Avrupa’da nükleer enerjiye dönüş mü? Hinkley Point Nükleer Santrali

Bu yazı Alakarga Dergisinin 3 Ekim’de yayınlanan müshasının “Bir ekolojistin not defterinden” köşesinden alınmıştır

Birkaç hafta önce bizim medyamızda her zamanki gibi büyük yer bulmayan ama Avrupa’da büyük yankılara neden olan bir haber duyuldu. İngiliz hükümeti Hinkley Point Nükleer Santraline üçüncü bir ünite eklenmesine; daha doğrusu C ünitesinin yapımına onay verdi. Bu karar İngiliz hükümetlerinin Çernobil Nükleer Felaketi sonrası onay verdiği ilk Nükleer Santral Projesi olması nedeni ile tüm Dünya’da tartışmalara neden oldu; oluyor.

Hinkley Point C Nükleer Enerji Santralinin bilgisayarda üretilmiş görüntüsü - Guardian
Hinkley Point C Nükleer Enerji Santralinin bilgisayarda üretilmiş görüntüsü – Guardian

Batı basınında Hinkley Point Nükleer Santrali ile ilgili ilginç bilgiler yer aldı. Santralin maliyetininin üçte ikisini Fransız devlet enerji şirketi EDF; üçte birini ise Çin hükümeti karşılıyor. Aslında bu durum hiç şaşırtıcı değil; elektrik enerjisi tüketiminin büyük bir bölümünü ülkelerinde kurulu 52 nükleer santralden sağlayan Fransızlar;  özellikle Avrupa Birliğinin son dönemdeki elektrik üretiminde ‘yenilenebilir enerji kaynaklarının’ payını artırma politikalarına en az uyum sağlayan ülkelerden.

Ayrıca Almanya’nın başını çektiği ve birçok AB ülkesinin izlediği ‘kurulu nükleer santralleri kapatma’ politikasına da uzak durdu Fransa. Şimdi bu santral inşaatı ile nükleer politikası için yalnız olmadığını göstermek istiyor olabilir. Çin ise bu teknolojiyi elinde tutan diğer ülkelere oranla biraz daha geç nükleer santral teknolojisini geliştirdi; şimdi dünya pazarlarına girerek kendi nükleer teknolojisini satmak istemesi bir sır değil. Bu nükleer santral ünitesi için sağladıkları finansman karşılığında İngiltere’nin Essex yapacağı söylenen yeni nükleer santralin ihalesini alabilecekleri konuşuluyor.

Çinliler ülkemizde de İğneada’da yapılacağı söylenen üçüncü nükleer santralin inşasına talipler. Sonuçta bu ülkeler kendilerine göre değişik nedenlerle İngiltere’ye ‘yeni nükleer ünitesi için’ finansman sağlıyorlar. Tartışmasız olarak bu durum elektrik üretimi için nükleer santrallerin kullanılıp kullanılmaması tartışmalarını tüm dünyada yeniden alevlendirecek.

Nükleer lobi harekete geçip insanlara Çernobil ve Fukuşima’yı unutturmaya çalışacak; elektrik üretmek için dünyanın en tehlikeli ve pahalı yöntemini ‘en güvenilir ve en ucuz’ yöntem olarak yutturmaya çalışacaklar. Hatta uranyuma bağlı bu santralleri dünyadaki uranyum rezervleri sınırlı iken ‘yenilenebilir enerji kaynaklarına’ alternatif  olarak göstermeye bile gayret ediyorlar. Ülkemizde de bunu yapmıyorlar mı?

Her şeye rağmen enerji üretiminde başta güneş ve rüzgar olmak üzere ‘yenilenebilir enerji’ kaynaklarını kullanma mücadelesine devam etmeliyiz. Paraya karşı gücümüz dün olduğu gibi bugün de yarın da bilgi ve inancımız olmalı.

Bu yazı Alakarga Dergisinin 3 Ekim’de yayınlanan müshasının “Bir ekolojistin not defterinden” köşesinden alınmıştır

32-ahmet-soysal

 

Dr. Ahmet Soysal

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR