Protesto eyleminde ortak açıklamayı dillendiren Devrekli Muhtarlar Derneği Başkanı Fatih Çarıkcı, doğanın katledilmesine izin vermeyeceklerini belirtti:
“Bugün burada hep birlikte Devrek’imizin yeşiline, havasına, temiz suyuna, hepimizin sağlıklı yaşama hakkına sahip çıkmak için toplandık. Yaklaşık 1,5 ay önce Devrek’in yeşil dağlarında altın madeni aranacağı haberleri ile karşılaştık. Bahsedilen bölge, şehir merkezine en yakın köylerden olan Ömerölü, Mekikler, Gümüşpınar’dan başlayıp, Ahmetoğlu, Başlarkadı ve Ataköy’e kadar uzanan köylerdir.”
Erzincan-İliç’teki maden faciasını hatırlatan Çarıkçı, “Tüm bu yaşananların ardından biz Devrekliler doğamızın katledilmesine ve yaşama hakkımızın elimizden alınmasına karşı çıkıyoruz” dedi.
‘Plansız madencilik anlayışı, önüne gelen ne varsa yok ediyor’
Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise maden arama konusundaki eksiklikleri vurguladı:
“Burada bulunduğumuz bu topraklar, eşsiz bir doğa cennetinin hemen ortası. Şu an bastığım topraklar Zonguldak’ın kalbi. Zonguldak’a içme suyu kaynağını sağlayan, yeraltı suları ile birlikte bu havzanın canlanmasına, doğal yaşamın ayakta kalmasına ve insanların bu bölgede huzur içinde büyümesine, yetişmesine imkân veren topraklar. Türkiye’de madencilik alanında birçok metalin çıkarılması için büyük bir çalışma yapılıyor. Özellikle son 20 yıldır madencilik vahşiliğin ötesinde bir vahşilikle yapıldığı için maalesef geride yitirilen, çalışan ve hayatını kaybeden madenciler ve tahrip edilmiş olan, bir kez daha eski haline dönmeyecek olan çorak toprakları bırakıyor. Türkiye’nin hangi madene ihtiyaç duyduğu yönünde bir çalışma, maalesef AKP tarafından yapılmıyor. Türkiye’nin ne kadar altın ihtiyacı var? Ne kadar krom, bakır ihtiyacı var? Bunların hiçbirinin hesaplaması yapılmıyor. Üretim planlamaları da yapılmadığı için ‘nerede ne bulursak’ diyorlar. Önümüze ne engel çıkarsa yıkıp geçeriz diyorlar. Önümüze bir ağaç çıkarsa, orman çıkarsa, yok ederiz diyorlar. O bölgenin insanı çıkarsa, onu da aşarız onu da yıkarız diyorlar. Bölge halkını satın alabilecekleri rüşvetleri de vermeye bir o kadar hazır hale geliyorlar. Sonuç; vahşi madencilik, İliç… Biz bu filmi daha önce gördük, daha önce yaşadık.”
Ekoloji aktivisti Çetin Yılmaz da şirkete ve madene karşı mücadelede birlik olmanın önemine vurgu yaptı: “Siyasi partilerin, iktidarın yerel temsilcileri gelip, ‘Maden çıkacak ama ormana dokunmayacaklar, suya dokunmayacaklar’ diyor. Yalan bunların hepsi. Suyumuzu, toprağımızı vermeyeceğiz. Ruhsatın iptali için mücadele edeceğiz.”
İdare Mahkemesi’nde itiraz edilecek
Bölge halkı iki ilçede verilen maden arama ruhsatının iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurma hazırlığı yapıyor.
Alanda son 45 günde 200’ün üstünde maden arama ruhsatı verildiğini aktaran Avukat Yakup Okumuşoğlu, “Burada doğaya hücum var. Halkımızla beraber buna karşı hukuki mücadele içerisinde olacağız. Türkiye’nin neredeyse üçte ikisi madencilere ruhsatlanmış vaziyette ve bitmeyen, doymak bilmeyen bir hırsla devam eden bir süreç var. Bu süreci durdurmaya, yavaşlatmaya çalışıyoruz” dedi.
Fındık bahçeleri ve bal ormanları tehdit altında
Bölge halkı, nesiller boyu, fındık ve ormancılık ile yaşamını devam ettiriyor. Maden aranacak olan bölge ve çevresindeki köylerde, yaklaşık bin aile, gelirini fındık bahçelerinden elde ediyor.
Ruhsat alan Mavera Madencilik‘in maden arayacağı bölgede kalan köylerde ve bölgede doğal hayatın yok edilmesinden, ormanların ve diğer canlıların zarar görmesinden endişe duyduklarını belirten bölge halkının verdiği bilgilere göre, maden arama ve çıkarılması düşünülen ormanlık alanlarda, kestane meşesi, ceviz ormanları gibi ağaç türleri ile birlikte nesli tükenmekte olan diğer canlılar mevcut. Derelerde kırmız benekli alabalık türleri yaşıyor, birçok endemik bitki türü mevcut. DSİ tarafından inşa edilen içme suyu göletleri de maden sahası içinde kalıyor.
Yedigöller Doğal Tabiat Alanı‘na kuş uçuşu 7 km. mesafede olan maden sahası, Düzce-Akçakoca Demirciönü Tabiat Koruma Alanı‘nın sınırında. Bölgedeki ormanlık alanlar tarihi, bal ormanları.