Nevruz’dan Newroz’a…- Aydın Engin

Bugün Nevruz…

Yok Nevroz…

Hayır Newroz… Evet, evet bugün Newroz !..

Bu yazının şu ilk üç satırı son 30 (belki 90) yılın tarihidir ve o tarihi pek güzel anlatır. Günlerdir konuştuğumuz ve günlerce konuşacağımız barış’ın ne olup ne olmayacağının da ipuçlarını verir.

Washington ya da Show TV yazıp Newroz yazılamayan, yazılırsa suç işlenmiş sayılan ve yazdığı için sahiden de yurttaşlarını hapis cezasına çarptıran bir ülkeden söz ediyorum.

Dilerseniz Roboski’nin adının neden Uludere olduğunu sorarak da 90 yılın tarihine ulaşabilirsiniz.

Hatta Ahmet Türk’ün soyadına bakarak da…

Dersim vilayetinden Tunceli iline giden süreçler de sizi aynı yere taşır.

İlkokullardaki alfabenin sayfalarını karıştırırsanız da görebilirsiniz. Hep Ali top atar ve Ali topu tutar. Ali Şeyhmuz’a, Şeyhmuz Stelyo’ya, Stelyo Tamar’a, Tamar Jiyan’a, Jiyan Tasula’ya, Tasula Garbis’e, Garbis de Ali’ye topu atmaz.

*    *    *

Barış’tan ne anlaşılması gerektiği üstüne bir Tırmık yazacaktım. Anayasa’daki yurttaşlık tanımında etnik vurgu bulunmamasına, eşit haklı yurttaşlığa, yerel yönetimlerin gücünün artırılıp Ankara’nın ezici basıncının kırılmasına filan değinecektim. Ancak bu adımlar atılırsa sahici bir barıştan söz edebiliriz filan diyecektim.

Vazgeçtim.

Newroz’un çekinmeden w ile yazıldığı…

Şırnak’tan aşağıya, sınıra doğru gidildiğinde Roboski’ye varılan…

Çelebi arkadaşım, Kasr-ı Kanco’da doğup büyümüş Ahmet’in soyadının dalga geçercesine Türk konmadığı…

1938’de Dersim dereleri kan rengi aktıktan sonra oralara Tunceli denince  o kan akan derelerin de tarihten silineceğini sananların egemen olmadığı…

“Ali topu bana at” diyenin adının Şeyhmuz ya da Stelyo ya da Tamar ya da Jiyan ya da Tasula ya da Garbis olduğu; Ali’nin de topu sahiden onlara attığı…

…Bir ülkede barış zaten olur ya da o ülkede barış ancak o zaman olur.

Uzun uzun niye yazayım ki…

Derdimi pek güzel anlattım…

Aydın Engin – www.t24.com.tr

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR