Ana Sayfa Blog Sayfa 2394

Türkiye’nin iklim planı fos çıktı: Millet Bahçesi, yeni metro hatları, doğalgaz, Marmaray…

BM İklim Eylem Zirvesi’nde Türkiye’nin iklim planını Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı. Emine Erdoğan’ın sıfır atık projesini öven Erdoğan, sera gazı emisyonlarını azaltmak için yeni metro hatları açacaklarını, Millet Bahçeleri artıracaklarını söyledi; Türkiye’nin orman varlığını artıran, iklime duyarlı verimli şehirler inşa eden bir ülke olduğunu öne sürdü.

74. BM Genel Kurul çalışmaları için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İklim Eylem Zirvesi‘nde konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında attığı adımlardan bahsederken, plastik kullanımını dörtte üç oranında azalttıklarını, herkes için sıfır karbonlu binalar yapacaklarını belirtti. Erdoğan, iklim değişikliğinin sınır tanımayan küresel bir sorun olduğunu belirterek şunları söyledi: “ Yeryüzünün insanın istifadesine sunulmuş her şey, bizlere verilmiş bir emanettir. Emaneti bir sonraki sahibine teslim edinceye kadar onu en iyi şekilde korumak zorundayız. İklim değişikliği, sonuçları itibariyle sınır tanımayan küresel bir sorundur. Küresel sorunların çözümünde gerek bölgesel, gerek uluslararası düzeyde iş birliğinin tesis edilmesi şarttır. Türkiye, iklim değişikliğiyle başarılı mücadele için evvela yerel düzeyde eyleme geçilmesi gerektiğinin farkındadır.”

‘Türkiye elektriğin yüzde 30’undan fazlasını yenilenebilir enerjiden karşılıyor’”

Türkiye’nin 81 ilinde katı yakıtlar yerine doğalgaz kullanımını yaygınlaştırdıklarını anlattı. Türkiye’nin yenilenebilir enerjide, bölgesinde lider konumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “Halihazırda, elektriğin yüzde 30’undan fazlasını yenilenebilir enerjiden karşılıyoruz. Yenilenebilir enerjinin, elektrik üretimindeki payını 2023 yılında yaklaşık yüzde 39 seviyesine yükselteceğiz” dedi.

‘Sera gazı salımını düşürmek için yeni metro hatları’

Türkiye’de orman varlığının arttığını; iklim duyarlı, enerji verimli şehirler inşa edilip afet riskinin azaltıldığını öne süren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü : “Millet bahçeleri projemizle, yeşil alanlarımızı ve dolayısıyla yutak kapasitemizi hızla artırmayı hedefliyoruz. Orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. Son 17 yılda 4 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturduk. 11 Kasım’da 11 milyon fidan daha dikiyoruz. Ayrıca, şehirlerimizdeki trafik sorununu hafifletmek ve sera gazı salınımını düşürmek için yeni metro hatları inşa ediyoruz.”

‘Ulaşımda demiryollarının payı artacak’

Türkiye’de raylı sistemi artıracaklarını belirten Erdoğan “Hızlı tren hatlarımızı, önümüzdeki 5 yıllık dönemde yaklaşık 5 bin 600 kilometreye taşıyacak, şehir içi raylı sistem uzunluğumuzu ise yüzde 50 civarında artıracağız. Marmaray ve Avrasya gibi tarihi nitelikteki projelerimizi hayata geçirdik” diye konuştu.

‘Emine Erdoğan’ın projesi benimsendi’

Erdoğan, Türkiye’de plastik poşet kullanımın azaltıldığını belirtti, eşi Emine Erdoğan’ın ön ayak olduğu ‘Sıfır Atık’ projesini övdü: “Eşimin öncülüğünde başlatılan ‘Sıfır Atık’ projesi, tüm şehirlerimizde ve kurumlarımızda, hızla benimsendi. Sıfır Atık projemizi, tüm Türkiye’ye yaygınlaştırıyoruz. 2023 itibariyle, yaklaşık 400 bin binada, sıfır atık sistemine geçmiş olacağız. Atıklardan geri kazanım oranını, yüzde 13’ten, 35’e taşıyacağız. Bisiklet yolları da son dönemdeki en önemli yatırım alanlarımızdan birini oluşturuyor. 2023’te bisiklet yollarını da bin kilometreden 4 bin kilometreye çıkaracağız. Kalkınma hedeflerimizden vazgeçmeden, iklim değişikliğine uyum ve afetlere karşı dayanıklılığa yönelik politikaları hayata geçiriyoruz.”

Erdoğan sözlerini, “Bu girişimlerimizin hayırlı olmasını diliyor, tüm ülkeleri imkanları ölçüsünde ve hakkaniyet temelinde elini taşın altına koymaya davet ediyorum. Eş başkanlığını yürüttüğümüz çalışma grubunun geliştirdiği girişimlerin herkes tarafından destekleneceğine inanıyorum” diyerek sonlandırdı.

Türkiye hayal kırıklığı yarattı, Rusya Paris’i onaylama yolunda  

Ankara ve BM kulislerinde, Türkiye ve Rusya’nın Paris İklim Anlaşması’nı onaylayacaklarını Zirve sırasında açıklayacaklarına ilişkin bir beklenti ve çeşitli ülkelerden de bu yönde bir baskı vardı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında bu yönde bir işaret alınamadı. Aksine, paralı poşet, sıfır atık, kentsel dönüşüm, Millet Bahçesi gibi projeleri ve kalkınma hedeflerinden vazgeçmeden iklim değişikliğine uyum ve afetlere dayanıklılık politikalarından bahsetmesi büyük hayal kırıklığı yarattı.

Buna karşın Rusya, Paris’e bir adım daha yaklaştı. Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev’in, Paris Anlaşması’nın kabülüne ilişkin hükümetin sunduğu önergeyi imzaladığı açıklandı. Böylece Anlaşma’nın Rusya’da yürürlüğe girmesi yönünde büyük bir aşama kaydedilmiş oldu.

 

Çocuklar Türkiye dahil beş ülkeyi BM’ye şikayet etti

BM’ye sunulan şikayet mektubunda, Almanya, Fransa, Brezilya, Arjantin ve Türkiye iklim değişikliğiyle mücadelede atım atmamakla suçlanıyor.

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in de aralarında olduğu 16 çocuk, aralarında Türkiye’nin de olduğu beş ülkeyi iklim değişikliğiyle mücadelede adım atmadıkları gerekçesiyle Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayet etti.

BM’ye gönderilen şikayet mektubunda, Almanya, Fransa, Brezilya, Arjantin ve Türkiye‘nin, Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmedikleri savunuldu. Mektupta, bu ülkeler, kaynaklarını iklim değişikliğinin ölümcül ve öngörülebilir sonuçlarını engellemek için kullanmamakla eleştirildi.

 

BM Çocuk Hakları Komitesi’nin şikayet hakkında verdiği karara göre bu ülkelerden cevap isteyecek. Öneriler yasal olarak bağlayıcı değil ancak BM nezdinde önem teşkil ediyor.

Çocuklar bu ülkelerden herhangi bir maddi tazminat talebinde bulunmadı, ancak derhal iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki hedeflerini gözden geçirmeleri ve krize çözüm bulmak için de diğer ülkelerle birlikte çalışmaları istendi.

‘İlgilenmiyorlar, çünkü etkilenmeyecekler’

Dilekçe sahiplerinden, Güney Afrika’dan 17 yaşındaki Ayakha Melithafa yaptığı açıklamada, “İklim kriziyle yaşlı insanlar o kadar fazla ilgilenmiyorlar çünkü etkilenmeyecekler” dedi ve ekledi: “Bizi çocukları ciddiye almıyorlar, ama onlara ciddi olduğumuzu göstermek istiyoruz.”

Neden beş ülke?

Seçilen beş ülke, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kendileri hakkında yapılan şikayetleri değerlendirme yetkisini kabul edin 44 ülke arasında yer alıyor. Dünyada atmosfere en fazla sera gazı salan bazı ülkelerse şikayet mektubunda yer almadı. Atmosfere en çok karbondioksit salan ve bu şekilde küresel ısınmaya katkıda bulunan ABD, anlaşmanın çocukların olası ihlallerde haklarını aramalarına imkan tanıyan bölümünü onaylamadığı için ihlal kapsamına girmiyor. Dünya üzerinde atmosfere en fazla sera gazı salan ülke konumundaki Çin de anlaşmanın o kısmını onaylamış değil.

Osman Kavala’ya doğum günü hediyesi: #SevgiliOsmanKavala 

25 Eylül akşamı saat 20:30’da Twitter’da başlatılacak kampanya için çağrı yapıldı.

Gezi davasının tek tutuklu sanığı Osman Kavala’nın dostları ve sivil toplum aktivistleri tarafından #SevgiliOsmanKavala başlıklı bir kampanya başlatıldı. Hak  savunucuları, ‘Osman Kavala’ya Özgürlük’ sitesinde bir duyuru yayımlayarak, yaklaşık iki yıldır tutuklu yargılandığı davanın 8-9 Ekim tarihlerindeki üçüncü duruşması öncesinde, 25 Eylül akşamı, Kavala’ya desteklerini bir kez daha bu kampanyayla göstermek istediklerini belirtti. Kampanya Kavala’nın 2 Ekim’deki doğum gününün de hemen öncesinde gerçekleştirilecek.

Yapılan duyuru şöyle:

“2 Ekim Osman Kavala’nın doğum günü. 8-9 Ekim tarihlerinde ise yaklaşık iki yıldır somut delillere dayanmayan bir iddianameyle tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşması görülecek.

Osman Kavala hem sivil alana verdiği destekler, hem kişisel iyilik ve nezaketiyle birçok insanın hayatına dokundu. Her zaman yurttaş katılımını, demokratik ifade biçimlerini ve kültür ve sanata erişim eşitliğini destekledi.

Bu kampanya ile amacımız Osman Kavala’nın bu yönlerini insanlara hatırlatmak. Yakınlık derecesine bakmadan herkesin Osman Kavala’yla ilgili anı, duygu, düşüncelerini, hatta sanatsal üretimlerini paylaşmalarını, kendilerini diledikleri gibi ifade etmelerini istiyoruz.

Kampanyada tüm bu paylaşımları #SevgiliOsmanKavala mesajı altında vermeyi planlıyoruz.

25 Eylül akşamı saat 20:30’da Twitter hesaplarımızdan başlatacağımız kampanyaya gelin siz de #SevgiliOsmanKavala hashtagi eşliğinde yapacağınız paylaşımlarla katılın.”

Sitede kampanya için paylaşım örneklerine de yer veriliyor.

İletişim için [email protected]

 

BM Kulisleri: iklim Zirvesi’nden büyük bir açıklama çıkabilir

BM kulislerinde ve Ankara’da Türkiye ve Rusya’nın BM İklim Eylem Zirvesi’nde Paris İklim Anlaşması’na onay verecekle’rini açıklayabileceği konuşuluyor. Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa’nın, Ankara’yla hibe ve kredi paketleri üzerinde çalıştığı belirtiliyor.

Bugün başlayan Birleşmiş Milletler İklim Eylem Planı Zirvesi, çok sayıda ülke, şirket ve sivil toplum örgütünün katkısıyla toplanıyor. Türkiye’nin de Cumhurbaşkanı düzeyinde temsil edildiği Zirve’yle ilgili kulislerde konuşulanlar, bu kez boşa kürek çekilmeyeceği yönünde.

Zirveye katılan 60 ülke, gelmeden önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de isteğiyle, 2015 Paris Anlaşması‘na göre, 2020 için yeni ve daha güçlü iklim planları sunmayı taahhüt etti. Herhangi bir taahhütte bulunmaması rağmen Paris İklim Anlaşması’na taraf olmayan Rusya ve Türkiye’nin de Anlaşmayı onaylamasının sürpriz olmayacağı dillendiriliyor.

Ankara’dan elde edilen kulis bilgileri ve Avrupa Birliği diplomatik kaynaklarına göre, Paris İklim Anlaşması’nı imzalamakla birlikte Meclis’ten geçirmediği için uygulamayan Türkiye, bu zirvede bir sürpriz yapabilir. Bir AB Diplomatı, EURACTIV’e “Büyük bir açıklama bekleyin” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin iklim fonundan yararlanamamasını telafi etmek ve Paris Anlaşması’nı imzalamaya teşvik etmek amacıyla Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa’nın hibe ve kredilerden oluşan özel bir paket fikri üzerinde çalıştığı biliniyor. Bu konuyla ilgili karar alıcılarla konuşulduğu ve “gelişmekte olan ülke” pozisyonunu koruyarak Anlaşma’nın zorlayıcı hükümlerinden kurtulmak isteyen Türkiye’yi, özellikle mali destek yoluyla Anlaşma’yı Meclis’ten geçirmesi için cesaretlendirme çabalarının sürdüğü ifade ediliyor.

Uluslararası basına göre, ise henüz Anlaşma’ya taraf olmayan Rusya da New York’taki zirvede, bu kararını değiştirerek, onay verecek. Böylece Asya’daki en büyük iki kirletici de uluslararası iklim standartlarına uygun bir zemine çekilebilecek.

Geçtiğimiz cuma günü dünya çapında gerçekleştirilen iklim grevleri, zirvede toplanacak liderler üzerinde büyük baskı yaratıyor. Grevlerin öncüsü Greta Thunberg’de BM iklim Eylem Zirvesi’nde bir konuşma yapacak.

Somut adımlar

Zirveye gelmeden önce somut adımlarını açıklayan ülkeler de var. ili, emisyon azaltımını hedefleyen yeni koalisyonunu Ağustos 2019’da duyurmuştu. Fransa, Birleşik Krallık, Arjantin ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin de koalisyona dahil olması bekleniyor. Henüz yayımlanan BM Raporu’na göre ise 75 ülke 2020’de iklim eylem planını güncelleyecek.

Çin de yeni hedef belirleyecek

 Çin‘in zirvede, geçtiğimiz Haziran ayında yayımladığı ve 2020 itibari ile yeni hedef vereceğini açıkladığı duyuruyu vurgulaması bekleniyor. Danimarka ve İsveç ise Yeşil İklim Fonu’na yaptıkları katkıyı artıracaklarına dair duyuru yapacaklar. EU Komisyonu Başkanı Donald Tusk’ın da AB’yi temsilen konuşması ve birliğin 2030 planın 2020 yılının başında belli olacağını ifade etmesi bekleniyor.

Dört ülkeden engelleyici tavır

Avrupa Konseyi’nin 20 Haziran’da yaptığı zirvede, Fransa ve Almanya’nın ikna etme çabalarına rağmen, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan ve Polonya‘nın bir an önce bir iklim stratejisi oluşturması ve Paris Anlaşması’nı kabul etmesi için belirli bir tarih vermelerinin istendiği ancak bu ülkelerle 2050 için bile bir anlaşma sağlanamadığı biliniyor. Bu ülkelerin New York’ta da aynı tavrı sürdüreceği sanılıyor.

BM iklim eylem Zirvesi’ne ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın yanı sıra Avustralya ve Japonya Devlet Başkanları da katılmıyor. Japonya Çevre Bakanı Shinjiro Koizumi tarafından temsil ediliyor.

Japonya’dan iklim mücadelesi önerisi: Seksi ve cool olmalı

Japonya Çevre Bakanı Koizumi, ‘İklim değişikliği gibi bir sorunla mücadele eğlenceli olmak zorunda, cool olmak zorunda. Aynı zamanda seksi de olmalı’ ifadelerini kullandı.

Japon siyasetinde adı öne çıkan Çevre Bakanı Şinjiro Koizumi, kömüre bağımlı ülkesindeki gençleri daha düşük karbon salınımlı bir gelecek için harekete geçirmek amacıyla iklim mücadelesini ‘seksi ve eğlenceli’ kılma sözü verdi. Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi için bulunduğu ABD’nin New York kentinde bir basın toplantısı düzenleyen Koizumi, “Siyasette bazen sıkıcı gelen pek çok konu var. İklim değişikliği gibi büyük ölçekli bir sorunla mücadele eğlenceli olmak zorunda, cool olmak zorunda. Aynı zamanda seksi de olmalı” ifadelerini kullandı.

‘Karbondan arındırılmış toplum’

Karbondan arındırılmış bir toplum yaratma sözüne bağlı olduklarını vurgulayan Koizumi, “İklim değişikliğine karşı savaşa en güçlü ülke olarak katkıda bulunmaya hazırız” dedi. Kouzumi, ülkesinin, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve olan Kyoto Protokolü’nün kabulü konusundaki rolünü de hatırlatarak, “O zamandan beri güçlü bir liderlik ve kararlı bir eylem sergilemedik ancak bundan böyle çok daha fazlasını yapmak istiyoruz” diye konuştu.

Japonya’da ‘geleceğin başbakanı’ gözüyle bakılan, eski Başbakan Juniçiro Kouzimi’nin oğlu olan 38 yaşındaki Şinjiro Koizumi nükleer enerji karşıtı olarak biliniyor. Ancak ülkede kömürle çalışacak yeni elektrik santralleri inşa etme planları da hız kesmiyor.

Kaçak ithal atığın cezası 866 bin lira

İzmir Kemalpaşa’daki kaçak atık plastiklere yönelik soruşturmada, firmanın lisansı iptal edildi..

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir Kemalpaşa‘da yer alan ithal atık plastiklere yönelik yapmış olduğu denetim kapsamında ilgili firmanın lisansını iptal etti. İthalatı gerçekleştiren firmaya 649 bin 773 lira ve sahasında bu atıkların depolanmasına izin veren firmaya da 216 bin 591 lira olmak üzere toplam 866 bin 364 lira idari para cezası uygulandı.

İzmir Kemalpaşa’da yer alan ithal atık plastiklere yönelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yapmış olduğu denetimin sonuçları belli oldu. Denetimde, atıkların bu alanda depolanması ile ilgili bakanlığa herhangi bir bilgi verilmediği, alana ilişkin alınmış herhangi bir izin/lisans belgesinin bulunmadığı tespit edildi. Bakanlık firmanın bahse konu tesiste geri kazanıma tabi tutma beyanıyla üç ayrı partide atık ithalatı gerçekleştirdiğini tespit etti ve bakanlık firmanın lisansını iptal etti.

İthalatı gerçekleştiren firmaya bakanlık 649 bin 773 lira ve sahasında bu atıkların depolanmasına izin veren firmaya da 216 bin 591 lira olmak üzere toplam 866 bin 364 lira idari para cezası uyguladı. Bakanlık ayrıca İzmir‘de 2019 yılı içerisinde, 115 atık ithalatı başvurusunu da reddetti.

TÜSİAD’dan iklim için ‘acil eylem’ çağrısı

TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, “Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcılıkla hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasının kararlılıkla hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” denildi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) bugün gerçekleşen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Eylem Zirvesi öncesinde bir açıklama yayınlayarak, hem küresel ölçekte hem de Türkiye’de iklim değişikliğinin etkilerinin giderek derinleştiğine dikkat çekti.

Açıklama şöyle:

“İklim değişikliği ile mücadele amacıyla toplumun tüm kesimlerinde giderek artan duyarlılık, kurumların ve devletlerin etkili bir politika oluşturmasına ve yol haritasını kararlı bir şekilde uygulamasına ivme kazandırıyor.

Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcılıkla hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasının kararlılıkla hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Kritik öneminden hareketle, iklim değişikliği ile mücadele konusunu çalışma alanlarımız içinde öncelikli olarak konumlandırıyoruz. Stratejik bir öncelik olarak benimsediğimiz Paris Anlaşması‘nın ve bugün gerçekleşen BM İklim Eylemi Zirvesi’nin somut eylem planları hedeflerine ulaşılmasında ulusal ve uluslararası tüm paydaşların çabasını ve yapıcı katkısını çok önemli görüyoruz.”

Açıklamayla birlikte düşük karbonlu kalkınma modeline geçişi öneren ve bu yönde Türkiye’de ihtiyaç duyulan politika önerilerini içeren;   2017’de yayınlanan TÜSİAD İklim Değişikliğiyle Mücadele Tutum Belgesi tekrar paylaşıldı: “Tüm paydaşlarımızla işbirliği içinde iklim değişikliği ile mücadele yönünde çabamızı daha üst seviyelere çıkarmak amacıyla çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.”

Bursa Çevre Platformu kuruldu

Bursa’da çevre sorunlarıyla mücadele etmek için kurulan Bursa Çevre Platformu’nun kuruluş bildirgesi açıklandı.

Bursa’da her geçen gün artan çevre sorunlarıyla mücadele etmek için bir araya gelen onlarca kurum Bursa Çevre Platformu’nu (BUÇEP) kurdu. Yayınlanan bildirgede neden “Bursa Çevre Platformu?” sorusu cevaplandırıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy tarafından okunan bildirgede kuruluş platformun kuruluş amacı şöyle ifade edildi:

“Uludağ’dan, denizlere, göllere, su kaynaklarına, ormanlara; Karacabey’den Yenişehir’e, Orhaneli’den Orhangazi’ye tüm verimli ovaların, tarım arazilerinin zeytinliklerin, meraların, kısacası Bursa’nın her santimetre karesinin her damla suyunun, havasının kanunlara, yönetmeliklere ve planlara rağmen ranta kurban edildiği, hukukun, adaletin ve demokrasinin yok edilmeye çalışıldığı veya baskı altına alındığı; kanunları, yönetmelikleri, planları halkın bütünsel yararına, doğayı, çevreyi, toprak, su ve hava varlıklarını tüm canlıların yaşama hakkı olarak gören ve önceleyen bir anlayışla uygulama sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşların, yerel yönetimlerin sorumluluklarının gereğini yapamadıkları veya yapamaz duruma getirildiği bir ortamda; yaşadığımız kentin misafiri değil gerçek koruyucuları, sahipleri olduğumuzu göstermek, Bursa Su Platformu, Nilüfer Çayı Temiz Aksın Platformu, DOSAB Termik Santraline Hayır Platformu gibi çevre mücadelelerimizdeki deneyim, işbirliği ve başarılarımızın yarattığı motivasyonla daha güçlü olmak, daha hızlı hareket etmek; Bursa’mızdan hareketle ülkemizdeki kent ve çevre sorunlarının önlenmesine katkıda bulunmak, halkımızı doğru/güvenilir, bilimsel ve teknik bilgilerle bilgilendirerek farkındalık yaratmak ve harekete geçirmek; sonuç olarak kent ve çevre mücadelesini tüm yurttaşlarımızla herkesin eşit söz hakkına sahip olduğu bir ortamda büyüterek sürdürmek amacıyla Bursa Çevre Platformu (BUÇEP) kurulmuştur.”

İmzacılar

ASDER-Bursa Artvin Çevre Platformu-Bursa Barosu– Bursa Cumhuriyet Kadınları Derneği- Bursa Halkevleri– Bursa Kadın Meclisi- Bursa Muhalif Gazetesi-Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası-Bursa Tabip Odası-Bursa Yazın ve Sanat Derneği-Büro Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi-Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi-ÇEKÜDER-DOĞADER-Eğitim Sen Bursa Şubesi-Emek Partisi Bursa İl Örgütü-Fridays For Future Bursa-Halkların Demokratik Kongresi-Halkların Demokratik Partisi Bursa İl Örgütü-İznik Çevre Platformu-Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi-Koza Dağcılık Kültür Sanat ve Spor Kulübü Derneği-Liseli Genç Umut-Nilüfer Çevre Meclisi-Nilüfer Kent Konseyi-Panayır Cemevi- Sağlık Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi– Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi-Tarım Orkam-Sen Bursa Şubesi-Türkiye Tabiatını Koruma Derneği-Türkiye Ziraatçiler Derneği Bursa Şubesi- Yapı-Yol Sen Sendikası Bursa Şubesi-Yenişehir Çevre Platformu-Yeşiller ve Sol Parti Bursa İl Örgütü-Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi.

Antep’deki bebek ölümleri, kurum içi ‘gizli’ bilgiymiş

CHP’li Meclis Üyesi Uğur Kalkan’ın, 2019 yılının ilk 6 ayında il genelinde kaç adet bebek ölümü gerçekleştiği sorusuna “kurum içi bilgi” denilerek yanıt verilmedi.

Sağlık Bakanlığı Gaziantep İl Müdürlüğü’nün bebek ölümlerini “kurum içi bilgi” diyerek kamuoyundan gizlediği ortaya çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılı verilerine göre bebek ölüm hızının en yüksek olduğu il binde 15.3 ile Gaziantep. Şehir genelinde her bin bebekten 15’i ölüyor.

Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurarak 2019 yılının ilk 6 ayında il genelinde kaç adet bebek ölümü gerçekleştiğini ve yaşanan bebek ölümlerinin hastanelere dağılımını sordu.

Birgün’ün haberine göre, Sağlık Bakanlığı Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, Kalkan’a bilgi edinme kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usuller hakkındaki yönetmeliğin 12. ve 36. maddesine göre bilgilendirme yapılamayacağı yanıtını verdi. 12. maddede özetle “Kurum ve kuruluşlar; ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurular ile tekemmül etmemiş bir işleme ilişkin bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler” ifadeleri yer alıyor. 36. maddede ise “Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır” deniliyor.

TÜİK’in ölüm istatistiklerine göre bebek ölüm sayısı 2017’de 12 bin 118 iken, 2018’de 11 bin 629 olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl bebek ölüm hızının en yüksek olduğu il binde 15,3 ile Gaziantep oldu

Türkiye, BM Zirvesi’nde nasıl bir pozisyon belirleyecek?

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından temsil edilen BM İklim Eylem Zirvesi’nde Türkiye’nin taahhütleri merakla bekleniyor. Uzmanlar, ‘mali yardıma odaklanılmaması gerekli, kömür bazlı büyümeyle mücadele ve karbonsuzlaşma hayati önemde’ diyor.

Yükselen iklim aktivizmi ve New York‘ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres yönetiminde gerçekleşecek BM İklim Eylem Zirvesi dolayısıyla iklim değişikliğiyle mücadele konusu yeniden gündemde. Türkiye’nin Zirvede nasıl bir pozisyon alacağı ise merak konusu.

Türkiye dahil 150’yi aşkın ülkede 20 Eylül günü hükümetleri iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye davet etmek üzere küresel iklim grevi eylemleri düzenlendi. Daha önce Mart ve Mayıs aylarında düzenlenen eylemlerin üçüncüsüne dünya çapında dört milyon kişi katıldı.

2015 yılında 195 ülkenin imzaladığı ancak Donald Trump yönetiminin çekilme kararı aldığı Paris İklim Anlaşması, küresel sıcaklık artışının bu yüzyıl sonuna dek 1.5 derecede tutulmasını ve tarafların fosil yakıt kullanımını azaltarak yenilenebilir enerjiye yönelmelerini hedefliyor. Ancak anlaşmanın taraf ülkeler üzerinde bir bağlayıcılığı bulunmuyor; zira uygulama onların inisiyatifine bırakılmış durumda.

Türkiye, Paris Anlaşması’na henüz taraf olmayan 12 ülkeden biri.

Türkiye’nin müzakere pozisyonu ne olmalı?

Marmara Üniversitesi’nden iklim politikaları konusunda uzman Prof. Dr. Semra Cerit Mazlum, Euronews Türkçe’den Menekşe Tokyay’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin söz konusu anlaşmaya dair müzakere pozisyonunun “gelişmekte olan ülke olarak tanınarak anlaşmayla oluşturulan mali mekanizmalara” erişmek olduğunu belirtti.

Bu sene BM İklim Eylem Zirvesi’nde önemli bir rolü de bulunan Türkiye, Kenya ile birlikte “altyapı şehirler ve yerel iklim eylemi” temasının eş liderliğini yapıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zirvenin ilgili oturumunda bir konuşma yapacak.

Cerit Mazlum, “Türkiye’nin sunacağı projelerin, büyük oranda kara ulaşımının karbonsuzlaştırılması, kentsel dönüşüm ve altyapı yatırımlarıyla ilgili olabileceğini” belirtti ve ekledi:  “Ancak Türkiye’nin Zirve’de eş-liderlik rolünü üstlendiği tema dolayısıyla yerel yönetim düzeyindeki çalışmalara da bakmak gerekir. Kent ölçeğinde, özellikle büyükşehirlerde, iklim değişikliği ile mücadele konusunda yeterli ilerlemenin sağlandığı söylenemez. Bugüne kadar on civarında büyükşehir belediyesi iklim değişikliği eylem planı geliştirmiş durumda ve bu planlar gerek içerdikleri hedefler gerekse öngördükleri eylemler ve uygulama açısından iddialı sayılamaz. Türkiye’de hiçbir belediye başkanı dünyada bazı başkanların yaptığı gibi Küresel İklim Grevi‘ne sahaya inerek destek vermedi”.

Çiftçiler de iklim değişikliğinden mustarip

Geçtiğimiz sene tarım alanında faaliyet gösteren bilgi ve teknoloji şirketi Doktar tarafından 81 il, 644 ilçede 3 bin 100 üretici ile yapılan görüşme sonucu yapılan “Çiftçinin Nabzı Araştırması”na göre; çiftçilerin yüzde 80’i iklim değişikliğinin etkilerini hissettiklerini belirtmişti.

Cerit Mazlum, Paris Anlaşması’nın onaylanmamasından daha önemli olarak, 2015’ten bu yana ulusal politikalarda Anlaşma doğrultusunda herhangi bir değişiklik olmadığına dikkat çekti: “Türkiye’de yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasını, iklim değişikliğiyle mücadeleden çok, arzı artırmaya yönelik politikanın bir parçası olarak görüyor. 2017 yılı rakamlarına göre Türkiye’de toplam yıllık 526 milyon ton emisyon var ve bunda en büyük pay enerjiye ait.”

2017 yılından bu yana geçen süre zarfında emisyon azaltımına ilişkin politika değişikliği olmadığı gibi, iklim değişikliğinin etkilerine uyum önlemleri yönünde de gelişme kaydedilmediğine dikkat çeken Cerit Mazlum, yaz aylarında Karadeniz’de yaşanan sel felaketlerinden sonra iklim değişikliğine uyum eylem planı açıklandığını, ama bu planın bile kentsel dönüşüm odaklı olduğunu vurguladı. .

Meclis bu konuyu çok sahiplenmedi

Cerit Mazlum’a göre, iklim değişikliğiyle mücadele Türkiye’de siyasal gündemin merkezine gelemedi, seçilmiş organlar ve özellikle Meclis tarafından güçlü biçimde sahiplenilmedi, Meclis’te bu konuda ulusal bir politika tartışması açılmadı, toplumsal bir hareketlilik olamadı.

Prof. Cerit Mazlum, BM Genel Sekreteri tarafından düzenlenen Zirvenin, devletlerin yaptırım mekanizması olmayan Paris Anlaşması çerçevesinde vaatlerini ne ölçüde gerçekleştirdiklerinin izlenmesi fırsatı vereceğini, bu yönde özendirici olacağını söyledi: “Genel Sekreter Zirve’nin odağına iklim değişikliğinin kökeninde bulunan fosil yakıtları yerleştirmiş görünüyor. Üye ülkelere yaptığı çağrıda kömüre son verilmesi, fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların kaldırılması, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi konması, kirletenin ödemesinin sağlanması ve karbonun fiyatlandırılması talebini diye getiriyor. Bu da uluslararası alanda, özellikle BM düzeyinde, iklim politikasının dilinin değişmekte olduğunun işareti olarak görülebilir”

Türkiye’ye özel iklim paketi mi geliyor?

Ankara’daki kulis bilgilerine göre, Türkiye’nin iklim fonundan yararlanamamasını telafi etmek ve Türkiye’yi Paris Anlaşması’nı imzalamaya teşvik etmek amacıyla İngiltere, Almanya ve Fransa hibe ve kredilerden oluşan özel bir paket fikri üzerinde çalışıyor ve bu konuda Ankara’daki karar alıcılarla görüşülüyor.

‘Mali yardım konusunu çok önceliklendirilmemeli’

350.org’un Araştırma Direktörü Mahir Ilgaz ise Türkiye’nin müzakere pozisyonunu finansal yardım mekanizmaları üzerinden formüle etmesini gerçekçi bulmadığını kaydetti: “Asıl odaklanılması gereken, kömür-bazlı büyümeyle mücadele. Dünya çapında kömüre yatırım kesilirken, kömür yatırımlarında Türkiye üçüncü sırada yer alıyor. Öte yandan, inşaatla birlikte en fazla zordaki sektör enerji; bunun sebebi de büyük ölçüde zarar eden kömür yatırımları. Kömür sevdası ne Türkiye ne de gezegen için sürdürülebilir değil.”

Ilgaz ayrıca Türkiye’nin İklim Eylem Zirvesi’nde müzakere pozisyonunun Pasifik ülkeleriyle benzer olması, Akdeniz havzasında iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülke olması sebebiyle canhıraş şekilde bu yönde adım atması, anlaşmanın olası kabulünden kaynaklanacak taahhütlerini de kendi gerçeklikleriyle uyumlu hale getirmesi gerektiğini bildirdi.

Bir süredir Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na kısa süre içerisinde taraf olabileceği iddia ediliyor. İddianın doğruluğunu ise Ankara’nın BM Zirvesi’nde takınacağı tavır belirleyecek.