DünyaManşet

Gösterilerin ikinci haftasında Trump’dan ordu ‘gözdağı’

0

ABD‘nin Los Angeles ve New York kentleri, tarihlerinde on yıllardan bu yana ilk kez bu denli ağır sokağa çıkma yasaklarıyla karşı karşıya. New York’ta, 1943’teki ırkçı çatışmalardan bu yana ilk defa gece 23.00-05.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.

Los Angeles’te ise akşam 18.00’de başlayan ve sabahın altısına kadar süren yasağın bir benzeri en son 1992’de ABD vatandaşı Rodney King‘i darp etmekle suçlanan polislerin ceza almaması üzerine kentte başlayan olaylar sırasında uygulandı.

Hafta sonu boyunca ve geçtiğimiz gün de ABD’nin pek çok kentinde sokağa yasaklarına rağmen protestolar sürdü, pek çok kentte çatışmalar ve gözaltılar oldu.

Barışçıl gösterilerde de gözaltı

Eylemlerin en yoğun yaşandığı Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde ise, George Floyd‘un kardeşinin çağrısı üzerine protestolar barışçıl bir biçimde devam etti. Bununla birlikte pazartesi gecesi, kentteki barışçıl gösterilerde 66 kişi, 22.00’den sonra sokağa çıkma yasağını ihlal ettikleri için tutuklandı.

New York’un Manhattan bölgesindeki meşhur Fifth Avenue ve Madison Avenue ile Midtown ve Soho bölgelerinde de geniş çaplı yağma olayları oldu. Yağmalar Chicago eyaletinin Illinois kentinde de yaşandı. Illinois’nin Cicero mahallesinde yaşanan olaylarda iki kişi hayatını kaybetti. Pensilvanya‘nın Philadelphia kentinde de polis, yolu kapatan göstericilere plastik mermi ve göz yaşartıcı bomba kullandı.

Las Vegas‘ta hafta sonundan bu yana devam eden gösterilerde toplam gözaltına alınan kişi sayısı 338’e yükseldi, Atlanta‘da gösterilerin dördüncü gününde 55 kişi yolu kapattığı için gözaltına alındı, New York’ta iki polis memuru gösteriler sırasında yaralandı. St. Louis‘te çıkan olaylarda ise dört polis memuru hafif yaralandı. Diğer pek çok kentte de protestolar ve küçük çaplı yağma olayları oldu.

Polisler göstericilerle kol kola saf tuttu

Gösterilerde bazı polisler eylemcilerle dayanışmalarını ortaya koydu. Kimi fotoğraflarda polisin göstericilerle kucaklaştığı, onlarla birlikte dua ettiği görüldü. Atlanta Georgia’da bir grup polis Floyd’un anısına diz çökerken, Denver‘de ise polis şefi Paul Pazen göstericilerle kol kola saf tuttu.

Fort Worth Polis Şefi Ed Kraus.

Dallaslı santçı Jammie Holmes ise farklı bir protestoya imza attı. George Floyd’un ölmeden önce polise söylediği cümlelerden beş dev şerit hazırlayan Holmes, bunların bir kısmını uçak kuyruklarına iliştirdi ve bir kısmını ise binaların arasına gerdi. Floyd’un “Lütfen nefes alamıyorum”, “Beni öldürüyorlar”, “Midem acıyor”, “Boynum acıyor, “Her yerim acıyor gibi sözleri” şeklindeki son sözleri Detroit, New York, Los Angeles, Miami ve Dallas semalarında dalgalandı.

ABD’deki protestolara dünyadan da destekler gelmeye devam etti. Amsterdam, Paris ve Rio de Janerio‘da da dayanışma gösterileri yapıldı.

‘Gerekirse orduyu göreve çağırırım’

Öte yandan Trump bugün Beyaz Saray‘ın önünde yaptığı konuşmada orduyu göreve çağırdı. Kendisini “Sizin, kanun ve düzeni sağlamaktan sorumlu Başkanınız” diye nitelendiren Trump, caddelerin “temizlenmesi” için Ulusal Muhafızların yeterli olmaması durumunda orduyu göreve çağırmaktan çekinmeyeceğini söyledi.

Trump’ın konuşmasından hemen önce Beyaz Saray önündeki barışçıl protestolar, gaz ve plastik mermiyle dağıtıldı. Washington DC semalarındaki helikopterler, göstericileri toz ve dumana katarak dağıtmak üzere alçaktan uçuş yaptı. 

Washington, DC, Belediye Başkanı Muriel Bowser ise Twitter‘dan yaptığı paylaşımda Trump’ın konuşmasından önce göstericilere yapılan müdahaleyle ilgili olarak şunları yazdı:

Saat 19.00’de uygulanmak üzere sokağa çıkma yasağı ilan ettim. Yasaktan önce, tam 25 dakika boyunca hiçbir provokasyon olmadığı halde, polis Beyaz Saray’ın önünde barışçıl biçimde gösteri yapanlara müdahale etti. Bu tavır DC Polis Departmanı’nın işini daha da zora sokacak. Utanç verici!

‘Trump Kilise’yi ve İncil’i kullandı’

Trump Beyaz Saray’daki konuşmasından önce St John’s Kilisesi‘ne ziyarette bulundu. Kilise’nin önünde bir dakikayı aşkın süre boyunca elinde İncil ile durarak gazetecilere poz verdi.

Kilise’nin piskoposu Mariann Edgar Budde ise, söz konusu ziyaretin ardından CNN’e konuşarak, cemaatin Trump’ın ziyaretini ve Kilise’deki tavrını onaylamadığını söyledi:

Başkan, Judeo-Hıristiyanlar için en kutsal metin olan İncil’i ve benim Piskoposluğumdaki bir kiliseyi, iznimi almaksızın kullandı. Hıristiyan öğretilerine ve kilisemizin savunduğu her şeye göre gayrı ahlaki olan bir mesajı yaymak için, Kilise’yi bir zemin olarak kullandı.

Lucas Jackson/Reuters

Reuters / Lucas Jackson.

Öte yandan Pentagon, Trump’ın, gösterilerin bastırılması için gerekirse ordunun kullanılacağı yolundaki sözlerinden dolayı endişeli. CNN’e konuşan yetkililer, valilerin bu yönde açık bir talebi olmadığı müddetçe böyle bir durumun düşünülmemesi gerektiğini vurguladı.

ABD’de polis kuvvetleri valilik ve belediyelerin emrinde. Ulusal Muhafızlar ve ordunun göreve çağırılması yetkisi ise Başkan’da bulunuyor. 

Valileri ‘hükmedemediği’ için eleştirmişti

Trump dün sabah valilerle telekonferans aracılığıyla yaptığı görüşmede bu niyetiyle ilgili sinyaller vermişti. Valileri zayıf olmakla suçlayan Trump, daha agresif yöntemler kullanmadıkları için, eyaletlerde hafta sonu boyunca düzenin sağlanamadığını savunmuştu.

Görüşme boyunca valileri daha fazla ulusal muhafız kullanmaya ve tüm askeri kapasitelerini seferber etmeye çağıran Trump şu sözleri kullanmıştı:

Yanlış yapıyorsunuz ve kendinizi aptal gibi gösteriyorsunuz. Bazılarınız harika işler yaptı, ama bir çoğunuz için durum böyle değil. Ulusumuz için mükemmel bir gün değil. Hükmetmek zorundasınız, bunu yapamıyorsanız, vaktinizi boşa harcıyorsunuz demektir. Sizi ezip geçerler ve bir grup ahmak gibi görünürsünüz. Hükmetmelisiniz.

Trump ayrıca yeterince “hükmedemediğini” düşündüğü valileri Ulusal Muhafızları çağırmaya teşvik etmişti:

Eğer caddelerine hükmetmeyi beceremezseniz onlar (göstericiler) hep orada kalırlar. Ve inanın bunu istemezsiniz. Philadelphia’da olanlara bakın, orada her şey daha sıkı olmalıydı ama orada ve New York’ta olanlar feci! Feci!  Çok daha sıkı olmalıydı. Asla gitmeyecekler şimdi. Biliyorum şimdi diyeceksiniz ki “Ay, aman Ulusal Muhafızlar’a söylemeyelim, onun yerine 200 kişi çağıralım” Orada koca bir Ulusal Muhafız ordunuz var. Canavar gibi savaşmaya hazırlar. Bakın söylüyorum size yahu, en iyisi, Minneapolis‘te yaptıklarına bir bakın, harikaydı!

Min

Minneapolis sokakları.

Vali: Söylemin kışkırtıcı

Trump’ın bu sözlerine ve genel olarak Twitter’dan yaptığı sert yorumlara toplumun her kesiminden eleştiriler geliyor.

Floyd’un ölümü nedeniyle çıkan olayların ardından Ulusal Muhafızları göreve çağırmak zorunda kaldığını söyleyen Demokrat Illinois valisi Jay J. B. Pritzker, Başkan’a eleştirilerini konferans sırasında söylemekten geri durmadı: 

The New York Times Beyaz Saray muhabiri Katie Rogers‘ın aktardığına göre ikili arasındaki diyalog şu şekilde gerçekleşti:

-Kullandığınız söylem beni ciddi anlamda endişelendiriyor. Bu son derece kışkırtıcı ve boğularak öldürülen George Floyd konusunda hiç de uygun değil. Ancak bizim sükunet çağrısı yapmamız gerekir. Polislerle ilgili yapmamız beklenen reformlar var. Ulusal muhafızları ve polisi göreve çağırdık ancak Beyaz Saray’dan gelen bu söylemler her şeyi daha da berbat ediyor. Ve şunu söylemeliyim ki insanlar burada gerçekten acı içinde. Bize şu an lazım olan, sükunete çağıracak bir ulusal liderlik (…)

J. B. Pritzker daha önce de Trump’ın “yağma başlarsa, ateş açmalar başlar” şeklindeki Tweetine karşılık Trump için “ırkçı, cinsiyetçi ve homofobik” ifadelerini kullanmıştı.  

Michigan valisi Demokrat Gretchen Wihtmer da, dün yaptığı basın açıklamasında Trump’ın konferansta valileri hedef alan sözlerini eleştirdi. Wihtmer, Trump’ın “küresel salgın karşısında huzuru sağlamak için elinden geleni yapmış olan” ısrarlı biçimde valilere saldırmasını yanlış bulduğunu söyledi ve “Bu tip bir düşünme biçimini reddetmeliyiz. Zaman, empati, insanlık ve bir olma zamanıdır” dedi.

AP /John Minchillo)

Atlanta Belediye Başkanı Demokrat Keisha Lance Bottoms ise CNN‘e katılarak, kendisine yöneltilen “Trump sizce durumu nasıl idare ediyor?” şeklindeki soruya “Artık konuşmayı bırakmalı. Her söylediğiyle durumu daha da berbat hale getiriyor” diye karşılık verdi.

‘Yapıcı bir şey söylemeyeceksen çeneni kapat’

Ancak Trump’ı eleştirenler yalnızca Demokratlar değil. Geçen pazar Cumhuriyetçiler arasındaki tek siyah olan Tim Scott da, Trump’ın hafta sonu boyunca atmış olduğu tweetlerin yapıcı olmadığını söylemişti. Cumhuriyetçi John Thune ve Pat Toomey de söz konusu Tweet’lerin “hiç yardımcı olmadığını” ve Başkan’ın “tonunu değiştirmesi gerektiğini” ifade etmişti.

CNN‘den Christine Amanpour’a konuk olan bir polis memuru ise, Bottoms’un söylediğine paralel bir eleştiride bulundu ve gazetecinin “Ortada sahiden de polisin ‘hükmedebileceği’ bir durum var mı?” şeklindeki sorusuna Trump’a seslenerek cevap verdi:

Eğer söyleyecek yapıcı bir şeyin yoksa lütfen çeneni kapat, çünkü 20’li yaşlarda insanların hayatını tehlikeye atıyorsun. Burada mesele hükmetmek değil, akılları ve kalpleri kazanmak. (…) Burası gerçek hayat, Hollywood değil.

 

 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.