Ana Sayfa Blog Sayfa 2208

Trump ABD genelinde ‘acil durum’ ilan etti

ABD Başkanı Donald Trump, ABD’de etkisini artıran koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin Beyaz Saray’da bir basın toplantısı düzenledi. ABD’nin aldığı erken önlemler nedeniyle virüsün daha da yayılmasının önüne geçtiklerini savunan Trump, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) virüsün yeni kriz merkezinin Avrupa olduğunu açıkladığına da işaret etti.

ABD Başkanı, “Resmi olarak ulusal acil durum ilan ediyorum. Bunlar çok önemli iki  büyük kelime” ifadesini kullanarak, 50 milyar dolara kadar acil durum fonunun erişime açılacağını kaydetti.

Trump, özetle şöyle konuştu:

“Yarım milyon ek testin önümüzdeki hafta başında kullanıma açılmasını bekliyoruz. Pazar akşamı muhtemelen lokasyonları duyuracağız. 1,4 milyon yeni test önümüzdeki hafta kullanımda olacak. 5 milyon da 1 ay içerisinde gelecek ki o kadar ihtiyaç olacağını hiç sanmıyorum. Perakendecilerle ve eczanelerle görüşüyoruz, belli kritik lokasyonlarda yapılabilmesi için. Bireylerin araçtan inmelerine gerek kalmaksızın test olmalarıyla ilgili. Google’da teşekkür ediyorum. Testin gerekli olup olmadığını belirleyen, yakın lokasyonda test varsa bunu gösteren uygulamaları var. Bu ülkede her lokasyonda güçlü bir şekilde varolacağız.Bu durum mutlaka geçecek.

Acil durum ne demek? 

Ulusal acil durum ilanı Stafford Yasası isimli yasaya dayanıyor. Felaket durumları için kullanılan yasaya göre Beyaz Saray bundan sonra Federal Acil Durum Yönetim Ajansı’nı (FEMA) ülkenin istediği bölgesine yönlendirebilecek. Ayrıca acil durum ilanı nedeniyle federal hükümet, felaketler ve sağlık krizlerinden zarar gören eyaletlerle doğrudan mali yardım gönderebilecek.

Ülke çapında ilan edilen acil durum ayrıca her bir eyalete, acil durum çalışanları, yapılacak testler, medikal destekler ve aşılar için yapılan masrafların yüzde 75’ini federal hükümetten talep etme hakkı verecek.

DSÖ: Virüs krizinin merkez üssü artık Avrupa

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da, Avrupa’nın artık yeni tip koronavirüs  salgınının merkez üssü haline geldiğini söyledi.

Ghebreyesus, DSÖ’nün Cenevre’deki merkezinde düzenlediği ve sadece DSÖ yetkilileri ile kendisinin yer aldığı toplantıda, yazılı, e-posta ve telefonla gelen soruları yanıtladı. Avrupa’da günlük bildirilen Covid-19 vaka ve ölüm sayısının Çin’i geçtiğine dikkati çeken Direktör, “Dünya genelinde 123 ülke ve bölgeden 132 bin Covid-19 vakasının bildirildiğini belirterek, “Beş bin kişinin hayatını kaybetmesi bir dönüm noktasıdır” diye konuştu.

‘Bizde böyle olmaz demeyin’

Ghebreyesus, virüsün en yaygın olarak görüldüğü ülkelere bakarak, “Bizde böyle olmayacak” diyen ülkelerin “ölümcül bir hata yaptığını” ve Covid-19 pandemisinin her ülkede patlak verebileceğini söyledi.

DSÖ, 11 Mart’ta koronavirüs için dünyayı saran salgın anlamına gelen “pandemi” kararını açıklamıştı.

 

Türkiye’de koronavirüslü kişi sayısı beşe çıktı, dokuz ülkeyle daha uçuşlar durduruldu

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de tespit edilen yeni koronavirüs (Covid-19) vaka sayısının beşe yükseldiğini açıkladı. Yeni tespit edilen üç vakanın, ilk vakayla bağlantılı olduğunu belirten Koca, “Vatandaşımızın hastalık bulgusu olduğunda kolayca arayabileceği ALO 184 danışma hattı devreye girecek” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ise, virüse karşı seyahatlerin durdurulduğu beş ülkeye, dokuz yeni ülkenin eklendiğini duyurdu: “Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç ve Hollanda’ya yapılan seferler yarın sabah saat 08.00’den itibaren 17 Nisan tarihine kadar durdurulacaktır.”

Bilim Kurulu toplantısı sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, koronavirüs salgınına karşı alınan yeni tedbirleri açıkladı.

Sağlık Bakanı, “İlk iki vakamızın belli bir odağa bağlı olduğunu söylemiştim. Size bu saatte aynı aile içinde üç yeni tanı daha koyduğumuzu söylemek zorundayım. Dört  vaka, ilk tespitin hemen ardından izole edilen kişilerdir. Vakalardan ikisinin solunum sıkıntıları var” dedi.

Bakan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

  • Hastanelerimize ziyaretçi kısıtlaması getiriyoruz. Mesai saatleri içinde ziyaretçi kabul edilmeyecek. Mesai saatleri dışında 1 kişiye izin verilecek.
  • İlaçlarını alan hastalarımızın ilaçlarını doğrudan alabilmelerini Aile Bakanlığımızla görüşüldü. Bir iki gün için bakanlığımız bir yaklaşımı deveye sokacak.
  • Kamu çalışanlarından kronik hastalığı olanlar kolaylıkla izne ayrılabilecek, bu anlamda bir genelge de yayınlandı.
  • Alo 184 SABİM Danışma Hattı’nı, korona enfeksiyonuna özel bir danışma hattına dönüştürüyoruz.
  • Vatandaşların kesinlikle yurt dışına çıkmamasını istiyoruz. Yurt dışında olanların ise dönmek için ısrarcı olmalarını yanlış buluyoruz. Kendilerini bulundukları yerde koruma altına almalarını öneriyoruz. Olabildiğince bu dönemi kendilerini izole etmeleri gerekiyor.
  • Pandemiden korunabilmek için insanı zorunlu bir yaşam tarzıyla sınırlar, bizim de toplumdan beklentimiz budur. Sağlığımız için bazı özgürlüklerden bir süreliğine vazgeçeceğiz.
  • 4-5 hafta çok önemli. Tedbirlere sarılmalıyız. Unutmayalım ki korona virüs aldığımız tedbirlerden daha güçlü değildir.

Alınan tedbirlerin ‘olağanüstü hal’ olmadığını söyleyen Koca, mart ve nisan aylarındaki ulusal ve uluslararası toplantıların ileri tarihlere ertelendiğini belirtti; “Yurt dışından gelenler rapor almadan 14 gün idari izin sayılacak” dedi.

Cezaevlerinde görüşler ertelendi

Adalet Bakanı Gül ise, açık ve kapalı cezaevlerinde görüşlerin iki hafta süreyle ertelendiğini belirtti; ‘ivedi’ özelliği bulunmayan duruşmaların ertelenmesi konusunun da Bilim Kurulu’nca tavsiye edildiğini söyledi. Yabancı uyruklu yurt dışından gelenlerin yapmak istediği ziyaretlerin süresiz ertelendiğini belirten Gül, İki hafta süreyle -güvenlik ve hastalık durumları dışında- nakillerin de ertelendiğini kaydetti.

Bakan Gül, “Ceza infaz kurumuna girmeden önce ilk kabul raporlarıyla birlikte hastalık belirtisi olanların ceza infaz kurumuna alınmaması, sağlık muayenesinden geçip tedavileri yapıldıktan sonra alınması söz konusu. İlk kabul raporunda solunum yolu enfeksiyonu olmadığını gösteren sağlık raporları olanların belirli bir alana alınacaktır. 14. günün sonunda diğer sınırlı alanlara aktarılması sağlanacak” diye konuştu.

9 ülkeyle daha uçuşlar durduruldu, otobüs ve tren seferleri artırıldı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Turhan da, şimdiye kadar uçuşların durdurulduğu beş ülkeye –Çin, İran, Güney Kore, Irak ve İtalya– ek olarak dokuz Avrupa ülkesiyle –Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç ve Hollanda– daha uçuşların durdurulduğunu söyledi. Ayrıca Turhan, evine dönmek isteyenler için otobüs ve trenlerde ek sefer koyulduğunu duyurdu.

Turhan şunları söyledi: “Yüksek Hızlı Trenler ve konvansiyonel trenler, Marmaray hattı gibi toplu taşıma araçlarında gerekli dezenfekte işlemleri yapılmakta. Aynı şekilde otobüs firmaları ve duraklarında da işletmelere her türlü tedbirleri almaları için talimatlandırdık. Ankara-İstanbul, İstanbul-Ankara YHT hatlarımızda 13-14-15 Mart tarihlerinde ilave seferler koyduk. Ana hat ve bölgesel trenlerde ilave vagonlar koyuyoruz. Böylece 14 bin 500 ilave yolcu kapasitesi oluşturduk.”

Gemilerin sahil sıhhıye tarafından ülkeye girişinde sorun olmadığına dair sahil sıhhiye tarafından belgelendirilmeden hiçbir temasa müsaade edilmediğini belirten Turhan, “Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç, Hollanda, Tayland, Güney Kore, Hong Kong ve Singapur limanlarına uğrak yapması ya da bu ülke vatandaşlarının gemiye katılımının tespit edilmesi halinde Türkiye işlemleri yürütmektedir” dedi.

Bakan Turhan, İran’la tüm kara ve demiryolu geçişleri durdurulduğu için bu ülke üzerinden yapılan karayolu taşımasının Gürcistan’a kaydırıldığını, demiryolu taşımacılığı için de TCDD’nin ek seferler konmasını sağladıklarını anlattı

Koronavirüse karşı yeni kampanya: Stay the Fuck Home

Çin’de ortaya çıktığı Aralık ayından bu yana birçok ülkeye yayılan ve milyonlarca insanın hayatını etkileyen yeni tip koronavirüs (Covid-19) karşısında hükümetlerin yetersizliğini eleştiren yeni bir kampanya başlatıldı. Kampanyanın ismi ise Stay the Fuck Home. Film çevirisiyle söyleyecek olursak; “Lanet Olası Evinde Kal.”

staythefuckhome.com isimli internet sitesi üzerinden dokuz dilde duyurusu yapılan kampanya, kendisini “Covid-19 salgınını durdurma hareketi” olarak tanımlıyor ve şu çağrıda bulunuyor:

Yavaş reaksiyonlar, kamusal yatıştırma politikaları ve ekonomiyi istikrara kavuşturmaya yönelik dürtüleri, milyonları bu hastalıktan korumak için gereken önlemleri almayı engelliyor. Bu dünyanın vatandaşları olarak, şimdi harekete geçip COVID-19 ile mücadelede üzerimize düşeni yapma zamanı.

Kendinden Karantina Manifestosu

Uygun bir tedavinin ve aşının en az bir yıl daha mümkün görünmediği söylenen açıklamada koronavirüs salgınını uzak tutmanın tek etkili yolunun ise virüse daha az yayılma şansı vermek olduğu belirtiliyor. “Kendinden Karantina Manifestosu” isimli manifestoda salgına karşı mücadelede uygulanabilecek adımlar şu şekilde sıralanıyor:

  1. Panik yapmayın, ama uyanık olun.
  2. Ellerinizi sık sık yıkayın ve öksürük ve hapşırma görgü kurallarını uygulayın.
  3. Ağzınız, burnunuz ve gözleriniz de dahil olmak üzere yüzünüze mümkün olduğunca az dokunmaya çalışın.
  4. Sosyal mesafeyi, sarılmayı ve öpüşmeyi, el sıkışmalarını, ‘çak bir beşlikleri’ bırakın. Gerekirse daha güvenli alternatifler kullanın.
  5. Konserlere, sahne oyunlarına, spor etkinliklerine veya diğer toplu eğlence etkinliklerine katılmayın.
  6. Müzeleri, sergileri, sinema salonlarını, gece kulüplerini ve diğer eğlence mekanlarını ziyaret etmekten kaçının.
  7. Kulüp toplantıları, dini hizmetler ve özel partiler gibi sosyal toplantılardan ve etkinliklerden uzak durun.
  8. Seyahat miktarınızı en aza indirin. Kesinlikle gerekli değilse uzun mesafeler kat etmeyin.
  9. Kesinlikle gerekli değilse toplu taşıma araçlarını kullanmayın.
  10. Evden çalışabiliyorsanız, evden çalışın. Gerekirse işvereninizi uzaktan çalışmaya izin vermeye teşvik edin.
  11. Mümkün olduğunca çok sayıda sosyal etkileşimi telefon görüşmeleri veya görüntülü sohbet gibi uzak alternatiflerle değiştirin.
  12. Kesinlikle gerekli değilse evinizden çıkmayın.

Virüsten korunmak için kaç önlemin alınması gerektiğine dair doğru veya yanlış bir sayının olmadığının hatırlatıldığı açıklamada “Sadece kendinizi rahat hissettiğiniz ve geçiminizi tehlikeye atmayan eylemleri gerçekleştirin. Bunun için işinizden istifa etmeye kalkmayın. Ancak, her eylemin yardımcı olduğunu unutmayın” tavsiyesinde bulunuluyor.

İnsanların sakinliğine tepki

Kampanyanın mimarı ise Frakfurt’ta yaşayan Florian Reifschneider. Virüsün Çin’de, İtalya’da ve İran’da yarattığı yıkımdan etkilenen Reifschneider, insanların bunu bu kadar sakin karşılamasına da anlam verememiş. O yüzden daha sonradan küresel bir karşılık bulan kampanyayı başlatmak istemiş.

‘Sadece kendiniz için değil başkaları için de gerekli’

Reifschneider, Covid-19’un gribe kıyasla çok yayılma oranının ve ölüm oranının çok daha fazla olması, vaka sayısının ivmelenen bir artış göstermesi, henüz herhangi bir aşı veya tedavi yönteminin bulunmaması sebebiyle bu önlemlerin alınması gerektiğini belirtiyor. Başlattığı kampanyayı ise şu sözlerle bitiriyor:

Harekete katılarak ve böylece yeni enfeksiyon olasılığını sınırlayarak sadece kendinizi korumakla kalmazsınız. Aynı zamanda herkes için, özellikle de bu virüsün ciddi sonuçlarına maruz kalma riski yüksek olanlar için yayılmanın kontrol altına alınmasına ve sınırlandırılmasına yardımcı olursunuz.

Koronavirüs krizi Türkiye’de: Okullar tatil, etkinlikler iptal, otogarlar dolu

Yeni tip koronavirüs (kovid-19) testi pozitif çıkan insan sayısının ikiye çıkmasıyla birlikte Türkiye’de virüse karşı alınan önlemler arttı. Okullar tatile girerken birçok etkinlik ve konferans iptal edildi.

Otobüslere ek sefer

Üniversitelerin 16 Mart tarihinden itibaren iptal edilmesinin ardından, ailelerinin yanına dönmek isteyen öğrenciler otogarlarda büyük bir yoğunluk oluşturdu. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Birol Özcan, oluşan yoğunluğu karşılamak için otobüs firmalarına yılbaşı ve bayramlarda olduğu gibi ek sefer izni verildiğini söyledi. Fiyatlarda ise bir artış yaşanmayacağını belirtti.

Fotoğraf: AA

Kur’an kursları 2 hafta tatil

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş koronavirüs ile ilgili alınan tedbirler kapsamında Kur’an kurslarının 2 hafta tatil edildiğini söyledi. Ayrıca cuma hutbesinde koronavirüsten korunmak için yöntemler anlatıldı.

Toplu taşımada yüzde 10 düşüş

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Salgın hastalık riski sebebiyle İstanbul’da son 3 günde metro, metrobüs ve otobüs kullanımında yüzde 10’luk düşüş görülmüştür. Vatandaşların özel araçlarıyla trafiğe çıkmayı tercih ettikleri saptanmıştır. Toplu ulaşım araçlarının dezenfeksiyonu aralıksız olarak devam etmektedir” dedi.

Newroz kutlamaları 1 Mayıs ile birleşiyor

Halkların Demokratik Partisi (HDP), yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle Newroz kutlamalarını iptal ettiklerini açıkladı. Parti adına yapılan basın açıklamasında Newroz kutlamalarını 1 Mayıs kutlamaları ile birleştireceklerini duyurdular.

İptal edilen etkinlikler

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 14 Mart Cumartesi gününden nisan ayı sonuna kadar Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne ait tüm sanatsal etkinliklerin ertelendiğini bildirdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Koronavirüs tedbirleri nedeniyle tüm kültür sanat etkinliklerini iptal etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi düzenlediği konser, tiyatro, sergi, panel gibi tüm kapalı alan etkinliklerini 2 Mayıs 2020 tarihine kadar iptal ettiğini açıkladı.

İzmir’de de Buca’da, Bornova’da, Karşıyaka’da ve Narlıdere’de birçok etkinlik iptal edildi. 22-30 Mart’ta Narlıdere’de yapılması planlanan Tiyatro Festivali de iptal olan etkinlikler arasındaydı. Önümüzdeki ay yapılması planlanan 25. İzmir Kitap Fuarı, koronavirüs nedeniyle Haziran ayına ertelendi.

Film festivalleri ve galalara erteleme

Bu sene 16 Mart’ta İstanbul’da başlayacağı duyurulan 18. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, koronavirüs kontrol altına alınana kadar ertelendi. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın düzenlediği ve 10-21 Nisan’da yapılması planlanan 39’uncu İstanbul Film Festivali de ertelendi.

Malazgirt 1071, Adanış: Kutsal Kavga, Aslan Hürkuş: Kayıp Elmas ile bu hafta vizyona girmesi beklenen Ezel Akay’ın filmi 9 Kere Leyla’nın gösterimi ileri bir tarihe ertelendi. Müjdat Gezen 60’ncı yıl galası ile Müstakbel Damat filminin galası ise iptal oldu.

İş Sanat, Akbank Sanat, Salon İKSV ve Zorlu PSM de önümüzdeki ayda gerçeleşecek bütün etkinliklerini iptal ettiklerini duyurdu.

Erdoğan’ın namaz kılacağı camiye özel önlemler

Toplum genelinde alınan tedbirler devlet yetkilileri katında da gözlemlendi. Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan‘ın cuma namazını kıldığı Üsküdar’da bulunan Hz. Ali Cami’nde koronavirüs önlemleri dikkat çekti. Öncesinde cami dezenfekte edildi, termal kamerayla tarama yapıldı, bazı korumaların ise eldiven takarak dolaştığı görüntüler yansıdı.

Malkovich’e kolonyalı karşılama

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ünlü Hollywood yıldızı John Malkovich ile Emirgan’daki Beyaz Köşk’te bir buluşma gerçekleştirdi. Lateks eldiven takan Malkovich’e virüsten korunma yöntemi olarak önerilen kolonya ikram edildi.

Hong Kong’ta sahiller kullanılmış maske doldu

İnsanların yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı önlem olarak kullandığı ve attığı günlük yüz maskeleri Hong Kong’un plajlarında ve doğa yollarında birikmeye başladı. Çevre örgütleri, bu atıkların deniz ve yaban hayatı için büyük tehdit oluşturduğu uyarısında bulunuyor.

Virüsün ortaya çıktığı tarihten bu yana ülkede toplam 132 kişiye virüs tanısı konuldu. Bu kişilerden ise dördü hayatını kaybetti. 7.4 milyondan oluşan şehrin çoğunluğu virüsten korunmak amaçlı tek kullanımlık yüz maskeleri takıyor.

Daily Mail’de yer alan habere göre, düzgün bir şekilde bertaraf edilmesi gereken bu atıklar bunun yerine kırsal yaşamda veya denizde her zamanki plastik torba ve çöp yığınlarının arasında karışıyor. Bu durumun yol açabileceği tehlikeye dikkat çeken çevre örgütleri ise çevre probleminin yanı sıra salgın riskinden de endişe ettiklerini söylüyor.

Fotoğraf: Reuters

Issız adada 100 atık maske

Oceans Asya çevre grubunun kurucusu Gary Stokes, Hong Kong bölgesinde bulunan ve izole konumuyla bilinen ıssız Soko adalarında 70 maske bulduğunu söyledi. Bir hafta sonra adayı yeniden ziyaretinde 30 yeni atık maske daha bulduğunu açıklayan Stokes, “Bu bizim için oldukça endişe verici bir durum” dedi. Şehirdeki diğer sahillerde de benzer durumlar yaşandığını kaydetti.

Dışarıda yemek, fast food ve paket servisin yaygın olması tek kullanımlık plastiğin kullanımını iyice arttırdığı için yoğun nüfuslu şehir yıllardır plastik atıklarla uğraşmak için mücadele ediyor.  Şehrin 6 milyon ton atığının yaklaşık yüzde 70’i düzenli depolama ile sonuçlanan çok az çöp geri dönüştürülüyor.

Doğaya karışması uzun zaman alıyor

Hong Kong’da ‘Plastiksiz Deniz’ grubu kurucusu Tracey Read, maskelerin bir plastik türü olan ve doğaya karışması uzun süre alan polipropilen maddesinden yapıldığını hatırlatarak “İnsanlar kendilerini koruduklarını düşünüyorlar, ancak bu yalnızca kendinizi korumakla alakalı değil, maskeleri uygun bir şekilde atarak herkesi korumak zorundasınız, bu durum çok bencilce” dedi.

Salgın spor dünyasını da vurdu: Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçları ertelendi

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, spor organizasyonlarını da büyük ölçüde etkiledi. Avrupa’da birçok lig erteleme kararı aldı.

13 Mart itibarıyla ilan edilen ertelemeler şöyle:

  • UEFA, önümüzdeki hafta oynanacak Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarının ertelendiğini açıkladı. .

  • İngiltere Premier Lig, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle 4 Nisan’a kadar ertelendi.
  • Fransa Ligue 1 ve Ligue 2, süresiz olarak askıya alındı.
  • Almanya Bundesliga’da açlar 2 Nisan’a kadar tatiledildi. Bundesliga yönetimi, bu hafta sonunda oynanacak tüm maçların oynanacağını ve salı günü itibarıyla bu kararın aktif edileceğini açıkladı.
  • Türkiye Futbol Federasyonu, Gelişim Liglerini (U19, U17, U16, U15, U14)  erteledi.
  • Türkiye Basketbol Federasyonu, Basketbol Gençler Ligi maçlarının, henüz başlamayan altyapı şampiyonaları, 12 DABO faaliyetleri ve Yerel Lig müsabakalarını ertelediğini duyurdu.
  • Everton‘da bir oyuncuda koronavirüs şüphesi çıkmasının ardından bütün takım ve teknik ekip karantinaya alındı.
  • Chelsea’nin genç oyuncusu Hudson Odoi’nin koronavirüs testi pozitif çıktı. Odoi, Premier League’de corona virüs testi pozitif çıkan ilk oyuncu oldu.
  • Galatasaray Kulübü, lig maçlarının seyircisiz oynanması yerine, ilk etapta 15 gün ya da 1 ay süreyle ertelenmesi görüşünde olduğunu duyurdu.
  • Elektrikli otomobillerin yarıştığı 2020 Formula E Şampiyonası, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle geçici bir süreliğine askıya alındı.
Koronavirüs salgınıyla dalga geçmek için katıldığı basın toplantısındaki tüm mikrofon, telefon ve kayıt cihazlarına dokunan ancak sonra test sonucu pozitif çıkan NBA takımlarından Utah Jazz oyuncusu Rudy Gobert ise virüsün yayılmasına etki ettiği için özür diledi. Gobert, “Mazeretim yok, duyarsızdım. Umarım hikâyem herkese bu konuyu ciddiye alması için uyarı olur” dedi.

Ülkedeki koronvirüs nedeniyle NBA maçları askıya alınmıştı.

Eurohoops. net sitesine göre, Fransız basketbolcu, şu ifadeleri kullandı:

“Son 24 saatte bana desteklerini ve endişelerini bildiren herkese teşekkür etmek istiyorum. Teşhis konulduğundan beri çok farklı duygular içerisindeyim. Korku, kaygı ve utanç. İlk ve en önemli şey şu ki, tehlikeye attığım insanlardan  herkesin önünde özür diliyorum. O zamanlar virüsün bana bulaştığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Mazeretim yok, duyarsızdım. Umarım benim hikâyem herkese bu konuyu ciddiye alma noktasında bir uyarı olur.”

Kendisine iyi bakıldığını söyleyen Gobert, “Tamamen iyileşmiş biçimde döneceğim. Tüm desteğiniz için tekrardan teşekkürler. Herkesi sağlıklı olmaya, güvende kalmaya davet ediyorum” dedi

 

 

Wikileaks’e belge sızdıran Chelsea Manning serbest bırakılıyor

2010 yılında Julian Assange yönetimindeki Wikileaks’e ABD ile ilgili gizli dosyalar sızdıran ve şu anda tutuklu bulunan eski askeri istihbarat analisti Chelsea Manning‘in serbest bırakılmasına karar verildi.

Manning, 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ancak dönemin ABD lideri Barack Obama‘nın talebiyle bu ceza kısaltılmıştı. 2017 yılında serbest kalan Manning, Wikileaks ile ilgili yürütülen soruşturmada ifade vermeyi reddettiği için 2019’da tekrar tutuklanmıştı. Manning yaklaşık bir senedir Virginia eyaletinde bir cezaevinde tutuluyor.

Yarım milyon dolarlık para cezası

Federal hakim Anthony J. Trenga, “Mahkeme, Sayın Manning’in büyük juri önüne çıkmasına artık gerek kalmadığına karar vermişti, bu sebeple artık cezaevinde tutulmasının bir amacı kalmamıştır” kararını verdi.

Ancak kendisine günlük bin dolardan yazılan ve yarım milyon doları bulan para cezalarının kaldırılması talebi mahkeme tarafından reddedildi.

İntihar girişimi

Manning çarşamba günü cezaevinde intihar girişiminde bulunmuş ve ardından hastaneye kaldırılmıştı. Manning’in savunma ekibi, analistin ifade vermeme konusunda “geri adım atmayacağını” belirtmişti.

İklim krizini niçin koronavirüsü gibi acil bir durum olarak ele almıyoruz?

***

Küresel acil durum kitlesel boyutta ölümlere yol açmış ve halen de milyonları erkenden mezara yollamakla tehdit ediyor. Etkisi yayıldıkça koskoca bir ekonomiyi istikrarsızlaştırıp yetersiz kaynakları ve zayıf altyapısı olan fakir ülkeleri tamamen mahvedebilir. Ama bu korona virüsü değil, iklim krizi. Hükümetler ulusal acil durum planları yapmıyor, soluk almadan Güney Kore‘den İtalya’ya kadar dünyanın her yerindeki gelişmelere dair telefonlarınıza dramatik anlık bildirimler, ayrıntılar yollamıyor.

Halen koronavirüsü nedeniyle 3000’i aşkın kişi öldü, bununla beraber Dünya Sağlık Örgütü‘ne göre dünyadaki çok önemli küresel krizlerden sadece bir tanesi, hava kirliliği, her yıl yaklaşık 7 milyon insanı öldürüyor. İklim krizi için Kobra toplantıları yapılmadı, başbakandan kamuyu teskin etmek üzere ciddi acil durum eylemlerini bildiren açıklamalar gelmedi. Zaman içinde koronavirüsü pandemisini -son derece yayılmış bir salgını- yeneceğiz.  Oysa, iş iklim krizine gelince, şu anda bile gecikmiş durumdayız ve şimdi de yaklaşmakta olan felaket düzeyindeki sonuçlarını azımsamaktan başka bir şey yapıldığı yok.

Her ne kadar anlaşılabilir bir şekilde, koronavirüsüne acil tehlike olarak bakılırken iklim krizi, sanki on yıllarca yıl uzakta bir soyutlama gibi yansıtılıyor. Bir hastalıktan farklı olarak iklim değişikliğinin bizleri bireysel olarak nasıl etkileyeceğini anlamak çok daha zor. Geçen yaz hiç görülmemiş bir şekilde bozkır yangınları Kuzey Kutbu‘nu (Arktik) sarmalayınca iklim krizinin acil durumları nasıl körüklediği çerçevesinde tartışmalar yapılmış olsaydı durum farklı olurdu belki, ama böyle bir şey gerçekleşmedi. 2018 yılında 60 milyondan fazla insan iklim değişikliğinin yarattığı şiddetli hava koşullarının sonucundan etkilendi, ki bunların arasında Avrupa, Japonya, ABD‘de sıcak dalgalarından ve bozkır yangınlarından ölen 1600 kişi vardı. Dünya Meteoroloji Örgütü‘ne (WMO) göre İdai hortumu Mozambik, Malavi ve Zimbabwe’yi mahvederken, Florence ve Michael kasırgaları Amerikan ekonomisine 24 milyar dolarlık zarar verdi.

Kısa süre önceki Yorkshire sellerinin ortaya koyduğu gibi aşırı hava koşulları korkunç insani ve ekonomik zararı ile birlikte Britanya‘da giderek hayatın gündelik bir parçası haline geldi. Antarktika buz(ul)ları 40 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında altı kez, Grönland buz tabakası ise geçmişte sanıldığından dört kez daha hızlı eriyor. Birleşmiş Milletler‘e göre endüstri öncesi dönemle karşılaştırıldığında 1,5 derece santigrat sıcaklık artışını önlemek için önümüzde bir on yıl var, ama öyle anlaşılıyor ki, her ne olursa olsun, küresel ısıtmanın cezasını çekeceğiz.

Pandemi ve iklim krizi el ele gidebilir mi?

Evrensel salgın (pandemik) ve iklim krizi el ele de gidebilir pekâlâ: araştırmalar, değişen hava koşullarının, türleri giderek daha yüksek rakımlara çıkmaya zorlayarak onları henüz bağışıklık geliştirmedikleri hastalıklara da maruz bırakabileceğini gösteriyor.  Yeryüzünün Dostları (Friends of the Earth) adlı kuruluşun2 eş-icracı-yöneticisi Miriam Turner, “Çok tuhaf” diyor, “insanlar koronavirüsünü bugünün krizi olarak görürken, iklim krizini gelecekteki bir ihtimal olarak algılıyor.” Turner şöyle sürdürüyor: “Londra’nın merkezinde bir ofiste otururken iklim krizi bize çok uzak görünebilir, ama aciliyeti daha şimdiden kemiklerinde hisseden yüz milyonlarca insan var dünyada.”

Koronavirüsü konusundaki aciliyeti iklim krizi bağlamında da hissettiğimizi hayal edin. Hangi adımları atardık? New Economics Foundation’dan3 (Yeni Ekonomi Vakfı-NEF) Alfie Stirling‘in4 dikkatimizi çekmeye çalıştığı gibi, iki kriz arasında kesin bir sınır çizmek pek akıllıca olmaz. Sonuç olarak koronavirüsü küresel ekonomide bir yavaşlamaya yol açabilir: Buna karşı alınacak ekonomik önlemler iklim krizine çare ile de ilişkilendirilmelidir. “Ekonomik durgunluk döneminde siyasetçiler “en kolay tedbirler hangileri” paniği ile yaşar ve bunların hepsi tedarik zincirleri ile yaranın üstüne bant yapıştırmak gibi kolay tedavilerdir” diyor Stirling. 2008’deki- ekonomik ve mali- çöküş döneminde, örneğin, katma değer vergisi ve faizler derhal düşürüldü ama yatırım harcamaları yeterli hızla yükseltilmedi ve sonra da kemer sıkma adına tamamen kesildi. NEF’in araştırmasına göre, eğer koalisyon hükümeti, ilave olarak sıfır-karbon altyapısını finanse etseydi, yalnızca ekonominin düzelmesine yardım etmiş olmakla kalmayacak, ayrıca yerleşim alanlarındaki salımları yüzde 30 civarında azaltmış olacaktı. Oysa bu sefer zaten düşük olan faizleri daha da düşürmek mümkün değil; ne de merkez bankasının parasal gevşeme yolunu seçmesine imkân var; öncelik, yeşil maliye politikasında olmak zorunda.

Başbakanın 10 numara (Başbakanlık binası) basamaklarında yapacağı ve bütün TV kanallarında yayınlanacak o ağır resmî konuşmada nelerden bahsedilecek peki? Bütün evlerde ve işyerlerinde bina yalıtımı yapılacağı, istihdam yaratılacağı, yakıt yoksulluğunun ve salımların azaltılacağı söylenecek. Ülke çapında her yerde elektrikli arabaları şarj etmek için istasyonlar inşa edileceği. Halen Britanya’nın, ulusun altyapısını dönüştürmek, öreğin yakıt pompalarını değiştirmek için gerekli becerilere sahip olmadığını belirtiyor Stirling. Bunun için işgücünü eğitmek üzere acil bir eğitim programı ilan edilecek.

Çoğu, hali vakti son derece yerinde olan düzenli uçanlar için “sık uçuş vergisi” konulacak. Turner’ın dediği gibi bütün hükümet politikaları şimdi koronavirüsü merceğinden bakılarak değerlendirilecek. Benzer bir şekilde bir iklim merceği hem de daimî olarak mutlaka kullanılmalı.

Bu daha başlangıç. Yeryüzü Dostları Derneği, 30 yaş altındakiler için otobüs seyahatlerinin bedava olmasını, bunun da acil olarak otobüs şebekesine yapılacak yeni yatırımlarla birleştirilmesini öneriyor. Yenilenebilir enerji iki misline katlanmalı, ki bu da yeni işler ve temiz enerji yaratarak öldürücü hava kirliliğini azaltacak. Hükümet vergi verenlerin paraları ile fosil yakıt endüstrisine yaptığı tüm yatırımlara son verecek ve Britanya’daki orman alanlarını ikiye katlamak üzere yeni bir ağaç dikme programı başlatacak, ki bu da Avrupa’da en az ormanı olan ülkelerden birinin topraklarını şenlendirecek.

Koronavirüsü ile iklim krizi arasında bir temel fark var tabii ve bu da büyük bir utanç kaynağı. “Koronavirüsünün gelmekte olduğunu bilmiyorduk” diyor Stirling, “Oysa iklim krizinin geleceğimizin bir parçası olacağının 30-40 yıldır farkındaydık.” Her ne kadar, kaynakları yetersiz, parası da çok az olan Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) yüzünden buna hiç yatırım yapılmadığı için yeterli derecede hazırlıklı değilsek de -hükümet istese- iklim acil durumu hakkında bir yaygın salgın (pandemi) planı anons edip bunu hemen yürürlüğe koyabilir.

Koronavirüsü karşımıza pek çok tehdit ve engel çıkarıyor, ama pek bir fırsat sunmuyor. Küresel ısıtmaya akıllıca kurgulanmış bir cevap düşük maliyetli ulaşımı, iyi yalıtılmış evleri, yüksek beceriye dayanan yeşil işleri ve temiz hava solumayı mümkün kılacaktır. Tabii ki yaygın salgın (pandemik) hastalığı önlemek için gayet hızlı bir tepki şart ve acildir. Ama iklim krizi çok daha vahim ve çok daha ölümcül bir varoluşsal tehdit oluşturduğu halde, buna tekabül edecek bir acil tepki durumu mevcut değil. Koronavirüsü bunun mümkün olduğunu bize gösteriyor; ama bu, kararlılık ve irade gücü gerektirir ki, gezegenimizin geleceği söz konusu olduğunda, bunların varlığına dair halen hiçbir işaret görülmüyor.

***

1 Kobra toplantıları: Britanya’da ulusal, bölgesel veya uluslararası bir kriz olduğunda, ilgili birimlerin önde gelenleri ile yapılan toplantı. İsmi ise toplantının yapıldığı odadan kaynaklanıyor: Kabine Ofisi Brifing Odaları, ki bunlara çoğu zaman kısaca COBR deniliyor.

2 Friends of the Earth- Yeryüzü Dostları Derneği. Gezegen ve adalet için 1969 yılında kurulmuş ve 74 ülkeyi içeren bir çevre örgütleri ağı.

3 New Economics Foundation- Yeni Ekonomi Vakfı: Londra merkezli, ekonomi odaklı bir düşünce kuruluşu

4 Alfie Stirling: Yeni Ekonomi Vakfı’nda Makroekonomi bölümü başkanı; para ve maliye politikalarının yanı sıra sosyal güvenlik ile ilgileniyor.

Çeviri Editörü: Ömer Madra

Koronavirüs konferansı koronavirüs sebebiyle iptal edildi

Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Cuma günü New York’ta gerçekleşmesi planlanan “Koronavirüs altında iş yapma” isimli yuvarlak masa toplantısını, koronavirüsün bölgede yayılması sebebiyle iptal etti.

Bloomberg’te yer alan habere göre CFR ayrıca 11 Mart ile 3 Nisan tarihleri arasında ABD’de düzenlemeyi planladığı bütün yüz yüze toplantıları ve konferanslarını iptal ettiğini duyurdu.  Böylece, New York’taki otomobil fuarının de içerisinde olduğu iptal edilen ve ertelenen toplantılar listesine dahil oldu.

ABD’de ölü sayısı 41’e yükseldi

Özellikle şehrin New Rochelle banliyösünde yayılan salgın sebebiyle birçok vatandaş teyakkuz halinde. Worldometers’ın sağladığı verilere göre ABD’de bugüne kadar tespit edilen koronavirüs vakası bin 762. Bu vakalardan 41 tanesi ise ölüm ile sonuçlandı.

Çanakkale’den kömür mücadelesine destek çağrısı

Çanakkale’de faal olarak çalışan beş kömürlü santralin yanı sıra planlanan çok sayıda santral olduğuna dikkat çeken Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, kömür karşıtı mücadelelerini büyütmek için kampanya başlattı. ‘Kömürlü Termik Santrallere Karşı Birlikte Daha Güçlü’ projesi kapsamında başlatılan ‘Çanakkale Kömürden Geçilmez’ başlıklı kampanyada kömüre boğulan bölge için dayanışma gösterilmesi istendi.

Dernekten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

İklim krizine, insan sağlığına, toprak, su ve hava kirliliğine karşı yerin altında bırakmamız gereken fosil yakıtların halen işletiliyor olması şu an yerel ve küresel ölçekte yaşadığımız krizi beslemektedir.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olarak yerel, ulusal ve küresel ölçekte kömür karşıtı mücadelenin bir parçasıyız. Bu bağlamda Çanakkale Kömürden Geçilmez diyerek gündeme getirmeyi, tartışmaya açılmasını, eylemlilik ve politika üretilmesini istediğimiz belli başlı konular bulunmaktadır.”

Dernek Çanakkale’deki doğa tahribatını da bir videoyla gözler önüne serdi:

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin, adil dönüşüm, hava kirliliği, sağlık, kömür finansmanı konularında ürettiği içerikler www.kazdagim.com; Çanakkale’deki aktif/planlanan kömürlü termik santralleri ve bunlara karşı yürütülen mücadele de http://www.kazdagim.com/interaktif-harita/ üzerinden takip edilebilir.