Dış Köşe

Bangladeş’te seçme zorluğu – Elvan Tuncer

0

“No Election without Caretaker!”elvan

Dakka’ da bir duvarda, siyah zemine beyazla yazılmış bir afiş. Diyor ki “Geçici hükümet olmadan seçime hayır!”

4 Kasım’da o günden geçerli olmak üzere Bangladeş’in başkenti Dakka’da üç günlük bir grev başladı. Bu yeni bir şey değil, hatta birkaç aydır ülkede siyasi durum ve sokaklar oldukça dalgalı. Bunun en büyük nedeni yaklaşan seçimler ve seçimlerden önce yukarıda bahsettiğimiz afişte isyan edilen geçici hükümetin kaldırılması olayı.

Peki nedir bu geçici hükümet? Fikir olarak; ülkede seçim zamanında bağımsız bir organizasyon kurulması, seçimlerin bu organizasyon tarafından düzenlenmesi, bu sırada ülkenin idare edilip daha sonra seçim sonucunda kazanan parti hükümetine yetkilerin devredilmesine dayanıyor. Bu hükümetin gerekli olmadıkça siyasi karar alma yetkisi yok, özellikle dış işleri konularında. Başında ülke başkanı tarafından atanan bir başdanışman bulunuyor. Başbakanla yaklaşık olarak aynı yetkilere (savunma konuları hariç) sahip olan bu kişi, genellikle eski mahkeme veya danıştay başkanlarından seçiliyor. Kalan üyelerin ise hiçbiri parti üyesi veya seçimlerde aday olan kişilerden olamıyor. Yönetimin üst kademeleri genel olarak danışman vasıflı kişilere dağıtılıyor.

Bangladeş’te geçici hükümet fikri ilk olarak 1991’de ortaya atıldı. 1982’de askeri bir darbe ile başa geçen Erşad yönetimine karşı yedi partinin daha sonra Bangladeş’in ilk kadın başbakanı olacak olan Khaleda Begüm Ziya başkanlığında yaptığı, iktidara senelerce direnen ve hiçbir konuda hükümetle uzlaşmayan ittifak; yapılan hiçbir seçime de katılmadı. Birçok olay ve isyandan sonra sonunda Erşad’ın 1990 yılında istifa etmesinin hemen ardından Bangladeş’in ilk geçici hükümeti kuruldu. Bu hükümet, 1991 yılında Begüm Ziya’nın başında olduğu BNP (Bangladesh Nationalist Party) partisinin ezici bir çoğunlukla seçimi kazanması üzerine görevi asıl hükümete devretti.

2006 yılına kadar iki kere daha (1996 ve 2000 yıllarında) geçici hükümetler kuruldu. Bu yöntemin tartışmaya açılmasına neden olan olaylar ise 2006-2008 arasında yaşandı. 2006’da ordunun yönetime müdahale etmesi sonucunda o dönem kurulmuş olan geçici hükümet tam bir yıl üç ay görevde kaldı. Görevde kaldığı süre boyunca bu hükümetin başındaki danışman olan (eski Bangladeş Merkez Bankası müdürü) tamamen ordu ve komutanı Moueen Ahmed tarafından yönlendirildi. Ahmed, süreç içinde kendi rütbesini arttırıp, yetki alanlarını genişleterek Bangladeş’in demokratikleşme sürecini geriye doğru çevirmek için elinden geleni yaptı. Gerek dışarıdan gerek içeriden gelen tepkilere, çıkan olaylara rağmen ordunun zor kullanmasının da yardımıyla iktidarını sürdürdü. Komutanın istekleri ( ya da emirleri) doğrultusunda bir yıldan fazla iktidarda kalan hükümet sonunda 2008 yılının Aralık ayında görevi Fakhruddin Ahmed başkanlığındaki yeni bir geçici hükümete devretti ve 2008 seçimleri bu hükümetin koruması altında yapıldı.

Seçimleri yine bir kadın, Sheikh Hasina kazandı. Seçimden önceki son iki senelik olağan üstü hal döneminde komutanlar tarafından tutuklanan Hasina, iktidara geldikten bir süre sonra Bangaldeş’te ki bütün bu olaylara neden olan kararı verdi: Geçici hükümetin kaldırılması.

2006-2008 arasındaki kriz döneminde geçici hükümet fikrinin yönlendirilme durumlarında kaosa neden olabileceği gerekçesiyle 2010’da alınan bir kararla kaldırılması üzerine 2014 seçimleri için seçimin adaletli bir ortamda yapılmayacağını düşünen muhalefet partileri geçen senenin neredeyse tamamını boykot ve eylemlerle geçirdi. Bangladeş’te özellikle başkent Dhaka ve ikinci büyük aynı zamanda da liman kenti olan Chittagong yer yer şiddetli gösterilere sahne oldu. Gösteriler boyunca onlarca insan hayatını kaybederken yüzlercesi de yaralandı. Grev ve abluka kararları nedeniyle ekonomiyi ayakta tutan tekstil gibi sektörlerde iş akışındaki aksamalar yabancı yatırımcılarda tedirginliğe neden oldu.

30 Aralık’ta ilan edilen genel grev ve abluka çağrısının ardından 3-4 Ocak tarihlerinde muhalifler yaklaşık 100 merkezde oy verme noktalarını ateşe verdi. Çatışmalarda yaklaşık 20 kişi hayatını kaybederken 300’ün üzerinde kişi de yaralandı.

Bütün bu eylem ve isyanlara rağmen 5 Ocak 2014’de genel seçimler yapıldı ve Hasina yeniden kazandı. Peki nasıl? Ana muhalefet lideri Khaleda Zia’yı ev hapsine atıp 21 muhalefet partisini seçimlerden men etikten sonra!

Bugün Bangladeş’te demokratik bir seçimden bahsetmek pek mümkün değil. Seçim koşullarının yanı sıra muhalefeti bastırmak için çaba gösteren bir iktidar söz konusu ki bu iktidarın görev süresi boyunca ülkedeki insan hakları karnesi de oldukça zayıf. Geçen sene yaklaşık 1000 kişinin öldüğü Rana Plaza faciasında kaybettikleri yakınları için tazminat isteyen kalabalığa ateş açmaktan, insan hakları için çalışan aktivistlerin ofislerini basmaya, gazetecilere saldırmaya uzanan birçok kırık notları var.

Bangladeş için gerçek “çatışma” asıl bundan sonra başlıyor. Bu hükümetle nasıl devam edeceklerini, Hasina hükümetinin nasıl bir politika izleyeceğini, bugüne kadar süregelen anti demokratik uygulamalar üzerinde özellikle seçim zamanı meydana gelen muhalif eylemlerin etkisi olup olmayacağını göreceğiz.

 Bu yazı ilk olarak blog.radikal.com.tr ‘de yayınlanmıştır.

 

Elvan Tuncer 

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.