Ana Sayfa Blog Sayfa 1975

Valilik, İBB’nin Kanal İstanbul afişlerini kaldırdı

İstanbul Valiliği‘nin kararıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), kendi mülkiyetinde bulunan ve ihale şartnamesi ile konumları belirlenmiş olan açık hava reklam ünitelerine ağustos ayından itibaren yerleştirdiği Kanal İstanbul ile ilgili bilgilendirme afişleri, sivil giyimli polislerce kaldırıldı. 

İlgili mevzuat gereği sadece yargı kararı ile gerçekleştirilmesi gereken işlem, hukuki bir süreç başlatılmadan yapıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Rant projesine karşı bilgilendirme faaliyetlerimiz devam edecek. Kimse susup oturmamızı beklemesin” dedi.

İmamoğlu’nun valiliğin işlemine karşılık açıklamaları şöyle:

‘Sonunda kazanan hukuk ve demokrasi olacak’

“İstanbul’a geri döndürülemez zararlar ve büyük bir yıkım getirecek olan Kanal İstanbul projesi ile ilgili milletimizi bilgilendirme afişlerimiz, maalesef hukuksuzca sökülmüştür. Yasa gereği bölücü ve yıkıcı olmayan afişler ancak mahkeme kararıyla kaldırılabilir. 

Maalesef bir avuç insan artık yargı kararına bile gerek duymadan canının istediğini yapıyor. Hukuksuzluk ülkenin en büyük sorunu haline gelmiştir. Elbet sonunda kazanan hukuk ve demokrasi olacaktır. Bu uygulamaların sorumluları bunu unutmasın. 

Ben dün öğlen sayın valimize afişlerin Cuma günü değişeceğini söylememe rağmen 24 saat bile tahammül edilemeden gece yarısı polisimizin başka işi yokmuş gibi pankart söktürülüyor. Yazık, çok üzücü. Şehrin huzuru için bu süreci kendi haline bırakacağız ama unutmayacağız.”

Belediyenin 4 bin 500 ışıklı billboard’u var

İBB’nin bünyesinde 4 bin 500 adet ışıklı billboard ile 100 adet megalight tipi açık hava reklam ünitesi bulunuyor. İBB’ye ait bu alanlar, Belediye Encümeni’nin 26 Kasım 2011 tarih ve 2202-916 sayılı kararı ile ihale edilerek İBB adına İstanbul 17. Noterliğinden onaylı 6 Aralık 2011 tarih ve 44589 sayılı sözleşme ile verilmişti. 

İhale kapsamında İstanbul genelinde 4 bin 150 adet billboard bulunuyor. İhale şartnamesiyle bu billboard tipi reklam uygulamasının yüzde 20’si, ücretsiz olarak İBB’nin kullanımına tahsis edildi. 

İlave olarak 500 adet billboardun kullanım hakkı da İBB’de bulunuyor. Sözleşmeden doğan bu hak kapsamında İBB’nin uygun gördüğü, kamu hizmeti niteliğindeki faaliyetlerin ilan-reklam ve duyuruları söz konusu alanlara yerleştiriliyor.

‘Antep fıstığı üreticisinden 15-20 liraya alınıyor, dört katına satılıyor’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, Antep fıstığı üreticilerinin yaşadığı sorunları Meclis gündemine taşıdı.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren milletvekili, çiftçiden kilogram fiyatı 15-20 liraya satın alınan fıstığın tüketiciye 4 kat daha pahalıya satıldığını kaydetti.

‘Üretici daha çok borçlanıyor’

Üreticilerin tarım giderlerinin de arttığına dikkat çeken Toğrul, bu sebeple fıstık yetiştiricilerinin daha da borçlandığını ve elindeki ürünü ucuza satmak durumunda kaldığını söyledi. Toğrul çözüm önerisi olarak şu seçenekleri sundu:

Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi üreticimizin ürününü değerinde pazarlamasını sağlayacak, fiyat istikrarında sürdürülebilirlik ile kaliteli ürünün her an piyasada bulunabilirliğini sağlayacaktır. Acil olarak Güneydoğu Tarım Birlikleri veya benzer bir kuruluş yeniden oluşturulmalı, fıstık taban fiyatı önceden belirlenerek üreticinin mağduriyeti giderilmelidir.

Fiyat istikrarı için neden bir çalışma yok?

Antep Milletvekili Toğrul, verdiği soru önergesinde Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli‘nin yanıtlaması için şu soruları yöneltti:

  • Antep fıstığıyla ilgili taban fiyat belirleme ve üreticiyi korumaya alma konusunda bakanlığınızın ne tür bir girişimi olacaktır?
  • Antep fıstığıyla ilgili fiyat dengesi sağlayacak ve üreticilerin mahsulüne sahip çıkacak bir birlik ya da kooperatif kurmak için Bakanlığınızın bir çalışması olacak mıdır?
  • Antep fıstığında fiyat istikrarının sağlanması ve üreticinin yeterli gelir elde edebilmesi için lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarının kurulması konusundan bakanlığınız neden bir çalışması yoktur? Bu konuda Bakanlığınız bir çalışması olacak mıdır?

Üreticilere destek verilmesi düşünülüyor mu?

  • Kaliteli ürün elde edebilmek için ciddi maliyetlere katlanan Antep fıstığı üreticisine destek primi verilmesi konusunda bir çalışma yapılmakta mıdır?
  • Gaziantep’te yıllara göre fıstık rekoltesi ne kadardır? Antep fıstığı üretimine ilişkin rekolte açıklamalarının fıstık üreticisini etkilememesi için ne gibi önlemler alacaksınız?
  • Türkiye’de üretilen birçok ürüne taban fiyatlaması uygulaması yapılırken Antep fıstığına yönelik neden taban fiyatı uygulaması yapılmamaktadır?
  • Üreticinden çok düşük fiyata alınan Antep fıstığı vatandaşa gelene kadar neden bu kadar pahalı olmaktadır? Bu durum fıstık üreticisini ciddi anlamda mağdur etmektedir. Bu durumu nasıl engelleyeceksiniz?

Internet Explorer tarihe karışıyor

Microsoft, 25 yıllık tarayıcısı Internet Explorer’e olan desteğini gelecek yıl tamamen sonlandıracağını açıkladı. Independent’ta yer alan habere göre, şirket tarafından yapılan açıklamada tarayıcının 17 Ağustos 2021’de sonlandırılacağı ifade edildi.

Tarayıcının son sürümü olarak Internet Explorer 11 kullanılıyor. Yapılan açıklamada bir yıl sonunda bu sürümün artık desteklenmeyeceği ve Microsoft 365 uygulama ve hizmetinin de desteğinin biteceği belirtildi.

İş yeri sohbetleri ve toplantı gibi amaçlarla kullanılan Microsoft Teams de 30 Kasım 2020’den sonra Internet Explorer’ı desteklemeyecek.

Yerini Microsoft Edge alıyor

Internet Explorer’ın yerini alacak olan tarayıcı Microsoft Edge ise Chrome için Google tarafından geliştirildi ve Chromium açık kaynak yazılımına dayanıyor.

Chrome için Google tarafından geliştirilen ve Chromium açık kaynak yazılımına dayanan Microsoft Edge’in Internet Explorer’in yerini alacağı da ifade edildi.

Papa Francesco Arjantin’deki dünyanın ilk trans mahallesi projesine destek verdi

Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco, Arjantin’de bir rahibenin zor durumdaki trans kadınlara yardım amacıyla gerçekleştirdiği apartman kompleksi kurma projesine destek verdi.

BBC Türkçe’den Övgü Pınar’ın haberine göre Papa Francesco, memleketi Arjantin’in Neuquén kentinde projeye öncülük eden rahibeye mektup yazarak “Sen ve kızların için dua ediyorum”dedi.

İtalyan basınındaki haberlere göre zor durumdaki trans kadınlara konut projesi, Papa Francesco’yu Buenos Aires başpiskoposu olarak görev yaptığı dönemden tanıyan rahibe Mónica Astorga Cremona tarafından hayata geçirildi.

12 trans kadına konaklama imkanı sağlıyor

Mónica Astorga Cremona, fuhuşa zorlanan, iş bulmakta zorlanan trans kadınlara yardım eden Carmelitas Descalzas manastırının baş rahibeliğini yapıyor.

Cremona, 40-70 yaşları arasındaki 12 trans kadına konaklama imkanı sunmak amacıyla manastıra ait bir arazide bir apartman kompleksi yaptırdı. Arjantin basınının “dünyanın ilk trans mahallesi” diye nitelediği projeye, Papa da bir mektupla desteğini bildirdi.

Fotoğraf: Monica Astorga Cremona

‘Sen ve kızların için dua ediyorum’

Rahibe Mónica Astorga Cremona Arjantin haber ajansı Telam’a yaptığı açıklamada, Papa’ya bir e-posta yazarak projeyi anlattığını ve Papa’dan da yanıt geldiğini söyledi.

Papa geçen hafta e-posta ile yolladığı mektubunda, “Sevgili Monica, ilahiyat okuluna gitmeyen ve teoloji çalışmayan Tanrı sana bunun karşılığını bol bol ödeyecektir. Sen ve kızların için dua ediyorum. Siz de benim için dua etmeyi unutmayın” diye yazdı.

Rahibe Cremona, geçmişte de trans kadınlar için yürüttüğü çalışmalara Papa Francesco’dan destek geldiğini anlattı. Cremona’nın anlatımına göre Papa daha önceki bir mektubunda da trans bireylere karşı ayrımcılığı eleştirerek, “İsa’nın zamanında da cüzzamlılar böyle dışlanıyordu” dedi.

Kuzey Yarımküre tarihin en sıcak temmuz ayını yaşadı

Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) geçen temmuz ayının ölçümlerin yapılmaya başladığı 1880 yılından bu yana kaydedilen en sıcak ikinci temmuz ayı olduğunu açıkladı.

Temmuz 2020 küresel sıcaklığı, 20’nci yüzyıl ortalamasının 1.66 derece üzerinde gerçekleşti. En sıcak temmuz ayı rekoru 2019 yılına ait.

Merkez, Kuzey Yarımküre için ise şimdiye kadarki en sıcak temmuz ayının ölçümlendiğini açıkladı. Ortalamanın 1.18 santigrat derece üzerinde gerçekleşen sıcaklık bir önceki rekora sahip 2019’u geçmiş oldu.

NASA: En sıcak ikinci Temmuz

NASA da temmuz ayı sıcaklığıyla ilgili yaptığı açıklamada geçtiğimiz ayın en sıcak ikinci Temmuz ayı olduğunu açıkladı. Japonya Meteoroloji Ajansı ise en sıcak dördüncü temmuz olduğunu söyledi.

Sıralamalardaki küçük farklılıklar çeşitli araştırma grupları arasında sık görülen bir durum. Bu durumun sebebi ise Kuzey Kutbu gibi verilerin seyrek olduğu bölgeleri kaydetmek için farklı teknikler kullanılması.

2020 en sıcak beşinci yıl olabilir

NOAA tarafından yapılan açıklamada ocak ile temmuz arasındaki yedi ayın 20’nci yüzyıl ortalamasının 1.05 santigrat derece üzerinde olduğu belirtildi. Bu, 2016’da kaydedilen rekor seviyenin yalnızca 0,04 santigrat derece gerisinde. Yani rekordaki ikinci en sıcak dönem olarak yerini aldı.

Araştırmacılar yapılan yıllık tahminlere göre 2020 yılının sıcaklık sıralamasında beşinci sırada yer alma şansının  yüzde 99,9’dan fazla olduğunu söyledi. Eğer bu durum gerçekleşirse 2014-2020 takvim yılları, kaydedilen en sıcak yedi yıl olarak kayda geçecek.

 

DMÖ: Kaliforniya’daki sıcaklığı inceliyoruz

Dünya Meteoroloji Örgütü Sözcüsü Clare Nullis, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, meteoroloji istasyonu kayıtlarına göre, Batı ve Orta Avrupa’nın geçen hafta yeni bir başka kavurucu sıcak dalgasına tanık olduğunu söyledi.

ABD Kaliforniya‘daki Ölüm Vadisi’nde bulunan Furnace Creek bölgesindeki meteoroloji istasyonunun pazar günü ölçtüğü 54,4 santigrat derece sıcaklığın muhtemelen geçerli olduğunu belirten Nullis, “Bu doğrulanırsa 1931’den beri Dünya üzerindeki en yüksek sıcaklık ve gezegende şimdiye kadar kaydedilmiş 3’üncü en yüksek sıcaklık olacak” ifadesini kullandı.

Meteoroloji kayıtlarına göre, dünyada en yüksek sıcaklık Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi’nde bulunan Furnace Creek’te Temmuz 1913’te 56,7 santigrat derece olarak ölçülmüştü.

Temmuz ayının Kuzey Yarımküre’de kayıtlara en sıcak ay olarak geçtiğini aktaran Nullis, Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun ise en düşük seviyeye indiğini vurguladı.

Sebebi iklim krizi

Tropikal Pasifik Okyanusu’ndan atmosfere verilen ekstra ısı nedeniyle, küresel sıcaklık kayıtlarının güneş döngüsünün zirvesi sırasında ve güçlü El Niño olayları sırasında oluşma olasılığı daha yüksek.

Ancak 2020’nin olağanüstü sıcaklığı, güçlü bir El Niño olayının yokluğunda ve geçtiğimiz yüzyıldaki en zayıf 11 yıllık güneş döngülerinden biri sırasında geldi. Bu durum insan kaynaklı küresel ısınmanın gezegenimizi ısıtmadaki baskın rolünün altını çiziyor.

Sera gazı emisyonlarıyla ilişkili

Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) 6.000’in üzerinde bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı 1.5ºC Küresel Isınma Özel Raporu küresel çapta meydana gelen sıcaklık artışlarının insanların eylemlerine bağlı sera gazı emisyonlarıyla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.

Rapor, aynı zamanda küresel ısıtmanın endüstri öncesi döneme kıyasla 1,5 santigrat derece artışın üstüne çıkması durumunda ortaya çıkacak iklim felaketleri konusunda hükümetleri uyarıyor.

 

 

HDP: Uzaktan eğitimde bilgisayar ve interneti olmayan çocuklara ne olacak?

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, yeni eğitim öğretim yılında salgın düzenlemelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi.  

TBMM Başkanlığı’na iletilen önergede, internet ve kendilerine özel bilgisayar/tablet gibi araçlara sahip olmayan öğrencilerin uzaktan eğitimle birlikte ciddi sorunlar yaşadığına ve sosyo-ekonomik farklılıkların öğrenciler arasındaki eşitsizliği büyüttüğüne dikkat çekildi. 

Kerestecioğlu, “Bugün pek çok ülke, ihtiyacı olan öğrencilere ücretsiz dizüstü bilgisayar ve tablet vermektedir. Örneğin, Kanada’nın Quebec eyaleti, Covid-19 salgını sırasında uzaktan eğitim alan öğrencilerin bilgisayar ve tablet gibi ihtiyaçları için 18.9 milyon dolar yatırım yaptığını açıklamıştır” ifadelerini kullandığı önergesinde, Türkiye’deki durumu şöyle anlattı:  

“Ülkemizde ise milyonlarca çocuk kendilerine özel, sürekli kullanabilecekleri bilgisayar, tablet gibi teknolojik araçlara sahip olmadıkları gibi, öğrencilerin büyük bir çoğunluğu yüksek maliyet ve erişim güçlüğü nedeniyle hızlı internet hizmetinden de mahrum kalmaktadır. Öğrencilerin öğretmenlerle iletişim kuramadığı ve doğrudan soru soramadığı televizyondan eğitimin ise verimli olmadığı, eğitimciler tarafından ifade edilmektedir.”

Kerestecioğlu’nun, Bakan Selçuk’un yanıtlamasını talep ettiği soruları şöyle:

  • Covid-19 yeni vaka sayılarının tüm dünyada artmasına ve uzmanların Eylül-Ekim aylarında sayıların daha da yükseleceği yönündeki uyarılarına karşın 21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçme kararı hangi bilimsel veriler ışığında alınmıştır?
  • Ülkemizde kaç öğrencinin uzaktan eğitim için gerekli, kendine ait bilgisayar veya tableti vardır? Kaç öğrencinin yüksek hızlı internete erişimi vardır? Uzaktan eğitimin uygulandığı altı aylık süre boyunca bu veriler toplanmış mıdır?
  • İhtiyacı olan öğrencilerin kullanması için Bakanlığınız bilgisayar ve tablet satın almayı planlamakta mıdır? Böyle bir planınız varsa bunun için ne kadar bütçe ayrılmıştır?
  • İhtiyacı olan tüm öğrencilere sınırsız ve hızlı internet erişim hizmeti sunulacak mıdır?
  • Öğrencilerin okullarda bulunmadığı yaz dönemi boyunca yüz yüze eğitime hazırlık amacıyla COVİD-19’a karşı gerekli hijyen tedbirleri alınmış mıdır?
  • COVİD-19 nedeniyle daha yüksek komplikasyon riskine neden olan sağlık koşullarına sahip öğrencilere uzaktan eğitim hizmeti sunulmaya devam edilecek midir? Bu öğrenciler ile yüz yüze eğitime katılacak öğrenciler arasında doğacak eşitsizlikleri telafi etmek için ne gibi tedbirlerin alınması planlanmaktadır?
  • Öğrencilerin ve personelin sağlığını korumak, salgın koşullarında akademik öğrenmeyi geliştirmek, öğrencilere ve öğretmenlere duygusal destek sağlamak için ne gibi planlanmalar yapılmaktadır?

İ.E, sabaha karşı tek başına defnedildi

Uzman çavuş Musa Orhan’ın cinsel saldırısına uğradıktan sonra  intihar girişiminde bulunan ve dün vefat eden 18 yaşındaki İ.E, bugün sabaha karşı tek başına toprağa verildi. 16 16 Temmuz’da intihar girişiminde bulunan İ.E, 33 gün boyunca hastanede direnmişti. Bıraktığı mektupta Orhan’ın cinsel saldırısına uğradığını anlatması üzerine ailesi şikayette bulunmuş; aynı gün gözaltına alınan Musa Orhan, Adli Tıp Kurumu’nun İ.E.’nin cinsel saldırıya uğradığını gösteren raporuna rağmen serbest bırakılmıştı. 

Jiyan Haber‘in aktardığına göre, cenazesi otopsi gerekçesiyle 16 saat bekletilen İ.E. bugün sabaha karşı 03.00’te Asri Mezarlık’ta toprağa verildi. Mezarlık çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, cenaze için Batman’a giden HDP Diyarbakır Milletvekilleri Semra Güzel, Remziye Tosun, Siirt Milletvekili Sıddık Taş, HDP Batman il örgütü üyeleri ile yurttaşların mezarlığa girmeleri polis tarafından engellendi.

Polis, milletvekilleri ve yurttaşlar ile İ.E’nin yakınlarının bir araya gelmemesi için aile üyelerini mezarlığın arkasına kepçe ile açılan yoldan çıkarıp İ.E.’nin mezarının başına götürdü. Duruma tepki gösteren milletvekilleri “Hukuksuzca uygulamaları yapanlar gün gelecek hesap verecekler” dedi.

Babası: Türkiye sessiz kalmasın

İ.E’nin babası Fuat E. ise kızının yaşadıklarını Cumhuriyet’ten Mehmet Kızmaz‘a anlattı. Musa Orhan’ın, arkadaş olduğu kızını evlilik vaadiyle kandırdığını ve dört gün alıkoyduğunu söyleyen Fuat E., kızının intihar girişiminden bir hafta önce savcılığa şikayette bulunduklarını da söyledi.

Kızı intihar girişiminde bulunmadan bir hafta önce savcılığa şikâyette bulunduklarını söyleyen Fuat E. “Kızım yoğun bakımda olduğu hastanedeki sağlık görevlileri, son üç gündür ne bana ne de annesine kızımı gösterdiler. Doktor, ‘Savcılığa, Emniyet’e kime giderseniz gidin, isterseniz şikâyet edin kesinlikle gösteremeyiz’ dedi.”

Fuat E., “Kendimden, Türkiye Cumhuriyeti’nden utanıyorum. Türkiye sessiz kalıyor. Beni hiçbir Allah’ın kulu sormadı. Binlerce mağdur var. Böyle olayların üstü örtülmesin. Adalet istiyorum” diye konuştu.

AKP döneminde üç milyon hektar tarım arazisi kaybedildi

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Orhan Sarıbal’ın hazırladığı, “Türkiye’de Tarımın Durumu” adlı rapor AKP iktidarı döneminde tarım sektöründe yaşanan gerilemeyi ve çiftçinin sorunlarını ortaya koydu.

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın aktardığı rapora göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 41 milyon 196 bin hektar tarım arazisi bulunuyordu. Ancak bu araziler 3 milyon 484 bin hektar azalarak 37 milyon 712 bin hektara düştü. Metinde bu miktarın Trakya’nın tarım alanının üç katından fazlasına denk geldiği söyleniyor.

‘İthalat daha fazla oldu’

İhracat rakamlarına ilişkin de bilgilerin paylaşıldığı raporda “2003- 2019 döneminde tarım ihracatımız 77,6 milyar dolar olup, ithalata 104,6 milyar dolar ödeme yapıldı. İthalata 27 milyar dolar fazla ödeyerek yabancı ülkelerin çiftçisini zengin ettik” denildi. Raporda Türkiye’nin tarımda geldiği noktanın “çöküş” olduğu kaydedildi.

Raporun sunuşunu yazan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de tarım sektörünün, her geçen gün “kan kaybettiğini” ancak gelişmiş ülkelerde tarımın hala stratejik bir sektör olma özelliğini sürdürdüğünü belirtti.

Sadece 2020 yılında 130 milyon insanın salgından dolayı açlıkla karşı karşıya kalacağının ifade edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Ülkemizde insanların yeterli ve dengeli gıdaya ulaşması her geçen gün zorlaşmaktadır” dedi.

 

‘Atlas Okyanusu’ndaki plastik atık miktarı tahmin edilenin çok üzerinde’

İngiltere Ulusal Okyanus Bilimi Merkezi, Atlas Okyanusu’nun ortasında, yüzeyden 200 metre derinliğe kadar olan bölümde plastik atık araştırması yaptı.

BBC‘nin aktardığına göre, İngiltere‘den Falkland Adaları‘na kadar yapılan araştırmada, bilim insanları her metreküp okyanus suyunda 7 bine yakın plastik parçacığı buldu.

‘Önceki tahminlerin çok üzerinde’

Araştırmanın sonuçları Nature Communications’da yayımlandı.

Araştırma ekibinin lideri Dr Katsia Pabortsava, okyanus suyunun en üst yüzde beşlik kısmında yaptıkları mikro plastik kütle ölçümünden yola çıkarak tüm okyanustaki plastik atık miktarını tahmin edebildiklerini ve bunun önceki tahminlerin çok üzerinde olduğunu söyledi. Pabortsava daha önceki ölçümlere çok küçük parçacıkların eklenmediğine de dikkat çekti.

Toplanan örneklerde, sıklıkla paketlerde kullanılan ve en çok kullanılıp atılan polimerlere (polietilen, polipropilen ve polistiren) bakıldı.

Ekip, okyanusun bu en uzak bölgelerinde bile kendini gösteren bulguların, ileride plastik parçacıklarının ekolojik ve çevresel zararlarını ölçmeye yardımcı olmasını umuyor.

Konya, Dersim, Balıkesir ve İzmir’de 65 yaş üstüne yasak

Yeni tip koronavirüs vakalarındaki artış nedeniyle 65 yaş üstündeki yurttaşlara yönelik tedbir getirilen şehirler arasına Konya, Dersim, Balıkesir ve İzmir de katıldı.

Böylece 65 yaş üstüne yönelik kısıtlamaların olduğu il sayısı 26’ya yükselmiş oldu. Bu yaş grubunu özgü belirli kısıtlamaların uygulandığı iller ise şu şekilde:

Malatya, Düzce, Urfa, Maraş, Yalova, Van, Kayseri, Bartın, Sivas, Manisa, Bursa, Ankara, Kütahya, Kastamonu, Erzincan, Ordu, Eskişehir, Balıkesir, Dersim, Konya, Kırıkkale, Aksaray, Elazığ, Rize, Batman ve İzmir

20.00’den sonra çıkmak yasak

Balıkesir, Konya ve Tunceli valiliklerinden yapılan açıklamaya göre, 65 yaş ve üzerindeki kişilerin 10.00-20.00 saatleri dışında sokağa çıkamayacak, bu saatler arasında 1. derece yakınları hariç düğün, kına, nişan, sünnet, cenaze, taziye, mevlit vb. merasimlere katılmalarına izin verilmeyecek.

Valilikler, sosyal hayata yönelik tedbirler de aldı. Buna göre, “Müzik yayını yapan işletmelerin saat 23.00’ten sonra yayın yapmalarının yasaklanmasına, düğün, nişan vb. organizasyonların sık sık denetlenmesine, bu tür organizasyonlara saat 23.00’e kadar müsaade edilmesine” karar verildi.

İzmir’de alışverişler sabah yapılacak

İzmir Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise 65 yaş üstünün kendi mahallelerine en yakın semt pazarı, market ve alışveriş merkezlerini kullanmaları ve alışverişlerini kalabalığın yoğunlaşmadığı sabah 10.00-12.00 saatleri arasında yapmaları gerektiği belirtildi. Açıklama devamında şu kısıtlamalar sıralandı:

Düğün törenlerine gelin ve damadın anne, baba, büyükanne ve büyükbaba gibi birinci derece yakını olan 65 yaş ve üzeri kişilerin katılmasına, bunun dışındaki 65 yaş ve üzeri kişilerin katılmamasına, taziye ziyaretlerine vefat edenin anne, baba, büyükanne, büyükbaba gibi birinci derece yakınlarının sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek katılmalarına, bunun dışındaki 65 yaş ve üzeri kişilerin katılmamalarına, asker uğurlama törenlerine katılmamalarına, mesai saatleri nedeniyle toplu taşıma araçlarında oluşabilecek yoğunluktan etkilenmemeleri için toplu taşıma araçlarını 10.00-16.00 saatleri arasında kullanmalarına oy birliğiyle karar verildi.