Ana Sayfa Blog Sayfa 1326

Batı Karadeniz’de sel nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 71’e yükseldi

Batı Karadeniz’i etkisi altına alan yoğun yağışlar sonrası oluşan sel felaketi nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 71’e çıktığı duyuruldu.

AFAD tarafından yapılan açıklamada, sekiz kişinin de tedavilerine hastanede devam edildiği kaydedildi. Kayıp sayısının ise 47 olduğu belirtildi.

Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor

Açıklamada, arama kurtarma çalışmalarına da devam edildiği kaydedildi:

Bölgede yürütülen çalışmalarda AFAD, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma, 112, UMKE, Karayolları Genel Müdürlüğü, DSİ, Belediyeler, İl Özel İdaresi, sivil toplum kuruluşları ve AFAD Gönüllülerinin personel ve araçları görev yapmaktadır.”

Tahliye çalışmaları

AFAD tarafından yapılan açıklamada; Bartın’da 341 kişinin, Kastamonu’da bin 480 kişinin ve Sinop’ta 560 kişinin tahliye edildiği duyuruldu:

Bartın; Ulus İlçesinde sel afeti sonrası 341 afetzede güvenli bölgelere tahliye edilmiştir.
Kastamonu; Toplamda 1.480 vatandaşımız tahliye edilmiştir. Tahliye edilen vatandaşlarımızdan 600’ü yakınlarının yanına tahliye edilmiştir.
Sinop; Ayancık ilçesi ve mahallelerinden 560 afetzede 2 helikopter aracılığıyla tahliye edilmiştir. Tahliye edilen 560 afetzededen 487’si yakınlarının yanına tahliye edilmiştir.”

Artvin’de heyelan: 14 köye ulaşım sağlanamıyor

Artvin’de dün geceden beri etkili olan şiddetli yağışın sebep olduğu heyelanlar sonucu 14 köy yolunun ulaşıma kapandığı açıklandı.

İl Özel İdaresi‘nden alınan bilgiye göre, merkez ve Şavşat’ta beş, Yusufeli’nde dört olmak üzere toplam 14 köye ulaşım sağlanamıyor.

İl Özel İdare ekipleri tarafından kapalı yolların açılması için çalışmalar sürüyor.

2021’in yarısında doğal ve insan kaynaklı felaketlerin maliyeti 77 milyar dolar

Dünyanın önde gelen reasürans şirketlerinden Swiss Re, 2021 yılının ilk altı ayında doğal ve insan hatasından kaynaklanan felaketlerin maliyetinin 77 milyar doları bulduğunu açıkladı.

Euronews‘in aktardığına göre, merkezi Zürih’te bulunan sigortacıları sigortalayan İsviçreli şirket, ABD’deki Uri fırtınası ile haziran ayında Almanya ile komşularını etkileyen fırtınaların maddi zararların artmasında önemli rol oynadığını aktardı.

Swiss Re tarafından yapılan yazılı açıklamada, ”Doğal felaketler 74 milyar dolar, insan kaynaklı felaketler ise 3 milyar dolar ekonomik kayba yol açtı.” denildi.

Küresel ısınma vurgusu

Açıklamada, haziran ayından bu yana aşırı sıcaklar yüzünden Kaliforniya’da süren orman yangınlarının mali faturasının da büyük olduğu vurgulanırken, küresel ısınmanın aşı sıcakları beraberinde getirdiği ve iklim koşullarında ciddi anormallikler yaşandığı kaydedildi.

Son 10 yıl içinde ilk altı ayda felaketler ortalama 108 milyar dolar kayba neden oldu. Ancak felaketlerin sigorta şirketlerine verdiği kayıpların bu rakamlardan çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

İsviçreli şirket, Türkiye, Yunanistan ve İtalya’daki orman yangınlarının önemli miktarda maddi hasara yol açacağı tahmininde bulundu.

 

Aile Hekimleri iş bıraktı: Adil bir yönetmelik yürürlüğe girene dek mücadele edeceğiz

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Temmuz’da yürürlüğe giren “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği“ne karşı aile hekimleri bugün iş bıraktı.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nun (AHEF) çağrısı ile iş bırakan aile hekimleri, Mersin, Adana, İzmir gibi illerde basın açıklamaları düzenledi.

Yönetmelik, izinsiz olarak basına demeç veren hekimlerin 50 ceza puanı alacağı, keyfi işten atmaların kolaylaşacağı, nöbete beş kez gitmeyenlerin işten atılacağı, yeni iş ve ek görevler getireceği gibi gerekçelerle aile hekimleri tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

‘Maaşı azalan tek meslek grubu aile hekimliği’

İzmir’de Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube, İzmir Tabip Odası, Birlik Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık Sendikası ve Genel Sağlık İş Sendikası yönetmeliğe karşı bir basın açıklaması yaptı.

Kurumlar adına açıklamayı İzmir Aile hekimleri Derneği Başkanı Funda Müftüoğlu okudu. Müftüoğlu, “Ben yaptım oldu, mantığı ile sahanın gerçekliklerinden uzak ve kapalı kapılar ardında hazırlanan bu yönetmeliğin adı her ne kadar Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği olsa da aslında ceza yönetmeliğidir” diye konuştu. Müftüoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

Ne acıdır ki 2021 Türkiye’sinde maaşı azalan ve kesintiye uğrayan tek meslek grubu aile hekimliği sisteminde çalışan hekim ve aile sağlığı çalışanlarıdır. Bu yönetmelikle yalnızca göstermiş olduğumuz özveri ve harcadığımız emeğin karşılığı olarak aldığımız maaşımızın düşürülmesi planlanmamış, özlük haklarımız ve iş güvencemiz de, hakkaniyetli olmayan ceza uygulamaları ve puanları ile tehdit altına girmiştir.”

‘Beş nöbete gelmemek sözleşme feshi sebebi’

Müftüoğlu, sözleşmede yer alan sosyal medya veya demeç verme konusunda Aile Hekimlerinin puanlama sistemi üzerinden cezalandırılacağını hatırlattı ve şunları söyledi:

Bu yönetmeliğe göre, entegre olarak hizmet vermekte olan Aile Sağlığı Merkezlerinde, hastalık vb. bir sebeple raporlu olsa bile 5 kez nöbete gelmemek, sözleşme fesih sebebi sayılmıştır. Bu durum en basit insan hakkı olan, yaşam ve sağlık hakkının gasp edilmesi demektir. Bir Aile Hekimi, rahatsızlığı sebebiyle hastalansa bile bu yönetmeliğe göre cezaya maruz kalacaktır.”

‘Bu yönetmeliği kabul etmiyoruz’

Funda Müftüoğlu, adil, uygulanabilir bir yönetmeliğin yürürlüğe girene dek iş bırakma da dahil olmak üzere her türlü eylemle mücadeleye devam edeceklerini kaydetti:

Tek taraflı olarak aile hekimlerini, Aile Sağlığı Merkezi çalışanı sağlık emekçilerini iş güvencesinden ve insan onuruna yaraşır bir ücretten yoksun bırakan, yoksulluk sınırının altında ve hatta açlık sınırında yaşamaya zorlayan bu yönetmeliği kabul etmeyeceğimizi, adil, uygulanabilir bir yönetmelik yürürlüğe girene dek, sahadan aldığımız güçle, iş bırakma dahil her tür eylemle, mücadeleye devam edeceğiz.”

28 Ağustos’ta da Ankara’da geniş katılımlı bi miting yapılacağı da duyulurken, aile hekimleri taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda 27 Ağustos’ta da greve gitmeyi planladıklarını söyledi.

Aile hekimlerinin talepleri

Aile hekimleri taleplerini şöyle sıraladı:

  • Aile hekimliği uygulamasının yürütülebilmesi için ortak akıl ile kanuni düzenlemeler yapılsın.
  • Kaybettiğimiz özlük haklarımız ve yıllar içerisinde kaybımız olan hak edişlerimizin yerine konulsun.
  • Yok sayılmayı kabul etmeyeceğiz.
  • Aile hekimliğinde sonun başlangıcı olan Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin bir an önce geri çekilerek Aile hekimliği uygulamasının sürdürülmesini sağlansın.

İKSV’nin 6’ıncı Kısa Film Atölyesi başvuruları başlıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilen Köprüde Buluşmalar, 2017 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteği ile başlattığı ilk ve ikinci kısa filmini yapacak yeni nesil genç sinemacılar için Kısa Film Atölyesi’ne devam ediyor.

TC Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle gerçekleşecek olan atölye, bu yıl da sinemacıların proje ve filmlerini geliştirmelerine destek olmak amacıyla, Covid-19 önlemleri kapsamında alınacak tedbirlere uygun olarak hibrit veya çevrimiçi olarak gerçekleşecek.

Kısa filmlerin sinema sektöründeki önemine dikkat çekmeyi ve uluslararası seviyede yapımların artmasına katkıda bulunmayı amaçlayan atölyelerin altıncısı için son başvuru tarihi 17 Eylül. 

Beş film seçilecek

Başvurular arasından seçilecek beş kısa film projesinin yazar, yönetmen ve yapımcıları projelerini deneyimli yönetmen, yazar ve yapımcılar ile grup çalışması formatında geliştirecekler. Ayrıca görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, cast direktörü, yönetmen asistanı ve yapım amiri ile yapılacak derslerde yapım sürecine hazırlanacaklar. Atölyenin amaçlarından biri de sinemacılar arasında işbirliği ve iletişimi geliştirmektir.

Atölyenin sonunda ekipler yapımcı – yönetmen çalışması disiplinini geliştirmiş ve eğitmenler ile birlikte projelerinin profesyonel sunum dosyasını hazırlamış olacaklar. Atölyeye katılan sinemacılara sertifika verilecek.

Şimdiye kadar atölyeye katılan filmlerden Aylin (yön. Ozan Yoleri, yap. Alara Hamamcıoğlu), Bugün Ölmek İstemiyorum (yön. Onur Sefer, yap. Utkan Bugay) ve Manzara (Büşra Atamer Balkan) çekimlerini tamamladı. Aylin filmi dünya prömiyerini Palm Springs Uluslararası Film Festivali’nde yaparken yönetmenliğini Deniz Göktaş’ın üstlendiği Tatilin İlk Günü çekimlerini tamamladı ve Sami Morhayim’in yönetmenliğini ve Hilal Şenel’in yapımcılığını üstlendiği Susam projesi Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklendi ve 40. İstanbul Film Festivali Kısa Film Seçkisi’nde yer aldı.

Başvuru için burayı tıklayın
Daha fazla bilgi için link şurada

Dördüncü doz aşı tanımlaması, birkaç saat içinde iptal edildi

İki doz Sinovac ve bir doz BioNTech aşısı yaptıranlara dördüncü doz aşı hakkının tanımlanmasının ardından açılan randevu sistemi, birkaç saat içinde iptal edildi.

Bakan Koca’dan açıklama

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da söz konusu kararın yurt dışı seyahati için alındığını duyurdu.

Koca, “Özel seyahat için talep edilmesi dışında ek bir aşı gerekliliği yoktur. Bugün itibariyle 2 doz mRNA aşısı ya da 3 doz inaktif aşı olmuş kimsenin ek bir doz aşı olmasını gerektiren bir durum söz konusu değildir. Böyle bir tıbbi gereklilik de kesinlikle yoktur” açıklamasını yaptı.

Taliban’ın ‘savaş sona erdi’ açıklaması Afganları tatmin etmedi: Kabil Havalimanı’nda kaos

NATO birliklerinin geri çekilmesinin ardından Afganistan‘da hızla ilerleyen ve başkent Kabil’i de ele geçiren Taliban, ülkede çatışmaların sona erdiğini ve savaşın bittiğini açıkladı.

Taliban’ın politbüro sözcüsü Muhammed Naim, El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bugün Afgan halkı ve mücahitler için büyük bir gün. Yirmi yıllık emeklerinin ve gösterdikleri fedakarlıkların meyvesini aldılar. Allah’a şükür ülkede savaş sona erdi” dedi.

Uluslararası topluma diyalog çağrısı

Ülkenin ne tür bir rejimle yönetileceğinin kısa süre içinde açıklanacağını duyuran Naim, Taliban’ın izolasyon içinde yaşamak istemediğini belirterek uluslararası topluma diyalog çağrısı yaptı. Naim içişlerine karışmamaya yönelik karşılıklılık ilkesine dayalı bir uluslararası politika izleyeceklerini belirterek “Başkalarının işlerine karışmayacağız ve kendi işlerimize müdahaleye de izin vermeyeceğiz. Yabancı güçlerin Afganistan’daki başarısız deneyimlerini bir kez daha tekrarlamayacaklarını düşünüyoruz” dedi.

Taliban sözcüsü, “İstediğimize ulaştık. İstediğimiz, ülkemizin özgürlüğü ve halkımızın bağımsızlığıydı. Hiç kimsenin herhangi birini hedef almak için topraklarımızı kullanmasına izin vermeyeceğiz. Başkalarına zarar vermek istemiyoruz” diye konuştu.

Akın akın kaçış

Taliban’ın verdiği garantilere rağmen,  Afgan halkı örgütün 1996 ile 2001 yılları arasındaki yönetimi sırasında uyguladığı sert şeriat yasalarına geri dönülmesinden endişe ediyor.

Geçen hafta hem Birleşmiş Milletler hem de ABD, Taliban’ın teslim aldıkları yerlerde Afgan ordusu mensuplarını infaz ettiklerine dair ellerinde bilgiler olduğunu açıklamıştı.

Taliban’ın şu an hiçbir yerde herhangi bir silahlı çatışmanın yaşanmadığını ve ülkeye huzur hakim olduğunu söylese de Başkent Kabil’in sessiz bir sabaha uyandığı sokakların adeta sokağa çıkma yasağı varmış gibi bomboş olduğu belirtiliyor. Esnaf, şehirdeki endişe ve korku nedeniyle kepenklerini açmıyor.

Şehrin uluslararası havalimanından gelen görüntülerse tam bir kaos ortamını çağrıştırıyor. Geceden bu yana binlerce kişi, Afganistan’dan kaçmak için havalimanına akın etmiş durumda.

Havalimanındaki kargaşa nedeniyle zaman zaman ABD askerlerinin havaya ateş açarak kalabalığı kontrol altında tutmaya çalıştığı belirtiliyor. Görgü tanıkları, havalimanında açılan ateş sonucu en az beş kişinin hayatını kaybettiğini iddia ediyor.

Reuters’a konuşan bir ABD’li yetkili havaya ateş açıldığını doğrulayarak “Kalabalık kontrolden çıkmıştı. Sadece kaosu engellemek için ateş açıldı” diyerek kendilerini savunmaya çalıştı. Bir diğer yetkili de, “Amerikan güçleri Afganların askeri uçaklara binmesini engellemek için havaya ateş açmak zorunda kaldı” dedi.

ABD askerlerinin hava trafiğinin kontrolünü üstlenmesi öncesinde yüzlerce Afgan sivil, kalkacak son yolcu uçaklarına yetişebilmek için pazar günü otobanlarda kuyruk oluşturdu. Diplomatik personelin tahliyesi için sivil havacılığı durduran Amerikalılara yoğun tepki oluştu.

Uçağa tutunan üç kişi düştü iddiası

Kabil’den yayın yapan Asvaka News sitesi ise iki kişinin havalanan bir uçaktan düştüğünü iddia etti. Site, kendilerini uçağa bağladıkları öne sürülen iki kişinin düştüğünü duyurdu. Havalimanı yakınlarındaki evlerde yaşayan görgü tanıklarının da, üç erkeğin bölgeye ‘düştüğünü’ ve öldüğünü söylediği öne sürüldü.

Batılılar Kabil’i Boşaltıyor

ABD yönetimi, havalimanında güvenliği sağlamak ve tahliyeleri sorunsuz gerçekleştirmek amacıyla bölgeye takviye bin asker daha gönderdi. Böylece havalimanında görevli ABD askeri sayısı altı bine ulaştı.

 

ABD Dışişleri Bakanlığı, aralarında büyükelçi Ross Wilson’ın da bulunduğu elçilik personelinin havalimanına transferinin yapıldığını açıkladı. ABD, elçilik çalışanlarının büyük bir kısmını ülkeden çıkarıyor.  ABD büyükelçilik binası boşaltılırken binadaki ABD bayrağı da dün indirildi.

Birçok ülke de benzer şekilde elçilik binalarını boşaltarak çalışanlarını ülkelerine geri getirmek üzere havalimanına transfer etti. Türkiye büyükelçiliğini havalimanındaki askeri bölgeye taşırken, Çin ve Rusya ise elçiliklerini kapatmadı.

‘Yabancı güçlerin çekilmesini bekliyoruz’

Reuters haber ajansına konuşan bir Taliban yöneticisi, yeni yönetim yapısı oluşturulmadan önce yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesini beklediklerini kaydetti. İsminin açıklanmasını istemeyen Taliban yöneticisi, Taliban savaşçılarına “Afganların günlük faaliyetlerine yeniden başlamasına izin verilmesi ve sivilleri korkutacak eylemlerden kaçınmaları” talimatı verildiğini kaydetti.

ABD eleştirilerin odağında

Taliban’ın, yıllarca ABD ve diğer Batılı ülkeler tarafından eğitilip donatılan Afgan ordusuna karşı yaklaşık on gün kadar kısa bir sürede ülkenin tamamını ele geçirmesi Batı’da hayal kırıklığına yol açtı. Milyarlarca dolarlık yatırım yapılan Afgan ordusunun Taliban’a karşı varlık gösterememesi ve pek çok bölgeyi savaşmadan Taliban’a teslim etmesi sorgulanıyor.

Selefi Donald Trump‘ın aldığı Afganistan’dan çekilme planını destekleyerek devam ettiren ve çekilmenin 31 Ağustos’a kadar tamamlanacağını açıklayan ABD Başkanı Joe Biden ise ülke içinde sert eleştirilerle karşı karşıya. Cumhuriyetçilerin Senato’daki lideri Mitch McConnell Biden’ın uyguladığı politikayı “Amerikan liderliği açısından utanç verici bir hata” olarak eleştirdi.

Amerikan istihbarat servislerinin geçen hafta kamuoyuna açıklanan raporunda başkent Kabil’in daha en az üç ay dayanabileceği, Kabil’e yönelik doğrudan bir tehlikenin bulunmadığı öngörüsüne yer verilmişti.

Ebrar Karakurt’a yönelik homofobik saldırılara karşı destek mesajları yağdı

A Milli Kadın Voleybol Takımı‘nın başarılı oyuncusu Ebrar Karakurt‘un sosyal medyada kadın arkadaşıyla birlikte bir fotoğrafını paylaşması homofobik yorumlara sahne olurken, Karakurt’a bir yandan da destek mesajları geldi.

Twitter’da #EbrarKarakurt etiketiyle yapılan paylaşımlar, kısa sürede Türkiye gündeminin üst sıralarına yükseldi.

Destek mesajları yağdı

Başarılı voleybolcuya çok sayıda isim destek mesajı verirken, takım arkadaşları da oyuncu için paylaşımlarda bulundu.

Takım arkadaşı Naz Aydemir Akyol, Ebrar Karakurt’un yanında olduğuna dair bir paylaşım yaptı:

Ne konuşulursa konuşulsun, herkesin bilmesi gereken en önemli şeylerden biri; Ebrar’ın; hakkında söylenen hiçbir şeye takılmayacağıdır! O sadece kendi işini en iyi şekilde yapabilmeye bakar. Gerisi de ne beni, ne sizi, kısaca kimseyi ilgilendirmez!”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili ve avukat Sera Kadıgil de Karakurt’a destek veren isimler arasında yer aldı. Kadıgil, “Kimi seviyorsan onunla çok mutlu olmanı dilerim” dedi.

Takım arkadaşı Gizem Güreşen, paylaşımında “Kime ne.İsteyen istediği gibi yaşar.Kimseyi ilgilendirmez… #EbrarKarakurt seviyoruz seni” ifadelerini kullandı:

https://twitter.com/iamgizemguresen/status/1427000598394818564

Çin’de sel felaketi: En az 21 kişi hayatını kaybetti

Çin’in orta kesiminde etkili olan yağışların neden olduğu sellerde, 21 kişinin hayatını kaybettiği ve dört kişinin de kayıp olduğu açıklandı. Yetkililer, en az 8 bin kişinin sellerden etkilendiğini tahmin ediyor.

Yaşanan felaketin ardından çok sayıda itfaiye görevlisi, polis ve asker sellerden etkilenen bölgelere sevk edildi.

‘Toplam kayıp 16,6 milyon civarında olabilir’

2 bin 700’den fazla ev ve mağazanın sellerden dolayı zarar gördüğü kaydedilirken; enerji, ulaşım ve iletişim hatlarında kesintiler yaşandığı da bildirildi. Ayrıca, 774 su depolama alanının sel uyarı seviyelerini aştığı öğrenildi.

China Daily gazetesi, toplam kaybın 16,6 milyon dolar civarında olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.

Çin Meteoroloji İdaresi, şiddetli yağışların önümüzdeki günlerde de devam edebileceğini açıkladı.

Japonya’da sel nedeniyle meydana gelen heyelanda üç kişi hayatını kaybetti

Japonya’da üç gündür etkisini sürdüren yağış Nagano eyaletindeki Okaya şehrinde heyelana sebep olurken, heyelan nedeniyle üç kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.

Beş kişinin toprak altında kaldığı heyelanda, iki kişinin de yaralı olarak kurtarıldığı öğrenildi.

Evler sular altında kaldı

Gifu eyaletindeki Gero şehrinde nehir kenarındaki bir otoyolda meydana gelen çökme nedeniyle, yetkililer tedbir amacıyla yolun beş kilometrelik kesimini trafiğe kapadı.

Saga eyaletindeki Takeo şehri başta olmak üzere eyaletin birçok kesiminde sel baskınları ve heyelanların meydana geldiği kaydedildi, bazı evlerin de sular altında kaldığı belirtildi.

Shimane eyaletindeki Gotsu şehrinde de nehir taşkını nedeniyle bazı yerleşim yerleri sular altında kalırken, Hiroşima’da da heyelan nedeniyle yıkımlar yaşandı.

Yetkililerden uyarı

Yerel otoriteler, Shizuoka eyaletindeki Atami şehrinde heyelan riskine karşı uyarıda bulundu. Zeminde yumuşama gözlendiği açıklanırken, riskli bölgelerde yaşayanlara dikkatli olmaları yönünde uyarılar yapıldı.

Ayrıca, yetkililer riskli bölgelerde yaşayan kişileri tahliye uyarılarına karşı hazırlıklı olmaya çağırdı.