Köşe YazılarıManşetYazarlar

Kalbimiz İkizköy’de atıyor

0

Bu yıl da uzun bayram tatilinde kural değişmedi; tatili fırsat bilip doğal kaynakları para uğruna sömürmek isteyenlerin yeni hedefi Muğla’daki 740 dönümlük Akbelen ormanı ve bu ormandaki kızılçam ağaçları oldu. Süren davalara rağmen ormana iş makinelerini sokan şirket, İkizköylülerin haklı direnişi ile karşılaştı. Direniş sonucu az sayıda ağacı kesebilen şirket para uğruna ormanı yok etme inadından henüz vazgeçmiş değil.

Kemerköy Termik Santrali’ne kömür sağlamak için maden açılmak üzere 740 dönümlük Akbelen Ormanı, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından kısa bir süre önce santrali işleten şirkete satılmıştı. Bölgenin doğal kaynaklarının, ormanın yok edilmesi ve kömür madeni açılmasıyla büyük zarar göreceğini belirten Muğlalı meslek ve çevre örgütleriyle, geçim kaynaklarının yok olacağını belirten İkizdere köyünün sakinleri satışın iptali için Muğla 1. İdare Mahkemesi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’ne karşı, satışın iptali için dava açmıştı. Mahkeme, idarenin savunmasını aldıktan sonra, Akbelen Orman alanında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermişti.

Hukuki sürecin sonunu beklemeden…

Ancak hukuki süreç devam ederken, ormanda ısrarla kesim yapılması üzerine İkizköylüler OGM yetkilileri hakkında da geçtiğimiz günlerde ‘görevi kötüye kullanma’ gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, uzun bayram tatilini kendisi için fırsata çevirmek isteyen şirket; hukuki sürecin sonuçlanmasını beklemeden iki gün önce iş makineleriyle ormana girdi ve ağaç katliamına başladı. İkizköylülerin müdahalesi ve ormanı ağaç ağaç savunma kararlılığı göstermesi sonucu katliam şimdilik durmuş görünüyor. Orman girişinde çadır kurarak ağaçları korumak için nöbete başlayan bölge insanı iş makineleri geri çekilinceye kadar bölgeyi terk etmeyeceklerini belirtiyor.

Kemerköy Termik Santrali inşaat halinde; 1989. (Fotoğraf Ümit  Otan)

Paris İklim Anlaşması’nı henüz onaylamayan birkaç ülkeden biri olan ülkemizin elektrik üretiminin %34.9’u halen kömürlü termik santrallere bağlı. Üstelik bu oran azalacağına yıldan yıla da artıyor. Bu santrallerin yarısına yakını ülkemizde üretilen düşük kalorili linyiti kullanıyor. Sera gazı emisyonlarıyla ülkemizin Paris İklim Anlaşması’na uyumunu imkânsızlaştıran bu santrallerin Avrupa ülkelerinde ise 2030 yılına kadar kapatılması hedefleniyor. Ülkemizde ise tam tersi bir politika izlenerek yenilerinin yapılmasına, mevcutların kapasitesinin artırılmasına, hatta ekonomik ömrünü dolduranların bile çalışma süresinin uzatılmasına çalışılıyor.

Yatağan örneği

Kömürlü termik santraller yüzünden Çanakkale ve Kahramanmaraş ile birlikte en büyük çevre yıkımını yaşayan kentlerimizden olan Muğla; topraklarının yarısına yakını ormanlarla kaplı bir kentimiz… Ancak bu santraller için Muğla’da çok sayıda orman alanı yok edilerek kömür madenleri açıldı, jeolojik yapı bozuldu, yer altı ve yer üstü su kaynakları kirletildi. Bölgede çok sayıda kül ve cüruf dağı oluşturuldu. Bu durumun kamuoyu tarafından en çok bilineni ise Yatağan Termik Santrali’nin Yatağan ve çevresinde yarattığı büyük yıkım… Artık Yatağan’a yeşil Muğla ormanlarının arasından değil, kömür ocaklarının, kül ve cüruf dağlarının arasından girilebiliyor. Ayrıca bölgede yıllardır süren asit yağmurları tarımsal üretimi tamamen imkânsızlaştırmış durumda…

Uğruna Akbelen Ormanları’nın yok edilmeye çalışıldığı Kemerköy Termik Santrali ise benim de içinde yer aldığım bilimsel, hukuksal ve ekolojik mücadelelere karşı 1984’de inşaatı başlamış, inatla sürdürülmüş ve 1993’de tamamlanmıştı. Üç üniteden oluşan termik santral dünya cenneti Gökova’da yer alıyor. Her gün 20 bin tondan fazla linyit yakarak bu bölgenin havasını kirleten santral Türkiye’nin sera gazları emisyonunu artırıyor, kül ve cüruflarıyla çevresine zarar veriyor. Şimdi ise bu santral için daha da tehlikeli bir adım atılıyor. Yanı başındaki Akbelen Ormanları, çok sayıda elektrik mühendisine göre artık ekonomik ömrünün sonuna gelen 30 yıllık bir termik santral için yok edilmeye çalışılıyor; üstelik uzun bayram tatili fırsat sayılarak…

Haydi bir kızılçama sarılmaya

Uzun bir bayram tatilinin içindeyiz. Birçoğumuz sevdiklerimiz ile birlikteyiz. Fakat daha çok para kazanma uğruna doğa talancıları yine işbaşında. Bu sefer Muğla’dalar… 30 yıllık eski bir termik santralden daha çok para kazanabilmek için bir doğa harikasını, Akbelen Ormanı’nı yok etmeye çalışıyorlar. Katliamı şimdilik tek tek ağaçlara sarılan İkizköylüler durdurdu. Kararlılar; hem ormanlarını korumak hem de termik santralleri bir daha açılmamacasına kapattırmak için…

Seslerini duyun İkizköylülerin… İmkânınız varsa ulaşın ülkemizin bu güzel köşesine, siz de sımsıkı sarılın Akbelen Ormanı’nın ulu bir kızılçamına, yaşama…

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.