Hafta SonuManşet

Net’de doktorculuk oynamak: Siberkondria – Seran Vreskala

0

Dr Google’dan uzak durmamızı tavsiye eden uzmanlara göre internette doktorculuk oynayanlar için söylenen bir terim var; ‘Siberkondria’. Kendilerine internetten teşhis koyanlar, asıl semptomları gözden kaçırdıkları için bu hastalık çok tehlikeli bir bağımlılık!

Hadi itiraf edin; çoğunuz başınız ya da herhangi bir yeriniz ağrıdığında, mideniz bulandığında, gözünüz seğirdiğinde, hazımsızlık çektiğinizde, öksürdüğünüzde, cildinizde bir kızarıklığa rastladığınızda veya elinizi kestiğinizde hemen hastaneye gitmek yerine Dr. Google’a danışıyor. Çünkü insanlar öz tanılar için interneti kullanmanın hayatlarını kolaylaştırdığına inanıyor. Fakat araştırmalar gösteriyor ki, Google’ı kullanarak teşhis koymak yanlış tedavi ihtimali yüzünden çok tehlikeli bir yol!

Bu yüzden önce kendinize şu soruyu sorun, ‘sağlıkla ilgili bilgileri aramak ve teşhis koymak için internette ne kadar zaman harcıyorum?’. Benim bu soruya verdiğim cevap, durumumun ne kadar vahim olduğunu ama bunun sebebinin daha çok mesleki deformasyonla ilgili olduğunu gösteriyor. Bu da mutlaka sağlıkla ilgili her konuda bir araştırma yaptığımı fakat elimde net bir kanıt olmadan çıkan sonuçları çok fazla ciddiye almadığımı gösteriyor.

Hemen herkes Hipokondri yani hastalık hastası terimini biliyordur. Bu durum insanoğlunun hastalık ve semptomlarla olan ilişkisi başladığı andan itibaren ortaya çıkan bir sendrom. Yani insanların, doktorların verdiği güvenceye ve testlerden çıkan olumlu sonuçlarına rağmen devam eden ciddi bir hastalığa yakalanma korkusu. Bu yüzden geçmişte insanlar en azından doktor doktor dolaşarak sorularına bir cevap ararken, şimdi pek çok kişi doktora görünmek yerine çevrim içi bilgilere güveniyor. Bu da interneti özellikle hastalık hastaları için endişelerini korkunç boyutlara taşıyan bir zemin yapıyor, daha da fenası bu yüzden hastalık hastası olanların sayılarının artması… Çevrim içi sağlık bilgilerinin kullanımıyla daha da etkilenen aşırı kaygı arasındaki bu etkileşime ‘siberkrondria’ deniyor.

Bir not: Ünlü hastalık hastaları arasında Hitler, Angelina Jolie, Lady Gaga, İngiltere prensesi Kate Middleton, Hugh Jackman, Kim Kardashian ve Sharon Stone bulunuyor.

Paranoyaklığa yol açıyor

Yapılan istatistiklere göre, internet kullanan Amerikalıların %80’i, yani 113 milyon insan, bir yılda Google’da sadece sağlık konularında araştırmalar yapıyor ve Microsoft’un yaptığı bir araştırmaya göre de en sık yapılan aramalar genelde baş ağrıları ile başlayıp beyin tümörleri ile bitiyor. Nottingham Üniversitesi pediatri departmanı, 2010 yılında web üzerinden erişilen sağlık bilgilerinin güvenilirliğini ve doğruluğunu değerlendiren bir araştırma yayınladı. Bilim insanları hazırladıkları beş pediatrik soru için yapılan önerileri değerlendirdiler ve ilk 100 arama sonucunu analiz ettiler. Buldukları toplam 500 sitenin sadece % 39’u doğru bilgi içeriyordu, % 11’i tamamen yanlıştı ve % 49’u soruları bile cevaplamadı.

Kendi kendine teşhis koymanın en mühim yanı, gerçekte olduğundan daha ciddi bir rahatsızlığa sahip olduğunuzu düşünmenizdir. Mesela NBC Haber Kanalının yaptığı bir habere göre de insanların kendilerine koyduğu, sıkça rastlanan yanlış teşhislerden biri insanların basit bir hazımsızlığı kalp kriziyle bağdaştırmaları, migreni korkunç bir beyin tümörüne dönüştürmeleri ya da basit bir gribi domuz gribi salgınıyla karıştırmaları…

Bununla ilgili kayda geçen örneklerden biri ise Amerikalı bir sistem mühendisi ile ilgili. Son zamanlarda yoğun iş programından dolayı sık sık başı ağrıyan ve işe odaklanamayan bu kişi, baş ağrısıyla birlikte gözlerinin arkasında da bir ağrı hissedince Google’ı açar ve arama motoruna ‘baş ağrısı’ yazar. 34 milyonun üzerinde site çıkar karşısına. Bu bilgileri takip ede ede, 15 dakika sonra kendini beyin tümörlerini araştırırken bulur; bu defa da 4 milyon site vardır karşısında. Kendisini en çok etkileyen de bir yıldan daha az bir zamanda insanları öldüren kötü huylu beyin tümörleri olur. Bir anda elleri titremeye başlar, boğazı düğümlenir, midesi kasılır ve çarpıntı da başladığı için bir müddet yerinden kalkamaz; eve giderek daha fazla araştırma yapmaya karar verir ve bu durum problemin daha da büyümesine sebep olur. En sonunda doktora koltuğunun altındaki onlarca çıktı ile gittiğinde hastalığının sadece basit bir migren olduğunu fakat yaşadığı büyük stres yüzünden mide ve bağırsak hasarı yaşadığını öğrenir. Yani son derece basit bir semptom büyümüş ve çok ciddi bir hastalığa kadar götürmüş işi. Bu konudaki uzmanlar ‘bazen semptomlara bir isim vermemenin internette bulduğunuz yanlış teşhislerden medet ummaktan daha iyi’ olduğunu söylüyorlar.

Madalyonun bir de diğer bir yüzü var; yani basit bir rahatsızlığı ciddi bir hastalığa dönüştürmekten ziyade, dikkate alınması gereken bir hastalığı ciddiye almadığınız için gözden kaçırmak! Özellikle psikolojik semptomlarda kendine teşhis koymanın en büyük tehlikelerinden biri de psikiyatrik bir sendrom gibi görünen tıbbi bir rahatsızlığı maskelemektir. Örneğin kendinize çıkan sonuçlara göre doğru bir şekilde panik atak teşhisi koyduysanız, hipertiroidizm veya düzensiz kalp atışı tanısını da kaçırmanız hayli mümkün! Bunun daha da ciddi tarafı, bazı beyin tümörlerinin karakterdeki veya psikozlardaki radikal değişikliklerle hatta ciddi bir depresyonla ortaya çıkabileceği gerçeği. Eğer depresyonda olduğunuzu zannedip, forumlardan edindiğiniz bilgilere göre ilaç kullanmaya başlarsanız, beyin tümörü gibi tıbbi bir sendromu da gözden kaçırmanız daha da büyük bir olasılık! Gerçek doktorlar varken neden böyle bir risk alasınız ki?

Her şey doktorunuza güvenmekle başlıyor

Araştırma yaptığınız bir arama motorunda sıralanan sayfalar, sizin kişisel semptomlarınızı veya sizinle ilgili detaylı faktörleri hesaba katamazlar. Yani bulduğunuz siteler ayrıntılara odaklanmayan ve genel bilgiler veren sayfalardır. Halbuki doktorlar yaşınız, tıbbi geçmişiniz, psikolojik durumunuz, ilaç kullanımınız veya alerjik durumlarınız gibi çok detaylı ve değişken durumlara odaklanır. Bundan dolayı ya doktorunuzun sözüne kesin olarak güvenin ya da güvenebileceğinizden emin olduğunuz bir doktor bulun.

Peki ne yapmak gerekiyor?

-Öncelikle arama motorlarını bilinçli bir şekilde kullanmaya çalışın ve sayfadaki sıralamanın ille de kaliteli bilgiyle veya hastalığın sıklığı ile ilişkili olmadığını unutmayın.

-Kendinizi ciddi veya nadir bulunan bir hastalık hakkında arama yaparken buluyorsanız, derhal aramayı bırakın ve tıbbi görüş alın.

-Google tabii ki pek çok kullanışlı bilginin kaynağı, ancak ille de sağlık konularında bir arama yapacaksanız, interneti doktorunuzla ortak olarak kullanmak en iyi sonuç.

-İlle de Google’a danışacaksanız, mutlaka doktorunuza yaptığınız araştırmalarda sizi en çok neyin ve neden endişelendirdiğini söyleyin.

Tıbbi öneriler için kaynak: Richard C. Senelick, Nörolog, yazar, blogger ve konuşmacı

 

Seran Vreskala

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.