Çölü yeşillendiren mega proje Mısır’ın gıda sorununu çözebilir mi?

Abdulfettah el-Sisi, Mısır'ın Geleceği projesiyle çölün çiçek açacağını iddia ediyor. Ancak çölün yeşillenmesi, daha fazla ürün veya daha fazla kazanç anlamına gelmiyor.

Kahire’nin kuzey kıyısından El Dabaa’ya giden sekiz şeritli otoyolda iki saat boyunca görülebilecek tek şey, otobanın her iki tarafını çevreleyen kilometrelerce yoğun tarım arazisi. Batı çölünün bir uzantısı olan bu arazi on yıl önce kayalardan ve kumdan oluşuyordu.

Yol boyunca uzanan tarım arazileri, 9 bin 249 kilometrekarelik (Kıbrıs büyüklüğünde) alanı kapsayan Mısır’ın Geleceği projesinin ilk aşaması.

Yılda 3,5 milyar metreküp su kullanacak

Son zamanlarda yayınlanan bir tanıtım videosu, “Mısır çölünün haritası renk değiştiriyor. Sarıdan yeşile…” derken uydu görüntüleri de merkez pivot sulama sistemlerinin bulunduğu yüzlerce tarlayı gösteriyor.

5 milyar dolara mal olan 114 kilometre uzunluğundaki yapay nehir ise tamamlanmak üzere. Nehir tamamlandığında tarlalara yılda 3,5 milyar metreküp su taşınacak.

Milyarlarca dolarlık mega proje, Mısır hükümetinin 2027 yılından önce 16 bin 800 kilometrekarelik çölü tarım arazisine dönüştürme planının yarısından biraz fazlasını kapsıyor.

Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi, bu projeyi 2014 yılında askeri darbeyle iktidara gelişinin hemen ardından açıklamıştı. Sisi, mayıs ayında Mısır’ın Geleceği projesinin açılışında çölün çiçek açmasını istediğini tekrar etti ve yeterli suları olsaydı daha fazlasının yapılabileceğini belirtti.

7 milyar metreküp su açığı var

Birleşmiş Milletler’in hesaplarına göre Mısır’ın halihazırda yıllık 7 milyar metreküp su açığı var. Sisi yönetiminde gerçekleştirilen mega altyapı projeleri ve silahlı kuvvetlerin yeni ekipmanlarına yapılan harcamalar yüzünden şişen borçlar üzerine hükümet, borç-GSYİH oranını ele almak için kemer sıkma politikaları uyguluyor.

Projeyi eleştirenler ise çölün büyük ölçüde yeşillendirilmesinin daha fazla ürün elde edildiği anlamına gelmediğine dikkat çekiyor.

Askeri tarım projelerinin kamu kaynaklarına ve ekosisteme maliyetini sorgulayan eleştirmenler, pahalı arazi ıslah projelerinin ihracatı arttırdığını ancak nisan ayında dünyanın en büyük beşinci gıda enflasyonuna yol açtığını söylüyor. Yani proje, gıda enflasyonunun önlemekte başarısız kalıyor.

Çölün sınırlı yeraltı suyu kaynakları tüketiliyor

Binlerce yıldır seller ve yağmur suyu ile sulanan ve gübrelenen Nil Vadisi’nin zengin topraklarının aksine Batı çölü kumları uzun zamandır kuru olduğu için mahsullerin besin değeri de düşük oluyor. Ayrıca araziyi verimli hale getirmek için çok fazla sulamaya ihtiyaç duyuluyor.

Yukarı Mısır ve Akdeniz arasında çiftçilerin kullandığı aynı su, nehre veya yeraltı sularına aktığı için yedi kez kullanabilirken Batı çölünde kullanılan su sadece çölde kalıyor.

Kahire merkezli Sürdürülebilir Çevre Araştırma Enstitüsü‘nün eski müdürü Richard Tutwiler, çölde kullanılan suyun geri dönüşünün olmadığına ve tarlaları sulamak için kullanılan suyun yeraltı suyu rezervlerini tükettiğine dikkat çekiyor.

Vahalardaki çiftçiler yüzyıllardır bu yeraltı sularına bağımlı yaşıyordu. Ancak Sisi yönetiminde yeraltı suyu, endüstriyel kullanıma aktarılmak üzere çok sayıda pompa istasyonu kurularak yüzeye çıkarıldı.

Aşırı su tüketimi tuzlanmaya yol açıyor

Mısır’ın Batı çölündeki yeraltı su seviyelerinin tükenme oranı, Sisi göreve geldiğinden beri iki katına çıktı. Tutwiler, “Peki gelecek nesillere ne olacak? Tüm suyu tüketirseniz çölde su kalmayacak” dedi.

Kuyu suyunun aşırı kullanımı yalnızca su seviyesini düşürmüyor, tuzluluğu da arttırıyor. Tarım sosyologu Saker El Nour, çok sayıda çöl tarım projesinin tuzlanma sorunuyla mücadele ettiğine dikkat çekerek tuzlanmanın tarlalardaki üretimi düşürdüğünü ve çiftçilik maliyetini artırdığını söyledi.

Hükümetin ıslah hedefi için belirlediği 2027 yılına üç yıl kaldı. Ancak hedefin yalnızca yüzde 20’sine ulaşıldı. El Nour, bu oranın abartıldığını ve gerçek arazi miktarının hükümetin önerdiğinden çok daha küçük ve verimsiz olduğunu düşünüyor.

Yoksullara faydası olmayacak

Hükümete danışmanlık yapan tarım uzmanı Sherif Fayyad, geri kazanılan topraklardaki üretim miktarına ilişkin kamuya açık veri olmadığını ancak “toprağın üretkenliğinin ve verimliliğinin Nil kıyısındaki toprakların verimliliğine asla ulaşamayacağını” söyledi.

Ayrıca Mısırlıların ihtiyaç duyduğu buğday ve baklagiller gibi birçok temel mahsulün de yeni topraklarda üretilmek için uygun olmadığını belirten Fayyad, bu nedenle yoksulların ve alt-orta sınıfın bu projeden bir fayda göremeyeceğine dikkat çekti.

2022 yılının mart ayından bu yana hem COVID-19 pandemisi hem de Ukrayna’daki savaşın neden olduğu tedarik zinciri şokları nedeniyle Mısır’da gıda fiyatları aşırı yükseldi. Dünya Bankası, ekim ayında ülkenin gerçek gıda enflasyonunun dünyanın en yüksek seviyesinde olduğunu açıkladı.

Ancak enflasyona rağmen Mısır’ın gıda ihracatı 2021 yılında 5,6 milyon tondan 2022 yılında 6,4 milyon tona, 2023’te ise 7,5 milyon tona ulaştı. Artışın çoğu ise meyve ve fındık gibi yüksek değerli ürünlerden geldi.

Sisi ise artan ihracat değerlerine işaret ederek yeni tarım toprakları stratejisinin ticaret açığını daraltarak yeni döviz kaynakları bulmak için önemli olduğunu iddia ediyor. Fayyad, projenin bu açıdan önemli olduğunu kabul ediyor ama insanların gıda fiyatları konusunda kendilerine yardımı dokunmayan bu projelerin kendileri için olmadıklarını düşündüğünü söyledi.

Üretimin yarısı ordu kontrolünde, resmi rakamlar belirsiz

Mısır’da tarımsal üretimin neredeyse yarısı küçük çiftçiler tarafından gerçekleştirilirken devlet destekli ıslah projeleri ise silahlı kuvvetlerin kontrolünde. Ordu, ülkedeki ayrıcalıklı konumunu kullanarak ekonominin fabrikalardan tarım arazilerine kadar geniş bir bölümünü kontrol altına aldı.

Ordunun tarlalarda çalışması için askerleri görevlendirdiğine dair raporalar bulunsa da hükümet bakanlıkları konuyla ilgili resmi verileri açıklamıyor. Mısır’ın Geleceği projesi konusunda da herhangi bir mali kayıt açıklanmadı.

Hükümet son dönemde kemer sıkma önlemleri uygulayarak ülkenin artan borç yükümlülüklerini azaltmaya çalışıyor, yakıt maliyetini artırıyor ve sübvanse edilen ekmek fiyatını üç katına çıkardı.

Ulusal Para Fonu ve bölgesel müttefiklerin baskısı altındaki pahalı projeler yapılan harcamaların azaltılacağını söyleyen Sisi ise mayıs ayında hükümetin tarımsal hedefleri destekleyen yeni altyapıya 3 milyar sterlin harcayacağını açıkladı.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR