Mısır asıllı Birleşik Krallık vatandaşı politik aktivist Alaa Abd el-Fattah‘ın kız kardeşi Sanaa Seif, Sharm el-Şeyh‘te düzenlenen BM İklim Zirvesi‘ne (COP27) geldi. Sanaa Seif, iki yüz günden fazla süredir açlık grevinde olan hapisteki kardeşi Ala için kampanya yürütecek.
Şarm El-Şeyh’te konuşan Seif, açlık grevi yapan kardeşinin ‘masum bir adam’ olduğunu söyledi. Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak ve Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron da Fattah ve diğer muhaliflerin serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
Kız kardeşi Mona, annesi Laila Seif ve teyzesi, ünlü romancı Adhaf Seif ile birlikte, Alaa Abd el-Fattah’ın serbest bırakılması için dünya çapında kampanya yürüten Seif, AFP’ye verdiği röportajda, “Müdahale etmek için mantıklı insanlara ihtiyacımız var” dedi: “Vatandaşı olduğu İngiliz heyetine umut bağladım çünkü onun ablası olarak ne vazgeçebiliyorum ne de kardeşimin öleceğini kendime söyleyebiliyorum.”
Ağır güvenlik kısıtlamaları olan Şarm El-Şeyh’e seyahat etmenin riskini kabul ederek, “Kabul ediyorum, gelmekten korktum. Ama bu bizim son çaremiz” diye konuşan Seif, “Ala unutulmasın diye geldim. Hem Mısırlı hem de İngiliz yetkililere varlığımın birinin ölmekte olduğu anlamına geldiğini ve onu kurtarmanın mümkün olduğunu hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.
‣ [COP27] Falan, filan, falandan; kan, kan ve daha çok kana
Arap Baharı ayaklanmasında öne çıkan aktivist bir aileye mensup yazılım geliştirici ve blog yazarı Alaa Abd el-Fattah, Mısır hapishanesinde iki yüz günü aşkın süren açlık grevinin ardından 6 Kasım günü su içmeyi de bıraktığını ilan etmişti. Yakınları ve sevenleri Alaa Abd el-Fattah için endişe ediyor.
Dünyadan baskı
Fattah’ın sürdürdüğü açlık grevinde artık su içmeyi de bırakması üzerine dünyadan da serbest bırakılması yönünde taleplere güçleniyor. BM insan hakları şefi de bugün Sunak ve Macron’un çağrılarının ardından Abd el-Fattah’ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
BM İnsan Hakları Ofisi Sözcüsü Ravina Shamdasani, Cenevre’de gazetecilere, “BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk‘ün Fattah’ın kötüleşen sağlık durumuna rağmen halen serbest bırakılmamasından ötürü derin üzüntüsünü ve itirazlarını Mısır makamlarına ilettiğinin söyledi.
Downing Street‘ten bir sözcü, Birleşik Krallık Başbakanı Sunak’ın Mısırlı mevkidaşı Abdel Fattah el-Sisi ile Pazartesi günü yaptığı görüşmede Abd el-Fattah’ın davasını gündeme getirdiğini ve “İngiltere hükümetinin bu konudaki derin endişesini vurguladığını” söyledi. Sözcü,”Sunak’ın sorunun en kısa sürede çözümü için baskı yapmaya devam edeceğini belirtti.
Macron da, Sisi’den ” Alaa Abd el-Fattah’ın sağlığının korunmasını sağlamaya kararlı olduğuna” dair bir güvence aldığını söyledi.
Üç Mısırlı gazeteci de açlık grevine başladı
Ek olarak üç Mısırlı gazeteci de Fattah’ın durumu üzerine açlık grevlerine başladı.
Mısırlı gazeteci Mona Selim AFP’ye Kahire’deki gazeteciler birliğinde gerçekleştirilen oturma eylemi sırasında kendisinin ve iki meslektaşının, Eman Auf ve Rasha Azab‘ın, Alaa Abd el-Fattah ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için açlık grevine başladıklarını aktardı.
Selim, üçünün de Mısır’daki tüm siyasi suçluların serbest bırakılmasını talep ettiğini söyledi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard 6 Kasım’da Abd el-Fattah için “Çok fazla zaman yok – en iyi ihtimalle 72 saat” uyarısında bulunmuştu.
‘Mücadeleye devam ediyoruz’
Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry dün, 7 Kasım’da, CNBC ile yaptığı röportajda, Fattah’ın “hapishanede gerekli tüm bakımlardan yararlandığını” iddia etti.
Seif, davanın ele alınış şeklinin rejimin istikrarsızlaştırılması sürecini hızlandırdığını söyledi ve Mısır’ı Cop27 zirvesini “ülkenin insan hakları konusunda kötü itibarını yok etmek” amacıyla kullanmakla suçladı ve şunları aktardı:
“Pazartesi sabahı, annem 24 saat susuz kaldıktan sonra onu kontrol etmek için hapishanenin dışında beklemeye gitti -akşama kadar oğlundan hâlâ haber alamamış, ona her hafta bıraktığı kıyafetleri ve kitapları teslim edememişti-. Top politikacıların sahasında, işlerini yapmak onlara kalmış. Mücadeleye devam ediyoruz ve umudumuzu kaybetmemeliyiz.”