İstanbullular için kapımızın önüne bir kap su

Sevgili Ümit Şahin’in geçtiğimiz hafta yazdığı İstanbul’u bekleyen su krizi yazısını okumuşsunuzdur. Ben de okudum tabii ama ne yalan söyleyeyim pek sallamadım. Ümit Şahin’in İstanbul’un su yönetim sistemine ne kadar vakıf olduğuna dair sümme haşa en ufak bir şüphem yok. Daha ziyade su kesintileriyle ilgili ruh halim Titanik batarken müzik yapmaya devam eden kemancı koyvermişliğinde olduğumdan sallamadım.

aYJiiLpSu kesintisine dair “boğulmak üzere olan bir kemancı” gibi hissetmem oldukça ilginç bence

Bir de İSKİ’nin en azından cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar su kesmeyeceğine gönülden inandırmışım kendimi. Gerekirse tüm İBB ve İSKİ çalışanlarını baraja tükürtür yine de AKP suları kesti dedirtmezler diye düşünüyordum.

Bu ileri zeka ürünü fikirlerimin üzerinden çok geçmedi, geçtiğimiz Cumartesi Ortaköy’de su kesildi. Ben de hemen Twitter ve Facebook’ta Ümit’in yazısını paylaşarak vatani görevimi yerine getirdim. Vicdanım rahat. Pazar sular geri geldi. Kötü kokuyordu ama olsun, idare ederdi…

Ta ki Salı gününe kadar. Bir anda sabunlu ellerime çaydanlıktan su dökmeye çalışırken buldum kendimi. İSKİ İstanbul’un 39 ilçesinin 13’ünde arıza yazmış, bizim mahalleye de Çarşamba sabah 8’e kadar su verilemeyecek.

Bir süre üzüntümü Twitter’da İSKİ ve İBB Beyaz Masa ile dertleşerek gidermeye çalıştım:

@ozgevon: “Sular kesik”

@ibbBeyazmasa: “Yaşanan aksaklık için özür dileriz”

@ozgevon: “Hani sular kesilmeyecekti. Duygularımla oynadınız”

@ibbBeyazmasa: “Sular kesilmeyecek”

@ozgevon: “Ee ama sular kesik?!”

@ibbBeyazmasa: “İstanbul’da SU ‘kesintisiz’ akacak”

@ozgevon:  “Off saçmalama yhaaa .P @ibbBeyazmasa”

@ozgevon: “Beyaz masa? Neise sn mşglsn glba ://”

Sonra da mesaisi bitip eve gittiğinde elini yüzünü yıkayacak suyu bulamayacak bir memur ile bu konuda iddialaşmanın ne kadar anlamsız olduğunu fark ettim ve yazmayı bıraktım.

Neyse ki ben bu konularda tecrübeliyim, çünkü Ankaralıyım! 2007’de Melih Gökçek ile susuz yaz geçirmişliğimiz vardır.

2007 yazınının tecrübeleriyle kendime bir alışveriş listesi oluşturdum.

Kuraklıkla savaş için gerekli malzemeler:

  • En ucuz sudan bir damacana su (pompasını da alın, cimrilik etmeyin),
  • Kova ve maşrapa (suyu damacanadan taşımak için gerekli),
  • Çamaşır suyu (tuvaletlere dökeceğiz),
  • Kolonya (elimiz, ayağımız mikrop kapmasın),
  • Arap sabunu (bulaşıkları bunla yıkayacağız ki iyi durulamadık diye zehirlenmekten korkmayalım)
  • Bebekler için popo temizleme mendili (işte bu gerçekten en acıklısı)

Bir elimde kovanın içinde doldurduğum malzemeler, diğer elimde üçlü bebek poposu silme mendilleriyle (iki alana bir bedavaydı) eve doğru yürürken içtenlikle bu yazın sonunda tüm üç paketi de bitirmiş olmamayı diledim.

baby-wipes-uses

Özgecan Kara
Özgecan Kara

Ömrü Bilkent Üniversitesi’nde ve Bocconi University’de bir takım dersleri alıp vermekle geçti. Kurumsal bir firmada üst düzey yönetici olmak üzere hazırlandığı yolu sevmedi, kendi yolunu çizmeye çabalıyor. Sosyoloji meraklısı. Yeşil Gazete’de Türkiye haberi yapıyor; kadın, lgbt, emek, tüketim kültürü üzerine okuyor; komiklikli köşe yazıları yazıyor. Daha fazlası için @ozgevon

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

Güzelliğe, iyiliğe açık kalmak için Açık Radyo

Kötülüğün eşiği aşıldı. Elimizdekileri kaybetmememiz ve kötülüğe karşı durabilmemiz için Açık Radyo açık kalmalı. Sesimize ve sözümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalı, dayanışmayı büyütmeliyiz.

Açık Radyo’suz olmaz!

'Hüznün fiziği'nin diyalekti açısından bakarsak en derin hüzünler en coşkulu ve en mutlu adımları getirecektir. Tabii yaşama ve mücadeleye olan inancımızı yitirmemişsek...

EN ÇOK OKUNANLAR