Hafta SonuManşet

Hobi Bahçeleri, Şehir Bahçeleri – Cengiz Özder

0

Bazı TV kanallarındaki çevre kuşağında, gelişmiş Batılı refah ülkelerindeki büyük şehirlerde bazı şehirlilerin oluşturduğu şehir bahçeleri çalışmalarını anlatan programlar gösteriliyor ki, doğayı toprağı sevip de şehir yaşamında bir çiçek yetiştirmek fırsatı bulamamış insanları özendiriyor.

Kentsel tarım artık bir gerçeklik. Mutlaka eskiden de böyleydi. Şehirlerimizdeki bostan denilen bölgelerde eski devirlerden beri yeşillik tarımı yapılıyordu zaten!

Hepimizin malumu, modern devirde, büyük şehirlerde apartman dairelerinde bahçeden topraktan uzak yaşamlar sürüyoruz. Artık eskiden olduğu gibi bahçeli evler yok. İnsanlar  kendisi de bir şeyler yetiştirmek istese, böyle bir imkan yok genellikle.

1 Hobi Bahçeleri1...

Yerinde üretmek taşıma maliyetini düşüren bir unsur. Örneğin son günlerde haberlerde duyduğumuz gibi domates Antalya’da bahçeden 25 kuruşa çıksa bile şehirlerde son kullanıcıya en az 2 liradan ulaşıyor. Belgesellerde yorumcular şehir bahçelerinde ve hobi bahçelerinde sebze yetiştiren meraklıların en kötümser tahminle mutfak harcamalarının yarısını kendi bahçelerinde ürettikleri ile ikame ettiklerini anlatıyorlar. Yani olay yaygınlaştıkça ekonomik bir değer ortaya çıkabiliyor.

İşte çağdaş belediyecilikte şehir insanının iyiliği güzelliği için çalışan yerel yönetimler Hobi Bahçeleri diye organizasyonlar yapmışlar. Bu olay Avrupada 50 senedir varmış. Türkiye ‘de de örnekleri görülmeye başlandı.

Yıllar önce Bursa’dan geçerken hobi bahçeleri görmüş ve takdir etmiştik. Ankara’da, Konya’da, İstanbul Beykoz’da belediyeler tarafından düzenlenen bahçeler olduğunu biliyoruz. Belki başka şehir ve yörelerde de vardır. (Keşke daha çok sayıda olsa)

Bunların yanında büyük şehirlere yakın bölgelerde daha çok sayıda özel hobi bahçelerinin olduğunu okuyoruz. Az sayıda da olsa bazı girişimciler boş, atıl durumdaki arazilerini hobi bahçesi olarak düzenleyip talep sahiplerine kiralıyorlar.( İyi de yapıyorlar!)

Bugünlerde yeşil kuşağı belgesellerinde izliyoruz, Batı ülkelerinin büyük şehirlerinde insanlar sitelerinin ortak alanlarında veya belediyenin tahsis ettiği bir alanda küçük hobi bahçeleri kuruyorlar, sebze veya çiçek yetiştiriyorlar. Olay tamamen insan odaklı. İnsanlar bahçe ile çiçekle uğraştıklarında mutlu oluyorlar yine insanlar kendi yetiştirdikleri ürünleri tükettiklerinde bir şey üretip faydasını görmenin hazzını yaşıyorlar. Tam anlamıyla organik olmasa da, doğal ürünler yetiştiriyorlar, sağlıklı sebzeler tüketiyorlar. Yaklaşık 10 m2 bir ekim alanı küçük bir ailenin sebze ihtiyacını karşılayabiliyorlar. Çiftçilere de rakip değiller, çünkü onlar lekeli şekilsiz domateslere, küçücük marullara razılar. Çiftçinin ürettiği o standart boyda, albenili ürünlere olan talep, her zaman devam edecektir zaten!

Ayrıca bu iş bir işbirliği olayı. İnsanlar uyum içinde paylaşmayı öğreniyorlar, birbirleri ile tohum takası yapıyor, bilgi alışverişi yapıyorlar. Genelde depolarda biriktirilen yağmur suyu kullanıldığından, belediyelere de su açısından yük olmuyorlar.

Hobi bahçelerine paralel bir uygulama ise gelişmiş ülke büyük şehirlerinde yeni yeni görülmeye başlanan Şehir Bahçeleri. Bu  uygulamada şehirlerin park veya yeşil olarak kullanılamayan, buna uygun olmayan alanları, gönüllü bahçecilerin kullanımına açılarak buralarda sebze, çiçek veya diğer salata yeşilliklerinin yetiştirilmesi sağlanıyor. Böylece şehirli insanlar tohumdan sebzeye tarım ürünlerinin nasıl yetiştiğini öğrenerek, mutfaklarının sebze ve yeşillik ihtiyacının bir kısmını kendileri yetiştirmek şansı bulurken, üretmenin ve kendi yetiştirdiğini tüketmenin mutluluğunu keşfetmek şansını yakalıyorlar. Dayanışma bahçesi türü ise birlikte iş yapmak kültürünün olduğu bazı Batılı refah ülkelerinde yaygınlaşıyor. Dayanışma bahçeleri sosyal birliktelik sağlayan bahçecilik türü. Bu entegrasyona giren insanlar işbirliği, dayanışma ve paylaşım içinde(bilgi, beceri, tohum, işgücü paylaşımı) sanki bir terapi seansına girmiş gibi bahçe ve toprakla uğraşarak şehir hayatının stresinden gerginliğinden, yalnızlık duygusundan, asosyallikten uzaklaşıyorlar. Duyarlılık düzeyi yükselen bu insanlar kendileri için organik veya en azından hormonsuz doğal sebzeler üretirken, çevreci yaklaşımla küresel anlamda karbon salınımına karşı yaptıkları küçücük katkı gibi, sonuçta kümülatif büyüyen bir iyilik üretiyorlar! Dayanışma bahçelerinin  bir örneğinde katılımcı olayı şöyle anlatıyor: İtalyanın Kuzeyinde küçük hobi çiftlikleri, kurulmuş. İşletmeler küçük yarı ticari ortaklıklarmış. Genelde emekli, eğitimli orta sınıf İtalyanlar, çiftlik masraflarını bölüşmüşler kaliteli alt yapı oluşturmuşlar! Karşılığında sosyal birliktelik kazanmışlar, yetiştirdiklerini tuttuklarını ortak tükettiklerinde, sosyal kazanım ve mutluluk elde etmişlerdi. Belgeselde İtalyan şöyle konuşuyordu: ‘eğer bir kulübe üye olsaydım giriş ücreti 10000 ve yılda 4000 euro üyelik ücreti karşılığı belki de tahammül edilmez insanlarla bir arada olup sıkılacaktım. Halbuki şimdi arkadaşlarla beraberim!’ İtalyan devamla: ‘Bizler küçük de olsa bir şeyler üretmekle hayatta tutunuyoruz.’ Yorumcu bu düşüncenin varoluş felsefesini yansıttığını belirtti. İnsanlar böylece yaşlanmaya ve zamana karşı koyuyor, hoşça zaman geçiriyorlardı!

2 hobi bahçe21...

Duyduğumuz  kadarı ile şehir bahçesinin ilk örnekleri bazı çevreci sivil toplum kuruluşları tarafından uygulanmaya başlanmış.(İstanbul Polonezköy ve Çengelköy Emek vadisi doğa alanı)

Aslında bize göre bu iş için en uygun alanlardan birisi çevrecilerin rant hırsına karşı korumaya çalıştıkları Validebağ korusu. Keşke bu koru içinde insanların kullanımı için böyle alanlar oluşturulsa!

Sonuç, eğer sizin de içinizden toprakla uğraşmak, bir şeyler yetiştirmek arzusu geçiyorsa ve bu anlattığımız türden olaya katılmak isterseniz, bir permakültür kolektifinde veya belediyelerin düzenlediği bahçıvanlık kurslarına katılarak ilk adımı atabilirsiniz. Sonrasında eğer belediyeniz  hobi bahçesi düzenlemiş ise ve boş üyelik varsa hemen başlayabilirsiniz. Boş yer yoksa bile adınızı hiç düşünmeden yedeğe yazdırıp, sıranızı beklemelisiniz.

Eğer böyle organizasyonlar yoksa, uygar ve idrak sahibi her vatandaşın yapacağı gibi bu tür bahçe organizasyonunu yerel yönetiminizden talep ediniz. Mevcut bir sivil kuruluşa katılarak, ortak bir mücadele de yapabilirsiniz.

Mutlu yeşil yaşamlar dileği ile.

Ek Not: İstanbul’un ilk hobi bahçesi olan Bakırköy Belediyesi hobi bahçelerinin yıkılmış olduğunu ve bahçecilerin üzüntü içinde olduklarını okuduk. Bunun arkasından bir rant projesi çıkmasın sakın? Betonlaşma bir yeşil alanı daha yutmasa keşke.

Yeşil Gazete’de Cengiz Özder yazıları

3

 

Cengiz Özder

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.