Dünya çapında yağmur ormanlarında yaşanan ormansızlaşma, Brezilya ve Kolombiya‘da kaydedilen önemli iyileşmelere rağmen durmak bilmiyor. World Resources Institute (WRI) ve Maryland Üniversitesi‘nin bir araya getirdiği son verilere göre 2023’te daha önce dokunulmamış yağmur ormanlarından İsviçre büyüklüğünde, yani 37 bin kilometrekarelik ormanlık alan yok oldu. Bu kaybın ana sebebi olarak, dünya genelinde tarımsal üretim amacıyla daha fazla alanın tarıma açılması gösteriliyor.
Guardian’ın aktardığına göre Brezilya ve Kolombiya, son yıllarda orman kaybını önemli ölçüde azaltmayı başardı. Ormansızlaşma oranı Brezilya’da yüzde 36, Kolombiya’da ise yüzde 49 oranında düştü. Bu düşüşler, her iki ülkenin de çevre politikalarını güçlendirme yönünde attığı adımların bir sonucu olarak görülüyor. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro‘nun çevre dostu politikalarının, bu başarıda büyük rol oynadığı belirtiliyor.
Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen, Bolivya, Laos, Nikaragua ve diğer bazı ülkelerdeki artışlar, Brezilya ve Kolombiya’daki düşüşleri neredeyse tamamen dengeledi. Özellikle Kanada, yangınlar nedeniyle rekor düzeyde orman kaybı yaşadı ve 8 milyon hektardan fazla ormanını kaybetti. Bu kayıplar, global orman kaybı sorununun sadece tropikal bölgelerle sınırlı olmadığını, küresel bir mesele olduğunu gösteriyor.
WRI’da Global Forest Watch’ın direktörü Mikaela Weisse, durumu “Geçen yıl orman kaybı konusunda dünya iki adım ileri, iki adım geri gitti” şeklinde özetliyor. Weisse, Brezilya Amazonu ve Kolombiya’da kaydedilen keskin düşüşlerin ilerlemenin mümkün olduğunu gösterdiğini, ancak diğer bölgelerdeki orman kaybı artışlarının bu ilerlemeyi büyük ölçüde ortadan kaldırdığını belirtiyor.
Orman kaybı, sera gazı emisyonlarının ikinci en büyük kaynağı ve biyoçeşitlilik kaybının ana nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Araştırmacılar, küresel ısınmanın endüstri öncesi seviyelere göre 1,5°C ile sınırlı tutulabilmesi için yağmur ormanlarının korunmasının zorunlu olduğunu belirtiyorlar. Ancak devam eden ormansızlaşma, hükümetlerin iklim ve biyoçeşitlilik taahhütlerini yerine getirme konusunda yeterli ilerlemeyi sağlayamadığını gösteriyor.
Dubai‘deki COP28 iklim konferansında, hükümetler 2030’a kadar orman kaybı ve bozulmasının durdurulması ve tersine çevrilmesi gerektiği konusunda anlaşmaya varmışlardı. Bu, Glasgow‘daki COP26‘da dünya liderlerinin bu on yılda ormanların yok edilmesini sonlandırma taahhüdüyle uyumlu. Ancak yeni veriler, hedefe ulaşmanın henüz çok uzakta olduğunu ortaya koyuyor.
Brezilya, orman kaybı oranını önemli ölçüde yavaşlatmış olsa da, ülke hala birincil yağmur ormanlarını en çok kaybeden üç ülke arasında yer alıyor; Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Bolivya ile birlikte, küresel toplam yıkımın yarısından fazlasını oluşturuyorlar. Bolivya, soya tarımının genişlemesi nedeniyle üçüncü yıl üst üste orman kaybında büyük bir artış kaydetti.
Laos ve Nikaragua, 2023 yılında kalan dokunulmamış yağmur ormanlarının büyük bölümlerini kaybetti. Araştırmacılar, bu durumun özellikle zaten yoğun bir şekilde temizlenmiş ülkelerdeki parçalanmış ormanların daha hızlı yok edilebileceğini belirtiyorlar. Laos’ta, tarımsal genişlemenin Çin‘den gelen talep tarafından teşvik edildiği, Nikaragua’da ise sığır yetiştiriciliği ve genişleyen tarım faaliyetlerinin ana sebep olduğu ifade ediliyor.
Bütün bu bilgilere rağmen, Brezilya ve Kolombiya’daki olumlu örneklerden yola çıkarak ormansızlaşma hedeflerine ulaşmanın yolları araştırılıyor. Maryland Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden uzaktan algılama uzmanı Prof. Matthew Hansen, yağmur ormanı ülkelerine ormanların korunması için maddi destek sağlayan bir tazminat fonunun önemli bir çözüm olabileceğini vurguluyor.
Hansen, Almanya’nın “Fair Deal” teklifinin ve Norveç‘in Gabon ile benzer bir şekilde karbon tutulumunu ölçüt olarak kullanan yaklaşımının, sağlam yönetişim ve sivil toplum katılımı ile birleştirildiğinde işe yarayabileceğini belirtiyor. Bu tür çözümler, orman kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için küresel çabaların önemli bir parçası olabilir.
Ormansızlaşma nedir?
Ormansızlaşma, ormanların insan faaliyetleri nedeniyle kalıcı olarak yok edilmesi veya hasar görmesi sürecini ifade ediyor. Bu süreç, genellikle tarım arazileri, madencilik, altyapı projeleri ve kentleşme gibi nedenlerle ormanların kesilmesi, yakılması veya başka şekillerde tahrip edilmesiyle gerçekleşiyor. Ormansızlaşma, dünya genelinde ciddi çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçlar doğuruyor.
Ormanlar, dünyanın karbon döngüsündeki kilit rol oynuyor. Ağaçlar, fotosentez yoluyla atmosferdeki karbondioksidi emer ve oksijen üretirler. Bu süreç, küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadelede hayati öneme sahip. Ormansızlaşma, karbondioksit emilimini azaltır ve sera gazı emisyonlarını artırarak küresel ısınmayı hızlandırıyor. Ayrıca, ormanların yok edilmesi, habitat kaybına ve sonuç olarak biyoçeşitlilikte ciddi azalmalara yol açıyor.
‣ Ormansızlaşmayla mücadele ve doğayı koruma politikaları bir yılda iki katına çıktı
‣ Brezilya’nın otoyol projesi Amazon’da ormansızlaşmayı tetikleyebilir
‣ Amazon havzasındaki yasa dışı faaliyetler ormansızlaşma tehdidi yaratıyor
Ormanlar, milyonlarca insan için gıda, barınak, enerji ve gelir kaynağı. Yerel topluluklar ve yerli halklar, hayatta kalmak ve kültürlerini sürdürmek için ormanlara bağımlı. Ormansızlaşma, bu toplulukların yaşam tarzlarını tehdit eder, gıda güvensizliğine yol açar ve ekonomik fırsatları azaltıyor.
Ormansızlaşmanın ana nedenleri arasında tarımsal genişleme, kereste üretimi için ticari orman kesimi, altyapı ve şehirleşme projeleri, yangınlar ve madencilik yer alıyor. Bu faaliyetler, özellikle tropik yağmur ormanları olmak üzere, dünya genelinde orman alanlarının hızla azalmasına neden oluyor.
Ormansızlaşmayı durdurmak ve tersine çevirmek için uluslararası çapta sürdürülebilir orman yönetimi, korunan alanların genişletilmesi, yeniden ormanlandırma ve orman restorasyonu projeleri, karbon ticareti ve ödeme sistemleri gibi finansal teşvikler gibi önlemler alınıyor. Ayrıca, yerel toplulukların ve yerli halkların orman yönetimine daha fazla dahil edilmesi, orman kaybını azaltmada etkili bir strateji olarak görülüyor.