Peki, Gökçek’in Hiç Mi Suçu Yok?

Türkiye, bu şekilde yönetiliyor. Şirket gibi. Express Dergisi'nin kapağı gibi: TC Holding! Bir partinin, başka bir kurumla olan mücadelesinde zamlı biletin zararını da, ucuz biletin zararını da halk çekiyor. Başbakan, bir belediyenin devasa borçlarına tek kelime etmiyorken, bu borçlar yanında ufak bir meblağ kalan ulaşım zararını diline doluyor. Hem de ortadaki zarar, halka karşı oluşan bir zararken. Belediye zarar ediyorken, halk kâr ediyorsa zaten ortada çok büyük bir problem yok mudur?

LiveImages_Foto Haber_676_Melih Gökçek balon patlattı_A19123346AKP’nin yargı kararlarından kendisine karşı olanlarıyla mücadelesinde yeni bir kulvar açılmış görülüyor. İbretlik bir kulvar. Bir belediye ne iş yapar? Bir başbakan halka hizmete nasıl bakar? Belediye başkanı bir şehri kilitliyorsa ona arka mı çıkar, yoksa uyarır mı?

Kulvarı açan Danıştay. Ankara Büyük Şehir Belediyesi’nin kontrolünde olan şehir içi ulaşımın ücretlerini, 6 sene öncesine döndüren bir karara imza attı Danıştay. Bunun üzerine de Melih Gökçek, doğrudan kendisine bağlı olan belediye otobüsleriyle birlikte dolmuş ve özel otobüsleri de içine alan bir hareketle Ankara’nın ulaşımını kilitledi. Zarar gerekçe gösterilerek sefer sayısı azaltıldı. Yani, bu indirimden Ankaralıları, olabildiğince az yararlandırılmaya çalıştılar. Dolu otobüsler, akşam ve sabah saatlerinde de azaltılan seferlerle birlikte, Gökçek, indirime sebep olan Danıştay’a karşı bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. İnsanın da aklına ister istemez, grevler, iş bırakmalar, Tekel İşçileri geliyor. O zaman, kendi hakları için iş bırakan vatandaşları halka şikâyet edenler, şimdilerde iş bırakarak, kurumları halka şikâyet ediyorlar. Hak, sadece onlarda hak. Tabi bu arada, Ankara Belediyesi, ulaşımda aktarmayı da kaldırmış bulunuyor. Bir ay sonra, ulaşım tekrar zamlandığında, tüm bu olaylar unutulduğunda, Ankaralı bir bakacak ki, ulaşımda aktarma diye bir şey yok artık. Tarihe karışmış.

Gökçek gibi bir belediyeci, bu zam kararının arkasından dolaşmayı bilirdi aslında. Düşünün ki, Ankara’nın sembolü konusunda neler yaptı. Bildiğim kadarıyla Ankara’nın sembolü o dini içerikli sembol değil. Mahkeme kararıyla değil. Bir yerde görüyor musunuz Ankara’nın gerçek amblemini? Göremezsiniz. Bir şekilde, o amblem geri planda tutulmaktadır. Yani yargı kararının çevresinden dolanılabilmektedir pek güzel bir şekilde. Hem bu sefer Gökçek’in önünde güzel bir örnek de var. İzmir’in Gökçek’i Aziz Kocaoğlu. (Pek çok ortak noktaları var. Mesela, ikisi de metro yapmayı pek sevmiyorlar. İkisi de şehrin ana caddelerini şantiye alanına çevirmekte ustalar. İkisi de zam sever.) Aynı Ankara’da olduğu gibi, mahkeme ulaşım zamlarını iptal etmişti. Ne oldu İzmir’de? (Ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.) Bir gün indirimli tarife uygulandı. Ertesi gün ise, eski zammın da üstünde bir tarife yürürlüğe girdi. Bunu yapmıyor Gökçek. Partisinin genel tavrına uygun bir şekilde yargı kararlarıyla mücadeleye yeni bir kulvar olarak ekliyor bu zammı. Neler denmiyor ki?

Gökçek’in en büyük argümanı zarar. Belediye ulaşımı ucuzlatırsa, öğrencileri 60 kuruşa taşırsa zarar eder. Etsin! Şirket mi burası? Kamu hizmetinde kâr aranması, her türlü yükümlülüğünü yerine getiren vatandaşlardan bir de kâr elde edilmeye çalışılması doğal mı? Bu belediye, Ankaraspor’dan kaç milyon lira zarar etti kimsenin umurunda mı? Her yeni futbolcuyu, su faturasına eklenen bir zam olarak gördü Ankaralılar. Devlet de, belediyeler de bazı hizmetlerinde kâr arayamaz, aramamalı. Temel hizmetler bunlar. Ulaşım, sağlık vb. Belediye zararları kesmek istiyorsa, anlamsız alt geçit yapımlarını bırakabilir, Ankara’dan bir şampiyon çıkarma arzusunu mevkisinin gücüyle desteklemeyi kesebilir.

Melih Gökçek’e en büyük destek de Başbakan’dan geldi. Hemen hemen aynı sözleri tekrar ettiler. Gökçek, “Kendileri 2003 maaşları ile idare edebileceklerini düşünebiliyorlarsa, Ankara Belediyesi’ne de 2003 fiyatları ile idare edebilmeyi düşündürsünler” derken; Başbakan, “Ankara Belediyesi kapısına kilit vurur, gelsin Danıştay yönetsin. Biz millete hesap veriyoruz ama millet adına karar verenlerin millete hesap verme gibi bir durumları yok ki. Ama biz kararı alırken de hesabı verirken de milletin karşısındayız.” dedi. İnanılır gibi değil aslında. Başbakan’ın, çıkıp, “Melih Gökçek, senin görevin halka hizmet etmektir. Ulaşımını kilitlemek değil, kolaylaştırmaktır. Ya işini yap, ya da bilen biri yapsın.” demesi gerekirken, vatandaşa, “bu karardan hoşlanabilirsiniz ama yine de bu zararı da siz çekeceksiniz” demeyi seçiyor.

Türkiye, bu şekilde yönetiliyor. Şirket gibi. Express Dergisi’nin kapağı gibi: TC Holding! Bir partinin, başka bir kurumla olan mücadelesinde zamlı biletin zararını da, ucuz biletin zararını da halk çekiyor. Başbakan, bir belediyenin devasa borçlarına tek kelime etmiyorken, bu borçlar yanında ufak bir meblağ kalan ulaşım zararını diline doluyor. Hem de ortadaki zarar, halka karşı oluşan bir zararken. Belediye zarar ediyorken, halk kâr ediyorsa zaten ortada çok büyük bir problem yok mudur?

Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlıhttp://urbarli.net
İzmir’de doğdu. İzmir Kız Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. İlk önce Ege Üniversitesi Sosyoloji’de, sorasında da Ankara Üniversitesi Sosyoloji’de yüksek lisans yapmaya başladı. İkincisine devam ediyor. Bir kamu belediyesinin Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde beyaz yakalı işçi olarak hayatına devam ediyor. Yeşil Gazete ekibine köşe yazıları, Türkiye, spor ve Dünya haberleri ile katkı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR