Hafta SonuKöşe YazılarıKültür-SanatManşetYazarlar

Nesneleşmiş beden

0

Güney Koreli yönetmen Kim Ki-duk’un “Boş Ev” adlı çarpıcı bir filmi vardır. Filmdeki Erkek boş ev’lerde yaşar, nesnelere bağımlı değildir, kendi evi, eşyası yoktur, –bilemeyiz! Çoğunlukla gökdelen ve villa kapı kollarına fastfood broşürleri asar. Sonraki günlerde reklam broşürünün kaldırılmadığını görünce evin boş olduğunu anlar. Ev sahipleri ya tatile ya da iş seyahatine çıkmışlardır. Maymuncukla kapıyı açar, eve yerleşir. Banyo yapar, yemek pişirir, televizyon seyreder. Bir yandan da evin bozuk aletlerini tamir eder: Çocuk oyuncaklarını, müzik setlerini, duvar saatlerini, tartı aletlerini… vb. Kirli çamaşır ve bulaşıkları yıkar, evi temizler. Çiçekleri sular. Ev sahibi gelmeden de evi terk eder, başka bir eve geçer.

Üniversite mezunudur. Motosikleti vardır. Hep böyle yaşamış (= yaşıyor) gibidir…

Bir nesne olarak ‘ağırlıktan kurtulmak’

Bir gün içeri girdiği evde kocası tarafından dövülen bir kadına rastlar; önce kadını fark etmez, ev işlerini yaparken yüzü yaralı kadın onu izler, sonra ortaya çıkar, Erkek’e katılır. Düzeltilmiş tartıda tartılırlar: Erkek 65 kg, Kadın 47 kg gelir.

Koca gelmeden evden ayrılıp başka boş ev’lerde yaşamaya başlarlar…

Yakalanırlar.

Erkek “haneye tecavüz” suçundan hapishaneye girer, hücreye atarlar. Çok küçük bir penceresi olan dört duvar arasında yaşamaya başlar. Gardiyan copla sık sık dayak atar, karşı çıkmaz. Duvar’ın gücünü tartıyor gibidir. Erkek bir süre sonra Dört Duvar’ın ve Nesneleşmiş Bedeninin kendisine hükmetmesinden kurtulur, sınırların ötesine geçer.

Kadın kocasına dönmüştür. Önce kocasını tokatlar, sonra bahçe kapısı açık başka bir eve girer. Bahçede çiçek düzenlemesi yapan bir adam vardır. Kadın onunla konuşmaz, içeri girer, evin kanapesinde uyur.

Bahçe kapısından gülümseyerek giren başka bir kadın, “Yine mi o çiçeği temizliyorsun,” diye sorar. Adam, “Merhaba tatlım,” diye cevap verir. Kadın uyuyan Kadın’ı göstererek, “O kim,” der. Adam, “Bilmiyorum, bırak uyusun,” der…

Zamanla Kadın da Nesneleşmiş Bedeninin sınırlarından kurtulur.

Erkek, Kadın’ı bulur.

Tartı aletine beraber çıktıklarında ibre sıfırı gösterir.

Bir nesne olarak artık ağırlıkları yoktur.

Nesne ve Nesneleşmiş Beden’le ilişkilerini koparmış olarak birbirlerine dönmüşlerdir.

‘Nesneler nesnelerle tartılır’

Erkek film boyunca hiç konuşmaz.

Kadın iki cümle kullanır: İlki, “Seni seviyorum”dur. Polis, karısını döven koca, gardiyan, ev sahipleri… vb. sürekli konuşur.

Kim Ki-duk [1] böylece sessizliğin de bir ağırlığı olduğunu gösterir.

Çünkü:

–Her ilişki ibrenin gösterdiği kadardır.

–Nesneler üzerinden varlığını sürdüren kişi önce kendi bedeninden yoksun kalır.

–Nesneler nesnelerle tartılır.[2]

*

[1] Yönetmenin sinema eğitimi almadığını, başka bir yönetmenin yanında asistanlık da yapmadığını bu arada belirtelim.
[2] Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlanacak olan “Yarabıçak” adlı deneme kitabından bir bölüm.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.