Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Orman yangını, hava, iklim: Değişen bir şey yok

0

Marmaris’te, Fethiye’de, şu anda bilmediğim bir yerlerde yanıyorum, içim acıyor, yüreğim ağrıyor!… (22 Haziran 2022, Çanakkale)

(Bu makaleyi 2021 Haziran, Temmuz ve Ağustos ayı ortalarına kadar yazıp sosyal medyada paylaştığım ‘eski’ kısa yazılarımdan 2022 Haziranı’nda yayımlanan bu köşe yazım için derledim.)

*

Türkiye ile birlikte Akdeniz Havzası ülkelerinin hemen tümünde 2021 yazında yaklaşık 1.5 aydır (2021 Haziran sonundan 2021 Ağustos ortasına kadar) yüksek tropikal sıcaklıklar ve sıcak hava dalgaları yaşanıyor. Ardışık çok yüksek hava sıcaklığı günlerinde, başka bir deyişle sıcak hava dalgası devreleri sırasında Türkiye’nin özellikle batı, güney, güneydoğu ve doğu bölgelerinin (Doğu Anadolu’nun kuzey ve kuzeydoğusu dışında) önemli bir bölümünde hava sıcaklıkları normallerine göre 4-8 oC daha yüksek gerçekleşti. En yüksek sıcaklıklarda yeni rekorlar kırıldı. Yüksek hava sıcaklıkları, şiddetli ve uzun süreli sıcak hava dalgaları Akdeniz Havzası’nın kuzeyindeki ülkelerde (Güney Avrupa) ve 2021 yazına kuzeybatı bölümleri dışında çok kuvvetli ve şiddetli kuraklık koşullarıyla giren Türkiye’nin büyük Akdeniz ikliminin denetiminde gelişmiş olan Akdeniz biyomundaki bitki örtüsünün (orman ekosistemleri, çalılık ve makiler, otlak ve meralar, vb. ile zeytinlikler ve meyve bahçeleri vb.) ve üst toprağın tümüyle kurumasına ve patlamaya hazır yanıcı madde haline gelmesine yol açtı.

Orman yangını tehlikesi, hangi nedenlerle çıkarsa/çıkarılırsa çıksın, bu yangınların yönetimi ve denetimi çok zor olan büyük yangınlara dönüşebilme olasılığı en yüksek olan özellikle Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi, Güneybatı Anadolu ve Güney Ege bölümlerindeki dağlık alanların fönlü hava durumu tipinin (poyraz gibi kuzeyli hava akımlarının denetiminde örneğin Toroslar gibi yüksek dağların güney bölümlerinde gelişen çok sıcak, çok kuru ve hamleli rüzgarlı – rüzgarın ani hız ve yön değiştirdiği ve yangınla birlikte yere yer ve zaman zaman daha da kuvvetlendiği, vb. – hava koşulları) etkili olabileceği güney, güneydoğu ve güneybatı yamaçlarındaki ya da eteklerindeki orman ve çalılık vejetasyonda yüksek ve çok yüksek olasılık düzeyindedir. Ne yazık ki bu yaz (2021 yazında; şimdiyse 2022 yazında!) ülkemizde öyle oldu. Burada özetlediğimiz pek çok olumsuzluk üste geldi ve çıkan yangınlar yönetimi, denetimi, söndürülmesi, genişlemenin-sıçramanın önlenmesinin çok zor olduğu büyük orman yangınlarına dönüştü. İlgili kamu kurum ve kuruluşları ile yurttaşların tüm çabalarına karşın yangınlar ciddi düzeyde hasar ve kayıplara, bazı yurttaşlarımızın yaşamını kaybetmesine, evlerinin, köy ve mahallerin yanmasına, tarihsel ve kültürel varlıkların yok olmasına, milyonlarca canlının yaşamını yitirmesine, ciddi biyolojik çeşitlilik, yaşam birliği ve yaşam alanı kayıplarına yol açtı. Bu hepimizi çok üzdü, içimiz canımız yandı!

İklim de değişti yangınlar da…

Dünya’nın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de ekstrem hava ve iklim olayları ve afetleri önemli hasar ve kayıplara yol açıyor. Türkiye’de genel olarak 1990’larla birlikte tüm hava sıcaklığı değişkenleri ve sıcak hava dalgaları vb. gibi ilişkili indislerde çok hızlı ve önemli değişiklikler ve artış eğilimleri gözlüyoruz. Başka bir deyişle Türkiye insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle hızla ısınıyor ve çoraklaşıyor. Bu nedenle, yukarıda özetlediğimiz olumsuz hava ve iklim koşulları ile etkisini her gün çok daha şiddetli hissettiğimiz hızlı iklim değişiklikleri üst üste geldiğinde, iklim değişikliği bu tür yangınların daha sık ve şiddetli derecede oluşmasına, çok daha hızlı yayılmasına ve büyük yangınlara dönüşmesine yol açabiliyor.

Yangına uygun hava durumu koşulları ve öngörülerinin izlenmesinin yanı sıra, Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili genel müdürlük ve dairelerinde yangın klimatolojisi-meteorolojisi, hidroklimatoloji, kuraklık ve yangın ekolojisi ve ekolojik biyocoğrafyası konularında çalıştırılmak ve yetiştirilmek üzere istihdam edilecek olan coğrafyacı ve fiziki coğrafyacılar yardımıyla, özellikle yılın sıcak dönemindeki olağandışı çok sıcak, kurak, çok kuru ve hamleli kuvvetli rüzgarlı-fırtınalı fönlü hava tipi durumlarının izlenmesi ve öngörülerinin yapılması çok yaşamsaldır.

İklim değişikliği – küresel ısınma etkisini her gün daha fazla hissettiriyor. Yılın nisan-ekim dönemi artık sıcak-çok sıcak hatta aşırı sıcak geçiyor. Tüm bu nedenlerle Türkiye’deki ulusal park, doğa koruma alanı, belirli ağaç türlerine ilişkin meşcere ve koruma alanları vb. tüm koruma statülü orman alanları ve önemli doğa alanları mayıs-ekim döneminde bilimsel araştırmalar dışındaki tüm ziyaretlere ve etkinliklere kapatılmalıdır. Başka türlü ormanlarımızı, biyoçeşitliliğimizi, tarihsel ve kültürel varlıklarımızı ve doğal zenginliklerimizi koruyup gelecek kuşaklara bırakamayız.

Ne yapılmalı?

Çok özetle, yazı kurak ve sıcak-çok sıcak subtropikal büyük Akdeniz ikliminin denetiminde gelişen Akdeniz orman biyomunda yanan orman ekosistemi alanlarının yangın sonrası hemen korumaya alınması ve doğal gelişmeye bırakılması durumunda, yanan alandaki doğal gençleşme ve yenilenmenin (ekolojik bitki süksesyonu) başarıya ulaşması olanaklıdır. Bu kapsamda, önemli ve öncelikli olan, yanan orman alanlarının en kısa sürede ciddi koruma altına alınması, çevresinin telle çevrilerek sürekli denetlenmesidir. Özel olumsuz koşullar dışında Akdeniz orman biyomunun özellikle kızılçam, karaçam ve meşe ormanlarının doğal gençleşme, vejetasyon süksesyonu kapasitesinin yüksek olduğunu biliyoruz. Yanan orman ekosistemine yapılabilecek en büyük yanlış, alanın tümüyle sıyrılarak (maki ve diğer otsu bitkiler ile organik maddece zengin üst toprağı yok ederek) ağaçlandırma yapılmasıdır. Koruma altına alınan yanan alana, inceleme sonrasında süksesyon yeteneği düşük yerlere kısmen fidan dikimi ve tohum serpme ya da ekme desteği de verilebilir. Böyle yapılırsa aynı zamanda en fonksiyonel tanımıyla biyoçeşitlilik ve yaşam birlikleri ile nadir, tehdit altındaki endemik ve relikt türler de korunmuş olur.

Önümüzdeki yıllarda, insan kaynaklı iklim değişikliği/küresel ısınma Akdeniz Havzası’nın tropikleşmesini -henüz bir kış mevsimimiz olmasına karşın- ve yılın büyük bölümünde tropikal sıcaklık rejiminin egemen ve etkili olmasını daha da hızlandırıp kuvvetlendirecektir. Ortalama, ortalama en yüksek ve ortalama en düşük hava sıcaklıklarındaki yükselmelerin yanı sıra, rekor en yüksek hava sıcaklıklarındaki ve sıcak hava dalgalarının sıklık, süre ve şiddetlerindeki artışlar sürdükçe, önümüzdeki yıllarda orman yangınları mevsimi daha da uzayacak, yangın tehlikesi olasılığının ya da riskinin yaşanacağı gün sayıları artacak, çok daha sık ve şiddetli büyük orman yangınlarıyla karşı karşıya kalınabilecektir.

Ne yazık ki 2021 yazında yazdığım kısa ve teknik yazılardan ve paylaşımlardan derlediğim bu makalede yazdıklarımın hemen hepsi her açıdan 2022 yazında da yaşanıyor. Dahası, öyle anlaşılıyor ki teknik-teknolojik (uçak, helikopter, araç, gereç vb.) ve yangın yönetimi açısından da 2021 yazında yaşananlardan hiç ders çıkarılmamış. 

Çok üzücü ve can sıkıcı!

Kaynaklar

  • Turkes, M. 2020. Climate and Drought in Turkey, Chapter 4. In Harmancioglu, N. B., Altinbilek, D. (Eds.), Water Resources of Turkey. World Water Resources, vol 2. Springer, Cham, pp 85-125. https://doi.org/10.1007/978-3-030-11729-0_4
  • Türkes, M. 2021. Türkiye’nin su iklimi, iklim değişikliği ve 2019-2020 kurakligi. EKOIQ_O-S_s.90-97.
  • Erlat, E. ve Türkeş, M. 2017. Türkiye’de tropikal gece sayılarında gözlenen değişmeler ve eğilimler. Ege Coğrafya Dergisi 26(2): 95-106.
  • Türkeş, M. and Erlat, E. 2018. Variability and trends in record air temperature events of Turkey and their associations with atmospheric oscillations and anomalous circulation patterns. International Journal of Climatology 38: 5182–5204. https:// doi.org/10.1002/joc.5720
  • Erlat, E., Türkeş, M. and Aydin, F. 2021. Observed changes and trends in heatwave characteristics in Turkey since 1950. Theoretical and Applied Climatology, 145:137–157. https://doi.org/10.1007/s00704-021-03620-1
  • Turkes, M., Turp, M. T., An, N., Ozturk, T., and Kurnaz, M. L., 2020. Impacts of Climate Change on Precipitation Climatology and Variability in Turkey, Chapter 14. In Harmancioglu, N. B., Altinbilek, D. (Eds.), Water Resources of Turkey. World Water Resources, vol 2. Springer, Cham, pp 467-491. https://doi.org/10.1007/978-3-030-11729-0_14

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.