Köşe Yazıları

İklim Değişikliği Planı bir şey üretmiyor

0

Bir süredir Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ofisi, Çevre ve Orman Bakanlığı koordinatörlüğünde bir proje yürütüyor. Projenin adı Türkiye’nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planının Geliştirilmesi Projesi. Proje kapsamında iklim değişikliği ile ilgili kurumlar ile beraber bir İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı hazırlandı. İşte bugünkü yazımda bu plan üzerinde duracağım.

Planın eksik ve gediklerini anlatmadan önce; öncelikle planın çok katılımcı bir ortamda hazırlandığı iddiasının nasıl da bir “dostlar bizi alışverişte görsün”cü  bir anlayış taşıdığını izah etmek isterim. Kesinlikle sürece tüm kamu kuruluşları ve bazı sivil toplum kuruluşları davet edilmiş; ki edilmelidir de bu süreci tek başına katılımcı yapar mı, o önemli bir soru işareti.

“İyi de biz tüm halkın önerilerine de açtık” diyecekler. 16 Mayıs 2011’de duyurulan nihai taslak sadece 1 hafta askıda kaldı. 1 haftada insanlar ne kadar dahil olabilir, ne kadar yorum yapabilir? 1 yılda hazırlanan planın 1 hafta askıda kalması şeffaflıktan ve katılımcılıktan ne anladığımızın aslıda en önemli göstergesi.

Katılımcılık olmadan hazırlanan planlar tepeden inme olur, sadece bürokratların ve üst düzey yetkililerin bildiği, kendilerinin çalıp kendilerinin oynayacağı planlar olur. İklim değişikliğinden etkilenecek, çiftçinin, kentlinin, gencin, kadının sesinin olmadığı plan sadece uluslarararası mecrada ve ulusalda devletin kendi kendine “biz planı hazırladık” havası atmasına yarar. Üstelik açtıkları bir hafta katılımcılık ile daha sonra ses verecekler “kardeşim size sunduk, geri dönseydiniz” pişkinliğini göstereceklerdir.

Plana gelirsek;

Planda, Arazi Kullanımı ve Ormancılık, Atık, Binalar, Enerji, Sanayi, Tarım, Ulaştırma, Uyum ve Yatay kesen konular hakkında ayrı ayrı planlar hazırlamışlar.

Plan her başlıkta alt hedefleri, ulaşılacağı tarihi, kimin koordinasyonu yapacağını ve kimlerin sorumlu olduğunu detaylandırmış. Bu öncelikle iyi bir gelişme, en azından iklim değişikliği ile ilgili ilk defa zaman bariyeri içeren ve kimlerin sorumlu olduğunu belirten bir metin var elimizde; artık hesap sorduğumuzda kime doğrudan sorabileceğimizi bileceğiz.

Onun dışında planda istenilen düzeyde emisyon azaltma / mitigasyonu konusunda, yeni iklim dostu yeşil yaşam biçiminin teşvik edilmesi ile ilgili ve doğrudan iklim değişikliğinden etkilenecek kesimlerin korunmasına dair göze batan, arzulu hedefler yok. İklim değişikliği politikamız değişmiyor bu planla. Onunla uyumlu bir iklim değişikliği planımız var.

Arazi Kullanımı ve Ormancılık

Bu başlığın altındaki hedefler ve eylemlerin merkezinde orman alanlarını arttırarak bu alanlarda tutulan emisyon miktarını arttırmak konulmuş.

Orman alanlarında tutulan karbon stok miktarını 2020 yılına kadar 2007’dekine (2007’de 14,5 Gg, 2020’de 16,7 Gg) göre %15 artırmak

Hedefi bu başlıktaki en önemli hedef olarak göze çarpıyor. Ancak plan yine var olan orman arazilerinin nasıl korunacağı anlatmıyor. Ayrıca ormansızlaşma ile ilgili “Ormansızlaşma ve orman zararlarını 2020 yılına kadar 2007 yılı değerlerine göre %20 azaltmak” gibi bir kulağa hoş gelen bir hedef var ama hedefe uşalmak için nasıl yaptırımlar uygulanacağı, ne tür önlemler alınacağı belirtilmemiş.

Atık

Atık ile başlığın tek bir ana hedefi var o da etkin atık yönetimi. Bu başlık ile ilgili olarak, devlet özellikle biyobozulur (organik atıklar vs.) gibi atık miktarının düzenli atık depolama tesislerine girişini azaltmayı planlıyor.

2005 yılı baz alınarak düzenli depolama tesislerine kabul edilecek biyobozunur atık miktarının, 2015 yılına kadar ağırlıkça %75’ine, 2018 yılına kadar %50’sine, 2025 yılına kadar %35’ine indirilmesi

Ancak bu hedef bana yeterli gelmedi.   Biyobozulur atıkların yerinde veya belediyelerce tamamen geri dönüştürülmesi hem iklim değişikliği açısından kritik öneme sahip. Bu atıkların dönüştürülmesi metan gazı emisyonunu azaltıyor.

Binalar

Enerji verimliliği ile binalarda emisyon salımının azaltılması hedefleniyor. Enerji verimliliğinin yanı sıra, binalarda yenilenebilir enerji kullanımının da artması hedefleniyor.

Bu kapsamda ısı yalıtım standartlarının oluşturulması, binalara “Enerji kimliği” verilmesi,  kamu binalarında 2023’e kadar enerji kullanımının yüzde 20 azaltılması gibi hedefler verilmiş.

Verilen sayısal hedefler düşük, yaptırımların neler olacağı belli değil ve en önemlisi verimsiz enerji tüketen binalara yönelik yaptırımın ne olacağı belirsiz.

Enerji

Enerji başlığında enerji yoğunluğunun düşürülmesi ve temiz enerji kaynaklarının arttırılması hedefleri ana hedefler.

Enerji yoğunluğunun düşürülmesinde her hangi bir yapısal ve yaptırım içeren hedef yok. Yönetmeliklerin hazırlanacağı, benchmarkların belirleneceği, bilinçlendirme çalışmaları yapacağını anlatıyor planımız. Ha bir de “Sera Gazı Emisyon Yönetimi Yaklaşımı” geliştirilecekmiş. Ben birşey anlamadım.

Temiz enerji kaynaklarının ise 2023 yılında tüm enerji ihtiyaçlarının yüzde 30’unu karşılayacak düzeye gelmesi hedefleniyor.  Başta güzel ama yetersiz görünen başlığın dibini biraz kazdığınızda,  yenilenebilir enerjiden kastın aslında HES inşa etmek olduğunu görüyorsunuz. Araya biraz güneş kollektörü biraz da biyokütle kelimeleri yerleştirilmiş o kadar.

Kirli enerji kaynaklarının kullanımını, petrol ve kömürden vazgeçmeyi hiç ele almamışlar.

Sanayi

Bence hiç yazmasalar da olurmuş en azından “unuttuk” deme bahaneleri olurdu. Yeni hiçbir şey yok.  Sayısal veri bile verilmemiş, sanayi sektörünün emisyon azaltmayacağını ama “Emisyon Yoğunluğunu” azaltacağını belirtmişler. (ki bu da tuzak laf bence, yenilenebilir enerji oranını arttırsanız sanayide birim üretim başına emisyon yoğunluğu kendiliğinden azalır mesela)

Tarım

Tarımda da bir şey söylememişler. Tarım bölümü iyi niyet beyannamesi gibi. Tarımsal yutağı arttırmak  ve tarımsal emisyonları sınırlandırmak gibi hedefler var. Ama hedeflerde her hangi bir sayısal veri yok.

Emisyonu sınırlandıracaksınız da ne kadar sınırlandıracaksınız, neler yaparak sınırlandıracaksınız?

Bunların hepsi muamma.

Bir de Tarım sektöründe bilgi altyapısını ve kapasiteyi geliştirmek tarım sektöründeki kimin bu bilgi altyapısını geliştirecekler, bulamadım planda doğrusu.

Ulaşım

Ulaşımda deniz yolu ve tren yolu taşımacılığının oranları arttırılmak isteniyor. 2023 yılı Demir yolunun yük taşımacılığındaki oranı yüzde 3’ten yüzde 15’e, yolcu taşımacılığındaki oranı ise yüzde 2’den yüzde 10’a çıkarılmak isteniyor; Deniz taşımacılığında ise sırasıyla bu oranlara yüzde 2’den yüzde 10’a ve yüzde 0.37’den yüzde 4’e çıkarılacakmış.

Onun dışında kent içindeki ulaşımdaki emisyonu sınırlandırmak,  ulaşımdaki enerji verimliliğini arttırmak ve enerji sektörünün bilgi altyapısını geliştirmek istiyorlar. Ama bunlar da sayısal verileri olmayan birer iyi niyet beyanı bu yüzden de tatmin edici değil.

Uyum

Su kaynaklarının yönetimi, tarım sektörü ve gıda güvenliği, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık, doğal afet risk yönetimi, insan sağlığı, iklim değişikliğine uyum bağlamında yatay kesen ortak konular başlıklarında uyum eylemleri planlanmış.

Her sektördeki alt hedeflerde sanki “copy – paste” yapmış gibiler. Hepsinde de iklim değişikliğine uyum yaklaşımını entegre etmek, konu hakkındaki işbirliği eşgüdüm ve kapasiteyi geliştirmek, ARGE ve bilimsel çalışmaları teşvik etmek, ilgili politikalara iklim değişikliğini entegre etmek ve sürdürülebilirliği sağlamak hedeflenmiş.

Neredesye kelimesi kelimesine herşey aynı gibi. Başlıklar güzel, içi dolu görünüyor, ama yine sayılsal hedefler yok ve finansmanı nasıl yapılacak bu işlerin sorusunun cevabı da eksik.

Yatay Kesen Konular

Son olarak Yatay Kesen Konular başlığında ise benim dikkatimi tek konu çekti, devlet emisyonunu daha sağlıklı hesaplamak için bir yapı oluşturmayı düşünüyor. Bu bence iyi bir haber, en azından artık emisyonumuz neymiş görebileceğiz. (Polyana gibi hissettim kendimi)

Özetle planın en iyi kısmı, yukarıda da dediğim gibi artık bir planın olması, onun dışında devlet halen emisyon azaltmayı, etkin uyum ve koruma stratejileri üretmeyi yine es geçmiş.

Petrol ve kömürü kullanmaktan vazgeçmek, azaltmak gibi bir plan yok. Sanayide emisyon azaltmak gibi bir düşünce yok, aksine sanırım arttırmayı hedefliyorlar, sadece birim başına daha az emisyon üreteceklermiş.

Plan bana gerçekten komik ve yetersiz geldi. İklim değişikliği ile ilgili hiç bir ilerleme yine yok. Dağ yine fare doğurdu.

 

You may also like

Comments

Comments are closed.