Köşe Yazıları

Derya Deniz yazı işleri toplantısını yorumluyor – Derya Deniz

0

Merhaba Sevgili Okurcum,

Uzun bir aradan sonra, geçen Cumartesi, yine çok önemli bir konuyu seninle paylaşmak üzere bilgisayarımın başına geçmiştim ki, pat telefon geldi. Bizim gazetenin yazı işleri toplantısı varmış.  Efendim toplantı dediğin ne kadar sürer? Bir saat, bilemedin iki. Kendi kendime “Eh dedim, gider toplantıya katılırım, dönünce de hem yazımı yazar hem de kalan işlerimi yaparım.” Ayyyyy! demez olaydım sevgili okur, toplantı 18 saat sürmez mi? Tamam, biraz abartmış olabilirim ama inan 8 saat sürdü.

Ofise varır varmaz baktım bizim ekip tam takım oturmuş masaya; netbuklar, ajandalar açılmış, kahveler yapılmış. Genç editörümüz Engin Bilgili her zamanki vakur tavrıyla ekibi selamlıyor. Projektörde ortaya çıkan soruna teknolojinin son imkanlarıyla müdahale ediliyor. Bir hareket bir heves. O anda toplantının beklediğimden uzun süreceğini anladım ve hemen “Beyler!” dedim, “ben fazla kalamayacağım, evde bir sepet dolusu ütüm var.” Baktım ciddiye alan yok. Biraz daha üstelesem “Aman Derya Hanım, boşverin ütüyü” veyahut “ütü şart mı ki?” diyecekler. Hayır hepsi de temiz pak, tiril tiril giyinmişler; insan merak ediyor, ütülerini ne zaman yapıyorlar diye. Neyse.

Gündem okundu, yanımda oturan enerjik delikanlı toplantıyı idare etme görevini üstlendi. Maşallah, çok güzel yaptı işini, vallahi hayran kaldım.  Müdahaleler yerli yerinde, söz hakkında adil, konu hiç dağılmıyor. İşte memleketin böyle iyi yetişmiş gençlere ihtiyacı var. Gurur duydum kendimle, ne güzel bir nesil yetiştirmişiz diye düşündüm. Fakat gelin görün ki, ekibe yeni katılan Çetin Ceviz adlı zatı gözüm hiç tutmadı. Sinirli tavrından hemen anladım: Benim varlığım, enteresan fikirlerim rahatsız etti kendisini. Mesela, gazetenin röportaj bölümü için “Serdar Zortaç’la görüşelim, büyük ilgi çeker. Kendisi halkın çok sevdiği bir sanatçı, ayrıca geçen gün basına verdiği bir demeçte ‘yeşil dünyalar’ da  yaşamak istediğini söylemiş, belli ki çevreci bir insan” dedim. Fikrimin parlaklığından gözlerim kamaştı, reyben gözlüklerimi takmak zorunda kaldım. İnanılır gibi değil ama ekipten kimse bana arka çıkmadı. Bir de bu Çetin Ceviz denilen heri.. adam “Derya Hanım, tek amaç ilgi çekmekse Haydar Tümen’le röportaj yapalım.” demez mi?!

Şu cesarete bak! Tam sert bir cevap yapıştıracaktım ki, ekibimizin güler yüzlü, kibar beyefendisi elinde bir tabak yıkanmış üzümle odaya girdi, sağolsun mürdüm eriği de koymuş yanına. Baktım bir anda yüzler güldü, ortam gevşeyiverdi. Ucuz kurtuldu Çetin Ceviz. Üzümler pek tatlı değildi ama olsun, şahsen ben çok serinledim.

Neyse efendim, bu krizi takiben yeni projeler görüşülmeye başlandı. Aman bir heyecan bir heyecan. Konuşa konuşa bitiremediler. Ben bir ara camdan sarkıp nefes almaya çalıştım. O sırada kulağıma çalındı: Gazeteyi yeni ilavelerle zenginleştireceklermiş, bazı  önemli transferler varmış. Ben de bilgi ve birikimimi seve seve paylaşırım diye bağırdım uzaktan. Yerime döndüğümde, son yazısıyla gazetede efsane olan Ersin Karaşimşek adlı birinden bahsediliyordu. Öve öve bitiremediler adamı, güya tek başına gazetenin tirajını arttırmış… Merak edip baktım yazıya, bir şeye benzetemedim.  “Sen çok değiştin” diye başlık atmış, kimi kastettiği belli değil. Nitekim bazı okurlar da üzerlerine alınıp cevap yazmış. Üstelik Ersin Bey gündemi de doğru düzgün takip etmiyor; ard arda sıraladığı olaylar var, sanırsınız hepsini aynı insan yapmış! Açsın okusun, işin aslını öğrensin canım! Okur da olur olmaz her şeyi beğenmesin.

Bu fasıldan sonra artık toplantının ben diyeyim beşinci siz deyin altıncı saatinde ve tahminime göre
“akşama spagetti polonez yaparım” diye düşündüğüm dakikalarda, ekibin “yeni medya düzeni ve sosyal medya” konularını tartışacakları büyük bir etkinlikten bahsettiklerini duydum. İçimden ‘yanına sarımsaklı yoğurt da iyi gider’ diye geçirirken detayları kaçırmışım. Ne yapalım canım, bu etkinlik de sana sürpriz olsun sevgili okur.

Bu hafta sonu asıl tartışmak istediğim konuyla ilgili yazımı yazacak vakit bulamadım ama toplantı son derece verimli geçti.  Ben de kendi kendime “İyi ki gelmişim, epey katkım oldu gençlere, eeee biz de böyle böyle öğrendik bu işleri.” diye düşünüp keyiflendim. O ruh hali içinde kapıdan çıkarken Çetin Ceviz’e “İyi akşamlar beyefendi, inşallah gazeteyi çok ilerilere taşıyacağız” dedim.  Ceviz Bey de, “Evet evet, hedef ilk bin” dedi. Hayırlısı olsun.

İşte böyle sevgili okur, yeşil gazete senin için çiçek açmaya hazırlanıyor, aman gazeteni her gün kontrol etmeyi unutma.

Hadi bakalım yeşil bir hafta dilerim herkese…

You may also like

Comments

Comments are closed.