Gelişmekte olan ülkeler, zengin ülkelerin taahhütlerini yerine getirmemesine tepkili.
Doğa tahribatının durdurulması için düzenlenen küresel zirve, cumartesi günü kargaşayla sonuçlandı; bazı ilerlemeler kaydedildi ancak temel sorunlar çözülemedi. Doğa tahribatını durduracak etkili bir sistem yine oluşturulamadı. Katılan ülkeler önceki hedeflere ulaşma konusunda yol haritası çizemedi.
Uzmanlar muğlak ifadelerin başarısızlığa yol açtığını söylüyor.
Temel konularda fikir birliğine varılamadı, görüşmeler askıya alındı
Anlaşmaya taraf olan hükümet temsilcileri, Dünyadaki yaşamın insan kaynaklı yıkımını durdurmak için 2022 Anlaşması’ndan bu yana ilk kez bir araya gelmişti. İki haftalık zirvede Dünya’nın yüzde 30’unun doğa için korunması ve küresel finans sisteminin çevreye zarar veren kısımlarının reformu gibi önemli hedefler konusunda ilerleme kaydedilmesi umuluyordu.
Görüşmelerin cuma akşamı bitmesi gerekiyordu ancak yaklaşık 12 saatlik toplantıların ardından, zirve cumartesi sabahı kargaşa halinde sona erdi. Hükümetler doğa fonlaması ve bu on yılın hedeflerinin nasıl izleneceği gibi temel konularda bir fikir birliğine varamadı. Birçok kişi uçuşları yakalamak için görüşmeleri erken terk etmek zorunda kaldı ve ülkelerin yarısından azı hazır olduğu için toplantı yeter sayısı sağlanamadığından görüşmeler askıya alındı. Ülkelerin görüşmelere gelecek yıl Bangkok‘ta yapılacak ara toplantıda devam etmesi gerekecek.
Guardian‘ın aktardığına göre, özellikle gelişmekte olan ülke temsilcileri görüşmelerin uzaması ve son anda önemli konuların karara bağlanmadan sonuçlandırılması nedeniyle tepkilerini dile getirdi.
Brezilyalı müzakereci Maria Angelica Ikeda, kaynak seferberliği tartışmaları kesilmeden kısa bir süre önce, “Cop’un sonunda böylesine önemli bir konuyu tartışmanın meşruiyet eksikliğini gerçekten sorguluyoruz. Bu konuları en baştan tartışmaya başlamalıydık… İhtiyacımız olan kaynaklara sahip olduğumuzu garanti eden kararlarımız olmalı” diye konuştu.
Fiji müzakerecisi Michelle Baleikanacea da uçuş planlarını değiştirmek için bütçeleri olmayan birçok gelişmekte olan ülkenin toplantıyı terk etmek zorunda kaldığını belirtti; “Ne yazık ki Fiji, bu zirvedeki tek Pasifik ada ülkesi – 10 kişilik bir heyet olarak geldik ve geriye kalan tek kişi benim. Paramız olmadığı için uçuşları değiştirmeyi göze alamayız” dedi.
Genetik veriler ve yerli temsiliyeti konularında ilerleme
Zirvede, hükümetler birkaç önemli karar da alabildi: Doğadan elde edilen genetik veriler kullanılarak üretilen ürünlere küresel bir vergi uygulanması konusunda anlaşma sağlandı. Bu da potansiyel olarak dünyanın en büyük biyolojik çeşitlilik koruma fonlarından birini yaratabilir.
Ayrıca müzakerecilerin yerli temsiliyeti için “dönüm noktası” olarak tanımladığı bir şekilde, yerli toplulukları BM biyolojik çeşitlilik sürecinin resmi karar alma sürecine resmen dahil ettiler.
Ancak “dijital dizi bilgisi” (DSI) fonu planı toplantıda kabul edilirken, oylamayı resmileştirmek için hala yeterli sayıda ülkenin mevcut olup olmadığı belirsizdi. Bu durum kesinleştirilmezse ülkeler daha sonraki bir tarihte kararın meşruiyetini sorgulayabilir.
Çok sayıda ülke hedefler için hiç ilerleme kaydetmedi
Gözlemciler, anlaşmalara rağmen COP16’nın doğal dünyadaki krizi durdurmak için gerekenin gerisinde kaldığını, birçok hükümet ve BM yetkilisinin gereken aciliyetle hareket etmediğini söylüyor. Sadece iki yıl önce bu on yılın hedefleri konusunda anlaşmaya varılmasına yardımcı olmakta öncü rol oynayan AB, Çin, Kanada ve diğer gelişmiş ülkelerin liderlik eksikliği eleştiriliyor.
Zirvede, birçok ülkenin çevreye zararlı sübvansiyonların reformu, korunan alanlar ve hatta hedeflere ulaşmak için ulusal planların sunulması gibi hayati öneme sahip hedeflerde zayıf ilerleme kaydettiği veya hiç ilerleme kaydetmediği de ortaya çıktı.
Düşünce kuruluşu Common Initiative‘in direktörü Oscar Soria, “Daha zengin ülkelerden, özellikle Avrupa Birliği ve Fransa, Kanada, İsviçre, Japonya, Birleşik Krallık ve ayrıca Çin‘den yetersiz liderlik gördük. BM biyolojik çeşitlilik sözleşmesinin yürütme sekreteri de oldukça hayalet gibiydi” diye konuştu.
Campaign for Nature direktörü Brian O’Donnell da çok fazla ülke ve BM yetkilisinin aciliyet ve ihtiyaç duyulan hırs seviyesi olmadan Cali’ye geldiğini söyledi: “Dünyanın her zamanki gibi iş yapmaya vakti yok. Herhangi bir mutabakata varılmış finans stratejisi olmadan zirvenin askıya alınması endişe verici.”
Fauna & Flora Küresel Politika Direktörü Catherine Weller ise şu değerlendirmeyi yaptı. “Doğanın genetik bilgilerinden kar elde etmek için bir fon oluşturma konusunda zorlukla elde edilen atılım ve doğa için finansmanı artırmanın aciliyeti hakkında devam eden söylemlere rağmen, doğanın iyileşmesini nasıl finanse edeceğimiz konusunda önemli bir ilerleme kaydedilmedi veya küresel düzeyde ilerlemeyi nasıl izleyeceğimiz konusunda netlik sağlanmadı. İki yıl sonra, Montreal’de kararlaştırılan doğa hedeflerinin büyük çoğunluğu ne yazık ki hala kağıt üzerinde finanse edilmemiş kelimeler gibi hissettiriyor.”
Kazanımlar-ortada kalanlar
Hayal kırıklığı yaratan COP16’daki kazanımlar ve
Doğanın genetiğinden elde edilen ticari keşiflerden elde edilen kârların şirketler tarafından paylaşılmasına ilişkin anlaşma
Dijital Dizi Bilgisi olarak bilinen doğadan gelen genetik veriler, ticari ilaç ve ürün keşiflerinde önemli rol oynuyor. Bu bilgilerin çoğuna şimdiye kadar milyarlarca dolar gelir elde etmesine rağmen küresel veri tabanlarında ücretsiz olarak erişilebiliyordu ve bu durum, verilerin geldiği doğa zengini ülkeleri çileden çıkarıyordu.
Zirvede alınan karara göre, üç kriterden ikisini karşılayan şirketler (50 milyon doların üzerinde satış, 5 milyon doların üzerinde kâr ve 20 milyon dolar toplam varlık) DSI fonuna kârlarının yüzde 1’i veya yüzde 0,1’ini katkıda bulunmak zorunda kalacak.
Anlaşma gönüllülük esasına dayanıyor ve ulusal hükümetlerin kuralları ülke içinde yürürlüğe koyması gerekecek. Ancak fonun doğa koruma için yılda 1 milyar sterlinden fazla gelir sağlayabileceğini tahmin ediliyor.
Toplanan paranın en az yarısı yerli topluluklara aktarılacak ve bir kısmı da gelişmekte olan ülkelerin faydalanmasını sağlamak için kullanılacak.
Namibyalı eski müzakereci ve DSI uzmanı Pierre du Plessis, “Bu önemli bir ileri adım. Ancak, [finansa] yönelik çok daha iddialı bir yaklaşım etrafında birleşmek için önemli bir fırsatı kaçırdığımızı hissetmekten kendimi alamıyorum” dedi.
Yerli ve yerel toplulukların biyolojik çeşitlilik karar alma süreçlerinde kalıcı bir role sahip olması
Yerli halklar ve yerel topluluklar, 20 yıldan uzun süredir BM biyoçeşitlilik sürecinin bir parçası olarak gayrı resmi bir çalışma grubuna sahipti. Bu, kalıcı bir organa yükseltildi. böylece hükümetlerin iyi niyetine güvenmeden müzakerelere katkıda bulunabilecekler.
Uluslararası Yerli Biyoçeşitlilik Forumu‘nun (IIFB) baş müzakerecisi Jennifer “Jing” Corpuz, bunu “çok taraflı çevre anlaşmalarının tarihinde bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi.
Yerel topluluklar, yaşadıkları toprak veya suyla uzun süreli bir bağa sahip insan grupları olarak tanımlanıyor ve metinde, çoğunlukla kölelik sonucu Amerika’da yaşayan Afrika kökenli insanların haklarından da söz ediliyor.
Doğa korumayı finanse etmek için yılda 200 milyar dolar toplama stratejisi yok
COP16’nın önceliklerinden biri doğa korumayı finanse etmek için para toplama stratejisi belirlemekti. 2022’de ülkeler, 2030’a kadar yılda 200 milyar dolar toplamayı taahhüt etmişti; buna eklenen 20 milyar dolar daha zengin ülkeler tarafından 2025’e kadar gelişmekte olan ülkelere aktarılacaktı. Bu konuda bir ilerleme sağlanamadı.
WWF‘de küresel savunuculuk lideri Bernadette Fischler Hooper, ilerleme eksikliğinin “gerçekten hayal kırıklığı yarattığını” söyledi: “Gerçekten hayal kırıklığı yaratan bir durum. Üç haftadır buradayım ve zirve bir nevi küçük bir toz bulutuyla sona erdi.”
Sierra Leone Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Jiwoh Abdulai, zirvenin ne ek fonu sağladığını ne de bunu şeffaf ve acil bir şekilde üretmek için birlikte çalışacaklarına dair güven verdiğini kaydetti: “Hükümetler, pandemiler veya savaşlar için olsun, istedikleri zaman ihtiyaç duydukları fonları sağlayabileceklerini defalarca gösterdi. Öyleyse neden karşı karşıya olduğumuz en büyük varoluşsal tehdit ile mücadele etmek için bunu sağlayamıyorlar?”
Gelişmekte olan ülkeler -özellikle Afrika grubu ve Brezilya- biyolojik çeşitlilik finansmanını dağıtmak için yeni bir “finans mekanizması” talep etmişti. Ülkeler Küresel Çevre Fonu‘nun (GEF) içinde yer alan mevcut fonun erişiminin çok zor olduğunu ve zengin ülkeler tarafından kontrol edildiğini savunuyor. Bu konu da çözümsüz kaldı.
Toplantıda ayrıca Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin önümüzdeki iki yıla ait bütçesinin onaylanması için de süre doldu.
Hükümetler, zirve öncesinde önemli bir öncelik olarak vurgulanan Cop16’da bu on yılın hedeflerinin nasıl izleneceğini onaylamakta da başarısız oldu. İki yıl önce Montreal’deki Cop15‘te 23 hedef ve dört amaç üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra, bunlara ulaşma yolundaki ilerlemenin resmi olarak nasıl takip edileceği kararlaştırılamadı.
COP nedir?
COP, Taraflar Konferansı anlamına geliyor ve BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin en yüksek karar organı. İlk kez 1994’te Bahamalar’da gerçekleştirilen zirve için her iki yılda bir düzenli olarak toplanılıyor. Dünya genelinde 196 ülke bu sözleşmeye taraf.
COP toplantıları biyolojik çeşitliliğin korunması için kritik kararlar alıyor. 2022’deki COP15’te ülkeler 2030’a kadar yeryüzünün yüzde 30’unu koruma altına alma hedefi belirlemişti.
Her COP’ta alınan kararlar bir sonraki toplantıda gözden geçiriliyor. Sözleşmenin temel amacı doğal yaşamı ve biyolojik çeşitliliği korumak.