Jhannel Tomlinson: Ada ülkeleri olarak iklim krizine karşı tamamen savunmasızız [İklim Kuşağı-27]

Soruna en az katkıda bulunan ülkeler, etkilenme riski en yüksek olanlar. Bu ülkelerin ekonomileri, toplumları hali hazırda iklim krizinden doğrudan etkileniyor ve daha iyi uyum sağlamalarını desteklemek için toplu eylemler yapılmadığı sürece etkilenmeye de devam edecek.

Jhannel Tomlinson, Jamaika‘dan 29 yaşında bir aktivist. Doktora adayı ve GirlsCARE Jamaika‘nın kurucularından. Aynı zamanda Yeni Kuşak İklim Kurulu’nun Karayipler danışmanı. Son derece gurur duyduğu bir başarı olan Başbakan Çevre Koruma Gençlik Ödülü‘ne layık görüldü.

Jhannel’in sorularıma verdiği cevaplar şöyle:

Atlas Sarrafoğlu: İklim krizi Jamaika’da genel olarak insanların hayatlarını nasıl etkiliyor?

Jhannel Tomlinson: İklim krizi herkesin yaşamını etkiliyor, özellikle de yaşamları ve geçim kaynakları için doğrudan çevreye güvenenleri. Balıkçılar ve çiftçiler, denizlerde veya iklimdeki küçük değişikliklerden etkilendiklerinden, denize çıkabilmeleri, ekim yapabilmeleri ve esas olarak ailelerinin geçimleri tamamen buna bağlıdır. Uzun süreli kurak dönemler giderek artıyor ve su güvenliğinin getirdiği zorluklarla karşılaşabileceğimiz sorunları anlayabiliriz.

Sen ve diğer ada sakinleri, ada ülkenizi etkileyen iklim krizi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu çok güçlü hissettiğimiz bir şey. Küçük ada devletleri olarak, değişen iklimin etkilerine karşı özellikle savunmasız durumdayız. Tamamen suyla çevriliyiz, büyük ölçekte bir ekonomimiz yok, faaliyetlerimizin çoğu kıyı boyunca yer alıyor ve ağırlıklı olarak turizm ve tarım gibi sektörlere bağlıyız. Bunlar, potansiyel etkilerin bazılarını nasıl dengelemeye çalışabileceğimizi vurgulayarak, kriz konusunda herkesi güçlendirmeye, iletişim kurmaya ve eğitmeye çalışmamızın nedenlerinden bazıları. 

 Halkınızı iklim değişikliğinin etkilerinden korumanın çözümünün ne olduğunu düşünüyorsun?

Yerel toplulukların bireysel ve kolektif geleceklerine katkıda bulunma fırsatının verildiği insan merkezli adaptasyon çabalarının artması; savunmasız grupların katılımı için artan fırsatlar yaratmanın önemi; aşağıdan yukarıya olan gelişimin sağlanmasının yukarıdan aşağıya olan kalkınma kadar eşit derecede önemli olduğunu düşünüyorum.

Kadınlarla, çiftçilerle ve gençlerle çalışıyorsun. Lütfen bize gelecekten umutlu hissettiren şeyin ne olduğundan bahseder misin?

Jamaika ve Karayipler’deki yaşıtlarımla bağlantı kurduğumda, gençlerin tutkulu, dengeli, yenilikçi ve inandıkları şeyi savunmaya hazır olduklarını anlıyorum. Farklı topluluklardaki kadın çiftçileri ziyaret ettiğimde ve süregelen zorluklara rağmen değişim karşısında dirençli ve alanlarında birer şampiyon olduklarını duyduğumda, bu deneyimler beni motive ediyor.

Dünya liderlerine hitap edecek bir mikrofonun olsaydı, onlara iklim krizi hakkında ne söylerdin?

Soruna en az katkıda bulunan ülkeler, etkilenme riski en yüksek olanlardır. Bu ülkelerin ekonomileri, toplumları genel olarak hali hazırda etkileniyor ve daha iyi uyum sağlamalarını desteklemek için toplu eylemler yapılmadığı sürece etkilenmeye de devam edecek. Artan mali desteğe ihtiyaç var, sera gazı emisyonlarını azaltmak için taahhütlere ve kalkınma için daha sürdürülebilir yaklaşımlara ihtiyaç var.

Jamaika’da iklim kriziyle mücadelenin önündeki en büyük engel nedir? 

Bazıları için iklim krizi, hükümet ve akademisyenler tarafından ele alınması gereken bir konu olarak görülüyor. Herkes bunu kendi “kapasitelerinin dışında” olan karmaşık bir fenomen olarak algılıyor. Bu, ekonomik zorlukların olduğu durumlarda, bireylerin “kendileri ve aileleri için ekmek” sağlamaya çalışması konusunda daha fazla endişe duyması, iklim değişikliğinin bir öncelik olarak görülmemesi gerçeğiyle daha da karmaşıklaşıyor. Bunlar sorun yaratan engeller arasında. 

İklim kriziyle ilgili gelecek algın nedir? 2030’da kendini nasıl hayal ediyorsun?

Mevcut ve gelecek gençlik aktivistlerinin ve savunucularının ortak geleceğimiz için savaşmaya devam edeceklerinden umutluyum. Marjinal grupların  değişen iklime uyum sağlamasına yardımcı olma çabalarının artırılmasını dört gözle bekliyorum. Ayrıca, en çok risk altında olan kişilerin hayatlarını ve geçim kaynaklarını korumaya yönelik hırsların artmasını da sabırsızlıkla bekliyorum. 2030’da artık bir “gençlik savunucusu” olarak görülmesem de, iklim adaleti, SIDS (gelişmekte olan küçük ada devletler)  ve uyum konularında kuracağım diyalogla ilgilenmeye devam edeceğim.

Sosyal medya hesapları:

(twitter): @Jaybritz
(instagram): Jhannel Tomlinson

 

 

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Antalya’da olmayan suya HES yapacaklar

Antalya- Konyaaltı'ndaki Doyran Deresi'nin üzerine yapılmak istenen HES'den etkilenecek 11 köyün halkı mücadeleye hazırlanıyor.

Koca’nın hastanesi Medipol’ün valeleri, yeşil alanı korumak isteyen vatandaşlara saldırdı

Acıbadem'deki yeşil alana eski bakan Fahrettin Koca'nın hastanesi Medipol için otopark yapılmasına direnen halka hastane valeleri ve güvenlik görevlileri saldırdı, bir kadının kolu kırıldı.

Bafa Gölü, kuraklığın etkisiyle 30 metre çekildi

Yağış yetersizliği nedeniyle yaşanan kuraklık Ege'nin en büyük gölü olan Bafa'yı da vurdu. Sular 70 metre çekildi, suların azalmasıyla gölde oksijen seviyesi düştü.

AB’de ‘vahşi yaşam’: Kurtları önce korudular, şimdi fazla çoğaldılar diye öldürecekler

Avrupa Komisyonu'nda nesilleri tehdit altında olduğu için 'sıkı koruma' altında olan kurtların statüsü, çiftçilerin lobisi ve muhafazakar vekillerin desteğiyle değiştirildi.

Kazdağları’nda vahşi madenciliğe karşı miting çağrısı

Çanakkale'de yarın düzenlenecek 'Kazdağları’nda Vahşi Madenciliğe Hayır' mitinginin madencilik tehdidi altındaki tüm kentlere yayılması planlanıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR