İki hafta boyunca Şarm El-Şeyh‘te COP27′yi izleyen Avrupa İklim Eylem Ağı’ndan (CAN Europe) Elif Cansu İlhan‘la ‘zirvenin görünmeyen yüzünü’ konuştuk.
İlhan, ‘COP’u, hiç gitmeyen birine nasıl anlatırdınız?’ sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Geçen sene COP26’da yerli halklar ve STK’lar şöyle tanımlamıştı COP’u: ‘Burası bizim için tasarlanmış bir alan değil.’ Varsıl, takım elbiseli beyaz erkeklerin ön planda olduğu, kendi aralarında anlaşılması çok zor diplomatik bir dil kullandıkları bir yer, aslında. Ama böyle tipte bir insan değilseniz zaten dünyada sizin için tasarlanmış çok bir yer yok. O yüzden bizim için tasarlanmamış bütün alanları geri almaya çalıştığımız gibi, geri almaya çalıştığımız alanlardan.”
Öte yandan sivil toplumun, ülkelerin ve özel sektörün bir arada bulunabildiği çok önemli bir deneyim olduğunu da söyleyen İlhan, bu sene yaşanan organizasyonel sıkıntılardan bahsediyor ve Mısır’ın, hem başkanlıkta hem de lojistikte yetersiz kaldığına işaret etti:
“Mısır’da olmasına rağmen konferans salonları çok soğuktu, tam ‘takım elbiseli ceketli erkeklere’ göre düzenlenmiş bir alandı. Tuvalet, su bulmakta hep zorlandık. Engelli erişimi çok zordu. Çok pahalıydı. Çok uzun kuyruklar vardı. Normalde COP’larda iklim müzakareleri yürür, Mısır’da bunların müzakereleri yürüdü arka planda: Yiyeceklerin çok pahalı olması, su olmaması, sivil topluma baskılar…”
Mısır’ın baskıcı politikalarının özellikle ilk günlerde hissedildiğini, sonraları tepkiler ve yapılan bu ‘pazarlıklarla‘ orta yollar bulunduğunu aktaran İlhan, protestolardaki aktivistlerin ve insanların güvenlikler tarafından sürekli videoya kaydedildiğini anlattı.
İlhan açlık grevindeki tutuklu insan hakları aktivisti Ala Abd el-Fattah‘ın buradaki direniş sayesinde ailesiyle iletişime geçebildiğine dikkat çekti ve Mısır’ın, protestolarda Fattah’ın, şirketlerin ve ülkelerin isimlendirilmesini istemediğini kaydetti:
“Ama sivil toplum Ala’nın adının anılmasından vazgeçmedi.”
Türkiye, ‘COP’taki en ucuz numarayı’ yaptığı için büyük oy çokluğuyla Günün Fosili seçildi
İlhan, CAN International’ın her COP’ta dağıttığı geleneksel Günün Fosili ödüllerinin sivil toplum örgütlerince ortaklaşa belirlendiğini; ve Türkiye’nin ‘artıştan azaltım’ hedefini açıkladığı ve ödülü aldığı gün yüzlerce kişinin oy birliğiyle seçildiğini belirtti.
Bu sene fosil yakıt şirketlerinin ve lobicilerin bu kadar görünür olmasını ‘bir son çırpınış’ olarak değerlendiren İlhan, zirvenin çıktılarını da kısaca şöyle yorumladı:
“Kayıp-zarar fonunun oluşturulması bence iklim adaleti adına şu ana kadar elde etmiş olduğumuz en büyük kazanım. Zirvenn tüm eksiklerini telafi ediyor denemez ama çok büyük bir kazanım. Africa COP’u olmasının böyle bir artısı da oldu.”