Ekolojiİklim KriziManşet

BM, açık denizler anlaşmasını imzalamak için toplandı, bu kez anlaşma bekleniyor

0

Birleşmiş Milletler‘e (BM) üye devletler, üzerinde anlaşmaya varıldığı takdirde gezegenin açık denizlerdeki son, vahşi doğasını korumak için uzun zamandır beklenen bir anlaşmayı hazırlamak üzere New York‘ta toplandı.

BM yetkilileri, 26 Ağustos’a kadar sürecek olan müzakerelerin sonucunun okyanusların nesiller boyu kaderini belirleyeceği uyarısında bulundu. Örgüt ve çevre aktivistleri  dünya liderlerinden deniz yaşamını korumak ve biyolojik çeşitlilik kaybını tersine çevirmek için iddialı, yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmayı kabul etmesini istiyor.

“Açık denizler, müştereklerin trajedisini özetliyor” diyen WWF International‘ın genel müdürü Marco Lambertini, toplantıyla ilgili   “Kimseye ait olmadıkları için cezasızlıkla pervasızca muamele gördüler. Okyanuslarımız için, ‘kimsenin suyunun herkesin suyu olmasını’ ve herkesin sorumluluğunu almasını sağlamak üzere ortak bir yönetim mekanizmasına ihtiyacımız var” dedi.

Sadece yüzde 1’i koruma altında

Ulusların münhasır ekonomik bölgelerinin (EEZ) ötesinde yer alan ve okyanusun üçte ikisini oluşturan açık denizler, balıkçılığın desteklenmesinde, gezegen sağlığı için çok önemli olan ekosistemler için yaşam alanları sağlanmasında ve iklim krizinin etkisinin azaltılmasında hayati bir rol oynuyor.. Ancak açık denizlerin sadece yüzde 1’i koruma altında.

Greenpeace Afrika‘da okyanus kampanyacısı olan Awa Traoré de hükümetlerin bir açık deniz anlaşmasını tartıştığı yirmi yılda deniz yaşamının oloğanüstü zarar gördüğünü kaydetti:

“Burada, Batı Afrika’da, genellikle Avrupa’dan gelen endüstriyel balıkçı gemileri tarafından ciddi şekilde tüketilen balık stoklarını gördük ve bu zaten bölgedeki geçim kaynaklarına ve gıda güvenliğine zarar veriyor. Daha fazla gecikme, liderlerin sözlerini yerine getireceğine inanan herkesin yüzüne vurulmuş bir tokat olacaktır. Delegeler, hükümetlerinin taahhütlerini yerine getirmeli ve iddialı bir küresel okyanus anlaşmasını şimdi sonuçlandırmalı.”

Koruma girişimlerinin yasal dayanağı yok

Şimdiye dek 50 ülke, 2030 yılına kadar gezegenin kara ve denizlerinin %30’unu koruma sözü verdi. Ancak bir anlaşma olmadan, bu taahhütlerin açık denizlerde hiçbir yasal dayanağı bulunmuyor.

Bu ayki görüşmeler, açık denizlerde anlaşmaya varmak için bu yıl yapılan ikinci girişim.

BM genel sekreteri António Guterres, Haziran ayında düzenlenen Okyanus Konferansı‘nda, okyanuslarda acil durum ilan etmiş ve bazı hükümetlerin “egoizm”inin açık deniz anlaşmasını kabul etme çabalarını engellediğini öne sürmüştü.

BM Okyanus Konferansı’ndan daha fazla küresel taahhüt çağrısı: Ulusal deniz alanlarının yüzde 30’u korunacak

Lizbon‘daki konferansta, New York antlaşma görüşmelerine başkanlık edecek olan BBNJ (ulusal yargının ötesinde biyolojik çeşitlilik) üzerine hükümetler arası konferansın başkanı Rena Lee de delegelere “Bitiş çizgisine varmak üzereyiz” demişti.

Okyanus, karbondioksitin yanı sıra ısınmanın neden olduğu ısının %90’ını emerek dünyayı iklim krizinden korumada kritik bir role sahip. Ancak Dünya Meteoroloji Örgütü‘nün küresel iklim raporuna göre deniz seviyeleri, okyanus ısınması, asitlenme ve sera gazı konsantrasyonlarının tümü geçen yıl rekor seviyelere ulaştı ve okyanusun bir karbon yutağı olma kapasitesini engelledi.

‘Zaman azalıyor’

50 çevre örgütünden oluşan bir koalisyon olan Açık Denizler İttifakı, müzakereler sırasında ayaklarını sürüdüğünü söyledikleri ülkeleri ifşa etmek ve onları ‘utandırmak’ için bir “anlaşma takipçisi” başlatacak. Uygulamada her ülkenin müzakere pozisyonları, “yüksek” “düşük” veya “her zamanki gibi” şeklinde değerlendirilecek.

Bu arada yüz binlerce insan, 193 ulusun tümünü okyanusu koruyacak güçlü bir anlaşma sunmaya çağıran dilekçeler imzaladı.

Birleşik Krallık ve 27 AB ülkesi de dahil olmak üzere en az 49 ülke, müzakerelerde iddialı bir sonuç elde etme taahhüdünde bulundu.

Açık Denizler İttifakı’nın kıdemli stratejik danışmanı Sophia Tsenikli, “Zaman azalıyor” dedi: “Okyanusun kümülatif tehditlerden kurtulmasını sağlayacak gerçekten güçlü bir anlaşma istiyoruz.”

Yeni bir uluslararası kuruluş oluşturacak olan anlaşmanın diğer kuruluşlarla nasıl etkileşime gireceği, anlaşmaya varmanın önündeki en önemli engellerden biri. Müzakereler BM genel kurulu tarafından ilk başlatıldığında anlaşmanın mevcut örgütleri baltalamaması gerektiği açıkça belirtilmişti.

Pew Charitable Trusts açık deniz koruma programının proje direktörü ve görüşmelerde gözlemci olan Liz Karan, yeni organa deniz koruma alanları kurma ve izleme yetkisi verilmesini ve deniz koruma alanlarının çevresel etki değerlendirmesinin yapılıp yapılmayacağına karar vermede rol oynamasını istiyor.  Karan, Lizbon’daki üst düzey koalisyon ve dünya liderlerinden gelen olumlu açıklamalar göz önüne alındığında, siyasi iradenin işleri ilerletmek için var olduğuna dair umutlu olduğunu da söylüyor: “Tamamlanmış ve açık denizlerde etkili koruma ile sonuçlanan bir anlaşmaya ihtiyacımız var.”

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.