Ergene’den sonra Teke Deresi de alarm veriyor

Kırklareli'nin tarım ve bahçecilik yapılan verimli ovalarından geçen Teke Deresi, çevredeki endüstriyel hayvan ve süt işleme tesisleri ile mandıraların arıtmadan dereye bıraktığı atıklar nedeniyle her hafta farklı renkte akıyor.

Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi ile Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Çalışma Grubu, yaklaşık 1.5 yıldır bölgede sürdürdükleri saha faaliyetleri sonucunda, Kırklareli Ovası’nın tarım ve bahçecilik yapılan bölgelerinden geçen Teke Deresi’nin durumuna dikkat çekti.

Grup, Koyunbaba‘daki endüstriyel hayvan çiftliği, İnece Beldesi’nin alt yapısı hazır olmadan bölgede açılmasına izin verdiği özel firmalara ait süt işleme tesisleri ve mandıralar, hayvan kesimhanesi ve endüstriyel hayvan tesislerinin, beldedeki yetersiz biyolojik arıtma tesisine dahi göndermeden dereye yaptıkları deşarj sonucu, Teke Deresi’nin her hafta farklı renkte akmaya başladığını belirledi.

Kırklareli Ovası’nın tarım ve bahçecilik yapılan topraklarından geçen dereden artık ne tarım ne de hayvansal sulama yapılamıyor. Bölge halkı sulama için artezyen ve  yer altı su kaynaklarını kullandıklarını, bu nedenle maliyetlerin de yükseldiğini belirtiyor. Köylüler, yöreye açılması planlanan termik santral nedeniyle topraklarının planlı olarak itibarsızlaştırıldığını düşünüyor. Söz konusu alanda gerçekleştirilen toprak toplulaştırmaları da verimli toprakların santral kurulabilmesi için büyük şirketlere verileceğinin kanıtı olarak gösteriliyor.

Yetkililer ilgisiz

Sırasıyla Koyunbaba, İnece Beldesi ,Dokuzhöyük Köyü, Karahalil Beldesi, Hazinedar köyü, Yolageldi Köyü, Kuleli Köyü, Naibyusuf Köyü, Ağayeri Köyü,Yeşilova Köyü ,İmampazarı Köyü, Kumköy ve Pehlivanköy ilçesinden geçip Ergene nehrine karışan akarsudaki kirlenme, tarım,bahçecilik ve hayvancılığı olumsuz etkilediği gibi civarındaki insan ve hayvan yaşamını da tehdit ediyor. Bölge halkı, deredeki ölü balık ve kurbağaların her geçen gün arttığını belirterek, yetkililerin ilgisiz kalmasından şikayet ediyor.

‘Önlem alınmazsa bedeli ağır olur’

Büyük şehirlerde satılan pek çok yerli ürünün bu köylerden tedarik edildiğini anlatan köylüler, bir an önce önlem alınmadığı takdirde yaşanacak ürün kaybının, dolayısıyla oluşacak işsizlik ve olumsuz ekonomik şartların bedelinin çok ağır olacağını belirtiyor: “Denetim yok,kesilen cezalar ve uygulanan yaptırımlar firmaların çevre adına alması gereken tedbirlerin maliyetlerinden düşük olduğu için tekrar tekrar kirlilik yaşıyoruz. İlgili makamların ve yetkililerin bir an evvel yaşananlara müdahale etmesini bekliyoruz.”

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR