Dış Köşe

Barış mı? – Metin Yeğin

0

Henüz aralık ayında FARC-EP gerilla komutanları, barış delegeleri ile görüşüp geri döndüğümüzde, burada müzakereye ilişkin hiçbir şey yoktu ve sert çatışmalar oluyordu. Kolombiya için ise FARC-EP gerillası ve Kolombiya devleti, resmi müzakereler sürdürüyordu. Uluslararası gözlemciler ile birlikte neredeyse her gün toplanan müzakereciler, meseleleri tartışmak üzere, bir ajanda ortaya çıkarıyorlardı. Gerilla müzakere sürecine samimiyetini göstermek için 20 Ocak’a kadar tek yanlı ateşkes ilan etmişti. Kolombiya hükümeti ise saldırmaya devam ediyordu. Baştan, her iki tarafta, hiçbir koşulda müzakere masasından kalkmayacağız kararı aldığından, bir yandan devletin saldırıları devam ederken, öte yandan müzakere yürüyordu. Burada ise barış ya da müzakere için, ortalarda görünen hiçbir şey yoktu. O zaman bana sorduklarında, ben burada barışı daha yakın gördüğümü söylüyordum. Çünkü ‘barış’ın ortaya çıkması için en önemli unsurlardan biri olan, uluslararası durum, özellikle Türkiye hükümetini çok zorluyordu. Bana kalırsa bu durumu bu kadar geç kavramaları da çok salakçaydı ya her neyse. Bunu da yazmıştım hatırlarsanız birkaç kere 1.5 yıl önce, 6 ay önce filan…

Ne garip bu yazdıklarım sanki milattan önce gibi geliyor ama henüz üstünden sadece 2 aydan biraz daha fazla süre geçti. Kolombiya gerillası FARC-EP, tek yanlı ilan ettiği ateşkes kararını, hükümet saldırılarına devam edince, sürenin sonunda kaldırdı. O gün ilk olarak bir havaalanına saldıran FARC-EP 8 polisi öldürdü. Hükümet zaten terörle (!) mücadeleye devam ediyordu. Ancak her iki tarafta müzakerelerin devam ettiğini, bir karşılıklı görüşmeler sonucunda ortaya çıkan ajandanın tartışılmasının, başarılı bir şekilde sürdüğünü açıkladılar. Bu arada Türkiye’de ise uzun anlatmaya gerek duymadığım ‘İmralı süreci’ gelişti. Dışarıdan gördüğümüz kadarıyla 3-4 mektup ve iki heyet sonrası, herkes birden yeniden barış havasına girdi. Dedim ya, yukarıda yazdığım, iki paragraf arası, en uzun tarafından baksanız bile sadece 2 ay. Her şey ama her şey, bu kadar basit ve kolay mı? Habur sınır kapısından girişler olduğunda da herkes mutlu iken ‘Ah ben gamlı baykuş’ diye yazmıştım. Yanlış anlamayın, ben her şeyi biliyorum iddiası filan değil ama dünyanın diğer tarafında yaşanılanları aktarıyorum ve bunu mutlaka yazmak zorundayım. Çünkü her boşa çıkan umut gerçek bir barışı daha uzağa itiyor. Bu yüzden barış ancak ve ancak aşağıdan yukarı doğru inşa edilebilir.

Yazının başı ile bu geldiğimiz nokta da çelişki varmış gibi gelebilir. Hayır, tekrar etmek gerekirse burada ‘barış’ı daha yakın görüyorum. Bütün bu söylediklerim, yaşadığımız bu sürecin önemini azaltmıyor. El Salvador FMLN gerilla lideri Roberto Canas; ‘Müzakere için masaya oturduğunuzda onların karşısında sadece delegelerin değil halkın var olduğunu göstermek gerekiyor. Çünkü siz gücünüzü ondan alıyorsunuz’ diyordu. Süreç ya da müzakere ne derseniz deyin, onun başlaması ‘barış’ için sadece umutlanıp kenarda durmak değil, daha fazla mücadele edilmesini gerektiriyor. Çünkü masa bu mücadelenin toplamından başka nedir ki?

Uluslararası durumun ve Kürt hareketinin direnişinin getirdiği bu noktada, hükümetin iyi niyetli olup olmadığını düşünmek bile bir saflık bence. Tabi ki hükümet iyi niyetli değildir ve Kürt hareketini tasfiye etmek isteyecektir. Hatta HDK heyetine Sinop’ta yapılan saldırının, Karadeniz’de düzenlenen eylemlerin, kesinlikle bir hükümet tertibi olduğunu düşünüyorum. Kendi tanımlamalarına göre ‘aman süreç bozulur, kendinize çeki düzen verin.’ saldırılarıdır bunlar. Hükümetin, Kürt hareketini, ‘Demokratik Özerklik’ yani özgür komünler, yani radikal katılımcı bir demokrasi talebini, imha etmek istemeleri çok normal. Ben de onların, teoliberal politikalarını, karikatür demokrasilerini yerin dibine sokmak istiyorum. Ancak müzakere süreci bir olgular toplamıdır. Siz onları beğenin ya da beğenmeyin onların üzerinden yürür her şey.

Müzakere ya da ‘barış’ iyi niyetlerle değil, mücadele ile ortaya çıkıyor. Her şeyin bu kadar kolaymış gibi görünmesi, beni ürkütüyor doğrusu. İnşallah bir umut oyunu değildir bu…

Metin Yeğin – Özgür Gündem

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.