Ana Sayfa Blog Sayfa 1694

Karadeniz’de kış aylarının sıcaklık rekoru kırıldı: 21.7 derece

‘Bu yıl hiç kış yaşamadık’

Sebebi iklim krizi

Küresel ısınma nedeniyle dünyanın pek çok yöresinde olduğu gibi Türkiye‘de de uzun süredir hemen her ay ve yıl ortalamasında sıcaklık rekorları kırılıyor. 
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 2020 yılında Türkiye’deki 198 noktada ekstrem sıcaklık rekoru kırıldı. 2020’de en çok ekstrem sıcaklık eylül ayında yaşandı. Bu ayda 93 merkezde ekstrem sıcaklık kayıtlara geçti.
 
İklim krizi yüzünden kış uykusuna yatamayan hayvanların haberleri de sık sık gündeme gelmeye başladı. Geçen haftalarda Rusya Meteoroloji Dairesi de başkent Moskova’da son 140 yılın en yüksek sıcaklığının kayda geçtiğini belirtmişti.  
 
 

Cengiz Holding bu sefer de halk plajını kullanacak

Haber: Gençağa Karafazlı

Cengiz Holding, imara aykırı bir şekilde yaptığı Ricosta Hotel‘in önünde bulunan bölge sakinlerinin plaj olarak kullandığı alanı da gasp etti.

Cengiz İnşaat, Alipaşa Mahallesi‘nde bulunan plaj alanına önce kayalarla dolgu yaptı ve denizin üzerinde betondan set oluşturdu. Ardından ise vatandaşların denize girmesini engellemek amacıyla demir bariyerler ördü. Tüm bu hukuksuz çalışmaların ardından plaj alanına bir de bekçi kulübesi inşa etti.

Vatandaşlar Devlet Su İşleri (DSİ) Şube Müdürlüğü‘ne, ardından Trabzon DSİ Bölge Müdürlüğü‘ne şikayette bulundu. Ancak, tüm şikayetlerle ilgili şimdiye kadar holding hakkında herhangi bir yasal işlem başlatılmadı.

Alipaşa Plajı, vatandaşların yıllardır yüzdüğü şehir merkezine en yakın sahil plajı olarak biliniyor.

Kurdeleyi Erdoğan kesmişti

Cengiz Holding’in inşa ettiği Ricosta Hotel’in açılış kurdelesini temmuz ayından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kesmişti. Otel 160 milyon TL’ye mal edilmişti.

Otelin açılışı sonrası ise Cengiz Holding’e turizm teşvik desteği kapsamında 59 milyon lira hibe aldığı ortaya çıkmıştı. Ayrıca, devletin otelin maliyetinin üçte birine katkı yaptığı da biliniyor.

29 Kasım 2018 tarihli Resmî Gazete‘de yayımlanan tebliğe göre, o yıl ekim ayında dokuzu komple yeni otel yatırımı, üçü de renovasyon olmak üzere 12 turizm projesi için yatırım teşvik belgesi düzenlendi. En büyük yatırım teşvik belgesini alan yatırım ise 49 milyon 630 bin lira ile Cengiz İnşaat’ın oldu.

Teşvik belgesine göre Cengiz Holding’e faiz desteği, KDV istisnası ve yüzde 70 vergi indiriminin yanı sıra altı yıl boyunca da sigorta primi işveren desteğinden yararlanacak.

Cengiz İnşaat, otel açıldıktan sonra bile deniz üzerine dolgu çalışmaları yaparak onlarca metrekarelik alanı izinsiz bir şekilde otel alanına kattı. Bölge halkının şikayetlerine rağmen hiçbir resmi kurum holdingin çalışmalarını durdurmadı.

Eski liman dairesi başkanının görev yeri değiştirilmişti

Eski Rize Liman Dairesi Başkanı Zeki Muammer Merev, otelin yapımı ve deniz dolgusuyla ilgili resmi kurumlara izinleri olup olmadığını sormuş ancak sorusuna cevap bulamamıştı.

Merev’in soruları sonrasında görev yeri değiştirilmiş ve Ankara’ya gönderilmişti. Ankara’dan sonra da Merev, bu sefer Artvin Hopa‘ya Liman Dairesi Başkanı olarak gönderildi. Zeki Muammer Merev, buradaki görevinden yaş haddinden dolayı emekli oldu. Eski Liman Dairesi Başkanı konuyla ilgili şunları söylemişti:

Valiye, belediyeye, özel idareye, defterdarlık ve çevre müdürlüğüne yazı yazdım, belediye, ‘bilgim yok’ dedi. Diğer kurumlar, valilik dahil cevap vermedi. Önce Ankara’ya aldılar. Karıştırınca Hopa’da soluğu aldım. Benim de sonuca gitmeme ömrüm yetmedi.”

Türk-İş: Açlık sınırı 2 bin 562, yoksulluk sınırı 8 bin 638 TL

Türk-İş‘in çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması“nın 2021 yılı Ocak ayı sonuçları açıklandı.

Tek kişinin yaşama maliyeti 3 bin 222 lira

Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 8 bin 638 lira oldu. Bekar bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 3 bin 222 lira olarak hesaplandı.

Araştırmaya göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 2,39 artış gösterdi. Yılın ilk ayı itibarıyla fiyatlardaki artış yüzde 2,39’u bulurken, gıda enflasyonunda son on iki ay itibarıyla artış oranı yüzde 19,48 oldu.

Bu ay mutfak harcamasına gelen ek maliyetin temel nedeni ise süt, yoğurt, peynir grubunda yüksek oranda gerçekleşen fiyat artışları. 

Kıyma, kuşbaşı ve sakatat ürünlerinin fiyatı değişmedi ancak tavuk fiyatı arttı. Balık fiyatları, geçtiğimiz aya göre biraz artış gösterdi. Hamsiye gelen avlanma yasağı sonrası istavrit fiyatı artarken, hamsinin tezgahlarda yerini almasıyla fiyatı geriledi, diğer balık çeşitlerinin fiyatı genelde değişmedi.

Belçika, LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi paylaşımları yapan imamı sınır dışı edecek

Belçika, Houthalen-Helchteren kasabasındaki Diyanet İşleri‘ne bağlı Yeşil Cami (Groen Moskee) imamının, eşcinsellik karşıtı nefret söylemleri nedeniyle oturum iznini uzatmayarak sınır dışı edilmesine karar verdi.

Flaman Hükümeti, Yeşil Cami’nin ruhsatının iptal edilmesi için de yasal işlem başlattığını açıkladı.

Belçika’ya Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye’den gönderilen imam, geçtiğimiz ekim ayında Belçika Göçmen Bürosu‘na oturma ve çalışma izninin yenilenmesi için başvuru yapmıştı.

İmamın sosyal medya paylaşımları

BBC Türkçe‘den Yusuf Özkan‘ın haberine göre, Belçika medyasında, Yeşil Cami’nin imamı kişisel Facebook hesabından eşcinselliğin hastalık olduğunu, çürümeye yol açtığını ve İslam dini tarafından yasaklandığı gibi LGBTİ+’larla ilgili nefret söylemleri içeren bir gönderi paylaştığı haberleri yer aldı.

Ayrıca, imam Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş‘ın eşcinsellik karşıtı vaazını da hatırlattı. Hatta “Eşcinsellik kapitalizm ve demokrasi virüsüdür” yazan bir takipçisine teşekkür bile etti.

İmam hakkında soruşturma başlatıldı

Belçika makamları imam hakkında kamu düzeni ve ulusal güvenliğe zarar verebileceği gerekçesiyle soruşturma başlattı.

Federal hükümetin İltica ve Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Sammy Mahdi “Toplumumuza nefret ekmek için gelenlerin burada yeri yoktur” diyerek üç yıldır Belçika’da bulunduğu belirtilen imamın oturma iznini uzatmayacaklarını açıkladı.

Bakan Mahdi, “Eşcinsel topluluğunu damgalamaya ve bu tür mesajları yaymaya daha fazla tahammül edemeyiz. Bir imam olarak Belçika’da çalışma hakkına sahipseniz, örnek bir göreviniz vardır. Değerlerimize uymak istemeyen herkes, sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.

Devlet yetkililerinden tepki

Flaman İç İdaresi ve Uyum Bakanı Bart Somers, Yeşil Cami’nin ruhsatının iptali için yasal işlem başlattığını duyurdu. Somers, LGBTİ+ toplumuna yönelik nefret ve ayrımcı mesajlar yaymasından dolayı, Yeşil Cami’nin tanınırlığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da söyledi.

Houthalen – Helchteren Belediye Başkanı Alain Yzermans ise, belediye meclisinin Yeşil Camii konusunu ciddi şekilde değerlendireceğini belirterek “Demokratik, anayasal devlete karşı gelen ayrımcı mesajlar kabul edilemez. Belediyemiz, eşitliğe ve hoşgörüye büyük önem veriyor” dedi.

BBC Türkçe’ye konuşan Yeşil Cami yönetiminden bir yetkili, Belçika hükümetinin aldığı karardan dolayı şok olduklarını, perşembe günü gerekli yasal işlemler için avukatla görüşeceklerini belirtti. Yetkili, imamın ismini ısrarla söylemek istemedi.

ÇED olumlu kararının iptaline rağmen maden şirketi durmuyor

İzmir’in Dikili ilçesinde Koza Altın Şirketi’ne ait olan Çukuralan Maden Ocağı‘nın kapasite artırımına yönelik verilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararı iptal edildi. Ancak, şirket bu karara uymadan tekrar faaliyete geçti.

ÇED’in iptal edildiği proje için çok büyük bir değişiklik yapılmadan kapasite artırımı istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruldu ve 12 Şubat 2021 tarihine İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı kararı alındı.

Proje için çok sayıda ağaç kesilecek

BirGün‘den Aycan Karadağ‘ın haberine göre, 192 hektarlık mevcut ÇED alanının 324 hektara çıkarılması isteniyor. 324 hektarlık alanın da yaklaşık 277 hektarlık kısmı orman alanı içerisinde, 47 hektarlık kısmı da mera alanında kalıyor. Tüm bunların yanında, proje alanına yaklaşık dokuz kilometre mesafede sulama amaçlı kullanmak için Geyiklidere Barajı‘nın yapılması planlanıyor.

Tarım ve orman alanı içerisinde kalan proje için toplam 4 bin 620 adet ağaç kesilecek.

Aynı soruya iki farklı cevap

Ormanlık alanların madencilik faaliyetlerine açılmasıyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Meclise soru önergesi vermişti. Gürer’in yönelttiği soru önergesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘ndan cevap geldi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, CHP’li Gürer’in daha önce yönelttiği soru önergesine ormanlık alanlara madencilik ruhsatı verilmediğini söylemişti. Fakat, Bakan Dönmez aynı soruyu bu kez “Söz konusu orman arazilerine ilişkin izinler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilmektedir” şeklinde yanıtladı.

Bunun yanında Bakan Fatih Dönmez, ülkede 133 altın madeni ruhsatı bulunduğunu, 2019 yılında 24 ruhsattan 39 ton altın üretildiğini belirtti. Dönmez, altın ruhsatlarından 36 milyon 250 bin TL ve altın içeren kompleks madenlerden de 262 milyon 355 bin TL’nin devlet için ödendiğini açıkladı.

Çin’de risk gruplarından anal numune alınmaya başlandı

Çin devlet televizyonu CCTV,  testte burun ve boğazdan numune alınması ve taşınmasında kullanılan pamuklu çubuklar, bu kez anal numune almak için kullanıldığını duyurdu.

CCTV’nin haberinde, geçen hafta başkent Pekin‘in teyitli koonavirüs vakaları kaydedilen mahallelerinin sakinlerinden çubukla anal numune alındığı kaydedildi. Karantina tesislerinde tutulanlar da aynı şekilde testten geçirildi.

Sosyal medyada aşırı müdahaleci bulunarak tepki çeken uygulamayı, doktorlar, virüsün saptanmasında daha etkili olmasıyla gerekçelendirdi.

CCTV’ye konuşan Pekin‘deki You’an Hastanesi‘nin üst düzey doktorlarından Li Tongzeng, anal numune alma yönetiminin, enfekte kişileri saptama oranını artırabileceğini, zira virüsün solunum yollarına kıyasla anüste daha uzun süre kaldığını söyledi.

‘Büyük aşağılama’

Çin Twitter’ı Weibo’da ise kullanıcılar dehşete düştüklerini söyledi. Guangdong eyaletinden bir kullanıcı “İlgili herkes sonra çok utanacak” derken ülkeye girişlerde test yapılmasından ötürü, bir kullanıcı, “Çin’e daha önce dönüş yaptığım için şanslıymışım meğer” ifadelerini kullandı. Bir başkası  “Zararı az, ama aşağılaması büyük” diye yazdı.

Bir Weibo anketinde de katılanların yüzde 80’i i bu yöntemi  “kabul edilemez bulduklarını” kaydetti. 

Yeni testleri destekleyen Çinli doktorlar da yöntemin verdiği “rahatsızlık” yüzünden yalnızca karantina merkezleri gibi belirli gruplarda kullanılmasının mantıklı olduğunu söyledi.

Sıkı önlemlere dönüş

Çinli yetkililer, genellikle dünyanın en büyük yıllık göçü olarak adlandırılan önümüzdeki ay Ay Yeni Yılı’nın yaklaşmasından dolayı endişeli. Pandemik olmayan bir yılda tatil boyunca yaklaşık 3 milyar seyahat yapılıyor, bu da tek bir belirtisiz koronavirüs vakasının bile ülke çapında hızla yayılabileceği anlamına geliyor .

Çin, tatilden önce 50 milyon insanı aşılamaya çalışıyor, ancak bu nüfusunun yüzde 4’ünden az, yani kitlesel bulaşmayı önlemek için çok düşük bir oran.

Yetkililer son haftalarda kısıtlamaları sıkılaştırdı ve on milyonlarca insan münferit salgınların yaşandığı bölgelerde kilit altına alındı. Daha önce olduğu gibi, denizaşırı ülkelerden gelen yolcular doğrudan iki haftalık otel karantinasına giriyor – ancak şimdi önlemlere üçüncü hafta ev karantinası ve dördüncü hafta sağlık görevlilerine günlük raporlar verilmesi de eklendi.

Kirazlıyayla kadınlarından maden videosu: Burası bizim yaşam alanımız, burada yaşlanıp ölmek istiyoruz

Bursa‘nın Kirazlıyayla Köyü‘nde Meyra Madencilik tarafından hayata geçirilecek olan çinko-kurşun-bakır zenginleştirme tesisinin yapımının durdurulması bölge sakinleri aylardır eylem yapıyor.

Bu kez Maya Belgesel Film Yapım‘dan Serdar Güven’e konuşan  konuşan köylüler, “Burada fabrika istemiyoruz. Biz nefes almak istiyoruz, kanser olmak istemiyoruz” dedi.

Madenin yapılacağı yerde çocukluklarının geçtiğini belirten köylüler “Burada yaşamımız vardı ama maalesef bu yaşamamıza darbe vurdular” ifadelerini kullandı. Yöre halkı, bölgede toprak kayması riski olduğunu da hatırlatarak köylerinde maden istemediklerini tekrar tekrar dile getirdi.

Enerji ve Tabiat Kaynakları Bakanı: Türkiye genelinde 133 altın madeni ruhsatı verdik

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’de toplam 133 adet altın içeren maden ruhsatı bulunduğunu açıkladı.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine yanıt veren Bakan Dönmez, madencilik faaliyeti yapılacak sahaların izne tabi olduğunu belirtti.

Gürer’in, konuyla ilgili önceki dönemlerde yönelttiği soru önergelerini “ormanlık alanlarda madencilik ruhsatı verilmediği” şeklinde yanıtlayan Dönmez’in bu kez “Söz konusu orman arazilerine ilişkin izinler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilmektedir” yanıtını vermesi dikkat çekti.

Sit alanlarına da ruhsat veriyor 

Bakan yanıtında şu ifadeleri kullandı: “Açılacak sahaların ilgili kurumun veri tabanında; mera, orman, tarım, doğal veya arkeolojik sit alanları veya su havzalarına isabet edip etmediğinin kontrolü yapılmakta ve bu alanlara isabet eden sahalar gerekli izinler alınmadan ruhsatlandırılmamakta veya ihaleye çıkarılmamaktadır”

Madenlerin çevreye zararı konusundaki soruya ise Dönmez şöyle yanıt verdi:

“Çevre ve insan sağlığına zarar verdiği tespit edilen madencilik faaliyetleri gerekli önlemler alınıncaya kadar durdurulur. Bu ihlalleri tespit eden kamu kurum ve kuruluşu, durumu diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirir. Maden Kanunu’nun 7’nci maddesine yönelik ihlallerin ilk tespit tarihinden itibaren, ilk tespit dahil üç yıl içerisinde üç kez yapıldığının tespiti halinde ruhsatlar iptal edilir.”

133 madenden 39 ton altın üretimi, 232 milyon tl devlet hakkı 

Türkiye’de toplam 133 adet altın içeren maden ruhsatı bulunduğu bilgisini veren Bakan Dönmez, “2019 yılında; 24 ruhsattan 39 ton altın üretimi yapılmış, altın ruhsatlarından 36 milyon 257 bin 570 TL, altın içeren kompleks madenlerden ise 262 milyon 355 bin 247 TL Devlet Hakkı tahakkuk ettirilmiş, altın içeren kompleks madenlerde çalışmak üzere toplam 9.489 personel istihdam edilmiştir. Aktif işletme açısından; altın için 9, altın+gümüş için 12, altın ve/veya gümüş içeren kompleks maden için 13 maden işletme projesi bulunmaktadır” açıklamasında bulundu.

Türkiye’de üretilen altınların yaklaşık yüzde 30’unun devlete doğrudan ve dolaylı vergi olarak ödendiğini kaydeden Dönmez, “Ayrıca, üretilen altınlar ülkemizdeki rafinerilerde %99,5 oranında saflaştırılmakta ve Merkez Bankası’na öncelik tanınarak Borsa İstanbul’da satışa çıkarılmaktadır. Merkez Bankası’nın alıcı olmaması durumunda aracı kurumlar tarafından piyasaya sunulmakta olup, üretilen altınların tamamı Türkiye’de satılmakta, yurt dışına satışı yapılmamaktadır” dedi.

Siyanür kullanılmıyormuş!

Altın madenciliğinde siyanür kullanılıp kullanılmadığı sorusuna da Dönmez, “Altın dahil tüm madenlerin aranması ve çıkarılması süreçlerinin hiçbirinde ‘siyanür ya da türevleri’ bir madde kullanılmamaktadır” yanıtını verdi.

Gürer: 15 yılda 124 bin hektar orman alanı madenlere açıldı

Bakan Dönmez’in yanıtlarını değerlendiren CHP Milletvekili Gürer, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Doğanay Tolunay’ın hazırladığı “Dünyada ve Türkiye’de Ormansızlaşma” raporuna atıf yaparak, madencilik adı altında ormanların talan edildiğini belirtti.

Gürer şunları söyledi:

“Bakanlık verilerine göre son 15 yılda madenlere açılan orman alanı, 124 bin hektardan fazla. Rakamlar AKP iktidarları döneminde orman tahsislerinin yüzde 170 ve yüzde 200 artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Sadece ağustos 2020’de çoğu orman arazisi olan 9 milyon dönümlük bir alan madenlere tahsis edildi. 2018 yılının temmuz ayında 616, 2019 yılının nisan ayında ise 417 sahanın madenlere açıldığını da dikkate alırsak, son üç yılda çoğu orman arazisi ne yazık ki madenlere terk edildi. Sonuçta binlerce ağaç kesiliyor. Bu dengenin doğru tutturulmasını sağlamak gerekir. Ormanların varlığı ve faydası madenler kadar değerli olduğu unutulmamalıdır. Sayın Bakan ruhsatlardan devlete tahakkuk ettirilen paralardan bahsediyor ama bu ruhsatlar nedeniyle doğanın nasıl katledildiğine değinmiyor.”

KKTC koronavirüs önlemlerini artırdı: İki ilçede tam kapanmaya gidildi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, (KKTC) artan koronavirüs vakalarından dolayı ilave tedbirler alma kararı aldı. Bu karara göre, başkent Lefkoşa‘da 27 Ocak’tan 3 Şubat’a, Girne ilçesinde de 27 Ocak’tan 10 Şubat’a kadar karantina uygulanacak.

Bu iki ilçede eczane, benzin istasyonları, fırın, kasap, market ve bu işletmelerin tedarikçileri yasaktan muaf tutulacak.

Hafta sonu kısmi sokağa çıkma yasağı uygulanacak

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi tarafından alınan ilave koronavirüs tedbir kararlarının, Bakanlıkça uygulanmasına karar verildi. Yeni kararlar ise Başbakan Ersan Saner tarafından açıklandı.

Alınan yeni kapanma kararlarına göre, Lefkoşa’da 27 Ocak saat 00.01’den 03 Şubat saat 23.59’a kadar, Girne’de de 27 Ocak saat 00.01’den 10 Şubat saat 23.59’a kadar tam kapanmaya gidilecek. Ayrıca, iki ilçeye diğer ilçelerden giriş çıkışların durdurulmasına da karar verildi. Lefkoşa ve Girne’yle ilgili kararlar 2 Şubat tarihinde tekrar değerlendirilecek.

Diğer ilçelerde 20.00-05.00 saatlerinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak.

29 Ocak saat 20.00’den 1 Şubat saat 05.00’e kadar da tüm ülkede kısmi sokağa çıkma yasağı uygulanacak.

Fotoğraf: AA

Ülkeye girişlerdeki karantina uygulaması da ikinci bir karara kadar uzatıldı. KKTC’ye girmek için uygulanan karantina ülkeden ülkeye fark etse de yaklaşık 10-14 gün sürüyordu.

Ayrıca, ülkede tüm okul öncesi, ilk ve orta eğitimde online eğitime geçilirken, devlet dairelerindeki çalışmalar da durduruldu.

KKTC’ de koronavirüs sebebiyle 14 kişi hayatını kaybetmişti.

Soma’da heyet değişti, Yargıtay kendi verdiği kararı bozdu

301 madencinin öldüğü Soma Katliamı davasında kendi verdiği kararı bozan Yargıtay 12. Dairesi, madenin sahibi Can Gürkan‘ın da aralarında bulunduğu dört sanığa bu kez “bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan ceza verilmesini istedi.

Daire, dört ay önce sanıklara olası kastla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama suçundan ceza verilmesine hükmetmişti.

Bu arada 12. Ceza Dairesi’nin beş kişilik heyetinden üçü değiştirildi. Başkan Ahmet Er ve üye hakim Nadir Güngündeş koltuğunu korurken, üç yeni hakim heyete katıldı: Eski Adalet Bakanı ve Müsteşarı Kenan İpek, eski HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu ve eski Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürü Mustafa Yapıcı.

Yeni heyet ikiye karşı üç oyla önceki kararı bozdu. Kararda, Can Gürkan’ın bilinçli taksirle ceza verilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca sanıkların infaz yasasından yararlandırılmasına hükmedildi.

En fazla 22 yıl hapis cezası alacak 

Soma davasının avukatı Murat Kemal Gündüz, bu durumda Can Gürkan’a en fazla 22 yıl kadar ceza verilebileceğini, bunda da infaz yasası ve diğer indirimlerin olacağını belirtti.

Gündüz, şunları söyledi: “Bu Yargıtay’a açık müdahaledir. Üç bürokrat, yargı üyesi ile değiştirilmiş. İktidar işverenlere diyor ki, istediğiniz kadar işçi öldürebilirsiniz. Verirsiniz para cezasını, kurtulursunuz.”

Ne olmuştu?

Manisa’da, Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi tarafından işletilen Eynez Maden Ocağı’nda 14 Mayıs 2014’te meydana gelen maden faciasında 301 işçi can vermişti. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 2018 yılında bitti.

37 kişi beraat ederken, 14 sanık taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermekten cezalandırıldı. Bu çerçevede, basit taksir suçundan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 15 yıl; bilinçli taksirden de Genel Müdür Ramazan Doğru’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik’e 18 yıl 9 ay, Yardımcısı İsmail Adalı’ya 22 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 30 Eylül 2020’de kararı bozdu.

Bozma kararında Can Gürkan’ın yangın riskinin yüksek olduğunu bilerek havalandırmaya dair gerekli teknik altyapıyı oluşturmadan ve iş güvenliği önlemleri almadan üretimin arttırılmasını hedeflediği belirtildi. Üretim zorlaması olarak adlandırılan kusurlu hareketin bizzat Gürkan tarafından alınan karar, verilen talimat ve oluşturulan işletme politikasının sonucunda meydana geldiği ifade edildi.

Bu çerçevede Gürkan, Doğru, Çelik ve Adalı’nın 301 kez olası kastla öldürme ve 162 kez olası kastla yaralama suçlarından ceza verilmesi gerektiği vurgulandı.

İki Yargıtay savcısı, bu kararın bozularak taksirle ölüme neden olmaktan ceza verilmesi isteyince dosya Yargıtay 12. Dairesi’ne gönderildi.