Ana Sayfa Blog Sayfa 2209

AYM’den Hopa eylemindeki polis şiddetine dokuz yıl sonra ihlal kararı

Anayasa Mahkemesi, Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan olayları protesto etmek isteyen gruba yönelik polis müdahalesini ve sonucunda meydana gelen yaralanmaları “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” olarak nitelendirdi.

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre AYM, polis müdahalesi nedeniyle 18 kişiden 14 başvurucunun lehinde karar verdi. Yedi kişiye altışar bin TL, üç kişiye ise dokuzar bin TL, dört kişiye ise 15’er bin TL tazminat ödenmesine hükmedildi.  Mahkeme ayrıca, sorumlu polisler hakkında soruşturma açılması için karar örneğini Ankara Başsavcılığı’na gönderdi.

Ne olmuştu?

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart 2011’de geldiği Artvin’in Hopa ilçesinde HES’leri protesto eden eylemcilerin ’Su haktır, satılamaz’ pankartı açması üzerine polis müdahale etmişti.  Çok sayıda kişinin yaralandığı eylemde polisin sıktığı gazdan etkilenen emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi sonucunda ölmüştü.

Ankara’da ikinci sert saldırı

Bu durumu protesto etmek için Ankara Sakarya Caddesi’nde toplanan sivil toplum örgütleri, AKP İl Başkanlığı’na yürümek istemiş ancak polisin sert müdahalesiyle karşılaşmıştı. 54 kişinin gözaltına alındığı eylemde, göstericiler polisin otobüs içerisinde darp etmeye devam ettiğini ve tacize uğradıklarını belirtmişlerdi.

Savcılığa bulundukları suç duyurusuna takipsizlik kararı verilmesi üzerine (29 Eylül 2015) olaydan etkilenen 18 kişi Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

 

Marmara Denizi’ndeki kirlilik için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması istendi

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Marmara Denizi’ndeki kirlilik seviyesinin gün geçtikçe artması sebebiyle, alınacak önlemlerin hayata geçirilmesi için meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.

İstanbul’un Anadolu yakasında, Caddebostan’dan Maltepe’ye kadar uzanan sahil şeridini 25 Aralık’ta şiddetli lodosla birlikte kırmızı yosunlar sarması üzerine uzmanlar Marmara’nın su kalitesinin iyi olmadığını söylemişlerdi. Uzmanlar,  kirliliğin önüne geçilebilmesi için fabrika ve gemi atıklarının denetlenmesi ve arıtma tesislerinin daha etkin şekilde kullanılması gerektiğini belirtmişti.

‘Atıkların denetlenmesi gerekiyor’

Marmara Denizi’ndeki kirlilik hakkında uzmanların uyarılarını hatırlatan Kenanoğlu, TBMM Meclis Başkanlığı’na yazılı olarak sunduğu önergede şu gerekçeleri kullandı:

Söz konusu açıklamalarda, Marmara Denizi’nin etrafında 23-24 milyon insanın yaşadığı çok büyük bir havza olduğu ifade edilerek, bu denizin sorumsuzca kirletildiği, Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 30’unun bu havzada yaşadığı, buradaki büyükşehirlerin hepsinin Marmara Denizi’ni etkilediği, Marmara Denizi’nin çok uzun zamandan beri çok kötü kullanıldığı, fabrikalar atıklarının denize verildiği, evsel atıkların ve gemi atıklarının da hesaba katılması gerektiği belirtiliyor.

Arıtma tesisleri yetersiz

Kirlenmenin yıllardır devam ettiği, Marmara Denizi’nin su kalitesi bakımından çok iyi olmadığını belirten uzmanlar, İstanbul’daki toplam 88 atık su arıtma tesisinde günde 5 milyon 815 bin 910 metreküp su arıtmasının yapıldığı, fakat söz konusu tesislerin tam kapasiteyle çalışmadığı, denetimlerin arttırılması gerektiği üzerinde duruyorlar.

Fabrika ve gemi atıklarıyla oluşan kirlilikten deniz canlılarının da etkilediğini belirtilen açıklamalarda, özellikle midyelerde ‘ağır metal birikmesi’ olduğu ve kontrolsüz şekilde toplanıp piyasaya sürülmeleriyle halk için sağlık tehdidi oluşturabileceğini ifade etmişlerdir.

Yine, Arıtma Tesislerinin önemine vurgu yapılarak, İstanbul’daki suların ortalama yüzde 70’inin hiçbir arıtma işleminden geçmediği belirtiliyor.

‘İleri biyolojik arıtma tesisi kurulsun’

Hâlihazırda kurulu tesislerin yetersiz olduğu ve bunların ‘ileri biyolojik arıtma tesisi’ haline getirilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, İstanbul’daki tüm arıtma tesislerinin, ileri biyolojik arıtma tesisi haline getirilmesi gerektiğini, bunun çok önemli olan bir şey olduğu, sadece bir tane ileri biyolojik arıtma tesisi kurularak böyle bir şeyle başa çıkılmayacağını, 16 milyonluk bir şehirde; Kadıköy’deki, Balta Limanı’ndaki, Yenikapı’daki tesislerin tamamının süzme değil ileri biyolojik arıtma tesisi olarak hayata geçmesi gerektiğini belirtiyorlar.

İstanbul Boğazı’nda her gün 150 uğraksız gemi, 23 tehlikeli yük taşıyan gemi geçişi ve yaklaşık 2 milyon insanın taşındığı, 2 bin 500 adet bölgesel deniz trafik hareketinin yaşandığı, bu taşıtların bazılarının organik atıklarının da Marmara Denizi’ne bırakıldığı belirtiliyor.

Kenanoğlu açıklamasını “HDP olarak, Marmara Denizi’nde oluşan bu kirliliğin insan sağlığına ve deniz canlılarına daha fazla zarar vermemesi için bu durumun acilen incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla araştırma komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyiz” ifadeleriyle sonlandırdı.

Diyanet’ten Cuma hutbesi: Kalabalık ortamdan uzak durun

Çin‘in Wuhan kentinde ortaya çıkarak neredeyse tüm dünyaya yayılıp binlerce kişinin ölümüne sebep olan yeni tip koronavirüsün (Covid-19) Türkiye’de de görülmesi sonrası pek çok iş yeri çalışanlarına evden çalışma talimatı vermeye başladı. Vatandaşlar marketlere koşarak temel gıda alışverişinde bulunurken ülke genelinde ilk okul ve üniversiteler tatil edildi. Resmî kurumlardan özellikle yaşlı bireyler için dışarı çıkmama uyarısı yaparken cuma namazlarının camilerde kılınmasını ertelemeyen Diyanet İşleri Başkanlığı, yayımladığı cuma hutbesi mesajında koronavirüse yer verdi.

‘Şahsi tespihlerinizi kullanın’

“Tedbir müminden, takdir Allah’tandır” başlığıyla yayımlanan hutbe metninde, “Resûl-i Ekrem’in buyurduğu gibi ‘Allah, indirdiği her hastalığın muhakkak şifasını da vermiştir.’ Bizlere düşen ise hastalığa yakalanmamak için tedbiri elden bırakmamaktır” denildi.

Hutbede metninde, “Belli bir yaşın üzerinde olanlar Koronavirüs’den daha fazla etkilenmekte ve risk grubunda yer almaktadır. Dolayısıyla bu günlerde yaşlılarımız evlerinde istirahat etmeli ve kalabalık ortamlardan uzak durmalıdır” ifadeleri yer aldı.

Hastalıkların dünya imtihanlarından biri olduğu söylenen Cuma hutbesinde, temizlik, hiyjen ve korunma kuralları da hatırlatıldı; herkesten kendi şahsi tespihlerini kullanması istendi.

25 hastane tespit edildi

Sağlık Bakanlığı da , yayımladığı liste ile Türkiye çapında 25 hastanede Koronavirüs hastalarının başvurabileceği hastaneleri yayınladı.

Söz konusu hastaneler şunlar:

Adana Şehir Hastanesi
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Ankara Şehir Hastanesi
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Bursa Şehir Hastanesi
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Eskişehir Şehir Hastanesi
Gaziantep Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Isparta Şehir Hastanesi
Kartal Dr. Lütfe Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İzmir Dr. Suat Ceren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kayseri Şehir Hastanesi
Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Yozgat Şehir Hastanesi

İklim grevleri koronavirüs sebebiyle dijital ortama taşınıyor

Yeni tip koronavirüs (kovid-19) salgını milyonlarca insanın hayatını etkilerken, iklim için her hafta düzenli okul grevine çıkan ve toplu eylemler düzenleyen öğrenciler bazı ülkelerde grevlerini dijital ortama taşıyacaklarını duyurdu.

İsveçli iklim aktivisti ve Fridays for Future (Gelecek için Cumalar) hareketinin ilham kaynağı Greta Thunberg sosyal medyada yaptığı paylaşımda “Sayılarınızı düşük, ruhlarınızı yüksek tutun” dedi.

#ClimateStrikeOnline

Cuma günleri yapılan grevlerde öğrencilerin sanal ortamdaki grevlere katılabileceğini söyleyen Thunberg, öğrencilerden paylaşımlarını #ClimateStrikeOnline etiketi üzerinden paylaşmalarını istedi.

Fridays for Future İsveç hareketinin koordinatörlerinden Isabelle Axelsson da yaptığı paylaşımda öğrencileri sanal ortamda greve çağırdı. İrlanda’daki öğrenciler de grevlerini sosyal medya üzerinden duyuracaklarını duyurdu.

 

 

 

Türkiye’de ikinci koronavirüs vakası

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’deki ikinci yeni tip kornavirüs (kovid-19) vakasına ulaştıklarını söyledi. İlk vaka, gene Sağlık Bakanı tarafından 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece yapılan basın açıklaması ile duyurulmuştu.

Koca, kişisel Twitter sayfasından yaptığı paylaşımda “Dün akşam sonuçlanan test, üzücü bir öngörüyü doğruladı. Bir hastamız daha var. İlk hastamızın, tanı konur konulmaz takibe alınan çevresindendir. Virüsün olası yayılımını bu sınırlar içinde tutabilmek için gerekli tedbirlere başvurduk. Sorunun üstesinden birlikte geleceğiz” dedi.  Hastalık tanısı konulan kişinin yaşadığı şehir hakkında ise bir açıklama yapılmadı.

Türkiye’de koronavirüse karşı önlem paketi

Koronavirüse karşı alınacak önlemlerin görüşüldüğü Beştepe toplantısından sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklama yapmış, ülke genelinde alınacak önlemleri anlatmıştı.

Buna göre,  ilk, orta ve lise okulları 16 Mart tarihinden itibaren 1 hafta tatil edildi. 23 Mart tarihi itibariyle de uzaktan eğitim yöntemiyle devam edilecek. Üniversiteler ise 16 Mart tarihinden itibaren 3 hafta boyunca tatil.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışı seyehatleri ertelenirken, kamu görevlilerinin yurt dışı seyahatleri ise izne bağlandı. Vatandaşlardan ise yurt dışı seyahatlerini ertelemeleri talep edildi.

Nasıl korunulur?

Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan yönergeye göre virüsten korunmak için insanların alabilecekleri önlemler şu şekilde:

  • Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 sn boyunca yıkayın. Su ve sabunun olmadığı durumda alkol bazlı el antiseptiği kullanın.
  • Öksürme ve hapşırma sırasında burun ve ağzınızı tek kullanımlık kağıt mendil ile örtün, olmadığı durumda dirsek içini kullanın. Mendili derhal çöp kutusuna atın ve ellerinizi su ve sabunla yıkayın.
  • Soğuk algınlığı veya grip benzeri semptomları olan kişiler ile bir metreden yakın temastan kaçının.

 

 

 

Beştepe’den radikal koronavirüs önlemleri: Okullar tatil, maçlar seyircisiz

Koronavirüse karşı alınacak önlemleri görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de yapılan toplantının ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklama yaptı.

Kalın’ın açıklamaları şöyle:

Ara tatil öne çekildi: İlk, orta ve lise okulları 16 Mart tarihinden itibaren 1 hafta tatil edilecek, dolayısıyla ara tatil öne alınmış olacaktır.  Daha sonra 23 Mart tarihi itibariyle de uzaktan eğitim yöntemiyle de internetten ve televizyon kanallarından öğrencilerimizin eğitimlerine devam etmeleri imkanı sağlanacaktır. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bir çalışma yaptı. Buna dair bilgilendirmeyi Milli Eğitim Bakanlığımız, Bakanımız kamuoyuyla paylaşacak.

Üniversitelerde eğitim kaybı olmaması için tedbir alınacak: Üniversitelerimizle ilgili yine 16 Mart tarihinden itibaren 3 hafta boyunca üniversitelerimiz de tatil edilecektir. Bu çerçevede, bu 3 haftalık tatilin nasıl koordine edileceği ve eğitim açısından nasıl telafi edileceği konusu da YÖK koordinasyonunda belirlenecek usul ile üniversitelerle istişare etmek suretiyle eğitim programı tanzim edilecek. Böylece kaybın olmaması için gerekli tedbirler de alınacaktır.

Maçlar seyircisiz oynanacak: Uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda spor müsabakalarının nisan sonuna kadar seyircisiz oynanması kararı alınmıştır. Kamu görevlilerinin yurt dışı ziyaretleriyle ilgili bir Cumhurbaşkanlığı genelgesi hazırlandı. Bugün Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanacak. Buna göre fevkalade bir durum olmadığı müddetçe kamu görevlilerinin yurt dışına çıkışı izne tabi olacaktır. Vatandaşlarımıza tavsiyemiz yine fevkalade bir durum söz konusu olmadıkça vatandaşlarımızın yurt dışı seyahatlerini bir müddet ertelemeleri yönündedir.

Uzaktan eğitim bir hafta sürecek: Çocuklarımız evlerinde olacak. Evden eğitim suretiyle internet ve televizyondan eğitim alacaklar. Bu süreç de 1 hafta olarak planlandı.

Karantinadaki kişilerde problem yok: (İtalya’daki Türk vatandaşlarını tahliye operasyonu planlanıyor mu? Korona virüsü tespit edilen kişinin çevresindekilerin sağlık durumlarında bir gelişme var mı sorusu üzerine)  Şu an itibariyle tek vaka var. Sağlık Bakanımız bilgi verdiler. Bu kişinin sağlık durumu iyi. Etrafında onunla birlikte karantinaya alınan kişilerde bir problem yok. Bu karantinanın da tedavi sürecinin de netice vermesini bekliyoruz. İtalya’dan tahliye planımız şu anda yok.

Erdoğan’ın yurt dışı gezileri ertelendi: (Cumhurbaşkanı’nın yurt dışı programlarını etkileyecek bir durum söz konusu mu sorusuna yanıt olarak) Cumhurbaşkanımızın da yurt dışı programlarını bir müddet erteliyoruz.

Ziya Selçuk: Uzaktan eğitim için altyapı hazırlıkları tamam

Kalın’dan sonra bir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ilk ve orta okullar ile liselerde yarı yıl tatilinin öne çekilmesi hakkında konuştu.

“Öğrencilerimizin ilk bir haftayı evlerinde istirahat ederek geçirmelerini rica ediyoruz” diyen Selçuk şunları söyledi: “23 Mart’tan sonra uzaktan eğitim başlayacak. 23 Mart’tan itibaren ders ortamını eve taşıyacağız. Tüm altyapı hazırlıklarımız tamamlandı. Öğrenciler isterlerse televizyonlardan isterlerse internetten uzaktan eğitime ulaşabilir. Haftalık ders programları yapılandırılarak, Erişim Bilişim Ağı (EBA) ile internet üzerinden, TRT ile televizyondan gerekli telafi eğitim desteği sunulacak.”

‘Gelişmeler EBA’nın sitesinden takip edilebilir’  

EBA kullanımında tüm operatörlerin ücretsiz 3 GB internet erişimi sağlayacağını söyleyen Selçuk, “Sınıf seviyelerine göre farklı kanallardan dersler söz konusu olacak. Bu bağlamda velilerimiz ve öğrencilerimiz Eğitim Bilişim Ağı eba.gov.tr’den takip edebilirler. Çocuklarımızın eğitimlerinin aksamaması için ne tür tedbirler gerekiyorsa fazlasıyla almış durumdayız. Öğrencilerin sınavları dahil hiçbir şekilde mağdur olmamaları için gereken her türlü senaryolar hazır” diye konuştu.

‘Ana sınıfları, kreşler ve özel okullar da tatil’

Tatil kararının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ana sınıflar ve kreşler ile özel okulları da kapsadığını açıklayan Selçuk, “Sadece 11 ve 12. sınıflar EBA sistemine dahil değil, onlar için de ne yapabiliriz bakacağız. Öğretmenlerimizin ara tatilde okullarda bulunmalarını beklemiyoruz. Onların da evlerinde olmasını bekliyoruz. Çok acil bir durum olmadıkça da şehir dışına çıkmamalarını öneriyoruz” diye konuştu.

Ziya Selçuk, pazar günü yapılacak Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı’nın iptali edilmeyeceğini de sözlerine ekledi.

Ordu İlküvezlilerin katı atık tesisiyle mücadelesi sürüyor

Ordu İlküvez’de katı atık bertaraf tesislerinin çevreye verdiği zarara karşı üç ayı aşkın çadırlı nöbet tutan ve çöp dökülmesini engelleyen eylemciler bu kez de belediyenin çöp alanı için yaptığı imar değişikliğine itiraz etti.

İmar değişikliğinin hukuka ve usule uygun olmamasını gerekçe gösteren halk, itiraz dilekçelerini teslim etti. Evrensel’de yer alan habere göre grup adına basın açıklamasını İdris Atar okudu.  Atar, “Ürünümüz fındığın fiyatının yetmediği için dert yanarken Ordu’nun tüm çöpleriyle başımız belaya girdi. Bizi anlamak için empati yapılmasını istiyoruz. Kapınızın önünde çöp dağı ister misiniz? Sularınızın kirlenmesini, ormanlarımızın çöple dolmasını ister misiniz” diye sordu.

İmar değişikliği yasaya aykırı

Ordu Büyükşehir Belediye Meclisinin çöp alanı için yaptığı imar değişikliğine itiraz haklarını kullanmak için belediye önüne geldiklerinin altını çizen Atar, “Askıya çıkartılan meclis kararı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu İhtisas Komisyonları başlıklı 15. Maddesinde belirtilen ‘İhtisas komisyonlarının görev alanına giren işler bu komisyonlarda görüşüldükten sonra Büyükşehir Belediye Meclisi’nde karara bağlanır’ hükmü ve Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği’nin İhtisas Komisyonlarının Oluşumu başlıklı Madde 21’deki ‘İmar ve bütçeye ilişkin konular hakkında meclis tarafından karar alınmadan önce ilgili komisyonlarda görüşülmesi zorunludur’ hükümlerine açıkça aykırılık teşkil eder biçimde imar komisyonuna havale edilmeden meclis tarafından karara bağlanmıştır” dedi.

Belediye önünde gerçekleştirilen basın açıklaması

‘İtiraz olmazsa yargıya gideceğiz’

Açıkça mevzuata aykırı biçimde kabul edildiğinden içeriğine değinmeye gerek duymaksızın askıda bulunan imar planı değişikliğine itiraz ettiklerini ifade eden atar sözlerini şöyle sonlandırdı:

18 Mart 2020 tarihine kadar askı süreci devam ediyor. Umarız Belediye Meclisi usulsüz kararından geri döner. Haklı itirazımız dikkate alınmadığında yargıya gideceğiz. Bizler çöp tesisini istemiyoruz. Bu konuda da toplayacağımız imzaları dilekçe hazırlayarak Ordu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne vereceğiz. Haklı davamızda Ordu halkını yanımızda görmek istiyoruz.

 

Yerel yiyecek tüketmek, sanılanın aksine karbon ayak izini artırıyor olabilir

İklim krizinin derinleşmesiyle birlikte insanlar bir yandan hükümetlerinden etkili adımlar atılmasını talep ederken bir yandan da kendi hayatlarını daha yeşil kılmak için değişikliklere gitmeye başladı. Karbon ayak izini küçültmeye çalışanlar tarafından uygulanan bir yöntem ise yerel yiyeceklere yönelmek.

Ancak yiyeceklerin üretildiği yerlerden pazarlara olan yolculuğunda ortaya çıkan karbon emisyonunu azaltmak amacıyla uygulanan bu yöntem sanıldığı kadar etkili olmayabilir. Bunun sebepleri arasında ise yiyeceklerin karbon ayak izinde, ulaşımının diğer etkenlere oranla daha az bir paya sahip olması ve ulaşımda kullanılan yöntemin mesafeden daha önemli bir pay sahibi olması başta geliyor. Yani nereden yediğimizdense ne yediğimiz ve hangi araçla bize geldiği çok daha önemli olabiliyor.

En büyük pay tarladaki üretim sürecinin

Joseph Poore ve Thomas Nemecek’in Science dergisinde yayımlanan çalışması yiyeceklerin karbon ayak izinin nelerden oluştuğunu ortaya koyuyor. 119 ülkede yer alan 38 bin ticari tarlanın incelendiği ve farklı yiyecek türlerinin sınıflandırıldığı araştırmaya göre en büyük karbon salımı, tarladaki işlemler sırasında gerçekleşiyor. Bunu, üretimin yapılması için ormansızlaştırma gibi yöntemlerle doğal alanda gerçekleştirilen değişim izliyor.

Bitki tabanlı besinler daha az karbon salıyor

Araştırmanın ortaya koyduğu en önemli sonuçlardan birisi ise farklı besin türlerinin sebep olduğu karbon emisyonunun da büyük ölçüde değişiklik göstermesi. Yani bir kilogram biftek, bir kilogram elmaya kıyasla 150 kat daha fazla sera gazı emisyonuna yol açıyor. Genel resimde ise bitki tabanlı besinler, hayvan ürünlerine kıyasla tüketime kadar olan süreçte 10 ile 15 kat daha az karbon salıyor.

Ulaşım; tüm bu etkenler arasında oldukça küçük bir pay sahibi. Çoğu üründe ulaşım yüzde 10’dan daha az bir katkıya sebep olurken, biftek gibi ürünlerde bu oran yüzde 0.5’e düşüyor.

Uzaktan gelen yiyecekler çok daha az emisyon üretebilir

Yiyeceğin masaya ulaşana kadarki yolculuğunu inceleyen araştırmalar, kimi zaman uzaktan gelen yiyeceklerin çok daha az karbon emisyonuna sebep olabileceğini ortaya koyuyor.  Kaliforniya Üniversitesi‘nden Eric Bell ve Arpad Horvath tarafından yapılan araştırma, binlerce kilometre uzaklıktaki çiftliklerden ithal edilen meyvelerin çok daha kısa mesafeler kat eden meyvelerden daha az karbon ayak izine sahip olabileceğini gösteriyor.

Kaliforniya, Florida, Meksika ve Şili’den gelen portakalların ABD pazarlarına kadar olan yolculuğunu inceleyen araştırmacılar, portakalın taşımacılığının nasıl yapıldığının, kat edilen mesafeden daha önemli olduğunu buldular. Çünkü uzaktan yüklenen portakallar genellikle kamyonlardan daha büyük miktarlar taşıyabilen ve kilo portakal başına çok daha az yakıt kullanan konteyner gemileri ve trenler tarafından taşınıyor.

Örneğin, Şili-New York arasındaki mesafe, Meksika-New York arasındaki mesafenin neredeyse iki katından daha fazla. Buna rağmen Meksika’dan New York’a kamyonla seyahat eden portakallar, Şili’den New York’a konteyner gemisi ile seyahat eden portakallarınkinden altı kat daha büyük karbon emisyonuna sebep oluyor.

Adalar’da akülü ve fosil yakıtlı araçlar da yasaklandı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi –UKOME Adalar’da faytonların yasaklanmasının ardından, akülü araçlar ile kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan fosil yakıtlı araçların kullanımına da yasak getirdi.

Hürriyet’ten Fatma Aksu’nun aktardığına göre, 6 Şubat’ta toplanan UKOME kararına göre, tam teşekküllü hastane onaylı heyet raporu ile alınan akülü araçlar haricindeki bireysel akülü araçlar 30 Haziran 2020 tarihinden itibaren Adalar’da trafiğe çıkamayacak. Adalar’da akülü araç sahiplerinin engellilere yönelik heyet raporunu haziran ayına kadar yenilenmesi isteniyor. Yenilemeyenler ruhsat hakkını kaybedecek.

Ayrıca kamu kuruluşlarında bulunan fosil yakıtlı araçların da 1 Ocak 2021 tarihine kadar elektrikli araçlarla dönüşümü yapılmasına karar verildi.

Bütün yollar yaya yolu

Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü raporu doğrultusunda, “Koruma Bölge Kurulu kararlarında sıkça telaffuz edilen ‘Adalar İlçesindeki bütün yolların yaya yolu olarak ilan edilmesi’ ve fosil yakıtlı taşıtlardan arındırılması konusunu’ karar altına alan UKOME, ulaşım güzergâh uzunlukları ve elektrikli araç sayılarını şöyle belirledi:

Büyükada’da dokuz kilometre uzunluğunda toplu ulaşım güzergahında 40, Heybeliada’da üç kilometrelik güzergah boyunca 10, Burgazada’da üç kilometrelik güzergahta beş ve Kınalı Ada’da beş kilometrelik güzergahta beş olmak üzere, adalarda toplam 60 elektrikli araç çalışacak. Ayrıca adalarda ‘Rekreatif Gezi Güzergahı’ olarak belirlenen toplam 14 kilometrelik güzergahta, gezi amaçlı 30 elektrikli araç hizmete alınacak.

Toplu ulaşım amacıyla belirlenen güzergahlarda çalışacak araçlarda  İstanbulkart kullanılabilecek.

Virüse ‘sınıfsal’ ayar: Zenginler özel jet ve doktorlarıyla sığınağa kaçıyor

Dünya çapında binlerce ölüme sebep olan yeni tip koronavirüs (kovid-19) için halk el yıkama ve maske takma önlemleri alırken süper zenginler ise yanlarına aldıkları doktorlarla birlikte sığınaklara kaçmaya başladı.

Guardian’da yer alan habere göre ‘süper zengin’ olarak adlandırılan birçok kişinin Yeni Zelanda gibi virüsün yayılmadığı ücra ülkelerdeki ‘felaket sığınakları’na kaçıyor. Haberde ayrıca, milyonerlerin özel korona virüsü testi yaptırmak için klinikleri adeta ablukaya aldığı, özel jet rezervasyonları ve sığınak inşası siparişlerinde patlama yaşandığı belirtildi.

Jet rezervasyonları arttı

PrivateFly isimli özel jet şirketinin yöneticisi Adam Twidell, yüksek riskli ülkelerdeki zenginlerden gelen rezervasyonların arttığını söyledi. Twidell, uçuşlarda çoğunlukla zaten sağlık sorunları yaşayan ve havalimanlarında kalabalıklara karışmak istemeyen yaşlıların olduğunu, bazı zengin müşterilerinin de İtalya tipi karantina önlemleriyle hapsolmamak için İngiltere ve başka Avrupa ülkelerinden çıkış yaptığını anlattı.

Milyonerlere seyahat hizmeti veren Quintessentially şirketi de, müşterilerinden özel lounge ve terminal talepleri aldıklarını, bazı üyelerinin jetlerin uçuş öncesi dezenfekte edilmesini istediğini açıkladı. Yolculuklarda yanlarında özel doktor ve hemşire de bulunduruyorlar.

Sığınak satışlarında patlama

Doğal felaketlere karşı sığınak inşası hizmeti veren Kaliforniya merkezli Vivos Group şirketinin kurucusu Robert Vicino ise korona virüsü krizi sonrası satışlarının patladığını anlattı. Vicino, ABD’de 2. Dünya Savaşı’ndan kalma sığınakları virüse karşı yeniden tasarladıklarını söyledi.

AIRINUM marka yüz maskesi

Bin 270 TL’ye varan maske satışları

Virüse yakalanma tehlikesinde bulunan milyonlarca kişi korunmak için fiyatları eski piyasa değerine göre katlanarak artan maskeleri tercih ederken, zenginler ise çok daha uç fiyattaki maskelere yükleniyor.

Mesela sağlık uzmanlarının önerdiği FFP2 maskelerinin ortalama fiyatı 30 TL. İsveçli AIRINUM şirketi ise 600 TL’lik maskeler satışa sunuyor. İtalya’nın dünyaca ünlü moda markası Fendi ise virüs için ürettiği maskeyi 190 Euro’ya yani yaklaşık olarak bin 270 liradan satışa çıkardı.

Uzmanlar çok pahalı maskelerin bir farkı olmadığını belirtirken, Facebook da geçtiğimiz günlerde eBay ve Amazon’a katılarak yüz maskesi reklamlarını yanlış bilgilendirme önüne geçmek için yasaklayacağını duyurdu.