ManşetSağlıkTürkiye

Batman’da hava kirliliği davası: Anemi hastası, belediyeye bir liralık dava açtı

0

Temiz hava hakkı için yerel yöneticilerle 15 yıldır uğraşan Batmanlı “orak hücreli anemi” hastası Abdulbari Koç, Batman İli Valiliği ve Batman Belediyesi Başkanlığı’na 1 liralık tazminat davası açtı. Dosya ilk iklim davası olması açısından önem taşıyor.

Orak hücreli anemi hastası Abdulbari Koç, hastalığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu belirlenen hava kirliliğine çözüm bulunması için yerel yöneticilerle 15 yıldır mücadele ediyor. Koç mücadelesi için yargıya başvurdu. Davayı özel bir avukatlık bürosundan Avukat Tarık Güleryüz,  Avukat Dr. Zahide Altunbaş Sancak ve Avukat İ. Selin Nacar Öztürk, gönüllü olarak üstlendi.

Temiz hava hakkı için Batman’daki yerel idarecilere 15 yıl boyunca dilekçelerle başvuran Abdülbari Koç, sorununa çözüm bulamadı. Koç’un birkaç yıl önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü‘ne yazdığı dilekçeden dolayı, polis tarafından evi basılmış, “Türkiye Devleti’ni aşağılamak”tan sorguya çekilmiş. Sorgunun gerekçesi ise dilekçesinde, “Her ay ATM’lerden takır takır maaşınızı alıyorsunuz ama havayı temizlemiyorsunuz” demiş olması. Sonunda soruşturma düşse de Abdülbari Koç’un sorunu çözüme ulaşmadı.

Temiz Hava Benim Hakkım” başlığı adı altında Change.org’da da başlatılan bir imza kampanyası bulunuyor. Temiz Hava Benim Hakkım davası ile elde edilmek istenen ise sanayi tesislerinde gerekli denetimlerin yapılması, temiz hava eylem planlarının uygulanması ve kirlilik kaynaklarının tespit edilerek etkin önlemlerin alınması. Dava ile devletin havayı temiz tutma yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlaması hedefleniyor.

Batman’daki hava kirliliği

Davanın sitesinde Batman’daki hava kirliliğinin çok eskiye dayanan ve çözülmeyen kronik bir sorun olduğu vurgulanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmî açıklamalarında Batman’daki hava kirliliğinin temel nedenleri olarak; enerji ve petrol endüstrisi tesislerinin (TÜPRAŞ-BOTAŞ gibi) şehir içinde kalması, anız yangınları ve vatandaşa dağıtılan düşük kaliteli kömür kullanımı olduğu belirtiliyor.

İlgili haber: [Yeşil Gazete Doğu’da-6] Rüzgarsız, yeşilsiz, yangın yeri: Batman

Gebze Teknik Üniversitesi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Hakkı Baltacı tarafından Batman’ın hava kalitesiyle ilgili hazırlanan bilimsel görüş raporunda ise, Batman’ın 2006 ile 2020 yılları arası için yapılan analiz sonuçları inceleniyor ve yılın yarısında kirletici PM10 değerlerinin eşik değerini aştığı ve kış aylarında ise kükürtdioksit değerlerinin de çok fazla olduğu ifade ediliyor. Davaya ilişkin olarak şu ifadeler kullanılıyor:

“Batmanlılar aslında uzun yıllardır bu kirli havayı soluyor, petrol ve kömür kokusundan camlarını bile açamıyor. Batman’daki insan sağlığını bu ölçüde tehlikeye atan hava kirliliği, insan eliyle yapılıyor ve aslında tamamı önlenebilir ve öngörülebilir nedenlerden kaynaklanıyor. Otoriteler bu konuda hiçbir denetimde bulunmadığı gibi gerekli önlemleri de almıyor. Temiz Hava Benim Hakkım davası işte bu denetimsizliğe karşı açılıyor.”

AFP/ Altaf Qadri

Peki Koç hava kirliliğinden nasıl etkileniyor?

Havanın yoğun olarak kirli olduğu dönemlerde Abdülbari Koç, nefes almakta zorlanıyor ve ağrılı krizler yaşıyor. Yaşadığı krizler bazen birkaç saat, bazen günlerce bazen de haftalarca devam ediyor. Bu sebepten yılın büyük bir bölümünü kendi evinde cam açmadan oturarak ya da hastanede geçiriyor. Bu sebepten doğup büyüdüğü şehirde daha sağlıklı şekilde yaşayabilmesinin yollarını arıyor. 15 yılı aşkın süre boyunca anayasal dilekçe hakkını kullanarak havanın temizlenmesi için 100’e yakın başvuru yapıyor. Ancak hiçbir sonuç alamıyor.

Sorumlu idarelerin, yegâne gayesi temiz hava solumak olan Koç’un başvurularını ya yanıtsız bıraktığı belirtilirken sorunu “ilgileniyoruz”, “bakıyoruz” gibi yanıtlarla geçiştirdiği ifade edilen idarelerin caydırma amacıyla Abdülbari Koç hakkında savcılığa şikayette bulunduğu bildiriliyor. Kendisine usulüne uygun şekilde tebligat dahi yapılmaksızın hakkında yakalama emri çıkarılarak kolluk gücüyle ifadeye götürülmeye çalışıldığı sırada Koç, yaşadığı stres nedeniyle kriz geçiriyor.

Düşük hava kalitesi yalnızca orak hücreli anemi ya da astım hastaları değil, nefes alan her canlı için bir tehdit oluşturuyor.

Tek geçim kaynağı aylık 900 TL engelli maaşı olan ve yüzde 90 oranında engelli raporu olan Abdülbari Koç bugün 44 yaşında. Orak hücreli anemi hastalarının iyi bakım şartlarında ortalama yaşam süresi maalesef 45 yıl.

Fransa’da mahkeme yönetimi sorumlu tutmuştu

Davaya ilişkin örnekler Avrupa’da da yaşanmış, idareler hava kirliliğinden sorumlu tutularak davalara konu olmuştu. Fransa’da 2019’da Fransız mahkemesi, Paris ve çevresinde hava kirliliğiyle mücadelede yetersiz kalındığı için devletin sorumlu olduğuna hükmetmişti.

Paris İdare Mahkemesi, Paris ve çevresindeki hava kirliliği nedeniyle solunum hastalıklarına yakalanan üç kişinin, devlete karşı açtığı dava hakkında kararını vermiş, başkent ve çevresindeki hava kirliliğiyle mücadelede yetersiz kalındığını, devletin de bundan sorumlu olduğunu belirten mahkeme, davacıların tazminat talebini ise reddetmişti.

İlgili haber: Hava kirliliği doğmamış bebeği bile etkiliyor

Birleşik Krallık hükümeti de 2022 Ocak’ta emisyonlarda vaat edilen kesintileri sağlamak için gereken politikaları yasalaştırmadığı için dava edildi.

ClientEarth (CE) ve Friends of the Earth (FoE) tarafından hazırlanan dilekçe mahkemeye sunulmuştu. ClientEarth, son yıllarda yetersiz hava kirliliği politikaları nedeniyle hükümete üç kez dava açmış ve kazanmıştı. Friends of the Earth da, bakanlara çevre suçlarıyla ilgili davalar açmış ve kazanmıştı.

İlgili haber: Avrupa Birliği kentlerinin yarısından fazlasının hava kalitesi kötü durumda

Geçen hafta ise Çevre, İklim ve Sağlık için İş Birliği Projesi (ÇİSİP) ve Temiz Hava Hakkı Platformu çatısı altında bir araya gelen STK’lar ve kurumlar, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekerek Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021’de revize edilerek aşağı çekilen sınır değerlerini benimsemesi ve önlem alması çağrısını yinelemişti.

Hava kirliliği yüksek tansiyon ve sigara kullanımından sonra en büyük sağlık riski

Hava kirliliğinin her yıl sekiz milyon erken ölüme yol açtığı tahmin ediliyor. Bu ölümlerin 4.2 milyonu sanayi, trafik ve ısınma gibi kaynaklı dış ortam hava kirliliği, 3.8 milyonu ise evlerde ısınma ve yemek amaçlı kullanılan yakıtlardan kaynaklanan iç ortam hava kirliliği nedeniyle gerçekleşiyor.  Yüksek tansiyon, tütün kullanımı ve bulaşıcı hastalıklardan sonra üçüncü önde gelen ölüm nedeni hava kirliliği.

2019’da Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan Küresel Hastalık Yükü araştırmasına göre; dünya genelinde kadınlarda 2.92 milyon ölümün (tüm kadın ölümlerinin yüzde 11,3’ü), erkeklerde 3.75 milyon ölümün (tüm erkek ölümlerinin yüzde 12,2’si) hava kirliliğine bağlı gerçekleştiği hesaplandı. 

Türkiye’de ise, ÇİSİP’de yer alan uzmanların da destek verdiği Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından 2020’de yayınlanan ve DSÖ 2005 değerlerini baz alan araştırmaya göre 2017 – 2019 yılları arasında hava kirliliği nedeniyle trafik kazalarının neredeyse 6-7 katı kadar ölüm yaşandı. Aynı araştırmaya göre; hava kirliliği DSÖ kılavuz değerine indirilseydi; 2019’da tüm ölümlerin yüzde 7,9’u (31.476 ölüm) ve 2018 yılındaki tüm ölümlerin yüzde 12,13’ü (45.398 ölüm) önlenebilirdi.  

İlgili haber: 2021 Dünya Hava Kirliliği Raporu: Avrupa’da havası en kirli kent Iğdır

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.