Ana Sayfa Blog Sayfa 2380

Trump’dan Suriye açıklaması: Bu saçma ve sonsuz savaştan çıkmanın zamanı geldi

ABD Başkanı Trump, Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı harekata yeşil ışık yaktıktan sonra twitter’den seslendi: “Bu sonsuz ve saçma savaştan çıkmanın, askerlerimizi evine getirmenin zamanı geldi. Türkiye, Avrupa, Suriye, İran, ırak, Rusya ve Kürtler mahallelerindeki IŞİDlilerle nasıl başa çıkacaklarını bulmalı.”

ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirmeyi planladığı yeni askeri harekâtla ilgili, pazartesi sabahı Beyaz Saray‘dan yapılan “Türkiye harekete geçecek, dahil olmayacağız” açıklamasının ardından ilk kez konuştu. Trump, “Bu saçma ve sonsuz savaştan çıkmanın zamanı geldiğini, ele geçirilen IŞİD’lilere ne olacağı konusunda Türkiye, Avrupa, Suriye, İran, Irak, Rusya ve Kürtlerin bir çözüm bulması gerektiğini” söyledi.

Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye ile Kürtler arasındaki savaşı yaklaşık üç yıldır engellediğini savunan Trump, “Kürtler bizimle birlikte savaştı ancak onlara bunu yapmaları için aşırı büyük miktarda para ve ekipman verdik. Kürtler, Türkiye ile onlarca yıldır savaşıyorlar. Ben, bu savaşı yaklaşık 3 yıl boyunca engelledim, ancak bizim için bu saçma ve sonsuz savaştan çıkmanın ve askerlerimizi eve getirmenin zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

Yapılan görüşmenin ardındanTel Abyad ve Rasül Ayn’daki ABD askeri noktaları kullanan hareketli unsurlar çekilmeye başladı. Çekilmeyi, Cumhurbaşkanı  Erdoğan da “(Trump’la) Akşamki görüşmemizden sonra bölgede Sayın Başkan’ın ifade ettiği gibi bu çekilme olayı başlamış vaziyette” sözleriyle doğruladı.

ABD Başkanı’nın Twitter’dan yaptığı açıklamalar şöyle:

“ABD’nin sadece 30 günlüğüne Suriye’de olması gerekiyordu, bu uzun yıllar önceydi. Orada kaldık ve hedefi olmayan bir savaşta giderek daha derine daldık. Ben Washington’a geldiğim zamanlarda IŞİD bölgede terör estiriyordu. Hızlıca IŞİD’in yüzde yüzünü yendik ve çoğu Avrupa’dan olan binlerce IŞİD savaşçısı yakaladık. Ancak Avrupa onları geri istemedi, ‘Onlar sizde kalsın ABD’ cevabı verdi. Ben de dedim ki, ‘Hayır size çok büyük bir iyilik yaptık, şimdi onları ABD’deki hapishanelerde tutmamızı ve çok büyük paralar ödememizi istiyorsunuz. Onları siz yargılamalısınız’. Onlar tekrardan ‘HAYIR’ dedi. ABD’nin NATO’da, ticarette ve her şeyde olduğu gibi yeniden eziklik yapacağını düşündüler.

“Kürtler bizimle birlikte savaştı ancak onlara bunu yapmaları için aşırı büyük miktarda para ve ekipman verdik. Kürtler Türkiye ile onlarca yıldır savaşıyorlar. Ben, bu savaşı yaklaşık 3 yıl boyunca engelledim, ancak bizim için bu saçma ve sonsuz savaştan çıkmanın ve askerlerimizi eve getirmenin zamanı geldi. BİZ ÇIKARIMIZA OLAN YERDE SAVAŞACAĞIZ VE BUNU ANCAK KAZANMAK İÇİN YAPACAĞIZ. Türkiye, Avrupa, Suriye, İran, Irak, Rusya ve Kürtler şimdi ne yapacaklarını ve ‘kendi mahallelerinde’ ele geçirilen IŞİD savaşçılarıyla nasıl başa çıkacaklarını bulmalı. Hepsi IŞİD’den nefret ediyor ve yıllardır düşman oldular. Biz 7000 mil ötedeyiz ve eğer yakınımıza bir yere gelirlerse IŞİD’i yeniden ezeceğiz.”

Ölen yavru deniz kaplumbağasının midesinden 104 plastik parçası çıktı

ABD’nin Florida eyaletinde karaya vuran ölmüş bir yavru deniz kaplumbağasının midesinden 104 adet plastik parçası çıktığı açıklandı. Avuç içine sığacak boyuttaki yavru kaplumbağa, bulunduğunda ölmek üzereydi ve tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Bu yıl denizde mikroplastik yedikten sonra açlıktan ölen en az 12 kaplumbağayla karşılaştıklarını belirten Floridalı uzmanlar, “İnsanlar plastik almaya son vermedikçe sorun sona ermeyecek” uyarısını yaptı.

Gumbo Limbo Doğa Merkezi, ölen yavru deniz kaplumbağasının ve midesinden çıkan plastik parçalarının fotoğrafını Facebook’ta paylaştı.

CNN’e konuşan Gombo Limbo Doğa Merkezi’nden kaplumbağa rehabilitasyon uzmanı Emily Mirowski, bulduklarında yavrunun çok zayıf ve güçsüz olduğunu aktararak şunları söyledi: “Gerçekten iç parçalayıcı. Ama bu bizim yıllardır gördüğümüz bir şey. Nihayet bu görüntüyü başka insanlar da görebildiği için memnunuz ve farkındalık yaratmasını umuyoruz.”

 

Her yıl mart-ekim arası yumurtadan çıkan yavruların, ‘sargassum‘ denilen gezgin büyük yosunlara yüzüp ilk birkaç yılı bunların arasında yaşadığını anlatan Mirowski,  “Sorun şu ki, okyanusları doldurup taşan plastik atıklar bunlara yapışıp kalıyor. Tüm mikroplastikler deniz yosunlarına yapışıp kalıyor ve yavru kaplumbağalar bunları yiyecek sanıyor” dedi ve ekledi: “Midelerindeki plastiğin verdiği doluluk hissi yüzünden kendilerini tok sanıyorlar, o yüzden hayatta kalmak için ihtiyaçları olan beslenmeyi yapmıyorlar ya da almıyorlar.”

CNN, bu yıl yumurtadan çıktıktan birkaç hafta sonra karaya vuran onlarca yavru kaplumbağanın merkeze getirildiğini ve hepsinin midelerinde plastik bulunduğunu belirtti. Plastik tüketimi yüzünden yetersiz beslenen ve güçten düşen kaplumbağaların karaya vurmasının çok yaygınlaştığı, bu yüzden Floridalıların buldukları kaplumbağaları rehabilitasyon için bırakmaları amacıyla merkezin dışına kutular konulduğu aktarıldı. Bu kaplumbağalardan bazılarının hayatta kaldığını, ama çoğunun çok zayıf ve güçsüz oldukları için kurtarılamadığı kaydedildi.

Kaplumbağalara her gün ufak dozda sıvı verdiklerini belirten Mirowski “Ondan sonra plastikten doğal yollarla kurtulmalarını umuyoruz. Önemli olan onların iştahlarını geri kazanmalarını sağlayacak sıvıyı almalarını sağlamak” dedi.  Kaplumbağa rehabilitasyon uzmanı insanların plastik satın almayı durdurmadıkça ve plastik atıkları düzgün şekilde bertaraf etmedikçe bu sorunun sona ermeyeceğini belirterek şunları kaydetti:

İlk üretilen plastik parçası hala dünyada bir yerde

“Geri dönüşüm yetmez, plastiğin gündelik kullanımdan tümüyle kaldırılması lazım. İlk günden beri üretilmiş her plastik parçası hala dünya yüzünde bir yerde. Asla ortadan kalkmıyor, sadece daha küçük parçalara bölünüyor.”

Kelebekler Vadisi ‘hassas koruma alanı’ ilan edildi

Resmî Gazete’de yer alan Cumhurbaşkanı kararlarına göre, Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Kelebekler Vadisi, Konya’nın Karatay ilçesindeki Obruk Gölü, Osmaniye’nin Sumbas ilçesindeki Şarlak Şelalesi doğal sit alanının koruma statüsünün yeniden değerlendirilmesi sonucunda kesin korunacak hassas alan olarak tescil ve ilan edildi.

Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, “Seçimden önce ranta karşı duracağımıza söz vermiştik, Kelebekler Vadisi için olağanüstü gayret sarf ettik ve sonucunu aldık. Seçimden önce ne dediysek sözümüzün arkasındayız” dedi.

 

İklimce sohbetler’in Tarım ve Gıda etkinliği yarın

UNDP Türkiye’nin (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), iklim krizi ile mücadelede, toplumun çok farklı katmanlarını kapsayacak bir ortak dil arayışı ile başlattığı İklimce Sohbetler’in ikinci toplantısı Tarım ve Gıda üzerine yapılacak.

İlki 24 Eylül Salı günü “İklimce Su” başlığıyla gerçekleştirilen İklimce Sohbetler’in Tarım ve Gıda buluşması yarın (8 Ekim) UNDP Türkiye İyi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın ev sahipliğinde İstanbul Ataşehir’deki DasDas’ta yapılacak. Toplantıda, iklim krizi ile mücadele eden tarafların deneyimlerini paylaşması, ortak bir dil üretilmesi ve mücadelenin bütüncül anlayışla ele alınması planlanıyor.

İklimce Sohbetler, 15 Ekim Salı günü yapılacak “Afetler” buluşmasıyla devam edecek ve 5 Kasım Salı günü “Şehir Yaşamı” oturumuyla sona erecek.

Yarınki sohbette, başta tarım olmakla birlikte Türkiye’deki gıda üretiminin -ve dolayısıyla gıda güvenliğinin- iklim krizinden nasıl etkilendiği ve etkileneceği, iklim kriziyle mücadeleyi destekleyen alternatif gıda üretim yöntemlerinin ve sürdürülebilir tarım uygulamaları ve bunların nasıl teşvik edileceği tartışılacak.

İklim krizi ile karşı karşıya olan çeşitli toplumsal katmanların ve meslek gruplarının deneyimlerini ortak bir dilde buluşturmayı amaçlayan toplantıda, Anadolu Meraları Eş-Kurucusu Durukan Dudu, Doğa Koruma Merkezi Toprak ve Su Koruma Programı Koordinatörü Melike Kuş ve Fazla Gıda CEO’su Olcay Silahlı konuşmacı olarak yer alacak. Etkinliğin moderatörlüğünü Mert Fırat yapacak. Etkinlik, saat 18.00 – 20.30 saatlerinde yapılacak.

Detaylar ve kayıt bilgileri için tıklayın

Madenci yürüyüşünün üçüncü gününde yine jandarma engeli

Soma’da 301 işçinin can verdiği facianın ardından işlerinden tazminatsız olarak atılan işçilerin Soma’dan Ankara’ya yürüyüşüne üçüncü günde de jandarma müdahale etti.

13 Mayıs 2014’teki facianın ardından Soma Holding ve Uyar Madencilik’te çalışan 3 bin 500 işçi tazminatları ödenmeden işten atıldı. İşten çıkarılan işçiler alamadıkları kıdem tazminatları ve emeklilik hakları için önceki gün Ankara’ya yürüyüş başlattı. 10 gün sürecek yürüyüş Ankara’da Enerji Bakanlığı önünde son bulacak. Ancak eylem boyunca jandarma ve polis tarafından engellenen işçiler, yürüyüşlerinin üçüncü gününde de durduruldu.

Bağımsız Maden-İş’e bağlı işçi ve sendikacılar, 5 Ekim saat 15.00’ten beri Manisa Kırkağaç girişinde bekletiliyor. Bu sabah 09.00’da yürüyüşlerine devam etmeye çalışan maden işçileri, jandarmanın kurduğu barikat nedeniyle yine durduruldu.

Burada oturma eylemi yapan işçiler, ellerinde Ankara’da Enerji Bakanlığı önüne kadar yürümelerinin önünde engel bulunmadığına dair mahkeme kararı olduğunu savunuyor. Ancak jandarma tarafından önü kesilen işçilerin geçecekleri her ilçenin kaymakamlığından ayrı ayrı izin almaları isteniyor.

Portekiz’de seçimleri iktidardaki Sosyalist Parti kazandı

Portekiz’de yapılan genel seçimleri sandık başı anket sonuçlarına göre Sosyalist Parti kazandı. Komünist –Yeşil ittifakının 9ila 14 sandalye kazandığı seçim sonuçlarına göre, sağ partiler oy kaybederken, Chega (Yeterli) adlı aşırı sağ görüşlü parti, 1 milletvekiliyle ilk kez parlamentoya girdi.

Devlet televizyonu RTP‘nin verdiği sandık başı anket sonuçlarına göre, Portekiz‘de Sosyalist Parti, (PS) seçimleri önde bitirdi. PS’nin 230 sandalyeli mecliste 104 ila 112 milletvekili çıkarması bekleniyor. 2015 yılındaki son seçimlerde 86 olan milletvekili sayısını yükselten ve ülkede birinci siyasi parti konumuna gelen PS, buna rağmen tek başına iktidara gelecek çoğunluğu (116 milletvekili) elde edemedi.

Son 4 yıldır ülkeyi azınlık hükümeti ile yöneten Başbakan ve PS lideri Antonio Costa, Portekiz tarihinde sol görüşlü partiler için “imkansız” gibi görülen bir uzlaşıyı sağlamıştı. Komünist Parti ve Sol Blok partilerinden dış destek alan PS hükümeti, ekonomik krizden çıkan Portekiz’e siyasi ve ekonomik istikrarı getirmişti.

Portekiz demokrasi tarihindeki 16. yasama dönemi seçimlerine katılan 21 siyasi partiden 8’i meclise girdi.

Sağ partiler ciddi oy kaybetti

Diğer yandan ittifakla girdikleri 2015’teki seçimleri kazanan ancak hükümete kuracak çoğunluğu yakalayamadığından muhalefette kalan merkez sağdaki Sosyal Demokrat Parti (PSD) ve Hıristiyan demokrat görüşlü Halk Partisi (PP) ciddi oy kayıpları yaşadı. PSD, tarihindeki en kötü seçim sonuçlarından birini alırken yüzde 28 oy oranıyla 77 milletvekili çıkardı.

PP lideri Assunçao Cristas ise seçim mağlubiyetini kabul ederek olağanüstü kurultaya gitme kararı aldıklarını ve partisinin başkanlık seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı.

Antonio Costa.

Aşırı sağ ilk defa Meclis’teÖte yandan faşist rejimin 41 yıl ülkeyi yönetmesinin ardından 1974’teki devrimle demokrasiye geçen Portekiz’de ilk defa aşırı sağ görüşlü bir siyasi parti meclise girdi. Chega (Yeterli) adlı aşırı sağ görüşlü parti, aldığı yüzde 1,30 oranındaki oyla 1 milletvekili çıkardı. Başbakan Costa, aşırı sağın ilk defa meclise girmesiyle ilgili bir soruya “Buna hiçbir önem vermiyoruz.” diye cevap verdi.

Ayrıca, Chega gibi yeni kurulan diğer siyasi partilerden Liberal İnisiyatif (IL) ve Özgür (L) de mecliste 1’er milletvekiliyle temsil edilecek.

Seçimlere ilgi yok

2015 yılındaki seçimlerde yüzde 56 olan katılım oranı, ilk defa 10 milyonun üzerinde seçmenin olduğu bu seçimlerde daha da düştü. Resmi olmayan rakamlara göre, seçimlere katılımın yüzde 51 ve yüzde 55 aralığında olduğu belirtildi. Ülke demokrasi tarihinde, 1975 yılından bu yana en düşük katılımlı seçim gerçekleşirken, Portekizlilerin neredeyse yarısı oy kullanmadı.

Portekiz’de sandık başı anketlere göre 230 sandalyeli meclisin dağılımı şöyle:

Sosyalist Parti (PS) 104-112

Sosyal Demokrat Parti (PSD) 74-82

Sol Blok (BE) 19-23

CDU (PCP- Komünist Parti ile Yeşiller ittifakı) 9-14

Halk Partisi (PP) 4-6

Kişiler-Hayvanlar-Doğa Partisi (PAN) 4-6

Liberal İnisiyatif (IL) 1-2

Bağımsız 1

Bergama Çevre Filmleri Festivali büyük ilgi ve katılımla sona erdi

Türkiye, ABD, İran, Güney Afrika, Kanada, Irak, Filistin, İsrail, Lübnan, Bolivya ve Danimarka’dan çevre temalı filmlerin katıldığı birinci Bergama Film Festivali sona erdi. Bu yıl, Türkiye’nin Su sorunları temasıyla düzenlenen Festival, geleneksel hale getirilecek.

Ülkemizde temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama mücadelesinin 80’li yıllarda ilk başlatıldığı yerlerden olan İzmir’in Bergama ilçesinde çevre filmleri festivalinin birincisi 4-6 Ekim tarihlerinde gerçekleştirildi. İlk festivalin ana teması ‘Türkiye’nin Su Sorunları’ydı. Bergama Kültür Merkezi (BerKM), Aşağıkırıklar, Aziziye ve Yukarıbey köylerinde yapılan festivalde film gösterimleri, söyleşiler ve sergilerden oluşan bir program uygulandı.

Organizasyon komitesinin ‘Herkesi dünyamıza, doğamıza, suyumuza, hayata sahip çıkmaya çağırıyoruz’ çağrısı ile başlayan festivalde tamamı su ile ilgili 19 çevre filmi gösterildi.  Türkiye, ABD, İran, Güney Afrika ve Kanada yapımlarının yanı sıra ABD-Irak, Filistin-İsrail-Lübnan ve Bolivya-Danimarka ortak yapımlarının da yer aldığı çevre filmleri gösterimleri büyük ilgi çekti. Çok sayıda Bergamalının seyrettiği filmlerde suyun kapitalist üretim ve tüketim ilişkileri içinde nasıl ticari bir meta haline getirildiği, yaratılan pet şişe piyasası ile ilgili gerçekler, tekstil ve kot endüstrisinin aşırı su kullanımı ve su kirliliğine neden olması, dünyanın büyük nehirlerinin günümüzdeki içler açısı durumu anlatıldı. Film gösterimlerinin yanı sıra festival boyunca konu ile ilgili bilim insanları da Bergamalılarla buluştu ve film gösterimleri öncesi yaptıkları sunumlarda günümüzde yaşadığımız su krizinin yerel ve genel boyutları ve çözüm önerileri hakkında Bergamalılar ile birlikte çözümler aradı.

Bergama’nın önemi büyük

Her yıl yapılması ve gelenekselleşmesi planlanan festivalin İzmir’in bu güzel ve tarihi ilçesinde yapılmasının ayrı bir önemi var. Bergamalılar 80’li yılların sonunda ilçelerinin Ovacık köyünde kurulan ülkemizde ilk siyanür liçi yöntemi ile altın madenciliği yapılan madene karşı bilimsel ve hukuksal boyutta çevre direnişini başlatmışlardı. Bugün de sürdürdükleri bu direnişin yanı sıra Ege’nin bu güzel köşesinde tarım arazilerini de susuzluk ve sanayi tehdidine karşı koruma mücadelesi yürütüyorlar.

Günümüzde Bergama’da özellikle gerek altın madeninin gerekse diğer endüstri kuruluşlarının yoğun olarak yeraltı suyu tüketmeleri nedeni ile çiftçiler yüzyıllardan beri bu bölgede yaptıkları sulu tarımı yapamıyor; su çıkarabilmek için her yıl daha derine sondaj yapmak zorunda kalıyorlar. Üstelik Bergama’nın tarım bölgesi olmaktan çıkarılıp verimli topraklar üzerine serbest bölge ve organize sanayi bölgelerinin de kurulacağı konusunda ciddi duyumlar var. Bergamalı bugün Bakırçay bölgesinin; Ergene nehrine ve havzasına benzemesinden korkuyor. İşte bu tehditler altında yapılan ilk ‘Bergama Çevre Filmleri Festivalinin’ ana teması ‘suyuna sahip çık’ oldu. Önümüzdeki yıl ise ana tema belli değil ama ‘enerji’ başlığı olabileceği konuşuluyor.

Festivalin diğer bir özelliği ise bu yıl üç köyün de söyleşi ve film gösterimi programına alınmasıydı. Köylerdeki yoğun ilgi önümüzdeki yıllarda daha çok sayıda köyün festival programına alınması hazırlıklarını şimdiden başlatmış. Organizasyon komitesinin başında bulunan Prof. Dr. Cem Girit, festivalin büyük ilgi gördüğünü; Bergamalılar tarafından sahiplendiğini belirterek gelecek yıllarda da programı daha da genişleterek sürdüreceklerini belirtiyor. Festivalin düzenlenmesi için içlerinde başta Bergama eski belediye başkanı Mehmet Gönenç ve Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel olmak üzere büyük bir gönüllü grubu emek vermiş. Önümüzdeki yıllarda Bergama’da düzenlenecek Çevre Filmleri Festivalleri için organizasyon komitesi şimdiden meslek odaları, yerel yönetimler ve sağlıklı bir çevrede yaşama mücadelesi yapan tüm sivil toplum örgütlerini desteğe çağırıyor.

Festivalin tek sürprizi ise ikinci günün akşamı bölgede olan aşırı yağışlar nedeni ile Bergama Kültür Merkezi’ni su basması sonucu son gün etkinliklerinin tarihi bir Bergama evinin restore edilmesi ile kazanılan Haluk Elbe Salonu’na alınmasıydı.

ABD Suriye’nin kuzeyinden çekiliyor: Türkiye harekete geçecek, dahil olmayacağız

Erdoğan-Trump telefon görüşmesinin ardından, Washington Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde harekat düzenleyeceğini belirtti ve bölgede bulunan askerlerini çekmeye başladı. ABD DSG’ye onları Türkiye’ye karşı koramaycağını, Türkiye’ye de yakalanan IŞİDlilerden sorumlu olacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın dünkü telefon görüşmesinin ardından ABD, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine bir harekat düzenleyeceğini ve ABD güçlerinin bahsi geçen bölgede bulunmayacağını açıkladı. Reuters, ABD’nin Türkiye sınırındaki askerlerini çekmeye başladığını bildirdi.

“ABD Silahlı Kuvvetleri bu operasyona dahil olmayacak” ifadelerinin yer aldığı yazılı açıklamada ayrıca Türkiye’nin bölgede son iki yılda yakalanan IŞİD savaşçılarından sorumlu olacağı belirtildi. Görüşmeyle ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı, Erdoğan’ın Trump’ın daveti üzerine gelecek ay Washington’da bir görüşme yapmayı kararlaştırdığını kaydetti. Telefon görüşmesinin ardından yapılan açıklama şöyle:

“Bugün Başkan Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüştü. Türkiye, Suriye’nin kuzeyine uzun zamandır planladığı operasyonu yakın zamanda başlatacak. ABD Silahlı Kuvvetleri bu operasyona dahil olmayacak ve ABD güçleri bölgedeki IŞİD “halifeliğini” yendiği için bahsi geçen bölgede yer almayacak.

ABD, tutuklanan IŞİD’lilerin savaşçılarının çoğunluğunun geldiği Fransa, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine vatandaşlarını geri almaları için baskı yaptı, ancak onlar bunu istemedi ve reddetti. ABD onları uzun yıllar sürebilecek bu süreçte tutmayacak, bu ABD’li vergi mükelleflerine büyük bir yük olabilir. Şimdi, IŞİD’in yenilmesinin ardından son iki yılda bölgede yakalanan IŞİD savaşçılarından Türkiye sorumlu olacak.”

ABD’li yetkili: ABD Kürt güçlerini savunmayacak

Öte yandan ABD’li bir yetkili, ABD güçlerinin Demokratik Suriye Güçleri’ni (DSG) hiçbir yerde Türkiye’nin taarruzundan korumayacağını bu sabah DSG komutanına ilettiğini belirtti.

Reuters’ın haberine göre, bu yetkili ayrıca ABD güçlerinin Türkiye sınırı boyunca Suriye’nin kuzeydoğusundaki Tel Abyad ve Resülayn’da iki gözlem noktasını boşalttığını söyledi. Yetkilinin verdiği bilgiye göre Suriye’nin kuzeydoğusundaki diğer ABD güçleri şimdilik mevzilerini koruyor.

SDG: ABD sunduğu şartları yerine getirmedi

ABD’nin açıklamasının ardından SDG’den de çekilmeyi doğrulayan bir açıklama geldi. SDG’nin yaptığı açıklamada, “ABD sunduğu şartları yerine getirmedi ve Türkiye ile sınır bölgesindeki askerlerini geri çekti. Türkiye şimdi kuzey ve doğu Suriye’yi işgal etmeye hazırlanıyor” ifadeleri yer aldı.

BM: En kötüsüne hazırlanıyoruz

ABD’nin yeşil ışık yakması sonrası Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde kısa süre içinde başlatacağı belirtilen harekât öncesinde, Birleşmiş Milletler’den de (BM) tüm taraflara çağrı geldi. Cenevre’de gazetecilere açıklama yapan BM Suriye Krizi için İnsani Yardım Koordinatörü Panos Moumtzis, “En iyisini umuyoruz ama en kötüsüne hazırlanıyoruz” dedi.

Moumtzis tüm taraflara, ‘Türkiye’nin harekat başlatması halinde sivillerin yerinden olmasının engellenmesi’ çağrısı yaptı; BM’nin ‘güvenli bölgeler konusunda geçmişte acı deneyimleri olduğu’nu vurguladı.

‘Acil durum planı hazır’

BM yetkilisi, Suriye’nin kuzeyinde göç başlaması ihtimaline karşı bir acil durum planı yaptıklarını, acil ihtiyaç duyanlara gıda ve tıbbi yardım yapabilmek için bölgeye erişim sağlamaları gerekeceğini açıkladı.

Güvenli bölge pazarlıkları

ABD ile Türkiye Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge kurulması konusunda 7 Ağustos’ta anlaşmaya varmıştı ancak NATO müttefikleri aradan geçen sürede yaptıkları 10’a yakın ortak uçuşa rağmen güvenli bölgenin derinliği ile kontrolün kimde olacağı konularında henüz anlaşma sağlayamadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Eylül’deki konuşmasında ABD’ye 2 hafta süre vererek, “Buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız” demesinin ardından ABD’den tek yönlü adımların hiçbir ülkenin çıkarına olmayacağı uyarısı gelmişti.

Erdoğan, ABD’ye verdiği 2 haftalık sürenin dolmasına bir gün kala Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada da, Suriye’de yeni bir askeri harekâta dair en net ifadeleri kullanmış, “Artık bekleyecek tek bir günümüz dahi yok; Geldiğimiz noktada kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır” demişti.

Amsterdam ‘araçsız şehir’ için düğmeye bastı

Amsterdam’ın, bisikletlilere ve yayalara daha fazla alan sağlayan “araçsız şehir” haline getirilmesi için bir dizi önlem alınması kararlaştırıldı. Şehir içinde araç trafiğini azaltmak için, kent merkezine girişlere sınırlama getirilecek, toplu taşıma ve bisikletli ulaşım özendirilecek.

Hollanda‘nın başkenti Amsterdam‘da Belediye, 2030 yılına kadar araç yakıtlarının neden olduğu hava kirliliğini önleme planları çerçevesinde, “daha fazla yaşam alanı ve daha temiz bir çevre için” bir dizi yeni düzenleme hazırladı. Kentteki trafik yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle, şehir merkezine araç girişinin azaltılmasına dönük yeni önlemler alındı. “Araçsız şehir” hedefleri doğrultusunda, toplu taşıma ve bisikletli ulaşım özendirilecek. Toplu taşıma yatırımlarına ağırlık verilirken, deneme amaçlı gece metrosu seferleri de başlatılacak.

Önlemler kapsamında toplu taşımada ücretsiz veya daha ucuz aktarma olanağı sağlanacak. Şehir içinde yaya ve bisiklet dostu tasarımlar hayata geçirilecek. Tren istasyonlarında olduğu gibi, metro istasyonlarına da bisiklet kiralama noktaları kurulacak.

Kentte 2021 yılından itibaren, hafta sonları ve çarşamba günleri öğleden sonra, 12 yaşına kadar olan çocuklar toplu yaşıma araçlarından ücretsiz yararlanacak.

10 bin araçlık otopark alanı kapatılacak

Kent merkezinde daha az otopark izni verilecek ve yaklaşık 10 bin araçlık otopark alanı kapatılacak. Şehir dışındaki, “Park et, devam et” (P + R) alanlarının sayısı arttırılacak. Bu sayede, Amsterdam’a özel aracıyla gelenler, şehir dışındaki otoparklara araçlarını park edip kente toplu taşıma ile ulaşmaya teşvik edilecek.

Amsterdam Belediyesi, yeni yılda belediye meclisi tarafından onaylanması beklenen ve maliyeti 500-700 milyon Euro arasında değişmesi beklenen projeyi, en geç 2025 yılına kadar hayata geçirmeyi hedefliyor.

 

Köprüye, otoyola, trene, posta ücretine yüzde 20 zam

Otoyol ve köprü geçiş ücretleri ile hızlı tren ve posta ücretlerine yüzde 20 oranında zam yapıldı. Bugünden itibaren geçerli olacak zam kapsamında, Boğaz Köprüleri için geçiş ücreti 10,5 liraya, Ankara-İstanbul hızlı tren ücreti 8550 liraya çıktı.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), otoyol ve köprü geçiş ücretlerinde ortalama yüzde 20 zam yapıldığını açıkladı. Zamların bugünden itibaren geçerli olacağı belirtildi. Otoyol ve köprü geçiş ücretlerine 21 aydır zam yapılmadığını kaydeden KGM, işçilik ve malzeme maliyetlerinin arttığını ve bu sebepten de zammın zorunlu hale geldiği açıklamasında bulundu.

KGM’den yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:  Otoyollarda otomobil için en yakın mesafe ücreti 3 lira, en uzak mesafe ücreti 30 lira, Boğaz köprüleri otomobil geçiş ücreti ise 10,50 lira olarak belirlenmiştir. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü geçiş ücret tarifesi ise aks aralığı 3,20 metreden küçük iki akslı araçlar için 10 lira, aks aralığı 3,20 metre ve 3,20 metreden büyük Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararı gereğince geçebilen ve geçemeyen her türlü iki akslı araçlar için 13,50, 3 akslı her türlü araçlar için 29,50, 4 ve 5 akslı her türlü araçlar için 58,75, 6 ve yukarı akslı araç için 78,25 ve motosikletler için de 4,25 olarak belirlendi.”

Köprü geçiş ücretlerinin yıllar içindeki değişimi şöyle:

  • 2 Ocak 2016: 3,40 TL
  • 3 Ocak 2016: 4,75 TL
  • 1 Ocak 2017: 7 TL
  • 1 Ocak 2018: 8,75 TL
  • 7 Ekim 2019: 10,50 TL

Tren ve posta ücretlerine zam geldi

Köprü ve otoyollarla birlikte tren ve posta ücretleri de zamlandı. Yüksek Hızlı ve “konvansiyonel” olarak adlandırılan tren biletleri ile posta gönderi ücretleri de yüzde 20 zamlandı. Ankara- İstanbul hızlı tren bilet fiyatı (normal) 71 TL’den 85.50 TL’ye çıktı.

Buna göre, Ankara- İstanbul (Halkalı ya da Bakırköy) bilet fiyatı da 96 TL’ye yükseldi. Ankara- Eşkişehir ve Ankara Konya hızlı tren bilet fiyatları da 31 TL’den 37.50 TL’ye çıktı. Zamlı fiyatlar bugünden itibaren geçerli olarak uygulamaya girdi.

PTT de gönderi ücretlerine yüzde 20 zam yaptı.