Yetkilinin sözlerine göre bir sonraki proses adımı ise reaktör binasının inşaatı. Buna göre reaktör binasının dış ve iç duvarların inşaatının ardından acil durum kontrol odasının bulunacağı binanın inşaatına başlanacak.

Akkuyu NGS, 2010 yılında Türkiye ve Rusya ile hükümetleri arasında imzalanan bir anlaşmayla dünyanın ilk inşa et-sahiplen-işlet(build-own-operate)prosesine tabi olarak Rusya tarafından işletilmesi planlanan bir nükleer santral ve geçen sene üretim lisansını aldı. Rus Devlet Başkanı Putin’in temel atma törenine uzaktan katıldığı Akkuyu’da bir süredir reaktör inşaatına dönük hazırlıklar yapılmaktaydı. 2015 yılında Akkuyu Nükleer Santrali’nin Uluslararası Atom enerjisi Ajansı(IAEA) tarafından sert eleştiriler almış olan , bu nedenle içeriği kamuoyundan sır gibi gizlenen ancak, ortaya çıkınca da eleştirilerin dikkate alınmadığı Akkuyu NGS Projesi’ nin yöneticisi de geçen haftalarda değişti. Türkiye’de Rus Devleti tarafından işletilecek santralin yeni yöneticisi olarak atanan Anastasia Zooteva, bugüne dek yapılan işlerin IAEA güvenlik standartlarını ve gerekliliklerini sağladığını ifade etti.

Akkuyu NGS sahası (foto DW)

Ayrıca Akkuyu NGS’nin ikinci reaktörü için de geçen senenin kasım ayında inşaat izni alındı. Yine Rosatom yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre çalışma prosedürünü ilgilendiren mühendislik çalışmaları hazırlanmakta ve tamamlanınca nükleer adanın güvenliği dışındaki tüm reaktör tesis faaliyetlerine başlanacak. Dolayısıyla Akkuyu NGS’nin ikinci reaktörünün inşaatı için de lisansın bu sene içinde alınacağı ifade ediliyor. Böylece inşaatın başlaması için sene boyunca hazırlıklara devam edilecek.

Diğer bir gelişme ise Akkuyu NGS’de kullanılması planlanan reaktörlere ilişkin. Zira Akkuyu NGS için tayin edilen reaktör modelinin ilki VVER 1200/392M basınçlı su reaktöründen (PWR) 1114 MW kapasiteli Novovoronezh 7’nin tamamlanmasının ardından, geçen ayın 25’inde Novovoronezh 2’nin AES-2006 dizaynı olan VVER-1000 tipindeki ikinci reaktörünün de tamamlandığı öğrenildi. Novovoronezh 2’nin birinci ünitesi ise 5 Agustos 2016 tarihinde tamamlanmış ve 27 şubat 2017de enerji üretimine başlamıştı. Rosatom’un iştirak şirketlerinden Rosenergoatom’dan yapılan açıklamaya göre Rusya’nın güneybatısındaki Novovoronezh 2’ye yakıt yüklemesi geçen ay 24 Şubat’ta tamamlanmış bulunuyor.

Diğer taraftan dünkü haberimizde de okuduğunuz gibi Akkuyu NGS Projesi Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını destekleyen şekilde 109’a karşı 370 oy veren Avrupa Parlamentosu için sıcak uyuşmazlık konularından birini oluşturuyor. Zira Türkiye, sınıraşan tehditleri ilgilendiren boyuttaki faaliyetlerine dönük olarak çevre etki değerlendirmesinin yapılmasını gerektiren anlaşmayı imzalamamış bulunmakta. Birleşmiş Milletler  Sınıraşan Boyutta Çevresel Etki Değerlendirilmesi Sözleşmesi  (ESPOO) ilk defa 1991 yılında Finlandiya tarfından imza edilmiş ve 1997’den itibaren tüm Avrupa’da geçerliliği bulunan fakat, Türkiye’nin kendi parlamentosunda onaylatmamış olduğu bir sözleşmedir.

Pınar Demircan

(Wnn, Yeşil Gazete)

Çıplak Ayaklar Kumpanyası “Sen balık değilsin ki “ adlı gösterisi ile LOCA’da

“Suyun yolunu kesersin, kum çuvalları dizersin, beton örersin; ama ne yapar ne eder, bi yerden bi çatlak bulur ve özgürce akmaya devam eder su. Bu eser suyun, yolculuğunu kendi yolculukları yapanların hikâyesidir.”

Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın “Sen balık değilsin ki” adlı gösterisi 15 Mart Cuma günü saat: 20.00’de Loca’da izleyicileriyle buluşuyor.

Oktay Rifat’ın “Ahmet” şiirinin temelini oluşturduğu “Sen balık değilsin ki”, 2010’da Peniche Anaco (Fransa) ve İstanbul DansPlatform’un desteğiyle, Çıplak Ayaklar Stüdyosu’nda üretildi. Bugüne kadar 40’a yakın şehirde sokaklarda, parklarda, evlerde, cafelerde, derneklerde ve sahnelerde 200’den fazla kere sahnelendi. Her türlü mekâna ve duruma uyarlanabilen gösteri, her izlenişte farklı bir deneyim yaşatıyor.

Mihran Tomasyan

Dansa halk oyunlarıyla başladı.

Getronagan Lisesi’nden sonra(1997) Mimar Sinan Üniversitesi Modern Dans Bölümü (2001), Centre National de Danse Contemporain (2002/ Fransa) okullarında eğitimini tamamladı. Rebecca Lazier ile Amerika ve Canada’da (1999), The Yard dans grubuyla Marthas Vineyard adasında (2000) ve aynı yıl New York Downtown festivalinde dans etti.

Tuğçe Tuna ve Aydın Teker’in projelerinde yer aldı.

Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın temeli Ermenistan’daki Gümrü Bienali’ndeki gösterisiyle atıldı (2003).

Belçika’da “As Palavras”, Almanya’da “Sasha Waltz” (Ellizabeth Church project), Paris’te “Companie Cre-Ange”, İsviçre’de “Da Motus” topluluklarıyla dans etti ve halen Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nda 2003 yılından beri çalışmalarına devam etmektedir.

Yönetmenliğini Yaptığı Kısa Filmler

Rutin – 2008. Dans Video, 00:03:18 / Aslı Öztürk, Mihran Tomasyan

3. Dans Filmleri Festivali, Türkiye’den Dans Filmleri Serisi, Gösterim Seçkisi. 2010

(Yeşil Gazete)

Bilgi satıldı

Türkiye’nin önde gelen özel üniversitelerinden Bilgi Üniversitesi’nin, İlbak Holding’e satıldığı belirtildi. Doğan Holding’e satılacağı söylentileriyle gündeme gelen Üniversite sürpriz bir kararla eğitimle ilgisi olmayan bir gruba satıldı.

1996’da kurulan bilgi Üniversite bir dönem vakıf üniversiteleri arasında liberal tutumu ile öne çıkmış ve konularında önde gelen çok parlak öğretim kadrosunu barındrmasıyla tanınmıştı.

2006 yılında yönetimi dünyanın dört bir yanında üniversiteleri bulunan Laurate International ağına geçen Bilgi Üniversitesi’nin satışıyla ilgili görüşmelerde dün akşam son aşamaya gelindiği öğrenildi.

Satış rakamına ilişkin henüz bilgi verilmezken, çoğunluk hissenin İlbak Holding’e geçtiği kaydedildi.

Mustafa İlbak ve Murat İlbak’ın başında bulundukları holding, reklamcılık, turizm, maden, gayrimenkul geliştirme sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Haber Merkezi

Sanayi üretiminde büyük düşüş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı Ocak ayı Sanayi Üretim Endeksi verisini açıkladı.

Yapılan açıklamaya göre, sanayi üretimi ocak ayında geçtiğimiz yılını aynı dönemine göre yüzde 7,3 oranında düşüş gösterdi.

Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2019 yılı Ocak ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 7,5 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,7 azaldı.

En büyük daralma ‘orta düşük teknoloji’ ile imalat sanayinde gerçekleşti

Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yılı) incelendiğinde, 2019 yılı Ocak ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 1,7, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,1 arttı.

Haber Merkezi

Ömer Madra: Asıl beka sorunu küresel iklim krizi

Ömer Madra, T24’te katıldığı Hakan Aksay’ın programında gençler ve çocukların yarın yapacağı uluslararası okul grevi eylemlerini anlattı.

Küresel iklim değişikliğine karşı küresel iklim grevine öncülük eden çocuklar yarın yani 15 Mart’ta Gelecek için Cumaların ( #FridaysforFuture) interaktif eylem sitesine göre 105 ülkede okullarına gitmiyor. Hakan Aksay’a konuşan Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra, asıl beka sorununun küresel iklim krizi olduğunu söyledi.  Eylemlere 2018’in Ağustos ayında başlayan Greta Thunberg’in hikâyesini anlattı.

Küresel iklim grevinin sembolü haline gelen İsveçli 16 yaşındaki aktivist Greta Thunberg‘in Nobel Barış Ödülüne aday gösterildiği haberi veren  Madra, “Greta Davos Zirvesi’nde kainatın efendilerine “siz sorumlusunuz” dedi.” sözlerini aktardı.

Türkiye genelinde de 10 yerde öğrenciler, okula gitmeyerek Greta’nın başlattığı iklim grevine destek verecekler.

Program kaydı aşağıdaki linkten izlenebilir:

https://t24.com.tr/haber/buyukler-kirletti-cocuklar-kurtarmaya-calisiyor,812155?fbclid=IwAR0s99bSuyFNJgL4fK2kZedzVO0v2NAZPCzCn3WJAICrQipUv54CGfQRP8g

Dünya Nehirler için Eylem Günü’nde nehirlerin sesi olmak – Akgün İlhan


Bugün 14 Mart Dünya Nehirler İçin Eylem Günü. İlk kez 1997’de Brezilya’nın Curitiba kentinde düzenlenen Barajlardan Etkilenen Halklar Uluslararası Buluşması’nda yayınlanan bir deklarasyonla kabul edilen Dünya Nehirler İçin Eylem Günü 22 senedir bütün dünyada kutlanıyor. “Ölüm için değil, yaşam için su!” sloganıyla biten deklarasyonda[i] barajlar ve havzalar arası sutaşıma amaçlı hidrolik projelerin nehir havzalarına ve bu havzalardan geçimini sağlayan ve toplumsal kimliklerini nehirler üzerine kuran halkların verdiği zararlara dikkat çekilmişti.

Nehirler ve kadınlar

Her sene başka bir temayla kutlanan Dünya Nehirler İçin Eylem Günü, bu sene “kadınlar ve nehirler” başlığıyla gündemde. Uluslararası Nehirler adlı ABD merkezli bir STK tarafından 6-10 Mart arasında Nepal’de düzenlenen Kadınlar ve Nehirler Kongresi de aynı temayı ilk kez uluslar arası gündeme taşıdı. Kadın liderlerin suyun ve nehirlerin korunmasındaki öncü rolüne vurgu yapan konferansta dünyanın farklı ülkelerinden gelen onlarca kadın lider ve aktivist kendi nehirlerindeki başarı hikâyelerini, çıkardıkları dersleri ve geleceğe yönelik stratejilerini paylaşarak birlikte mücadelenin yollarını aradı.   

Nehirler ve insanlar

Dünya Barajlar Komisyonu’nun 2000 yılında yayınlanan raporuna göre dünyanın nehirlerinin üzerinde 45 bin’den fazla büyük baraj kurulu durumda[ii]. Bu barajlar 40 ila 80 milyon insanı yaşadığı topraklardan göçe zorladı[iii]. Geçimlik tarımla uğraşan bu insanların çok büyük çoğunluğu kentlerde vasıfsız işçilere dönüşerek daha da yoksullaştı. Barajlara ve onların yerinden yurdundan ettiği insanlara dair verilerin günümüzde çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Sadece barajlar değil, büyüyen kentlerin artan su taleplerini karşılamak için gerçekleştirilen havzalar arası sutaşıma projeleri de benzer sorunlara neden oluyor. Nüfusu 750 binin üzerinde olan büyük kentleri için dünyada günde 504 milyar metreküp su toplamdaki uzunluğu 27 bin kilometreyi bulan kanallarla taşınıyor [iv](McDonald 2014).   

Dünya Nehirler için Eylem Günü onlarca ülkede kutlanıyor

Her sene renkli etkinliklerle kutlanan 14 Mart’ı aha önceki yıllardan bazı fotoğraf kareleriyle analım.


Arjantin’de “Barajsız Patagonya” pankartı açan aktivistler 14 Mart’ı kanolarla nehirde gezinti yaparak kutlamıştı.


Filipinler’de 14 Mart 2017’de nehir tanrılarına yiyecek ve içecek sunulmuştu.



Hindistan’ın Teesta Nehri üzerinde “nehir kurumasın” çağrısı yapılmıştı (14 Mart 2017).

Türkiye’de bu sene nehirlerin sesi olan yok mu?

Bu sene Türkiye’den bir katılım olup olmadığı meçhul. Geçtiğimiz senelerde Dersim’de ve Hasankeyf’te Munzur ve Dicle nehirleri üzerinde yapılması planlanan barajları protesto eden etkinlikler yapılmıştı. Bu seneki 14 Mart’ta insanlar nehirlerin sesi olabilecek mi göreceğiz. Bugün en yakınınızdaki akarsuyu bulmaya çalışın. Bakalım toprağa hayat veren o damardan bir iz bulabilecek misiniz? Bulursanız suya güzel bir dilek üfleyin içinizden gelen ya da etrafındaki kirliliği azaltmak için birkaç arkadaşınızı toplayın temizliğe girişin. Bugün bir şey yapın nehriniz ve daha iyi bir gelecek için. 


Halfeti’yi sular altında bırakan Birecik Barajı’na ithâfen 14 Mart 2016’da yapılan bir eylem

Akgün İlhan

Son notlar:




                                                                                                                                           


[i] Declaration of Curitiba (14 Mart 1997). https://www.rivernet.org/general/movement/curitiba.htm

[ii] Dünya Barajlar Komisyonu (2000). Dams and Development: A New Framework for Decision-making. https://www.internationalrivers.org/sites/default/files/attached-files/world_commission_on_dams_final_report.pdf

[iii] Dünya Barajlar Komisyonu (2000). Dams and Development: A New Framework for Decision-making. https://www.internationalrivers.org/sites/default/files/attached-files/world_commission_on_dams_final_report.pdf

[iv] McDonald, R.I. et.al (2014). Water on an urban planet: Urbanization and the reach of urban water infrastructure in Global Environmental Change 27: 96-105.                                                                                                                                                                                                                             

Greta Thunberg Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi

İsveçli 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.

Uluslararası haber ajansları, 3 İsveçli parlamenterin geçen Ağustos ayında iklim değişikliğiyle mücadele için okul grevlerini başlatan genç aktivisti bu yılki Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiklerini duyurdu.

Sosyalist Sol Parti üyesi Freddy Andre Oevstegaard ve iki diğer milletvekili, Greta Thunberg’in başlattığı kitle hareketinin barışa büyük katkıda bulunduğunu söyledi.

Greta Thunberg’in başlattığı okul grevi eylemleri bütün dünyaya yayılmış ve yarın, 15 Mart Cuma küresel iklim eylem günü ilan edilmişti. Son rakamlara göre yarın 105 ülkede 1659 kent ve kasabada çocuklar okula gitmeyip iklim için sokaklarda olacak.

(Yeşil Gazete)

AP, Türkiye’yle müzakerelerin askıya alınması çağrısı yapan raporu kabul etti

Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan rapor, Avrupa Parlamentosu’nda oylandı. Rapor, 370 “evet” oyuyla kabul edildi.

Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan raporu kabul etti. Rapor 370’e karşı 109 oyla kabul edildi.

RAPORDA NE VAR?

Rapor, Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan ve üye adayı ülkelerle müzakereleri yürüten Avrupa Komisyonu’na Türkiye’nin katılım sürecinin askıya alınması çağrısı yapıyor. Bu çağrıya gerekçe olarak özetle, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğündeki gerileme gösteriliyor; bu durumun, AB üyeliğine adaylık ile çeliştiği vurgulanıyor.

PİRİ: İNSAN HAKLARI İÇİN DAHA FAZLA ŞEY YAPILMALI

Raporu, parlamentonun Türkiye raportörü Kati Piri hazırladı. Piri, oylama sürecinden önce yaptığı basın toplantısında, Türkiye ile müzakere sürecinin tamamen durdurulmasının değil, askıya alınmasının önerildiğinin altını çizdi. Piri, Avrupalı liderlerin Gümrük Birliği, ticaret ve fonlar gibi araçları kullanarak Türkiye’ye insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi amacıyla baskı yapma çağrısında da bulundu.

İLK KEZ ASKIYA ALMA ÇAĞRISI

Raporun onaylanmasıyla, Avrupa Parlamentosu ilk kez üyelik sürecindeki aday bir ülke ile müzakerelerin askıya alınması çağrısı yapmış oldu. Bununla birlikte, parlamento oylaması sembolik önem taşıyor; Avrupa Komisyonu üzerinde bağlayıcı yetkisi bulunmuyor.