Faili meşhur – Derya Sazak

3 Suikast, 3 Gazeteci.
Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink.
“Faili Meşhur.”
Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin “mezuniyet projesi” belgesel film Boyut Yayınları tarafından DVD ve kitap olarak, toplumsal belleğimizin hüzünlü raflarına sunuldu.
Boyut’un Genel Yönetmeni Bülent Özükan’ın seçtiği başlık Hrant Dink davasının şokunun yaşandığı günlerdeki ruh halimizi yansıtıyor:
“Bir cinayetin katledeni bulunmamışsa ‘faili meçhul’ olarak kayıtlara geçer. Faili meçhul cinayetlerde, cinayet yöntemleri ile hedef seçilenler benzer özellikler taşıyorsa, bir süre sonra fail kolay tahmin edilir. Ve artık faili meşhurdur. 
Kitabımıza konu olan üç gazeteciyi katledenler 2012’nin bilgileriyle artık Faili Meşhur’dur.”
19 Ocak geride kaldı; 24 Ocak’ta Uğur Mumcu’yu, 1 Şubat’ta Abdi İpekçi’yi anacağız.
“Hrant’ı koruyamayan devlet, cinayetin sorumlusudur” diyor Özükan.
İpekçi, Mumcu korunabildi mi?
Sabahattin Ali’den Hrant Dink’e altmış yılda 60’tan fazla siyasi cinayet işlenirken ülkeyi yönetenler neredeydi?
Uğur Mumcu Ankara’da arabasıyla havaya uçurulduğunda Demirel, başbakandı: “Cinayeti çözmek devletin namus borcudur” demişti. Aradan 19 yıl geçti; “Faili Meşhur” belgeselinde Süleyman Bey şöyle diyor:
“Bize çeşitli istihbaratlar getirilmiştir. Bu istihbaratların ne yazık ki bir yerden sonra kaybolduğunu gördük. Başbakanlığı bıraktığınızda elinizdeki güç ortadan kalkar. Cumhurbaşkanı iken de meseleyi çok yakından takip ettim. Umarım hiçbir şey gizli kalmaz ve meydana çıkar bir gün.”
Süleyman Bey’in üslubuyla soralım:
“İyi de kim meydana çıkaracak?”
İpekçi’nin katili yakalandı da ne oldu?
Askeri cezaevinden kaçırıldı. Gitti Papa’yı vurdu.
Artık serbest!
Hrant Dink cinayetini “azmettiren” Erhan Tuncel’i mahkeme beraat ettirdi.
Başbakan Erdoğan, “Bu dava Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmayacak” diyor. Ancak 30 kamu görevlisi hakkındaki soruşturma savsaklanıyor.
On binlerce insan “Bu dava böyle bitmez” diye yürümeseler bu laflar da edilmeyecek!
Yeditepe öğrencilerinin bu çalışmayı iki yıla yakın sürede tamamladıklarını biliyoruz. Onların titizliğini geçen beş yılda yargı gösterseydi dosya “faili meşhur”lar arasına girmezdi.
İpekçi, Mumcu ve Dink’in neden hedef seçildiklerini bu çalışmada görebiliyoruz.
Ortak yazgılarını cesaretleri, özgür ve demokrat düşünceleri belirliyor; Yaşar Kemal’in Abdi Bey’i Paris’te, “Türkiye’ye dönme seni öldürecekler” diye uyarması gibi Türkiye sevdası ve idealiyle yazmaya devam ederken susturuluyorlar. Dink AGOS’ta “Bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmazlar” diye yazdığı gün öldürüldü.
Aydınlarını koruyamayan devlet, cinayetlerin sorumlusudur.

Derya Sazak – Millliyet

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR