Dış Köşe

Bir su alabilir miyim? – İbrahim Sediyani

0

18 Ağustos 2011 11:39

 
 

“Kedi sevgisi imândandır.”

Evliyâ Çelebi

     “Bir su alabilir miyim?”

     Kimbilir kaç kez kuruyoruz bu cümleyi; bir bakkala, bir garsona, şişeden daha küçük elleri olan bir su satıcısına…?

      Peki, bu cümleyi kurarken, çevrenizdeki bir hayvanın da aynı sözleri söylemek istediğini hiç düşündünüz mü veya onun gözlerinde de bu ifadeyi hiç gördünüz mü?

     İnsan olmak, sadece düşünebilmek, düşündüğünü dile getirebilmek demek değildir.

     Gelin birlik olalım; hisseden, susayan ama söyleyemeyen bir kedinin, bir köpeğin, yani bütün hayvanların dili olalım.

     Güneşin kasıp kavurduğu, bir damla suyun paha biçilmez olduğu bu zamanlarda, gelin bir çağlayan olalım! Kapımızın önünde, balkonumuzda ya da bir kaldırım taşında…

     İster plastik bir kap ister demirden bir tabak, hiç fark etmez; yeter ki içinde bir yudum su olsun.

     Ve o bir yudum su bir can bulsun!

     * * *

     Yukarıdaki çağrı, merkezi İstanbul’un Fatih semtinde bulunan Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKÜD) tarafından yapıldı.

     Çevre ve kültür değerlerimizi birlikte korumak ve yaşatmak gibi erdemli bir gaye etrafında buluşan, çeşitli meslek gruplarından oluşan çevre gönüllüleri tarafından kurulan ÇEKÜD, yüzümüzü ağartan güzel çalışmalarını 1999 yılından beridir ilk günkü heyecanından hiçbir şey kaybetmeden aynı şevkle sürdüren güzide bir derneğimizdir.

     ÇEKÜD, doğa ve insan arasında bozulan uyum ve dengenin yeniden kurulmasına, bunun olmazsa olmaz şartlarından biri olarak ahlakî ve manevî değerlerin evrensel düzeyde yaygınlaştırılmasına, kamuoyu bilincinin yükseltilmesine çalışan, çevre sorunlarının tesbiti ve çözümünde öncü, ilme ve teknolojiye açık, ilmî birikimleri teknolojik ilerlemelerle buluşturarak beyinsel ve üretimsel gelişimden yana olan, ülkesi ve halkıyla bütünleşmiş, bireysel ve toplumsal hak ve özgürlüklere saygılı olup, uluslararası düzeyde etkin bir kurumdur.

     Ekolojik dengenin korunması, doğal çevrenin güzelleştirilmesi ve geleceğe güvenle aktarılması amacıyla sivil toplum ve kamu kuruluşlarıyla dayanışma halinde, kritik ve analitik düşünce yapısında, yüksek ahlak sahibi ve çevre bilinci taşıyan insanlardan meydana gelen bir toplum oluşmasına katkıda bulunma gayesiyle yola çıkan ÇEKÜD, tam 12 yıldır çevre sorunlarına bilimsel verilerin, teknolojik gelişmelerin ve manevî dinamiklerin ışığında sağlıklı, uygulanabilir ve kalıcı çözüm önerileri üreten projeleriyle, ülkemize ve milletimize her türlü takdire şayan hizmetler sunuyor.

     İşte bu güzdide derneğimiz tarafından “Bir Yudum Su, Bir Can” adıyla tüm yurt çapında bir kampanya başlatıldı.

     Kampanyanın amacı, yaz mevsimini yaşadığımız bu sıcak aylarda, sokakta yaşayan, sahipsiz, tüm gün sıcakta susuz dolaşan mâsum ve günâhsız hayvanlara bir tas su içirebilmek, mübarek Ramazan ayının bereketini böylesine büyük bir sevabın manevî lezzetiyle taclandırmak.

     ÇEKÜD’ün bizden istediği şey zor değil. Çok kolay bir işi yapmamızı istiyorlar: Herkes evinin önüne, kapısına, balkonuna, parklara, cadde kenarlarına bir tas su bıraksın.

     Mâsum hayvanlar, günâhsız hayvancağızlar için.

     Bizler susadığımızda “Bir su alabilir miyim?” diye sorabiliyoruz etrafımızdakilere.

     Fakat bu hayvancağızların dili yok. Onlar da tıpkı bizim gibi susuyorlar, susadıklarında bizim gibi bitkin düşüyor, boğazları bizimkiler gibi kuruyor.

     Fakat onların dili olmadığı için, bize gelip de “Bir yudum su alabilir miyim?” diye soramıyorlar.

     Oysa bu arzuları mahzun bakışlarından çok rahat okunabilir. Sadece bakmak, okumaya çalışmak gerekiyor.

     Bizler mâlesef bunu bile yapmaktan imtinâ ediyoruz.

     Biz insanlar bu dünyada tek başımıza yaşamıyoruz. Hayvanlar, bitkiler; kediler, köpekler, tavuklar, kuşlar, ağaçlar, çiçekler, otlar, bunların hepsi de bizim gibi canlı. Onların da canı var.

     Bizim ihtiyaç duyduğumuz her şeye onlar da ihtiyaç duyuyorlar.

     Fakat onların dili yok; söyleyemiyorlar bunu.

     Öyleyse biz düşünebilmeliyiz.

     Çok zor bir şey istenmiyor bizden. Yapmamız gerek şey çok basit.

     Herkes kapısının önüne bir tas su bıraksın.

     Kapımızın önüne, balkonumuza ya da bir kaldırım taşına…

     İster plastik bir kap ister demirden bir tabak, hiç fark etmez; yeter ki içinde bir yudum su olsun.

     Ve o bir yudum su bir can bulsun.

 

İbrahim Sediyani – www.ceylanpinari.com

 

 

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.