4 yıldır Vatikan’ın ve Katolik dünyasının liderliğini sürdüren Papa Francis, göreve geldiği andan itibaren reform denecek o kadar çok şey yaptı ki, Katolik dünyasını yerle bir etti. Kendisi kelimenin tam anlamıyla bir ezberbozan; biraz aykırı, biraz marjinal, biraz da anarşist… Yaptıklarıyla Katolik dünyasını alt üst eden Papa, bir nevi modern çağın Mevlana’sı…
Dünya çapında 1,2 milyar üyesi bulunan Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa Francis’in papa olmadan önceki adı, Jorge Mario Bergoglio imiş. Yani 266’ıncı papa olarak seçilen İtalyan kökenli Arjantin doğumlu Papa Francis, Güney Yarıküreden gelen ilk papa olma özelliğini taşıyor.
13 Mart 2013’te Sistin Şapeli ‘nin bacasından beyaz dumanın tütmesi ve ‘Başdiyakon Kardinal’in yeni Papa’nın adını ilan etmesiyle unvanını alan yeni Papa, espriler katarak yaptığı mütevazı balkon konuşmasıyla anında halkın hayranlığını kazandı. Espri yapması bile onu bugüne kadar görev yapmış tüm papalardan ayırıyordu. 115 kardinal arasından seçilen Papa Francis, son derece katı olan Katolik dünyasını sarsarak pek çok ilke imza attı.
Kehaneti yıkan ilklerin papası
Öncelikle Aziz Malaki’nin yaptığı meşhur ‘Papa Kehanetleri’ne göre seçilecek papanın siyahi biri olması beklenirken, göreve 1200 yıl sonra Avrupa dışından seçilen ilk Latin Amerikalı Papa Francis’in getirilmesi öngörüyü yerle bir etti.
Bu, Katolik dünyasında peş peşe gerçekleşecek depremlerin sadece başlangıcıydı. Bunun yanı sıra Cizvit tarikatından (Hıristiyanlıkta 16’ıncı yüzyılda ortaya çıkmış, ‘İsa’nın Askerleri’ de denilen bir tarikat) gelen ilk papa olması da kayda değer bir özellik. Papalık unvanını aldığı zaman kendisi için seçtiği Francis ismi de papalıkta ilk kez kullanılan bir isim… Yoksulluğu, mütevazılığı ve ruhbanlığı simgeleyen isim, İncil’de İsa’nın Aziz Francis’ten kilisesini onarmasını istediği için Katolikler tarafından ‘İtalya’nın koruyucusu’ kabul edilen Assizili Aziz Francis’den geliyor.
İsmin ilginç bir hikayesi daha var; her ne kadar Aziz Malaki’nin papalar için ön gördüğü son kehanet gerçekleşmemiş olsa da diğer kâhin Nostradamus kehanetlerinde gelecek olan ‘Fransız bir papadan’ bahsediyor. İtalyan kökenli bir Arjantinli olmasına rağmen Papa Francis’in seçmiş olduğu isim, Nostradamus’un bahsettiği Fransız papa ile benzerlik gösteriyor.
İşçi çocuğu iken…
Çok iyi bir eğitim aldığı, 8 dil bildiği ve çok kitap okuduğu için papa seçilmeden evvel arkadaşları tarafından ‘sessiz aydın’ ve ‘Tanrı’nın sofu adamı’ olarak bahsedilen Francis, aslında demiryollarında çalışan dört çocuklu bir işçinin oğlu…
İş için İtalya’dan Arjantin’e göç etmek zorunda kalan ailesinin yoksulluğu ve mütevazılığı, Papa Francis’in karakterinin şekillenmesinde yol gösterici olmuş. Kardinal olduğunda bile en sade kıyafetleri giyen, ayakkabısını eskiyene kadar değiştirmeyen, gerektiğinde toplu taşımayı kullanan biri olarak kilise üyelerinin yaşadığı aşırı lüks hayatı hep eleştirdi.
Ruhban sınıfa dahil olduğu andan itibaren siyaset, sosyal adalet ve çevre konularında son derece aktif roller aldı ve halen bu konular üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Time Dergisi tarafından ‘Yılın Kişisi’ seçildi
Daha göreve geleli birkaç ay olmuşken, 2013’ün Aralık ayında Time dergisi tarafından ‘Yılın Kişisi’ seçildi. Vatikan’da değişim rüzgarları estiren ve diğer papalara göre fazlasıyla marjinal olan bu adam, Katolikler tarafından bir umut olarak görüldü.
Dergideki makaleye göre Papa Francis’in yılın kişisi seçilmesine neden olan faktör, Katolik Kilisesi’nden ümidini kesmiş binlerce insanın bu konudaki fikirlerini değiştirmesiydi. Bugüne kadar hiçbir papanın yapamadığını yaparak, Katolik Kilisesi’ni katılığını yumuşatıp daha sevimli bir hale getirdi ve bu anlamda küresel bir hayranlık kazandı.
Yaşadığı mütevazı hayat ve yoksullara yaptığı cömert yardımlar sebebiyle, daha görevine atanır atanmaz hakkında alçakgönüllülüğünü ön plana çıkaran hikayeler yayımlandı. Bu hikayeler genelde faturasını ödemek için asistanını göndermek yerine kendisinin gittiğinden, Vatikan Sarayı yerine iki odalı basit bir apartman dairesinde yaşamayı seçtiğinden ya da geceleri korumasız olarak yoksul mahallere giderek insanlarla ekmeklerini paylaştığından bahsediyordu.
Bunlardan dolayı Papa Francis, 2014’te Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Her ne kadar ödülü kendi almasa da Papa Francis dünyadaki en hayırsever insanlardan biri olarak görülüyor. Bu bile kendisini sevmek için yeterli bir sebep!
Reform sayılan yenilikleri
- Daha göreve gelir gelmez ilk yaptığı, yeni papa seçildiğinde Vatikan çalışanlarına bonus olarak verilen maaşları hayır kurumlarına bağışlamak oldu.
- Dünyanın en zengin kurumu olan Katolik Kilisesi’nin bankası Vatikan Bankası’na yönelik soruşturmalar başlattı. İşten çıkarmalar ve cezai suçlamalarla Vatikan’ı yolsuzluklardan temizlemeye devam ediyor.
- Dünyadaki tüm papaz, piskopos ve kardinallerin yaptığı harcamalara kısıtlamalar getirdi. Örneğin Alman piskopos Franz-Peter Tebartz-Van Elst’in 41 milyon dolar harcadığı şatosu yüzünden piskoposluk unvanını geri aldı. Ceza olarak da bir manastıra göndererek, her gün yoksullara yemek servisi yapmaya mahkum etti.
- Katolik dünyasında asla kabul edilmeyen ve aforozla sonuçlanan boşanmış ailelere, kilisesinin kapılarını açtı ve bu konu hakkında şunları söyledi: ‘’ Geçmişte kilise ahlaksız ya da günahkâr olanlara karşı çok sert davrandı. Artık yargılamıyoruz. Kilisemiz heteroseksüeller, homoseksüeller, kürtaj karşıtları ve kürtaj yanlıları için yeterince büyük. Muhafazakârlara, liberallere hatta komünistlere bile kapımız açık.’’
- Kilisenin gey ve lezbiyenlere artık karışmaması gerektiğine inandığını belirtti. Bu konuda yaptığı “inançlı ve iyi niyetli ama gey, ben kimim ki onu yargılayayım?” yorumu, Katolik dünyasında büyük yankılara sebep oldu.
- Kilisenin kürtaj ve doğum kontrolü konusunda fazla saplantılı olduğunu ve dünyada bunlardan daha önemli konular olduğunu ve onların üzerinde durulması gerektiğini söyledi. Kilisenin kürtaj yaptırmak isteyen kadınların yanında olması gerektiğini savundu.
- Kilise tarafından ateistlerin şeytan olduğunun kabul edilmesi algısının yanlış olduğunu söyleyerek büyük bir geleneği bozdu; “Ateistler de iyi insan oldukları için cennete gidebilir” dedi.
- Katolik Kilisesi’nin artık İtalyan Mafyasından destek almayacağını açıkladı. Mafya üyelerinin hepsini aforoz etti ve cemaat dışı bıraktı. Bu yüzden aldığı ölüm tehditlerini bile umursamadı. Bugüne kadar hiçbir papa bu cesareti gösterememişti.
- Hıristiyan ve Müslümanların bir araya gelmesi için özel çaba gösterdi. Herkesin inancının kendine özel olduğunu ve herkesin istediğine inanmakta serbest olduğunu söyleyerek bütün tabuları yıktı. Adem ile Havva’nın bir masal olduğunu ve cehennemin olmadığını söylemesi de kilise için şok edici bir adımdı.
- Finansal sistemi, sınıf ayrımını ve insanların tüketim makinesine dönüşümünü kınadı. Paranın yönetmek için değil sadece hizmet amacıyla kullanılması gerektiğini belirtti. Küresel kapitalizme “Nasıl oluyor da yaşlı bir evsizin sokak ortasında ölmesi haber olmuyor da borsanın iki puan düşmesi haber oluyor?” sözleriyle meydan okudu.
- Son yıllarda özellikle kilise hakkında yazılan çocuk istismarları ilgili konularla ilgilendi ve çocuk tacizlerine karşı savaş açtı. Çocuk mağdurlardan ve ailelerinden kişisel olarak özür diledi. Bu konuya çok katı ve sert yaklaşan Papa, bu tip davaları takip etmek için bir komite kurdu ve bu fiillerin suç kabul edilmesi için kanunu değiştirdi. Pedofili rahipleri adalete teslim etti ve onları koruyanları tehdit etti.
- Vatikan üyelerine hasta, yaşlı ve yoksullara daha fazla yardım etmelerini buyurdu.
- Kendinden önceki papalar özel yapım, korumalı arabalara binerken, kendisi makam aracı olarak Ford Focus kullanıyor.
- Bir cezaevinde yaptığı ayinde 12 suçlu gencin ayaklarını öptü, Müslümanların ve kadınların ayaklarını yıkadı. Yanlış okumadınız, gerçekten de mahkumların tek tek ayaklarını öptü ve diğerlerininkini yıkadı. O gün ayaklarını öptüğü çocukların tekrar tanrıya inanmaya başladığı söyleniyor.
- Bugüne kadar kilisenin çevresel konularla ilgilendiği hiç görülmemişken, Papa Francis Amazon yağmur ormanlarının en büyük koruyucusu…
- Ona mektup yazan tecavüze uğramış 44 yaşındaki bir kadını arayarak teselli etti. Tecavüz mağdurları eskiden kiliseye kabul edilmezdi.
- Geceleri gerçekten de Vatikan’dan ayrılıp yoksul mahallelere gidiyor ve insanlarla yemeklerini paylaşıyor.
- Sık sık halkın arasına karışıyor ve kendisiyle özçekim yapmak isteyen herkesle fotoğraf çektiriyor.
Seran Vreskala