Hafta SonuKitapManşet

[Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar] Büyük Tuzak

0

Amerikalı doğabilimci John Burroughs, “Sevgi olmadan bilgi kalıcı olmaz. Fakat sevgi önce gelirse bilgi kesinlikle arkasından gelecektir,” diyor. Çocuklarımızı üzerinde yaşadığımız gezegene saygı duyan bireyler olarak yetiştirebilmek için biz ebeveynlerin öncelikli görevi, erken dönemde doğa sevgisi verebilmek. Onların minik omuzlarına taşıyabileceklerinden fazla yük ve korku bindirmeden, doğayla oyun arkadaşı olmalarını sağlamak, bu yolda atacağımız ilk adım. İkinci adım ise doğayla ve yaşadığımız çevreyle uyumlu, sürdürülebilir yaşam tarzı benimsemeleri için doğru rol modelleri sunan çocuk kitapları seçmek.

Yeşil Gazete, “Çocuklar için Yeşil Kitaplar” yazı dizisi illüstrasyonu için Gonca Mine Çelik’e teşekkür ederiz

Bu amaçla biz [Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar] adını verdiğimiz bir diziye başladık. Çocuklara çevre bilinci aşılayan, farklılıklarımızla bir arada yaşamanın mümkün olduğunu gösteren kitapları derlemeye karar verdik. Bildiğimiz kitapları anımsamaya, bilmediklerimizle tanışmaya, tanıtmaya niyet ettik.

***

Büyük Tuzak

Masallar Ülkesi’nde her şey yolundadır. Ta ki küçük bir fare Arşiv Odası’ndaki Sözcüklerin Masalı’nı yiyene kadar. Farenin suçu yoktur. Onu Sesler Ülkesi’nin prensi Prens Milla kandırmıştır. O, kandırmakta ustadır çünkü. Bir rivayete göre Masallar Ülkesi’ni ele geçirmenin yolu, dili yok etmektir. Dil yok olursa önce sözcükler yok olur. Sözcükler olmadan masallar yazılamaz.

Zamanla insanlar bazı sözcükleri hatırlayamaz olur. Önce bunu pek önemsemezler fakat zamanla kendilerini bile ifade edemez hale gelirler. Küçük Cadı Şeroks, bu sorunu çözmek durumunda kalır. Bir anlamda mecbur bırakılır çünkü Prens Milla, bu suçu Şeroks’a atar. Cadı Şeroks, Masallar Ülkesi’ni kurtarmak için zorlu bir maceraya atılır.

 

Görevi yeni bir masal yazıp kemirilen Sözcükler Masalı kitabına koymaktır. Bunu başarırsa insanlar sözcükleri yeniden hatırlayacaklar ve Masallar Ülkesi eski mutlu günlerine dönecektir.

Cadı Şeroks’a bu yolda yardım edenler vardır neyse ki. Masalı kemiren faremiz (Pibo) Başmasalcı Lutta, Prens Almina, büyücü çırağı Borga gibi…

Bu yolda ilerlerken sevdiklerinin, özellikle Prens Hortim ve Cadı Şeroks’un babası Loran’ın bile Prens Milla’nın etkisinde kaldığını görmek onu üzer. Maceralar ilerledikçe Herkes Cadı Şeroks’a inanır. Bu macera öyle kolay atlatılır türden değildir, türlü engellerle karşılaşır Şeroks. Her seferinde bir çözüm üretir.

Buraya kadar harika giden kitapta yazarımız Aslı Der, kitabın finalinde aceleci davranmak gibi bir hata yapmış. Karakterlere önceden biçilen görevleri eksik bulmuş olmalı ki Borga’ya finalde önemli bir görev vermiş. Bir anlamda Çehov’un tüfeğini patlatmaya çalışmış diyebilirim ama ne gerek vardı buna? Bütün yükü Borga’ya taşıtmanın anlamı neydi?

Bu eleştirim bir yana kitap önemli bir meseleyi anlatıyor. Anadilin önemini vurgulayan, hatta metne felsefi bir anlam yükleyen bir kitap niteliği taşıyor. Bu anlamda Büyük Tuzak, pek çok çocuk kitabı içerisinde özgün bir kitap diyebilirim.

Sözcüklerin ne denli önemli olduğunu karakterler kendilerini ifade edemedikçe anlıyorlar. Dil, insanoğlunun en önemli icadıdır bana göre. Aslı Der, önemli bir meseleyi, keyifli bir macera ile çocuklara sunmayı başarmış.

Yazan: Aslı Der 
Resimleyen: Huban Korman
Günışığı Kitaplığı 
10-12 YAŞ
196 SAYFA

 

Tunç Kurt

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.