Bülent Ersoy, tesettür ve transfobi – İsmail Alacaoğlu

Dün gece Bülent Ersoy’un kandil münasebetiyle tesettüre girdiği haberi twittera’da ekranıma düşünce twitter’ın cümbüşe dönüşeceğini az çok tahmin etmiştim. Gerçekten de Bülent Ersoy’un performansı gecenin bombası oldu, bugün de böylesi yoğun bir gündemin içinde kendine manşetlerde yer buldu.

Bülent Ersoy tesettüre girmiş, ilahi okumuş. Eee? Kadın zaten dini inancı kuvvetli birisi, bunu her fırsatta dile getiriyor. Dün akşam da canı öyle istemiş ve tesettüre girmiş, kime ne? Samimi değilmiş. Kimin samimi olup kimin olmadığına karar vermek, samimiyet okuması yapmak bize mi kalmış? Hadi diyelim ki kaldı, işiniz gücünüz yok, herşeye yorum yapacak enerjiniz var ve Bülent Ersoy’un tesettürü de bundan nasibini almış olsun. Kaldı ki kimsenin başını kapatması başkasının tartışabileceği bir konu değildir ama hadi haddinizi bilmediğiniz için onu da yaptınız. Takıldığınız gerçekten Bülent Ersoy’un tesettürü mü yoksa onun cinsiyet kimliği mi?

Bakın, size twitter’dan bir kaç örnek:

*Bülent Ersoy niye kapanıyor anlamıyorum , erkeklerin saçını göstermesi günah değil sonuçta.

*Bülent Ersoy askerligini yapan ilk türbanli olarak tarihe geçti .

*Bülent Ersoy napmış la dün öyle resmen dini kullanarak reyting almak için elinden geleni yapmış lanet travesti…!

*Bülent Ersoy başörtüsü takmış ama anlamadığım hangi kategoride değerlendiriliyo kadın desen değil erkek desen değil kafamda deli sorular..

*Şimdi Bülent Ersoy öteki tarafa erkek olarak mı kadın olarak mı gidecek sabah sabah kafamda deli sorular

*Ülkede reyting için tesettüre giren ilk erkek tanesi.

*Bülent Ersoy başörtüsü takmış. erkek adam başörtüsü takar mı la. Ayıptır kandil kandil :)

*Travesti Bülent Ersoy sen köprü altında çalış.turban sana girmeden önce. En azından bildigin mesleği yapmış inandığın yolda gitmiş olursun

*Türbanlı ilk travesti olarak tarihe geçti.

Buna benzer ve birbirini tekrar eden sığ cümlelerle dolu twitter şu anda. İnsanlar Bülent Ersoy’un taktığı tesettür aracılığıyla transfobilerini kusuyorlar. Tesettür bahane transfobi şahane!

Altını tekrar tekrar çizmekte fayda var. Bülent Ersoy kadındır, kendini kadın olarak tanımlamıştır. Kadın olması için illa ki operasyon geçirmesine de gerek yoktur. Kendini nasıl ifade ediyor ve dışa vuruyorsa odur. İster soyunur, ister giyinir, ister tesettüre girer.Birisini seversiniz ya da sevmezsiniz, fikirlerini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz. Ancak bir insanın yaptıklarını, tavırlarını eleştirirken onun kimliği üzerinden saldıramazsınız.

Dün akşam klavyeleri başında Bülent Ersoy’u başını kapattığı için transseksüelliği üzerinden linç edenlerin yarın bir transseksüeli sokak ortasında fiilen linç etmeleri hiç de uzak bir ihtimal değil. İçlerindeki nefret o kadar çok ki ona bahane bulmakta hiç zorlanmıyorlar.

İşte bu yüzden bir nefret suçu yasasına ihtiyacımız var. Klavye başında nefretini, transfobisini kusanların da, sokakta bir transseksüele hakaret eden, saldıran, öldürenlerin de cezasız kalmaması için.

Elbette Bülent Ersoy da bir çok konuda eleştirilebilir, birçoğunun yaptığı gibi transseksüel hakları konusundaki duruşu (yanında durmayışı da bir duruştur) hakkında da.  Elbette herkes özgürdür eleştiri yapmakta. Bana göre de keşke iki çift laf ediyor olsaydı ama sonuçta bu onun kendi kararı, böyle bir zorunluluğu yok. Bu ayrı bir konu, bana göre eleştirilebilecek bir mevzu değil. Ancak Bülent Ersoy’un varlığının bu ülkenin bir gerçekliği olduğunun hakkını vermek gerekir, hem de bu ülkenin iki yüzlülüğünü tekrar tekrar ortaya çıkaran bir gerçeklik.

Neticede Bülent Ersoy’un dün akşamki performansı kimilerinin islamofobisini, kimilerinin transfobisini, kimilerininse hem islamafobi hem tranfobisini açığa çıkarttı. Bu yüzden şahane bir performanstır.

Bu yazı ilk olarak blog.radikal.com.tr/ de yayınlanmıştır

11 İsmail Alacaoğlu

 

 

İsmail Alacaoğlu

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR