ManşetHaftasonuKöşe YazılarıYazarlar

Adana ve Mersin’in kabusu: Petrokimya fabrikaları

0

Hindistan‘ın Andhra Pradesh kentinde bulunan, Güney Kore şirketi LG Polymers’e ait plastik polimer üretim tesisinden, çevre sakinleri uyurken bir gaz sızıntısı gerçekleşti. Bu gaz kaçağının ardından en az 11 kişi öldü ve yüzlerce kişi de hastaneye kaldırıldı.

Güney Koreli LG’ye ait bir plastik fabrikası, 7 Mayıs Perşembe günü saat 03:00’te çevre yerleşim alanına köpük türündeki plastiklerin de yapımında kullanılan stiren gazı sızdırmaya başladı. Gaz sızıntısına bazı insanlar uykularında yakalanıp oldukları yerde bayılırken, bazıları ise sızıntıyı fark edip bölgeden uzaklaşmaya çalışmışlardı. Yetkililer sızıntının, işçilerin koronavirüs önlemleri kapsamında kapattıkları tesisi, kısmi olarak yeniden açtıkları esnada, 5.000 tonluk iki tankta meydana geldiğini söylediler. Sızan gaz yaklaşık 3 km’lik bir yarıçapa yayılmış ve çevredeki yerleşim yerleri üzerinde adeta bir gaz battaniyesi oluşturmuştu.

İlkinin ardından ikinci bir sızıntı, ertesi gün sabah meydana geldi ve ortaya çıkan korku ve panikten dolayı binlerce insan yollara döküldü. Visakhapatnam bölgesinde bir itfaiye görevlisi olan N. Surendra Anand, fabrikanın 5 kilometrelik yarıçapındaki insanları önlem olarak evlerinden alarak otobüslere taşındıklarını söyledi. Endüstri bakanı M.Goutham Reddy ise “İlk bilgilerimiz, işçilerin sızıntı başladığında bir gaz depolama tankını kontrol ettikleriydi. Tam kapsamlı bir soruşturma tam olarak ne olduğunu açığa çıkartacak” dedi. Yüzlerce kişi gaza maruz kalma belirtileri ile hastanelere başvurdu. İhmal nedeniyle LG’ye soruşturma açıldı.

Evden toplanan cesetler, hastaneye yığılan’kurban seli’

Eşi ve iki oğluyla birlikte fabrikadan 500 metre uzaklıkta yaşayan 38 yaşındaki MG Reddy, sabah saat 4’te gözlerinde yanma hissiyle uyandığını fark etti. Hükümetin bölgede koronavirüs için dezenfektan ilaçlaması yaptığını düşünüp tekrar uyuyan Reddy, “Ama sabah 6’ya doğru köydeki herkes çığlık atıyordu ve koşuyordu, bu yüzden ben de ailemi alıp kaçtım. O kadar çok insanın sokakta yerde oturduğunu ya da çığlık attığını gördüm. Yolda yatan birçok insan vardı ama kimseyi kurtarmayı düşünemedim, sadece ailemi kurtarmayı düşünebilirdim” dedi.

Bölgeden gelen video görüntüleri, kaldırımlar ve yollarda, kucaklarında cansız çocuk bedenleri taşıyan ebeveynlerin çığlık atarak koştuklarını gösteriyordu. Visakhapatnam’da polis yardımcısı olan Swarupa Rani, olay yerine koşan memurların zehirlenme korkusuyla hızla geri çekilmek zorunda kaldıklarını söyledi: “Havadaki gaz o kadar hissedilirdi ki hiçbirimizin orada birkaç dakikadan fazla kalması mümkün olmamıştı.” Sabaha doğru, polis sızıntıya uykudayken yakalanan ve ölen çevre sakinlerinin cesetlerini toplamak için fabrikanın yakınındaki evleri kapı kapı dolaşıyordu.

Olay sırasında, 22 yaşındaki K. Anitha evinden çıktığını ve “insanların neden yerde yattığını anlayamadığını” söyledi. Kısa bir süre sonra, gözlerinde ve boğazında yanma hissi hissettiğini ve kusmaya başladığını söyleyen Anitha “Uyandığımda hastanedeydim” dedi. Çevrede bulunan Kral George hastanesinde, olaydan etkilenen ve hastaneye kaldırılan yüzlerce kurbanla karşılaşan doktor Divya, kaos anını şöyle anlattı. “Birbiri ardına bilincini kaybetmiş halde getirilen bir kurban seli vardı. Bazıları kan kusuyordu…”

Bir tıp öğrencisi olan kurbanlardan biri ise aşırı dumandan dolayı çıktığı evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Aynı hastanede beyin cerrahı olan Dr. Surendra Kumar Chellarapu, ölen tıp öğrencisinin nefes nefese kalarak uyanıp, nefes almak için çıktığı odasının balkonundan aşağıya, dengesini kaybederek düştüğünü ve bundan dolayı da beyin kanaması geçirerek hayatını kaybettiğini belirtiyordu.

LG’nin fabrikasından sızan stiren gazına akut maruziyet durumunda solunumsal ve nörolojik semptomlar meydana gelir. Ayrıca stiren gazının yüksek dozları da öldürücüdür. Chellarapu, “Çoğu kusma, göz tahrişi, deri döküntüleri ve nefes alma problemlerinden mustarip binlerce yaralı olduğunu ancak birçoğunun tehlikeyi atlattığını” belirtti.

Visakhapatnam’daki neyse Mersin ve Adana’daki de o!

Kral George hastanedeki bazı doktorlar, bölgenin karantina altındaki alanlardan biri olduğunu ve aşırı hasta akınının, mağdurlar ile doktorlar arasında koronavirüs yayılmasına yol açacağından endişe duyduklarını belirttiler. King George hastanesindeki bir başka doktor olan Dr. Adarsh, “Burada yaşadığımız olay ambulanslarda, arabalarda ve hatta iki tekerlekli araçlarda çeşitli servislere koşuşturan kurbanların akınına benziyordu” dedi. “Bu hasta akını esnasında kişisel koruyucu ekipman giymek için bile zamanımız yoktu, sadece kurbanları kurtarmak için koşuşturuyorduk” diye de ekledi.

LG Şirketi tesisin gaz sızıntısının kontrol altına alındığını belirten bir açıklama yaptı ve “Ölenlere ve ailelerine en derin başsağlığı dileklerimizi ifade etmek istiyoruz. Teknik ekiplerimizi, olayın kesin nedenine ulaşmak için soruşturma makamlarıyla birlikte çalışmak üzere seferber ettik.” dedi

Olayın gerçekleştiği Visakhapatnam, Kalküta ve Chennai arasında bir sanayi liman kenti ve yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip bir yerleşim yeri. Bölge birçok devasa kimya fabrikasının bulunduğu ve çevrecilerin sıkça endişelerini dile getirdikleri bir alan olmasıyla da biliniyor. 

Yukarıda anlattığım olay geçtiğimiz haftalarda Hindistan’da gerçekleşen plastik polimer fabrikası sızıntısının The Guardian gazetesinde yer alan haberinin kısmi çevirisiydi. Bu haberdeki Visakhapatnam isimli şehrin ismini Adana ve Mersin olarak değiştirip Hintli isimlerini Türkçe yapıp, patlamanın yaşandığı şirketin de ismini Rönesans Holding ve Tekfen olarak değiştirdiğinizde, Mersin ve Adana bölgesine kurulacak olan petrokimya fabrikalarının yaratacağı riskin de bir senaryosunu okumuş olursunuz. Her iki bölge de aşırı derecede patlayıcı özellikte olan propan gazının kullanılmasıyla üretilecek polipropilen fabrikasının riski altında. Varın gerisini siz düşünün.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.