Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Benim konum hep Gezi artık – Sevil Baştürk

0

Önceki hafta sonu, Barselona‘nın ardından ‘Vegan Dostu’ statüsünü kazanan ikinci kent olan Didim’de yaşam dolu festival Didim Vegan Festivali‘ndeydim. İlki 2017 yılında düzenlenen, sonra pandemi nedeniyle verilen aranın ardından bu yıl dördüncüsü düzenlenen festivale, 2019 yılında 200 bin kişi katılmış.

Benim için üç gün boyunca veganlığın konuşulduğu, her şeyin vegan olduğu bir yerde olmanın keyfi anlatılmaz, yaşanır.  Hem yerli halkın hem de ürünlerini tanıtmak isteyen girişimcilerin kurduğu stantlarda vegan ürünleri, yemekleri ve Ege mutfağının vazgeçilmez lezzetlerini tattık. Hayvansal ürün kullanmadan yaşamak, doymak, birlikte keyif almak mümkündü.

‘Sömürmeyin, zulmetmeyin, can almayın’

Üç gün boyunca, vegan devrimi ve hayvan özgürlüğü, vegan sanat, spor, sağlık konularında söyleşiler, sergiler, film gösterimleri, atölyeler ve konserler gerçekleşti.

Zülal, “Sizden tek ricam, bu festivalden ayrılırken lütfen bir kez daha düşünün, başınızı yastığa koyduğunuzda akşam, benim için bir tek can katledilmedi, diyebilecek misiniz?  Diyorsanız dünyanın en büyük huzuru budur. Sömürmeyin, zulmetmeyin, can almayın, can alınmasını desteklemeyin..” dedi bir yerde. Çıkmıyor aklımdan, biliyorum başkalarında da kaldı.

Köprüden önce son çıkış: Veganlık

Ben, çevre ve iklim başlığı altında, 6’ıncı yok oluşun eşiğinde köprüden önce son çıkışın veganlık olduğunu anlattım: “Eğer yönümüzü değiştirmezsek kendimizi gittiğimiz yerde buluruz” dedim. “Zenginlik tanımını baştan yapalım. Paranın ötesinde olsun. Temiz hava, temiz su, temiz gıda, makul barınak, sıcaklık, dostluk ve uyumlu toplum için çalışalım’, dedim. ‘Mahalleme, meydanıma, ağacıma, suyuma, toprağıma, evime, tohumuma, ormanıma, köyüme, kentime, parkıma dokunma!” dedim tabii bir de.

İşte ben, birçok veganın boykot ettiği bu festivale, bu son cümleyi bir kez daha ve daha yüksek sesle sarf etmek için katıldım.

Birçok vegan grup, ilçe sınırları içinde yapılan deve güreşleri nedeniyle geçtiğimiz yıllarda katıldıkları bu festivale katılmayacaklarını bildirmiş ve tüm vegan aktivistleri boykota davet etmişti oysa.

Biz katılanlar, deve güreşlerine neden karşı olduğumuzu her fırsatta anlattık, Yusuf Emre Yalçın’in deve güreşlerini de anlattığı, Anima belgeseli festivalin önemli etkinliklerinden biriydi.  Belediye başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın bu konudaki açıklamasını ise  @Bağımsız Hayvan sosyal medya hesaplarında bulabilirsiniz.

Konu hem aynı hem başka

Ama benim konum başka işte. Hem aynı, hem başka.

Ben aslında yaşamın olduğu her yerde Gezi’yi savunmam, hatırlatmam, haykırmam gerektiği için gittim Didim Veg Fest’e.  Gezi’de başka bir dünyanın mümkün olma ihtimalini hep birlikte sevdiğimiz için; hep birlikte talana, ranta kurban gitmesin yurdum da, insanı da, hayvanı da dediğimiz için; daha yaşanabilir kentler istediğimiz için; parkımıza birlikte sahip çıkarken şiddet gördüğümüz, canlarımızı kaybettiğimiz için ve şimdi arkadaşlarımızı hapsettikleri için gittim.

Artık daha da güçlü, daha da renkli, daha da sesli, ‘Yaşamın olduğu her yerdeyiz, yaşam hakkını savunuyoruz, buradayız!’ dememiz gerektiği için.

Ve iyi geldi Didim’de Gezi’yi anmak; yaşam hakkı için birlikte olduğumuzu yeniden hissetmek.

*

Hep bir azınlık hissi

Kendimi bildim bileli birçok azınlık grubun içinde yer aldım. Bir yandan diyorum ki, kendimi vegan olarak hissettiğim kadar azınlık hissettiğim başka bir konu olmadı.

Diğer yandan da diyorum ki, veganların sayısı her yerde azdır, doğru.  Ama veganların hayalleri Gezi’nin hayalleriyle birlikteydi  -şiddete ve sömürüye karşı, cana yakın ve biliyorum, Gezi her yerde.

Bir avuç muyuz, yüzbinler miyiz bilemiyorum bazen.  Ama parçalanmak yerine çoğalmamız gerektiğini çok iyi biliyorum. Birlikte olabileceğimiz her anı, geniş katılımın olduğu tüm platformlarda ve kamusal alanlarda birlikte hareket ederek, kısaca ‘Gezi hayattır!’ diyeceğimiz, ‘ insana, doğaya, hayvana özgürlük! ’ için bir araya geleceğimiz her anı şimdiden kutluyorum.

Arkadaşlarımızı alana kadar…

Tıpkı Gezi’de olduğu gibi, birlikte alan tutabileceğimize, farklılıkların zenginliği ile bir araya gelebileceğimize, tartışabileceğimize, ortaklıklar yaratabileceğimize ve sözümüzü birlikte haykırabileceğimize inanmak istiyorum.

Arkadaşlarımızı alana kadar; karanlık gidene, geriye Gezi ve umut kalana kadar işimiz her yerde, çeşit çeşit ve çok.

Kentte Ekolojik Yaşam” temasıyla gerçekleşen 2022 Kadıköy Çevre Festivali’nde 4 haziran Cumartesi günü, saat:14.00’de İB Sahne’de buluşalım mı?

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.