Dış Köşe

AKP en az yüzde 5 oy kaybetmezse HDP’nin barajı geçmesi çok zor – Nazım Kadri Ekinci

0

HDP’nin 2015 seçimlerine parti olarak girmesi kesinleşmiş gibi. Parti yöneticilerinin beyanlarından anlaşıldığı üzere HDP’nin yüzde 9-9.5 gibi bir oyu olduğu ve bunun baraj seviyesine yükseltilebileceği düşünülüyor.

Seçime parti olarak katılma kararı sadece yüksek oy alma hesabına ya da umuduna bağlı değil. Daha çok HDP’nin siyasi duruşunun ifadesi ve yine yöneticilerinin beyanlarından barajı geçememe durumunu da hesap ettikleri ve bu duruma karşı gelen stratejilerinin de olduğunu anlıyoruz.

Bu konuya aşağıda dönmek üzere önce bir oy dağılımı çalışması yapalım.

Biraz aritmetik

Doğal olarak bu yazıyı yazanın konumundan herhangi bir partinin nerede ne kadar oy alacağına ilişkin ilgili partinin yapacağından daha iyi bir öngörü yapması mümkün değil. Öte yandan geçmiş, birçok durumda geleceğin iyi bir göstergesi de değil. Ama oy kullanma desenleri gibi bazı toplumsal davranışların orta vadede‘yaklaşık kararlı’ olduğu da biliniyor. Dolayısıyla hariçten gazel okumak da olsa yakın zaman seçim sonuçlarına dayanarak biraz aritmetik yapmak zihin açıcı olabilir.

Türkiye genelini bölgelere ayırırsak bir partinin bir bölgede aldığı oy oranını bölgenin ağırlığıyla çarparak o bölgenin partinin Türkiye genelinde aldığı toplam oy oranına katkısını buluruz. Bölgelerin bu yolla elde edilen katkıları toplamı da partinin Türkiye genelininde geçerli oylar içindeki oy oranını gösterir.

Tablo için ipuçları

tablo-e1421848903660

Tabloda Türkiye altı bölgeye ayrılmış ve ‘s’ sütjnunda 2014 yerel seçimleri itibariyle her bölgenin ağırlığı (o bölgedeki geçerli oyların toplam geçerli oylar içindeki payı) gösteriliyor. İlk dört bölge büyükşehir belediyelerinden oluşmakta ve toplam geçerli oyların yüzde 77’si bu bölgelerde.

İkinci sütunun her hücresinde CB (cumhurbaşkanlığı) seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın o bölgedeki oy oranı ve altında da bu oranın toplam oy oranına katkısı gösteriliyor. Buna göre A bölgesinde alınan yüzde 7.96 oyun Türkiye geneline katkısı yüzde 2.04 iken; C bölgesinde alınan neredeyse yüzde 50 oy oranının toplama katkısı yüzde 2.52. Dikkat edilmesi gereken husus da D bölgesinin yüzde 4.38’lik oy oranıyla toplama yüzd 1.64 katkı yaptığıdır.

Bu tablodan C + E gruplarından oluşan ve mevcut durumda HDP milletvekillerinin çoğunun seçildiği bölgenin Türkiye geneli oy ortalamasına katkısının yaklaşık yüzde 4.5-5 olacağını çıkarabiliriz. Kalan yüzde 5-5.5 oyun diğer seçim bölgelerinden alınması gerekiyor.

Burada kritik olan D ve A bölgeleri. Eğer HDP cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi D bölgesinde yüzde 4 ve üzeri oy alırsa, baraj sorununun olmayacağını söyleyebiliriz. Bu bölge oy kayıplarının ikame edilebilmesi en zor olanı.

Tablonun ‘s’ sütünundaki değerleri birbirine bölerek ikame oranları hesaplayabiliriz. Buna göre D/A = 1.5, D/B = 3.78, D/C = 7.35 olur. Yani D bölgesinde yüzde 1 oy kaybı A bölgesinde yüzde 1.5, B bölgesinde yüzde 3.8 ve C bölgesinde yüzde 7.4 daha fazla oy alarak telafi edilebilir. Benzer şekilde A bölgesinde yüzde 1 oy kaybı B ve C bölgelerinde, sırasıyla, yaklaşık yüzde 2.5 ve yüzde 4.5-5 daha fazla oy alarak telafi edilebilir.

Bu çerçevede tablonun son sütünlarında bölgelerin ağırlığının anlaşılması için üç hayali senaryo üzerinden HDP’nin alabileceği oy hesaplaması yapılıyor. Tüm senaryolarda bölgenin oy oranının yükseleceği varsayılmıştır. Belirtelim ki AKP’nin IŞID saldırıları karşısında Kürtlere karşı kapsayıcı olmama tavrı bölgede son derece menfi etki yaptı.

Mutad, makul ve iyi senaryo

MUTAD senaryo 2011 seçimlerine benzer oy oranlarını ifade etmekte. MAKUL ve İYİ senaryo AKP’nin oy kaybedeceği ve bunların bir kısmının HDP’ye kayacağı varsayımıyla oluşturuldu.

Şurası kesin ki eğer AKP Türkiye genelinde 2011 seçimlerine göre yüzde 5 ve üstünde oy kaybetmez ve bunun en az yarısı HDP’ye kaymazsa HDP’ni barajı geçmesi çok zor olur. AKP+CHP+MHP’nin 2014 yerel seçim oy oranları toplamı yüzde 88.6 cıvarında. Aynı oran 2011 genel seçimlerinde yüzde 88.87 olarak hesaplanıyor.

Bu iki seçim arasında AKP’nin oy oranı yüzde 4.35 oranında azaldığı halde toplam aynı kaldığına göre oyların CHP+MHP’ye kaydığı anlaşılıyor. Eğer üç partinin oy oranı yine yüzde 89 cıvarında olursa HDP çok dar bir alanda yüzde 10 toplamak durumunda kalacak.

Dolayısıyla yeni dönemde sonuçların belirleyeni AKP’nin ne kadar oy kaybedeceği ve bunun ne kadarının HDP lehine olacağı. Tablodaki senaryolar bu açıdan incelenmeli.

HDP’nin barajı geçememesi AKP’ye yarar

Bu tespitlerin ötesinde haziran seçimlerindeki oy dağılımıyla ilgili söyleyebileceğim bir şey yok. Geriye HDP’nin siyasi tavrının değerlendirilmesi kalıyor.

Barajı geçmenin getirisi yüksek. Bu en arzu edilir durumda HDP mecliste kilit konuma gelir ve bunun daha çok şey yapılması gereken çözüm sürecine de faydası çok olur.

Ama geçememenin vebali de çok olabilir. HDP mevcut durumdaki dengeleyici ve Meclis içinden zorlayıcı rolünü kaybedebilir. Daha az oyla daha fazla sandalye elde eden AKP’nin başkanlık sistemi gibi maceralara girme cesareti artabilir ve halihazırdaki Türkiye’yi AB ekseninden uzaklaştırma çabası ivme kazanabilir.

Ödül ve ceza büyük, risk yüksek
HDP’nin böyle bir ortamda diyelim yüzde 8 ve üstü oy alan bir partinin Meclis’ten dışlanmasına dayalı, seçimlerin ve iktidarın meşruiyetini tartışma konusu yapacak bir kriz politikası yürütme ve erken seçimi zorlama politikasının ne kadar etkili olabileceği değerlendirmeye muhtaç.. Böyle bir ortamda çözüm sürecinin nasıl yürütüleceği de Demirtaş’ın dediği gibi sadece meşruiyeti sorgulanan AKP’in sorunu da değil. Son tahlilde HDP projesinin kendisi de tartışma konusu olabilir.

Özetle ödüller ve cezalar büyük, risk azımsanmayacak kadar yüksek. Zor bir strateji seçimiyle karşı karşıyayız. Alternatif stratejiye dönme gereğini hesaba katarak hazırlıklı olmak akıllıca olabilir.

Nazım Kadri EkinciProf. Dr., Harran Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü

(Bu yazı Diken.com.tr sitesinden alınmıştır)

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.