2023 KAHRAMANMARAŞ DEPREMİDoğa MücadelesiManşet

Ege’nin çevre aktivistlerinden Akkuyu’dan geri adım çağrısı: Toplum, derin endişe içerisinde

0
akkuyu

Bugün (27 Nisan) Akkuyu Nükleer Güç Santrali‘ni (NGS) nükleer saha haline getirmek üzere yakıt çubuklarının getirilmesi planlanıyor. İktidar, bu kararı 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve 23’üncü dönem milletvekili seçimleri yaklaşırken duyurdu.

Yıllardır birçok bilim insanı, Akkuyu NGS’nin fay hatlarına olan yakınlığı, radyoaktif atık sorunu, çevre ve insan sağlığına tehditleri, inşaa sürecinde yaşanan birçok kaza ve proje sürecinin şeffaf yürütülmemesi nedeniyle büyük bir endişe kaynağı olduğunu ifade ediyor ve santralin işleme alınmadan projeden vazgeçilmesi çağrısı yapıyor.

Ece Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), dün Çernobil nükleer faciasının 37’nci yıldönümünde (26 Nisan) yayımladığı basın açıklamasında Akkuyu NGS’ye yakıt getirilmesi sürecinin durdurulması ve santral projesinin iptali için bir kez daha karar mekanizmalarına seslenerek “Kahramanmaraş depremleri uyarıyor; nükleer maceradan vazgeçin” diyor.

Açıklamada, yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük bir afete dönüşmesinde bilime ve yıllar boyunca bilim insanları tarafından yapılan uyarılara karar mekanizmalarının kulak vermemesinin büyük bir etkisi olduğu hatırlatılıyor.

akkuyu

‣ Ekoloji savunucuları uyarıyor: Çernobil ve Fukuşima’da yaşananlar Akkuyu’da tekrarlanmasın
‣ Akkuyu’da güvenlik nasıl sağlanacak?

‘Toplum, derin bir endişe taşıyor’

Bilim insanlarının uyarılarının bir kez daha göz ardı edilmesinin çevre ve insan sağlığı adına yeni endişeleri beraberinde getirdiğini kaydeden Egeli çevre savunucuları, “Toplum, Türkiye’nin ilk nükleer santralinin inşa edildiği Akkuyu için derin bir endişe taşıyor. Bu endişenin nedeni, Kahramanmaraş depremleri, 200- 300 kilometre uzaklıkta bile büyük yıkımlar yaratmışken, Akkuyu yakınlarında oluşabilecek deprem  veya depremlerle Nükleer Santralin nasıl etkileneceği, yüzlerce kilometre uzaklara kadar radyasyon yayılabileceği kısaca, çok daha büyük yıkımların oluşabileceğidir” diye belirtiyor.

Yaşanan depremlerin, deprem kuşağında yer alan Türkiye için nükleer santral yapımının ne kadar tehlikeli olabileceğini de gösterdiğini belirten aktivistler, deprem sonrasında yaptığımız basın açıklamamızdaki görüşlerimizi bir kez daha dile getiriyor:

“Her ne kadar nükleer santrali inşa eden şirket, son depremlerden etkilenmediklerini açıklasa ve 9 büyüklüğündeki bir depreme bile dayanacak şekilde yapıldığını iddia etse de bunun herhangi bir garantisinin olmadığı biliniyor. Üstelik, sadece santral binasının sağlamlığı, depremde santralin güvenli olacağı garantisini veremiyor. Çünkü, bina depremde zarar görmese bile enerji ve su tesisatlarındaki küçük bir arıza, santralin patlamasına yetebilecektir. Bunun örneği, Fukuşima’da çok acı bir şekilde yaşandı. 250 km uzaklıktaki depremin, nükleer santral soğutma sisteminde oluşturduğu bir arıza, Fukuşima faciasının yaşanmasına neden oldu. Benzeri bir olayın Akkuyu’da da yaşanması çok da uzak bir olasılık değildir.”

akkuyu

‣ Siyasal bekayı nükleer yakıtla ateşlemeyi ummak
‣ 27 Nisan’daki ‘açılış’ için nükleer yakıt geliyor: Uzmanlardan Akkuyu NGS için uyarı yağıyor

‘Akkuyu, büyük deprem riski altında’

Bilimsel araştırmaların, bu bölgede çok büyük depremler oluşturma potansiyeline sahip fayların varlığını ortaya koyduğuna değinen platform, Nurdağı’ndan başlayıp Kıbrıs’ın kuzeyinden ve güneyinden geçerek Antalya Körfezi’ne kadar uzanan bindirme kuşağı, Hatay’dan geçerek Ölüdeniz’e (Lut Gölü) ve Basra Körfezi‘ne kadar uzanan Ölü Deniz Fayı bir diğeri ise Orta Anadolu’dan başlayarak Anamur’a kadar devam eden Ecemiş fay sisteminine işaret ediyor.

Bu verilerin AkkuyuNGS’nin yapıldığı bölgenin deprem riskinin ne kadar yüksek olduğunu açıkça gösterdiği belirtilirken, “Geçmişte, tüm bu fay hatlarının çok büyük depremler ve tsunamiler ürettiği tarihsel kayıtlarda yer almaktadır. Aşağıdaki haritada, belirlenebilen depremlerin tarihleri ve çok tehlikeli depremler üreteme potansiyeline sahip bindirme fayları görülmektedir” ifadeleri kullanılıyor.

EGEÇEP, şunları aktarıyor:

“Yalnız bunlar değil, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından Kıbrıs-Anamur arasında gerçekleştirilen deniz sismiği çalışmalarında, Anamur kıyılarına yakın bir alanda, denizin altında Kıbrıs Bindirme Faylarına benzer başka bir fayın varlığını da ortaya koymuştur. Yani, Akkuyu’ya çok daha yakın bir fay daha bulunmaktadır.”

Bölgede son üç yılda yaşanan depremlerin söz konusu fay hatlarının ne kadar hareketli olduğunu da gösterdiğini kaydeden ekoloji aktivistleri, burada, çok büyük deprem ve tsunami olasılığı bulunduğu konusunda uyarıyor.

akkuyu

‣ ‘İskenderun körfezindeki bir depremle Akkuyu Çernobil’e dönüşebilir’
‣ Deprem bölgesinde bir de Akkuyu NGS tehdidi: Faaliyete geçmemiş olması bir şans

‘Çernobil’de deprem olmasa da küçük bir hata felaket getirdi’

Platform, “Akkuyu Nükleer Santralinin soğutma suyunu denizden sağlayacağı biliniyor. Bu bölgede oluşabilecek bir büyük deprem ve tsunamide bu sistemin zarar görme olasılığı çok yüksektir” diyor: “Bu da bize, depremde soğutma suyundaki arıza nedeniyle oluşan Fukuşima Nükleer Santrali kazasını çağrıştırmaktadır. Çernobil’de, bir deprem olmadı ama insan kaynaklı küçük bir hata, etkisi hala süren ve yüzlerce yıl daha sürecek olan o büyük kazayı oluşturdu.”

Çernobil’in yıldönümünde yetkililere seslenen EGEÇEP, şunları kaydediyor:

Bir depremle çok büyük felaketlere yol açabilecek, milyonlarca insanın yaşamını etkileyebilecek olan Akkuyu Nükleer Santral projesini derhal durdurun. Zararın neresinden dönülse kardır, milyonları riske atmayın. Ne Ülkemizde ne de dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral istemiyoruz. Nükleere Hayır, Yaşasın Hayat!

akkuyu

‣ Akkuyu’ya nükleer yakıt hangi yolla, nasıl getirilecek, kim denetleyecek?
‣ Çevre savunucularından siyasi partilere net mesaj: Nükleeri kapatacağız demeyene oy yok

Ne olmuştu?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 29 Mart 2023 tarihinde basına verdiği demeçte, “Akkuyu’da sona yaklaşıyoruz. 27 Nisan’da ilk nükleer yakıt tesisimize geliyor. Böylece Akkuyu nükleer tesis statüsü kazanacak” şeklinde bir açıklama yapmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise “Nisan’ın 27’sinde bir ihtimal belki Sayın [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin de gelecek. Veya birlikte online sistemle bağlanacağız, Akkuyu’nun inşallah ilk adımını atacağız” ifadelerini kullanmıştı.

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu‘nun (Rosatom) Genel Müdürü Aleksey Likhachev ise “Bu bahar santrala taze nükleer yakıt teslim edilecek ve böylece Akkuyu NGS sahası nükleer santral statüsü alacak. … Üçüncü çeyrekte ise birinci ünitede genel inşaat ve montaj işlerini tamamlayarak devreye alma aşamasına geçeceğiz. Daha sonra birkaç ay içinde UAEA [Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı] gerekliliklerine uygun olarak ekipmanı ve yakıtı doğrudan reaktörde test edeceğiz” açıklamasında bulunmuştu.

Bu açıklamalar üzerine Nükleer karşıtı platformlar, ekoloji örgütlenmeleri, çevreyi, doğayı koruma örgütleri, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve çok sayıda demokratik kitle örgütü “Akkuyu’ya Nükleer Yakıt Getirilmemeli!” başlığıyla kamuoyunu, siyasi iktidarı ve siyasi partileri Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmemesi, nükleer santral inşaatından ve projelerinden vazgeçilmesi için uyarmıştı.

20 Nisan’da 54 meslek odası, sendika, sivil toplum kuruluşu, dernek temsilcisi, yaşam savunucusu ve aktivist grubu, Akkuyu’ya getirilmesi planlanan nükleer yakıtın doğuracağı tehlikelere dikkati çekerek iktidara aday tüm siyasi partilere seslenmiş ve nükleer santralleri kapatma taahhüdünde bulunmayan partilere oy vermeyeceğini açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Nisan akşamı yaptığı açıklamada, önceki gün yaşadığı bir rahatsızlık nedeniyle açılışa katılamayacağını belirtmişti.

You may also like

Comments

Comments are closed.