Ana Sayfa Blog Sayfa 2092

Pentagon başkentte 1600 asker konuşlandırdı

ABD‘de George Floyd‘un ardından başlayan protestoların sekizinci gününde, Pentagon Sözcüsü Mark Esper Hoffman, yaklaşık 1600 askerin tedbir amaçlı başkente konuşlandıracağını duyurdu. 

Hoffman bu iş için 82’nci Hava İndirme Tümeni’ne bağlı Acil Müdahale Tugayı‘nın 504’üncü Görev Gücü Taburu’nun görevlendirildiğini söyledi. 

‘Şehrin içinde değiller’

Sözcü, askerlerin Ulusal Başkent Bölgesi‘ne konuşlandırıldığının ancak Washington DC‘nin içinde olmadıklarının altını çizdi:

Teyakkuz halindeler ama 10. Madde altında görevliler, sivil otoritelerin operasyonlarına katılmıyorlar. Fort Bragg ve Fort Drum‘dan sevk edilen askerlerin sayısı yaklaşık 1600’dür.

82. Hava İndirme Tümeni Acil Müdahale Tugayı daha önce ABD‘nin İran ile Irak‘ta yaşadığı gerilimler üzerine Irak’a sevk edilmişti.

Trump: Gerekirse askeri gücü kullanırız

ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Beyaz Saray‘ın önünde yaptığı konuşmada, ülkede geçen haftadan bu yana devam eden olaylarla ilgili olarak, gerekirse askeri güç kullanılacağı tehdidinde bulunmuştu.

Ülkede dün akşamdan itibaren 100 bin Ulusal Muhafız aktif hale getirilerek valilerin emrine verilmişti.

Gösteriler sekizinci gününde

ABD’de polis memuru Derek Chauvin‘in siyah vatandaş George Floyd’u diziyle boğazına bastırmak suretiyle boğarak öldürmesi üzerine başlayan olaylar sekizinci gününe girdi.

Göstericiler ve polis ile ulusal muhafızlar arasında çıkan çatışmalarda Associated Press‘in verilerine göre şimdiye kadar yaklaşık 9 bin 300’ün üzerinde kişi gözaltına alındı.

Avusturya’da Yeşiller Partisi’nin önerisiyle Nazi yanlısı anma töreni yasaklandı

Avusturya Parlamentosu, İkinci Dünya Savaşı sırasında Hırvatistan’ı yöneten faşist Nazi yanlısı Ustaşa hareketinin yüceltilmesi için bir yer haline gelen Bleiburg‘daki yıllık toplantıyı yasaklama kararı aldı.

Adriatic Report’ta yer alan habere göre Yeşiller Partisi tarafından sunulan önerge Başbakan Sebastian Kurz’un Muhafazakar Partisi’nin de aralarında bulunduğu neredeyse tüm siyasi partiler tarafından desteklendi. Aşırı sağ görüşteki Özgürlük Partisi ise karşı oy kullandı.

Anma sırasında nefret söylemi

Etkinlik Mayıs 1945 tarihinde Bağımsız Hırvatistan Devleti’nin (NDH) yenilgisinden sonra Avusturya’ya kaçan Nazi müttefiki asker ve sivillerin burada Yugoslav partizanları tarafından öldürülmesini anmak için gerçekleştiriliyordu.

Önceki yıllarda bu anma törenine on bine yakın kişi katılmış, katılımcılar törende neo-Nazi sloganları atmış ve nefret söyleminde bulunmuştu. Avusturya İçişleri Bakanlığı, etkinliğin yanı sıra Ustaşa hareketinin sembolü olan U harfi içerisinde el bombası illüstrasyonunun da kullanımını yasakladı.

Bu yılki anma töreni Avusturya’daki koronavirüs kısıtlamaları sebebiyle Bosna-Hersek’in başkenti Saray Bosna’da gerçekleşmişti. Saray Bosna’da pek çok kişi etkinliğin ülkelerinde gerçekleşmesine tepki göstermişti.

 

Vogue koronavirüs emekçilerini kapağa taşıdı

Dünyaca ünlü moda dergisi Vogue‘un Britanya baskısının temmuz sayısı kapağında, derginin çizgisinde alışılmış olanın dışında kişiler yer alıyor: Bir ebe, bir vatman, bir de süpermarket çalışanı.

Yayın yönetmeni Edward Enninful kapakla ilgili kararlarını şöyle açıkladı:

Onlar, koronavirüs salgınının zirveye ulaştığı, herkesin evde olduğu bir dönemde üniformalarını giyip insanların yardımına koşan milyonları temsil ediyor. Bu tarihi süreç özel bir çalışmayı hak ediyordu. Bu şekilde teşekkür etmek istedik.

https://www.instagram.com/p/CA5ki8jFnKz/?utm_source=ig_embed

‘Sağlık çalışanlarının önemi anlaşıldı’

Kapaktaki üçlüden biri, kentin doğusundaki Homerton Hastanesi’nde çalışan 24 yaşındaki ebe Rachel Millar.

Salgın boyunca onlarca bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı olan Millar, Vogue’un kapağına taşınmasıyla ilgili olarak “Çok mutlu oldum. Sanırım okurlar da Ulusal Sağlık Sistemi’nin (NHS) bir temsilcisini kapakta görmekten memnuniyet duyar. Bu süreç geçmişte gözardı edilen sağlık çalışanlarının önemini gösterdi” dedi.

‘Dalga geçiyor sandım’

10 yıldır Transport for London’da çalışan, beş yıldır da vatmanlık yapan Narguis Horsford ise müdürünün kendisini çağırıp, “Vogue’a röportaj vermek ister misin?” diye sorduğunda, dalga geçtiğini sandığını söyledi:

Ama gerçekmiş. Ulusal Sağlık Sistemi çalışanlarının önemini kimse gözardı edemez. Ama bu süreçte hayatın akışını sağlamak için çalışan başka meslek gruplarına da vurgu yapmaları çok güzel. Ön saflarda çalışan kadınları temsil ettiğim için çok mutluyum. Salgın ilk başladığında işe giderken korkuyordum ama zamanla toplum için önemli bir iş yaptığımı fark ettim ve gurur duymaya başladım.

Üçüncü kişi market çalışanı

Kapağa çıkan diğer isim ise 21 yaşındaki Anisa Omar. Kentin kalabalık tren ve metro istasyonlarının bulunduğu King’s Cross’taki Waitrose markette çalışıyor. Salgının ardından işiyle gurur duymaya başladığını anlatan Omar’a göre artık marketteki görevi, sıradan bir işten öte bir şey.

Benzer bir hareketi Elle Türkiye‘de Mayıs sayısında “Onların Gücü ile” sloganıyla yapmıştı. Salgın günlerinde görevinin başında olan on farklı meslekten kadının fotoğrafının yer aldığı sayı, on farklı kapakla satışa çıkmıştı.

ABD’de silah satışları mayıs ayında yüzde 80 arttı

Küçük Silahlar Analizleri ve Öngörüleri (SAAF) isimli şirket tarafından yürütülen araştırmada, Mayıs ayında ABD genelinde yaklaşık 1,7 milyon silah satıldığı belirtildi.Böylece satışlar geçtiğimiz yılın Mayıs ayındaki ortalamasına göre yüzde 80,2 artmış oldu.

Euronews’te yer alan habere göre Federal Soruşturma Bürosu‘nun (FBI) adli sicil kaydı soruşturmalarına dayandırılan verilerde tabanca satışlarının geçen yıla göre yaklaşık yüzde 94, uzun namlulu silah satışlarının ise yüzde 66,3 arttığı tahmin ediliyor.

Koronavirüs ve Floyd protestoları

Satışların geçen yıla göre artmasının arkasında ülkeyi derinden sarsan yeni tip koronavirüs salgınının ve George Floyd isimli siyah ABD vatandaşının polis tarafından nefesi kesilerek öldürülmesinin ardından başlayan protestolar olduğu tahmin ediliyor.

New Jersey’de Guns & Roses isimli mağazayı işleten Joe Hawk, The Washington Times’a yaptığı değerlendirmede “Neredeyse satışlara yetişemiyoruz. Anma Günü’nden (Floyd’un öldürüldüğü 25 Mayıs günü) sonra satışlar yine uçtu” şeklinde konuştu.

İlk kez silah alanların sayısı yüzde 67 arttı

Diğer yandan ülkede ilk kez silah alan kişilerin sayısı geçen yıla göre yüzde 67 arttı. ABD’de silah üreticileri ve satıcılarını temsil eden NSSF’ye göre yılın ilk dört ayında müşterilerin yüzde 40’ı ilk defa bir silah satın aldı. Bu oran geçen yıla kıyasla yüzde 67’lik bir artışa denk geliyor.

Her beşinden ikisi kadın olan bu müşterilerin ortalama harcadıkları miktar ise 595 dolar olarak kaydedildi.

Uzun silah kuyrukları

Daha önce de koronavirüs salgının ülkede görülmeye başlamasıyla birlikte oluşan uzun silah kuyrukları gündeme gelmişti.

Silah alıcıları hem toplumun durumu hakkında endişeli oldukları için hem de hükümetin ulusal acil durum sırasında silah alımlarını sınırlama ihtimalinden dolayı bu kuyruklara girdiklerini anlatmıştı.

Osman Kavala için Avrupa Konseyi’ne başvuru yapıldı

İki buçuk yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan insan hakları savunucusu Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ‘derhal beraat’ kararının Türkiye hükümeti tarafından uygulanmasını sağlamak için Avrupa Konseyi’nin karar alma organı olan Bakanlar Komitesi’ne başvuruldu.

Başvuru; Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICJ), İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (TLSP) tarafından yapıldı.

4 Haziran’daki toplantı için çağrı

Kurumlar Komite’nin 4 Haziran’da gerçekleşecek toplantısında Kavala’nın serbest bırakılması ve hakkındaki suçlamaların düşmesi için Ankara’ya çağrı yapmasını talep ediyor.

Aynı zamanda, toplantıda devam eden tutukluluğun Avrupa Konvansiyonu’nun 46’ncı maddesinin ihlali anlamına geldiğinin ve koronavirüs salgınının serbest bırakılmasının aciliyetini gerektirdiğinin söylenmesi istendi.

Gezi Davasındaki savunmasından. Çizer: Tarık Tolunay

‘Tutukluluğu yasa dışı’

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Türkiye Direktörü Emma Sinclair-Webb, konuyla ilgili açıklamasında “Avrupa Mahkemesi, Kavala’nın tutukluluğunun yasadışı olduğuna hükmetti ve onların bağlayıcı kararı, Türkiye’nin kendisini derhal serbest bırakmasını gerektiriyor” dedi.

Sinclair-Webb, “Bakanlar Komitesi, 4 Haziran’daki toplantılarında Türkiye’ye bu karara uyması için baskı yapmalı ve hiçbir Avrupa Konseyi üyesinin insan hakları savunucularının susturmaması gerektiği konusunda açık bir mesaj vermeli” diye konuştu.

‘Kararlar siyasi’

ICJ’nin Avrupa ve Orta Asya Programı Direktörü Róisín Pillay da, Kavala’nın tutukluluğunun AİHM kararına rağmen devam etmesinin ‘kararların, siyasi saiklerle alındığının göstergesi olduğunu’ belirtti.

Pillay, “Kavala’nın serbest bırakılmasını engellemek için ortak bir resmi çaba var. Avrupa Mahkemesi’nin kararından bu yana, Türkiye Kavala’nın insan haklarını ihlal etmeyi sürdürdü” ifadelerini kullandı.

Çanakçı Belediyesi aynı dereye yapılacak beşinci HES projesine isyan etti

Giresun’a bağlı Çanakçı ilçesinde yer alan Çanakçı Deresi’ne yapılmak istenen beşinci hidroelektrik santrali (HES) karşısında Çanakçı Belediyesi isyan etti.

35 ile 40 kilometre uzunluğundaki dereye yapılacak yeni bir HES projesinin derenin yedi kilometresinin daha katledilmesine sebep olacağını belirten belediye, kamuoyundan projeye karşı durmak için destek istedi.

‘Yardım çığlığımız duyulmuyor mu?’

Belediyenin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Ey güzel ülkem, yardım çığlığımız duyulmuyor mu? Giresun’un ilçesi size çok mu uzak? Biz biliyoruz ki, doğa katliamı söz konusu olduğunda, mesafeler önemli değildir. Bu dünya hepimizin… Deremizi öldürüyorlar, beşinci HES’i kurmaya çalışıyorlar” ifadeleri kullanıldı.

‘Yüzde 10 can suyu vereceklerini söylüyorlar’

Tv5’te konuyla ilgili düşüncelerini aktaran Çanakçı Deresi Belediye Başkanı Tuncay Kasım HES yapımına hazırlanan şirketin, başvuru raporunda ‘Dereye yüzde 10 can suyu vereceğiz’ diyerek kendini savunduğunu belirtti.

Belediye Başkanı bu ifadeye “Dere fidan değildir ki can suyuyla yaşaması sağlansın. Verilmesi bir lütuf olarak lanse edilen can suyu, zaten derenin içindedir ve geri kalan su, dereden çalınarak yaşaması istenmektedir. Bu nasıl bir vicdansızlıktır?” sözleriyle tepki gösterdi. Ayrıca, bunun denetiminin de yine şirkete bırakılacağını belirtti.

‘İhtiyacının fazlasını üretiyor’

Kasım, dereden elde edilen elektrik miktarı ile bölgenin elektrik tüketim miktarı hakkında da bilgi paylaştı. Buna göre dört santral 2019 yılında 36 milyon 180 bin kW saat elektrik üretti. 6 bin 400 nüfuslu Çanakçı ilçesinin yıllık elektrik tüketimi yalnızca beş milyon kW saat. Meydana gelen elektrik kaçağı ise 390 bin kW saaat.

Kasım, beşinci HES’le birlikte Çanakçı Deresi’nin ölmesinin, aynı zamanda vadi içinde yaşayan bütün canlıların, kültürün, gelenek ve göreneğin ölmesi anlamına geleceğine dikkat çekti.

Mayıs ayında enflasyon yüzde 1,36 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Mayıs ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre enflasyon yüzde 1.36 artış gösterdi.

Böylece yıllık enflasyon yüzde 11.39 seviyesine yükselmiş oldu. Enflasyon beklenen yüzde 0.90’lık artışın üzerinde gerçekleşti.

Mayıs ayındaki artış ile birlikte enflasyon bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 4.57; bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11.39 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 12.10 artış gösterdi.

Yıllık en düşük artış haberleşme grubunda

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, yüzde 3.74 ile eğlence ve kültür, yüzde 6.69 ile ulaştırma ve yüzde 7.68 ile giyim ve ayakkabı oldu.

Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 21.41 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 20.86 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde 14.45 ile konut oldu.

Fotoğraf: AA

Aylık en düşük artış lokanta ve oteller grubunda

Ana harcama grupları itibarıyla 2020 yılı Mayıs ayında azalış gösteren ana grup olmadı. En az artış gösteren gruplar ise yüzde 0.16 ile lokanta ve oteller, yüzde 0.22 ile sağlık ve yüzde 0.24 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. B

Buna karşılık, ana harcama grupları itibarıyla 2020 yılı Mayıs ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla, yüzde 6.85 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 3.30 ile ulaştırma ve yüzde 1.92 ile çeşitli mal ve hizmetler oldu.

Dereköy yaylasındaki çobanlar kömür madeni istemiyor

Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu (A Platformu), Antalya’nın Korkuteli ilçesindeki Dereköy Yaylası’nda açılmak istenen kömür madeniyle ilgili yazılı bir açıklama paylaştı.

Turkuaz Madencilik tarafından açılmak istenen kömür madeni 19 bin 700 hektarlık arazide yer alıyor. Ancak bölgedeki çok sayıdaki aile kendilerine bu arazide yaptıkları çobanlık ile geçim kaynağı sağlıyor. Ayrıca yayladaki bir dönümden elde edilen yaklaşık 1250 kilogram saman hayvanların yem ihtiyacını karşılıyor.

A platformu yaptığı açıklamada Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden madencilik faaliyetinin engellenmesi için bölgenin özel nitelikleriyle ilgili gerekli çalışmaları yapması, durumu bakanlığa iletmesi ve madencilik faaliyetinin bu bölgede yapılamayacağını bildirmesi çağrısında bulundu.

Koç: Otlatacak yer kalmayacak

Platformun açıklamasında geçimini bölgede çobanlık yaparak sağlayan kişilerin görüşleri de aktarıldı. 26 ailenin toplam altı bin koyunu olduğu Dereköy’den çoban Ramazan Koç, “52 yaşıma kadar 3 dönüm tarla aldım ve kayısı bahçesi yaptım.  Şimdi kömür madeni geldi, aynı zamanda 400 küçükbaş hayvanım var, ona da otlayacak yer kalmayacak” dedi.

Kuzu: Bütün ailem zarar görecek

İki oğluyla birlikte çobanlık yapan Dereköylü Hafize Kuzu ise akrabalarının çoğunun geçim kaynağının hayvancılık olduğunu belirterek  “Kız kardeşim de çoban, o da Küçükköy merasında, amcamın oğlu da çoban. Kömür madeni açılırsa hepimiz çok etkileneceğiz, bütün ailem zarar görecek. Biz kömür madeni istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

Küçükköylü aileler: Geçimimizi buradan sağlıyoruz

Açıklamada yer alan bilgiye göre, Küçükköy meralarında ise 40 çoban aile ve bu ailelerin 26 bin küçükbaş hayvanı var. Küçükköy merasında sürüsünün başında konuşan çoban Özal Büyüksaka “Hayvanlara, ota zarar verecek kömür madenini istemeyiz. Biz 7 kişilik aile olarak 600 küçükbaş hayvanımızla buradaki meralardan geçim sağlıyoruz. Martta yayladaki meralara çıkıyor, kasım aralık gibi köye iniyoruz” diyor.

Sülekler’de beş bin koyun ve keçi

Dereköy Yaylası’na sınır olan Sülekler Yaylası’ndaki meralarda Süleklerli çoban ailelerin toplamda beş bin koyun ve keçisi var.

Dereköylü Eyüp Özdemir bölgede büyükbaş hayvancılık da yapıldığını, Dereköy’de 400, Sülekler’de ise toplam 360 adet büyükbaş hayvan olduğunu, Dereköy’de büyükbaş hayvancılıktan günlük 2 ton süt üretildiğini söylüyor.

Gündüz: Çoban ailelerin geçim kaynakları korunmalı

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz ise “Yüzlerce yıldır yaşam alanlarında geleneksel olarak hayvancılık yapan ailelerin, kömür madeni nedeniyle zarar görmesi doğru değildir” ifadelerini kullandı. Gündüz konuşmasının devamında şunları söyledi:

Burada yapılacak kömür madenciliği, yakın çevresindeki meralara zarar verecektir. Madencilikten çıkan toz toprağı kirletecek, hayvanlar tozlu otları yedikçe hastalanacaktır. Kirli sular hem yer altı sularına, hem derelere karışacak, oradan baraja, barajdan meyve bahçelerine, oradan da halka ulaşacak bir kirlilik silsilesi yaşanacaktır.

Madenciliğin yapılması halinde hayvancılık büyük bir sekteye uğrayacak, hayvancılık yapan aileler ekonomik kayba uğrayacak, hayvancılığı adeta bitirecektir. Dört yanında küçükbaş hayvancılık yapılan alanın tam ortasında madencilik yapılamaz, yapılırsa bölge çiftçiliği ve hayvancılığı biter, tükenir. Bunun vebali çok büyük olur.

Tarımı ve suyu da etkiliyor

Dereköy’de en önemli geçim kaynağı tarım. Köydeki üretim miktarları ise kayısı 7 bin ton, vişne 1000 ton, şeftali 5 bin ton, erik ise 4 bin ton olarak gerçekleşiyor.

Kömür madeni açılmak istenen yerin 300 dönümünde sulu tarım yapılırken, geri kalan tarım alanlarında buğday ve nohut yetiştiriliyor. Yayla Mevkii’nde ayrıca meyve bahçeleri var.

Rakımı 1500 olan Dereköy Yaylası’nın kuzeyindeki Sülekler Yaylası’nda 4 bin, doğusundaki Varsak Yaylasında 2472, batısındaki Yağca Yaylasında ise 1500 dönüm tarım arazisi bulunuyor.

Su varlığı tehlikede

Yöre halkının içme suyunu sağladığı Dereköy Dağı kömür madeni açılmak istenen yere sadece iki kilometre uzaklıkta. Bütün Korkuteli’nin ana su varlığı olan Korkuteli Çayı‘nı ve bölgede kurulu Korkuteli Barajı’nı besleyen Menevşelik su varlıkları da açılmak istenen madenin tehdidi altında.

 

Yeni araştırma: Aslanların avları iklim değişikliğine karşı daha savunmasız

Yeni yapılan bir araştırma aslanların avladığı türler arasında yer alan antilop ve zebra gibi türlerin iklim krizinin yol açtığı sıcaklık artışlarına karşı daha savunmasız olduğunu ortaya koydu.

Sebebi ise aslanların avlanmak için günün daha serin vakitlerini tercih etmesi ve avlarına beslenmek için yalnızca günün sıcak saatlerinin kalması.

Sıcaklık artışı türleri farklı etkiliyor

Afrika savanında yaşayan pek çok memeli tür her gün yeterince besin bulabilmek ve tehlikelerden kaçmak için ince bir çizgi üzerinde yürüyor. İklim değişikliği ise bu çizgiyi iyice inceltiyor.

Nature Ecology and Evolution dergisinde yayınlanan araştırma iklim değişikliğinin biyoçeşitlilik üzerindeki etkisinin nasıl olacağını anlamayı amaçlıyor ve yükselen sıcaklıklara alışmanın bütün türler için benzer sonuçları olmayacağını öne sürüyor.

Araştırmada kullanılan gece görüşlü kameralar

Doğal deney ortamı

1950’den bu yana süregelen avlanma sebebiyle 32 bölgede yer alan aslanların sayısı büyük miktarda azalmıştı. Ancak daha sonra bu alanların yarısında aslanların çoğalabilmeleri için çalışma yapıldı. Bu da bilim insanları için aslanların olduğu ve olmadığı durumları inceleyebilmek adına ‘doğal deney’ imkanı sundu.

Tavşanlardan fillere kadar geniş bir yelpazedeki 29 otçul türün hareket alanlarını inceleyen araştırmacılar Güney Afrika’da bulunan koruma altındaki vahşi yaşam alanlarına 32 kamera yerleştirdi.

Oluşturdukları harita aslanların bulunduğu ve bulunmadığı noktaların yanı sıra 30 dereceye varan sıcaklıkların yaşandığı ve sıcaklıkların 10 derece civarında kaldığı bölgeleri gösteriyor.

En çok etkilenenler orta boy otoburlar

Araştırma aslanların varlığının en çok antilop ve zebralar gibi orta boy otoburlar üzerinde etkisi olduğunu buldu. Aslanların olmadığı bölgelerde günün serin saatlerinde beslenen bu türler, aslan olduğu durumda gün ortasında ve güneş altında beslenmek zorunda kaldı.

Cape Town Üniversitesi Afrika İklim ve Kalkınma Girişimi’nde kıdemli araştırmacı Dr. Chirstopher Trisos, Carbon Brief’e yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu:

Türlerin iklim değişikliğine uyum sağlama kapasitesinin diğer türlerle olan etkileşimleriyle nasıl ilgili olduğunu ve kısıtlanabileceğini düşünmek iklim değişikliği riskinin biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkisini anlamak için önemli bir adım. Ekolojik tahminler tür etkileşimlerini dikkate aldığı zaman, iklim değişikliğinin yol açacağı tür kaybı beklenenden büyük olabileceği ortaya çıkabilir.

 

George Floyd’un katili polis Derek Chauvin’in eşi boşanma davası açtı

Siyah ABD vatandaşı George Floyd‘un boğazına diziyle bastırarak boğularak ölmesine yol açan polis memuru Derek Chauvin‘in eşi Kellie Chauvin boşanma davası açtı ve ismini değiştirme talebinde bulundu.

Chauvin’den ayrılmak isteyen on yıllık eşi Kellie Chauvin’in boşanma dilekçesi pazartesi günü yayımlandı. Dilekçede ismini değiştirme isteğini bildiren Kellie Chauvin, herhangi bir nafaka talebinde bulunmadı.

Avukatı: Kalbi Floyd’un ailesi ve sevenleriyle

Kellie Chauvin daha sonra ailesiyle birlikte bölgedeki mülteci kampından kaçarak Wisconsin‘e yerleşti. Önceki evliliğinden iki çocuğu olan Chauvin, eşiyle o dönem çalıştığı sağlık merkezinde tanışmıştı.

Chauvin boşanmasıyla ilgili bir açıklamada bulunmadı ancak kendisini temsil eden hukuk bürosu müvekkillerinin “Floyd’un ölümünden dolayı alt üst olduğunu ve kalbinin Floyd’un ailesi, sevenleri ve bu trajediden ötürü yas tutan herkesle birlikte olduğunu” söyledi.