Haber: S. Sena AKKOÇ
*
Hayvanları Koruma Kanunu‘nda yapılacak değişiklikler, yasadaki muğlak ifadeler doğrultusunda karar alması gerekecek olan veteriner hekimleri halkın ve yöneticilerin baskısı arasında bırakıyor.
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, yasanın veteriner hekimler ve toplum sağlığı açısından getirdiği getirdiği sorunları değerlendirdi.
‣ ‘Ötanazi’ maddesi Genel Kurul’dan geçti, hayvan katliamı yasalaşıyor
Yasaya temel itirazlarının toplumun her kesimini ilgilendiren bir konu üzerine yerel yönetimlerin, meslek örgütlerinin ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınmaması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Arslan, iktidarın uzman görüşlerinin dikkate alındığına dair iddialarının yasaya yansımadığını yasadaki gri alanlardan ve anlayabileceğimize dikkat çekiyor.
Veteriner hekimlerin iradesi dışına çıkılabilir
Yasanın veteriner hekimler açısından oluşturduğu sorunlardan bahseden Arslan, “Aslında yasa birçok açıdan sorunlu ama bizim açımızdan en zor olan bölümü hayvanların uyutulması konusunda karar verme mercii olmamız. Ancak burada bazı maddelere getirilen eklemeler ve değişikliklerle karar verme yetkisi veteriner hekimin de iradesi dışına çıkarılıyor” dedi.
Yasada bulunan ‘kanuni ve tıbbi gerekçeler dışında’ ifadesi üzerinden örnek veren Arslan, “Tıbbi gerekçelere veteriner hekim karar verebilir ama kanuni gerekçelere göre kim karar verecek hayvanların uyutulmasına?” diye sordu.
Yasanın beşinci maddesinde referans verilen Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu‘nun 9. maddesinin 3. fıkrası, hayvanlara ötenazi yapmanın yasak olduğunu ancak acı çeken ve iyileşme durumu bulunmayan durumlarda ‘veteriner hekimler tarafından’ ötenazi işlemi yapılabileceği söylüyor. Yani bu maddeye göre hayvanların uyutulup uyutulmayacağı veteriner hekimin takdirinde.
Ancak Arslan, anlaşılmaz ifadelerle veteriner hekim kararı dışında bir karar alınabileceğini ve veteriner hekimlere bu kararların dayatılabileceğinin mümkün olduğunu söyledi.
Yasanın uygulamaları sırasında nelerle karşılaşacaklarını bilmediklerini söyleyen Arslan, “Yasalar, tanımlar ve bunlara karşı yaptırımlar net olmalı ki tartışma çıkmasın, kimse zarar görmesin. Çünkü yasaların temel amacı zaten zararı önlemek ve vatandaşı korumak” diyerek yeni yasanın kamu barışı ve düzeni için sorunlara yol açabileceğine dair uyardı.
‘Veteriner hekimlerin sağlıklı hayvanlara ötanazi yapma görevi yok’
“Veteriner hekimler mesleklerini icra ederken birçok sorunla karşılaşacak, hem toplumun hem de idarecilerin baskısı altında kalacak. Her halükarda mesleğimizle ilgili ciddi bir kaygı içindeyiz” diyen Arslan, etik değerler ve bilimsel ilkeler çerçevesinde eğitimini tamamlayan hiçbir veteriner hekimin sağlık bir hayvanı uyutacağını düşünmediğini söyledi.
Ötanazinin yaşayamayacak derece sağlığı bozulmuş hayvanlara veya toplum sağlığının tehdit altında olduğu durumlarda (kuş gribi, kuduz salgını gibi) yapıldığını vurgulayan Arslan, veteriner hekimlerin sağlıklı hayvanları ötanazi etmek gibi bir görevleri olmadığının ve hekimlerin bunu yapmayacağının altını çizdi.
Yasada ötanaziyi veteriner hekimlerin yapacağına dair bir ibare bulunmuyor. Veteriner bu kararı verirse bu konuda yetki verilen herhangi bir personel bu işlemi yapabildiğini söyleyen Arslan, idarecilerin baskısıyla iş güvencesi olmayan insanlara bu işlemi yaptırmaya yönelik girişimler olabileceğine dair de uyardı.
‣ ‘Ötanazi’ maddesi Genel Kurul’dan geçti, hayvan katliamı yasalaşıyor
Vatandaşın hayvana zarar vermesi hala suç
Hayvanların toplanacağını, barınaklarda sahiplendirilmeye çalışılacağını ve sahiplendirilmeyenlerin barınaklarda yaşatılacağını söyleyen yeni kanun yürürlüğe girse bile göre hayvana yapılan her türlü saldırının hala suç olduğunu ve hapisle cezalandırıldığını hatırlatan veteriner hekim, “Bu kanun çıkmadan önce hayvanlara zarar vermek nasıl suçsa bundan sonra da suç. Hayvanlara zarar veren insanların veya kurumların şikayet edilmesi gerekiyor” diyerek hiçbir vatandaşın veya kurumun hayvanlara zarar verme yetkisinin olmadığını vurguladı.
Yani yaşayamayacak kadar sağlıksız olan, acı çeken, veteriner hekimlerce rehabilite edilemeyeceğine karar veren hayvanlar dışında sağlıklı bir hayvana ötanazi yapılmasının mümkün olmadığını belirten Arslan, süreç boyunca Türk Veteriner Hekimler Birliği olarak veteriner hekimlerin yanlarında olacaklarını söyledi.
Toplanan köpekler ne olacak?
Köpeklerin barınaklarda toplanmasının da sorunlara yol açacağına değinen veteriner hekim, yerel yönetimlerdeki barınak kapasitesi sorununa işaret etti: “Yerel yönetimlerde de büyük sıkıntı çekilecek. Birçok yerde barınak yok, belediyelerin 3’te 1’inden azında barınak var. Şimdi köpekleri toplayın diyecekler. Toplanan köpekler ne olacak? Hangi ortamlarda duracak? Bu ortamlar ne kadar sağlıklı? Sağlıklı olmayan ortamlarda bulaşıcı hastalıklar baş gösterecek. Veteriner hekimler bunlarla nasıl başa çıkacak? Birçoğunda zaten veteriner hekim yok, olan yerlerde de sayı az. Ellerinde imkan yok. Barınak ya da bakım evi dediğiniz yerlerin standartları olur. Hijyen kurallarına dikkat edilir, hayvanların beslenmesinden tutun tedavi edildikleri ünitelere kadar altyapı sağlanması gerekir. Ama bu hayvanların toplanması için henüz bu tür yerler çok az.”
Yasaya gerekçe gösterilen kuduz riski azalmayacak, artacak
İkinci olarak Arslan, yasa uygulanırken genellikle ortamdaki çevreyle uyumlu, daha önce belediyeler tarafından alınmış, kısırlaştırılmış, aşılanmış yani kuduza karşı bağışıklığı olan köpeklerin yakalancağını ancak daha güçlü, belki daha saldırgan ve üreme potansiyeli daha yüksek kısırlaştırılmamış hayvanların bu köpeklerin yerini alacağına dair uyardı.
Şehirlerdeki köpekler yaşam alanlarındaki kemirgenlerin veya sürüngenlerin sokaklara girmesini önlüyor. Ancak köpeklerin toplatılması, diğer hayvanların yaydığı hastalıkları tetikleyebilir.
Arslan, köpeklerin toplanmasının yalnızca şehirlerde değil kırsal bölgelerde de bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti: “Köylerde genelde köpekler yaban hayatı, evcil hayvanlar ve insanlar arasında bir bariyer oluşturur. Böylece kurtlar ve çakallar, köylere kolay kolay girmez. Ama siz bu köpekleri alırsanız bu yaşam alanlarına kurt da girer, çakal da girer. Yani kuduz hastalığını taşıyan hayvanlar evcil hayvanlara veya ineklere daha kolay ulaşırlar, ineklerle insanlar temas eder… Dolayısıyla kudur riski artar.”
Yani şehirlerde tampon oluşturan köpekler alınıyor, onların yerine insanları tanımayan köpekler geliyor ki bu da saldırılar veya kuzu artıyor gibi iddialarla çıkarılan yasanın gerekçelerine aykırı bir durum oluşturuyor.
‣ Meslek örgütlerinden milletvekillerine uyarı: Çözüm katliam değil
‣ TTB: Hayvan katliamları halk sağlığı önlemi olarak sunulamaz
‘Meslek örgütü olarak durumu değerlendiriyoruz’
Yasanın dikkatsizce hazırlandığını belirten Arslan, “tartışmalar ve yasanın gri alanlarını, netleşmeyen ve ileride sorun çıkaracak alanları biz görebiliyoruz, bununla ilgili uyarılarımızı yapıyoruz” diyerek öncelikle yasanın nasıl uygulanacağına dair bir yönetmeliğe ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Son olarak birçok veteriner hekimin Türk Veteriner Hekimler Birliği ve kendisiye irtibata geçerek yasaya dair danışmak istediğini belirten Arslan, “Biz veteriner hekimler olarak sorunun tam ortasında kalacağız, ona ilişkin de bir tutum belirlememiz gerekiyor. Meslek örgütü olarak hukukçularımız ve uzmanlarla bunu değerlendiriyoruz” diyerek Türkiye Barolar Birliği ile de iletişimde olduklarını bildirdi.
Yapılan çalışmalar sonucunda meslek örgütü, veteriner hekimlerin nasıl bir tutum sergileyeceğine ve ilerleyen süreçte hangi atımlar atılacağına dair bilgilendirme paylaşacak.