Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir tekstil stratejisi

0

Avrupa Birliği, son yıllarda sürdürülebilir ve döngüsel moda ile ilgili kimi uygulamalar, öneriler ve kampanyalar yayınlıyor. 2030 yılına dair hedefleri içeren “Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi”ni 2022 yılında yayınlamasının ardından 2023 yılının başında da bir kampanya ile gençleri hedefledi.

AB tekstil tüketimi, gıda, barınma ve hareketlilikten sonra çevre ve iklim değişikliği üzerinde ortalama olarak dördüncü en yüksek etkiye sahip. Aynı zamanda su ve arazi kullanımı için üçüncü en yüksek tüketim alanı ve birincil hammadde kullanımı ve sera gazı emisyonları için en yüksek beşinci bölge.

Avrupa Birliği uygulamaları Türkiye’yi de oldukça ilgilendiriyor çünkü dünyada önemli bir tekstil üreticisi konumunda olan Türkiye, tekstil ihracatının büyük bir kısmını Avrupa ülkelerine gerçekleştiriyor. Türkiye’nin ihracata en çok katkısı bulunan 2. sektörü hazır giyim ve konfeksiyon iken, en çok ihracat yapılan ülke de Almanya başta olmak üzere diğer AB ülkeleri.

Türkiye’nin ev ödevleri

Dolayısıyla Avrupa Birliği sürdürülebilir tekstil uygulamaları, kısıtlamaları, düzenlemeleri, teşvikleri Türkiye’deki tekstil üretimi sürecini hem ekolojik hem de insan hakları açısından oldukça etkileyebilme kapasitesine sahip. Özellikle iç hukukta ve düzenlemelerde ne çevre ne de insan haklarını öncelemeye gerek görmeyen Türkiye, ihracat yaptığı ülkelerin düzenlemeleriyle mecburen iyileştirmelere uymak zorunda kalıyor. Yani Türkiye’de AB düzenlemelerinden dolaylı olarak faydalanmak mümkün. Ticaret Bakanlığı’nın 2021 yılında yayımladığı Yeşil Mutabakat Eylem Planı henüz “öngörülmek, gönüllülük esası ve bol bol gelecek zaman kipi” gibi uzaya bırakılan niyetlerle dolu olsa da AB ile ticari faaliyetlere devam edebilmek için kimi düzenlemeler uygulanmak zorunda kalacak.

AB sürdürülebilir ve döngüsel tekstil stratejisi

AB’nin tekstil sektörüne dair hedeflediği düzenlemenin dikkat çekici taraflarından birisi, üreticilerin tekstil ürününün yolculuğuna dair sorumluluk almalarının beklenmesi. Tekstil üretimindeki önemli sıkıntılardan birisi zincirin takip edilememesi. Hangi merdiven altı atölyeden gelip hangi atık sahasına gittiği bilinemeyen ürünler için ne markalar sorumluluk alıyor ne de tüketici tarafından marka adı bilinmeyen üretici bunu umursuyor. Böyle olduğunda da sorumluluk alınması gereken iyileştirme adımlarında ya da kriz durumlarında zincirin içindeki üreticiler, tedarikçiler, markalar sorumluluğun kendilerinde olmadığını iddia ediyor ve bir diğerine sorumluluk atıyorlar.

Bu sebeple sürdürülebilir tekstil ile ilgili kampanyalar sorumluluk ve şeffaflık odaklı yapılıyor çoğunlukla ki; sorumlular ortaya çıksın ve düzenlemeler mümkün olsun. Avrupa Birliği düzenlemesi üreticiyi takibi daha da zorunlu hale getirerek zincirin şeffaflığını mecbur kılabilirse sorumlular kaçamayacak ve düzenlemelere tabi davranmak zorunda kalacak.

Stratejinin diğer hedefleri

AB’nin tekstil için 2030 vizyonunda hızlı modanın ortadan kaldırılması gibi keşke gerçek olsa diyebileceğimiz hırslı hedeflerin yanı sıra umut vadeden başka adımlar da bulunuyor.

Vizyona göre ürünün sürdürülebilirliği tasarım aşamasından başlayarak ürünün tüm yolculuğunu kapsayacak ve ürün ömrünün bitmesini de içerecek şekilde planlanacak. Eko-tasarım standartlarının belirlenmesi, üretim süreçlerinde ekoloji, insan hakları, kimyasallar gibi birçok konunun sürdürülebilir şekilde planlanması, ürünün kullanım sürecine onarım, geri dönüşüm, ileri dönüşümün eklenerek atık miktarının azaltılması hedefler arasında.

Pazarlama sürecinin de ürün yolculuğuna eklenerek şirketlerin yeşil iddialarının doğruluğunun sorgulanacak olması hedefi de oldukça umut verici. Bu hedef yerine getirilirse yeşil yıkama kullanılarak dünyayı kirleten uygulamalara devam edilmesinin önüne geçilebilir, en azından hafifletilebilir.

Bu hedeflerle birlikte nihayetinde fazla üretimi ve tüketimi durdurmak ana hedef.

Somut adımlar ne zaman gelecek?

AB tarafından 2030 vizyonunda belirlenen bu hedeflerin bir kısmı iyi niyetli ama soyut olsa da özellikle zincirin şeffaflaşması ve kimyasal içeriklerin üretim adreslerinin belirlenmesi gibi hedeflerin yerine getirilmesi başlangıç olarak sektörde önemli bir değişimi sağlayabilir.

İklim krizine tekstil sektörünün etkisinin artık manipüle edilemeyecek noktada olmasının yanı sıra özellikle Rana Plaza’dan sonra tekstil üretimindeki gerçeklerin ortaya çıkmasıyla artan kamuoyu baskısının bu düzenlemelerdeki payını görmeliyiz. Tüketiciler, halk, seçmenler, sivil toplumun büyük emekleriyle baskı yapmasa malesef gezegen ve insanları önceleyen düzenlemelerin kapitalizmde yer bulması mümkün olmuyor. Bu strateji ve vizyon belgesinde de sivil toplumun, aktivistlerin, işçilerin yıllar süren mücadelesinin etkisi çok büyük olmasına rağmen çevre hedeflerine daha çok eğilmiş görüyoruz ama sektörün en büyük argümanlarından istihdama dair tatmin edici adımların sunulduğunu söylemek zor. Diğer hedeflere dair de planlanan, öngörülen adımların zamanında atılmasını takip etmek yine sivil topluma düşüyor.

2022 yılında yayınlanan strateji belgesi yukarıdaki gibi büyük ve soyut hedefler koyarken 2023 yılının başında instagram üzerinden başlatılan Reset the Trend kampanyası moral bozucu derecede tüketiciye sesleniyor. Hukuki ve bürokratik düzenlemeleri ülkeler, üretimi şirketler yaparken AB’den gezegenin geleceği için tüketicilere seslenmek yerine hukuki ve bürokratik düzenlemeler beklemek hakkımız. Kapitalist üretim ve tüketim anlayışının bizi getirdiği noktada tüketimi azaltmak gerçekten de esas çözüm olmasına rağmen AB’den beklediğimiz sorumluluğu bireylere yüklemek yerine tekstil sektörünün dünyaya verdiği zararlardan birinci derecede sorumlu olan endüstri ve devletlere yönelik kalıcı yaptırımlar.

Sivil toplum ve aktivizm güçlü bir farkındalık sunarken AB’den beklediğimiz farkındalık çalışmaları ve influencerlarla yapılan kampanyalarla gençlere sorumluluk yüklemek yerine 2030 vizyonunu hangi sürdürülebilir ekonomik adımların üzerine oturttuğuna dair daha çok bilgi ve somut adım.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.