Uluslararası hayvan hakları örgütü Lady Freethinker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a mektup göndererek Hayvanları Koruma Kanunu‘nda yapılması planlanan sokakta yaşayan köpeklerin toplatılıp öldürülmesini içeren yasa tasarısına tepki gösterdi.
Lady Freethinker, Türkiye‘nin diğer ülkelere örnek olan sokaklarda köpeklerle birlikte yaşama kültürüne dikkat çekerek 21. yüzyılda sokak köpeklerinin kontrolü için etik ve bilimsel yöntemlerden ayılmamak gerektiğini söyledi.
‣ ‘Köpekleri toplatma ve öldürme’ yasası Meclis’e geliyor, hak savunucuları sokakta
‣ Sokakta yaşayan hayvanlar için yasa teklifi yazılıyor: Hasta ve rehabilite edilemeyenler öldürülecek
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım Komisyonu üyeleri başta olmak üzere milletvekillerine hitaben yazılan mektup, Erdoğan’a e-posta, faks ve posta ile gönderildi.
Hayvan hakları örgütünün başkanı Nina Jackel imzasıyla iletilen mektup, örgütün sokak köpeklerinin toplanmasını, geçici bakım evlerine kapatılmasını ve 30 gün içinde yuvalandırılmayan köpeklerin öldürülmesini teklif eden yasa tasarısına karşı endişelerini dile getirdi.
Bakım evlerinin kaynakları ve kapasitesi sınırlı, denetim yetersiz
“Yuvalandırma işlemlerine 30 gün veya daha fazla süre tanınması, sokak hayvanlarının uygun şekilde rehabilite edilebilmeleri ve her birine adil bir şans verilmesi için yeterli değildir” diyen Jackel, geçici bakım evlerinin kaynak sınırlılığına ve kapasite artışını karşılayamayacak durumda olmasına dikkat çekti.
Lady Freethinker, Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ile istişarede bulunduğunu belirterek barınaklardaki ‘dehşet verici’ koşullardan haberdar olduklarını belirtti.
‣ Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden ‘gerçek’ adalet çağrısı
Jackel, mektupta “Kafes ve kulübelerin idrar ve dışkıyla kaplanmış olduğu, köpeklerin taze su ve yiyeceğe erişemediği, hayvanların aşırı kalabalık alanlarda ve açlık sınırında yaşadığı, bazılarının cansız veya ağır yaralı olduğu” görüntülerden bahsetti.
2022 yılında Konya Geçici Hayvan Bakımevi‘nde bir personel tarafından kürekle dövülerek öldürülen köpeğe dair uluslararası basında çıkan habere atıfta bulunan Jackel, “Yetersiz denetim ve yasal yaptırımların eksikliği; istismar ve ihmal vakalarının artmasına, bu vakaların açığa çıkarılmamasına sebep olacak ve ıstırabın önü alınamayacaktır” dedi.
‘Etik ve mantık dışı’
Köpeklerin agresif, kuduz riskli, yeme bozukluğu olan veya bozuk anatomili gibi sınıflarla tanımlanmasına ve bu köpeklerin toplatılarak öldürülmesine ‘etik ve mantık dışı’ diyerek tepki gösteren örgüt, bu tür protokollerin zaten yeterli sayıda nitelikli personeli olmayan yerel yönetimlere olması gerekenden daha fazla karar alma yükümlülüğü ve yetkisi atfettiğini söyledi.
Köpeklerin öldürülmesinin temel bir yaşam hakkı ihlali olduğunu belirten Jackel, köpeklerin tedavi edilmesini, rehabilite edilmesini ve yuvalandırılmasını talep etti.
‣ AKP’ye hatırlatma: Köpekleri öldürmeye kalkışmak, soykırım demektir, suçtur!
‣ Kuduz bahanesiyle katliam yasası meşrulaşmaz: Yılda en fazla 2 vaka görülüyor
‘Bilimsel uygulamalardan uzaklaşmayın’
Sokakta yaşayan köpeklerin nüfusunu kontrol etmek için dünya çapında etkinliği kanıtlanan sistematik ve etik kısırlaştırma programları gibi bilimsel uygulamalar bulunuyor. Bu uygulamaları örnek gösteren Jackel, “insanların ve hayvanların barış içinde bir arada yaşayabilmesi için toplumsal farkındalık kampanyaları yapılması ve ‘barınak’ olarak bilinen geçici tedavi, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinden yuvalandırmaların teşvik edilmesi” gerektiğini belirtti.
Lady Freethinker, terk edilen hayvanların takip edilmesini ve caydırıcı şekilde cezalandırılmasını, hayvan üretimi ve satışını durdurulması için önlemler alınmasının da köpek popülasyonunun kontrolü için etkili olabileceğini söylüyor.
Son olarak örgüt, “Yüzyıllardır Türkiye’nin yaptığı gibi, insanların ve hayvanların barış içinde bir arada yaşaması için yöntemler geliştirmenin hayati öneme sahip olduğuna ve diğer ülkeler için emsal teşkil edeceğine inanıyoruz” diyerek kitlesel öldürme gibi çağ dışı uygulamalardan uzaklaşmak gerektiğini vurguladı.