Radikal’in dünkü sayısından, “Hayat” ekinden bir haber: “Karada tsunami”. BBC kaynaklı haberde şöyle deniyor:
“Sel felaketiyle sarsılan Avustralya’nın üçüncü büyük kenti tahliye edildi. Son yılların en şiddetli sel felaketine karşı mücadele veren Avustralya’da dokuz kişi öldü, 72 kayıp var. Ülkenin üçüncü büyük kenti Brisbane’de ise 6 bin 500 hane ve işyeri de tahliye edildi. Görgü tanıkları kenti yoğun bir paniğin kapladığını söyledi; görgü tanıklarına göre süpermarketlerde raflar tahliyenin ilk saatlerinde boşaldı.
Brisbane Eyalet Başbakanı Anna Bligh, ölenlerden ikisinin çocuk olduğunu açıkladı. Seli küresel ekonomik krizden bu yana gördükleri en büyük felaket olarak tanımlayan Bligh, suların tehtidi altındaki Brisbane’de kum torbalarının dağıtıldığını söyledi. Başbakan Julia Gillard ise sellerin devam edeceğini, hatta başka bölgelere de yayılacağını belirterek ölü sayısının artabileceği yönünde uyardı. Avustralya’da sele neden olan tropik yağmurlar kasımda başladı. Onyıllardır görülmeyen oranda yağmurun neden olduğu seller yaklaşık 200 bin kişiyi evlerini terke zorladı. Bugün ve perşembe yeni yağmur dalgalarıyla sellerin şiddetleneceği belirtiliyor.Felaketin ekonomiye maliyetinin milyarlarca doları bulacak.”
Bu haberin yer aldığı Hayat eki, gazetenin aktüalite ve magazin haberlerinin yer aldığı “hafif” sayfalarından oluşuyor. Haberin yayınladığı 5. sayfanın başlığı “Sıcak”. Ne demekse… Sayfadaki diğer haberin başlıkları şöyle: “Şarap Ermenistan’da yıllanır”, “Sıfır kalorili gofret yolda” ve ” (Shakira) 11 yıllık aşkından ayrıldı”.
Avustralya, tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşıyor. Türkiye’nin iki katından geniş bir alan kaplayan 1 milyon 800 bin kilometrekarelik Queensland eyaletinin ciddi bir bölümü tarihin gördüğü en büyük sellerden biri nedeniyle 21 gündür sular altında. Eyaletin 2 milyon nüfuslu başkenti Brisbane’de 20 binden fazla ev tahliye ediliyor. Ölü sayısı dün sabah 22 idi, kayıp sayısı değişiyor, ama resmi olarak en son rakam 74. Bremer nehrinin 12 metre yükseldiği, sel seviyesinin 6 metreye yaklaştığı haberleri geliyor. Şehrin iş merkezlerinin bulunduğu merkez kısmında 116 bin ev ve işyerinde elektrikler kesik. Yollar ve köprüler sular altında. Şehirde ancak kurtarma botları dolaşabiliyor.
Felaketin nedeni bugüne dek görülmüş en şiddetli La Nina okyanus akıntısı. Yani küresel ısınma. Avustralya’nın batı kıyılarında okyanus sularının aşırı ısınması sonucu başlayan ve haftalardır durmayan aşırı yağışlar nehirlerin taşmasına, sel dalgalarının Brisbane gibi bir metropolü bile yutmasına neden olmuş durumda.
Aynı anda Brezilya’da, Filipinler’de ve Sri Lanka’da da sel felaketleri yaşanıyor.
En ciddi gazetelerimizden Radikal ise, vazgeçtim baş sayfasından, Dünya haberlerine bile layık görmediği bu haberi bir tür “hoşluk” olarak görmüş olsa gerek ki, magazin sayfalarında değerlendirmiş. Diğer ülkelerde yaşanan sel felaketleri ise haber değeri taşımıyor.
Küresel ısınmanın sonuçları, sel felaketleri, ölen insanlar, hayvanlar, sular altında kalan kentler, 21 gündür devam eden bir felaket, gazetecilerimiz için ciddi haber değil. Bir de “sıcak” sayfa diye dalgalarını geçiyorlar.
Radikal’i ciddiye aldığım için Radikal’den söz ediyorum. Yoksa dünkü gazetelerimizi hiçbirinin birinci sayfasında Avustralya’nın en büyük kentlerinden birinin tahliye edilmesine neden olan bu sel felaketi yer almıyordu. Kaç tanesi magazin haberi olarak görmüş sayamadım ama, umarım ciddi haber olarak değerlendiren de olmuştur.
Ne yazık ki bizim gazetecilerimizin yaşadığı dünyada Cumhurbaşkanının Yemen türküsünde gözlerinin yaşarması veya içki satış kuralları veya televizyon dizileri ciddi haberler olarak takip ediliyor. Onların yaşadığı dünyada küresel ısınmaya ve uzak ülkelerin iklim felaketlerine yer yok. Dünyanın her türlü olayını çözmüş köşe yazarlarımızın yaşadığı dünyada da küresel ısınmaya veya böyle felaketlere yer yok. Onlar da bu tür haberleri her zaman yaşanan doğal afetlerden sanıyorlar herhalde.
Belki de küresel ısınmayı nasıl durduracağımız kadar önemli bir soru daha sormamız gerekiyor: Küresel ısınmanın magazin haberi olduğunu düşünen bu gazeteleri nasıl durduracağız?