12 Eylül askeri darbesinin 42’inci yıldönümünde yurdun dört bir yanında sivil toplum ve insan hakları örgütleri, faşizm ve otoriterliğe karşı demokrasi ve barış çağrısında bulunarak hayatını kaybeden vatandaşları andı.
Askeri darbeyle ilgili Türkiye’nin ilk dijital müzesi ve insan hakları arşivi olan Tarihsel Adalet İçin Bellek Müzeside bugün erişime açıldı.
Müze, 42 yıldır devam eden adalet mücadelesine Türkiye Araştırmaları Enstitüsü’nün (RİT) Sözlü Tarih, Dava Dosyaları ve Bellek Nesneleri koleksiyonlarıyla dijital bir bellek mekanı sunuyor.
Darbe Anayasası ile yönetiliyoruz
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 1980 yılında darbenin canlı duyurulduğu Harbiye’deki İstanbul Radyosu önünde buluşarak bir basın açıklaması yaptı.
Agos ve Bianet‘in aktardığına göre, İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri’nin okuduğu, AKP hükümetinin darbeyle hesaplaşmayan politikaları ve 90’larda zorla kaybedilme süreçlerine değinilen açıklama şöyle oldu:
“42 yıl geçse de hala darbe Anayasası ile yönetiliyoruz: Darbe anayasası ile hayatımıza sokulan kurumlar yanında; insan hakları normlarının, demokrasi ilkelerinin ve yürürlükteki hukukun yok sayılması, hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getiren yasak ve baskılar, nefret saldırılarının ve ırkçılığın desteklenmesi, tüm itirazların susturulması amacıyla işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, hukuki dayanaktan yoksun tutuklama ve cezalar, her yıl yenileri eklenen yüzlerce hapishane, infaz uygulamaları ile ölüme terk edilen mahpuslar, güvenlik soruşturması bahanesi ya da asılsız suçlamalarla muhaliflerin iş akitlerinin feshi ve benzeri devasa sorunlar ile, 12 Eylül zihniyeti halen iş başında.”
Kaybedilenler için adalet arayışına dahi girilmedi
“Bilindiği üzere, 12 Eylül darbesine karşı olmakla övünen Ak Parti hükümeti, uzun iktidar dönemi boyunca; sadece kısmi anayasa değişikliklerine imza attı ve darbelerle hesaplaşmayı göstermelik bir 12 Eylül yargılaması ile sınırlandırdı. İşlenen insanlığa karşı suçları göz ardı eden bu göstermelik yargılamada, işkence ile öldürülenlerin hesabı sorulmadı, gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır, Mahmut Kaya, Hüseyin Morsümbül, Nurettin Öztürk, Zeki Altunbaş, Hayrettin Eren, Nurettin Yedigöl, Süleyman Cihan, Mustafa Hayrullahoğlu, Maksut Tepeli ve idam edildikten sonra bedenleri kaybedilen İlyas Has ve Veysel Güney için adalet arayışına dahi girilmedi. 12 Eylül zihniyetinin yarattığı 90’lı yıllar kabusu ve 12 Eylül 1994 günü Kenan Bilgin‘in kaybedilmesi ile darbe arasında bir bağ kurulmadı.
“İktidar bununla da kalmadı, ’15 Temmuz darbe girişimi’ sonrasında ilan ettiği ve iki yıl süren OHAL, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği, 31 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren ve OHAL yetkilerinin devamını sağlayan 7145 sayılı torba kanun ve devamında 2020 yılında çıkarılan yeni Bekçiler Kanunu, Çoklu Baro Yasası, Sosyal Medya Sansür Yasası, Ceza İnfazında eşitsizliği derinleştiren ve işkenceye zemin hazırlayan, Sivil Toplum Örgütlerine kısıtlamalar getiren yasal düzenlemeler, 20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve hak ve özgürlüklere getirilen yasak uygulamaları ile 12 Eylül’ü daha da pekiştirdi ve hükümetin OHAL yetkilerini 3 yıl süreyle yeniden uzatan yasanın 18 Temmuz 2021 tarihinde kabulü ile rejim, OHAL koşullarının ötesine geçtiğini ve rejimin otoriter tarzda yeniden yapılandırılması amacıyla hareket ettiğini göstermiş oldu.
Hükümeti, darbelere karşı olduğunu ispatlamaya çağırıyoruz
“Bir defa daha hatırlatıyoruz; darbeleri önlemek için yapılması gereken bellidir: Darbe kurumlarını kapatmak, hak ihlallerine neden olan yasaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırmak, darbecileri ve darbe sürecinde işlenen suçları cezalandırmak, darbe nedeniyle doğan zararların giderimini de kapsayacak şekilde onarıcı adaleti sağlamak, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek ve baskıdan kurtarmak, demokratik ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa yapılması, demokratikleşme yanında çatışma çözümü ve pozitif barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak.
Otoriterleşme yolundaki ısrarına rağmen darbe karşıtı olduğunu söylemekten vazgeçmeyen hükümeti; 12 Eylül’e ve darbelere karşı olduğunu ispata çağırıyoruz.”
İHD Eş Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan imzasıyla bugün yayımlanan yazılı açıklamada ise, 12 Eylül darbeci yönetimine karşı bugüne kadar süren ve hala sonuçlanmayan yargı mücadelesi anlatıldı.
12 Eylül’de neler oldu?
Açıklamada 12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştiren Milli Güvenlik Konseyi generallerinin 12 Eylül 1980 – 6 Aralık 1983 tarihleri arasında neden olduğu tespit edilen ihlaller şöyle sıralandı:
- 650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkence gördü,
- 1 milyon 683 bin kişi, komünist, alevi, Kürt, dinci, şeriatçı denilerek fişlendi,
- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandı,
- 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi,
- 124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı,
- Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 ASALA militanı),
- İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi,
- 500 kişi Türk Ceza Kanunu’nun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,
- 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçlamalarından yargılandı,
- 388 bin kişiye pasaport verilmedi,
- 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı,
- 525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,
- 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı,
- 30 bin kişi “mülteci” olarak yurtdışına gitti,
- 366 kişi “kuşkulu bir şekilde” öldü,
- 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi,
- Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi,
- 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü,
- 14 kişi açlık grevinde öldü,
- 16 kişi “kaçarken” vuruldu,
- 95 kişi “çatışmada” öldü,
- 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi,
- 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi,
- 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı,
- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,
- Siyasi partiler ve sendikalar kapatıldı, çok sayıda siyasetçi gerekçesiz gözaltında tutuldu ve tutuklandı.
- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi,
- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi,
- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,
- 31 gazeteci cezaevine girdi, 300 gazeteci saldırıya uğradı, 3 gazeteci silahla öldürüldü,
- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı, 13 büyük gazete için 303 dava açıldı,
- 39 ton gazete ve dergi imha edildi. Yüzbinlerce yayına el konuldu ve imha edildi.
- Sadece Bilim ve Sosyalizm yayınlarına ait 113 bin 607 kitap yakıldı.
- Yayınevi sahipleri gözaltına alındı, tutuklandı, işkence gördü. İlhan Erdost işkence yapılarak öldürüldü.
78’liler Kazancı Yokuşu’nda: Darbe rejimi temel unsurlarıyla sürüyor
78’liler Girişimi de darbenin yıldönümünde “Halkçı bir demokrasi için darbelerle hesaplaşıyoruz” pankartı ile Kazancı Yokuşu’nda bir araya geldi ve basın açıklaması yaptı:

“12 Eylül rejimi temel unsurlarıyla sürüyor. Darbecilerin yaptığı 12 Eylül Darbe Anayasası ile siyasi partiler, seçim barajı, YÖK, RTÜK, sendikalar yaş içinde, 12 Eylül devletinin hukukunun temellerini oluşturan 1980-83 döneminde yapılan 600 civarında yasa ve binlerce yönetmelik 42 yıldır yürürlükte.
Türk siyaseti ve siyasetçileri 42 yıldır Türkiye’yi, işte bu Darbe anayasası, Darbe yasaları ve yönetmelikleri ile yönetiyor. Türk siyaseti ile siyasetçileri 42 yıldır, bu tekçi darbe siyasetinin esasına da itiraz da etmedi.
Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, hesaplaşacağız
Darbenin 42’inci yıldönümünde siyasetçiler ve partilerden de mesajlar geldi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Merkez Yönetim Kurulu gündemi açıklamasında, ’12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa, 20 Temmuz 2016’dan sonra aynısını, Erdoğan şahsım yönetimi yapıyor” dedi ve şunları söyledi:
“Darbeler sadece tankla, tüfekle, silahla yapılmıyor. Demokrasinin imkân ve araçlarını istismar ederek de darbeler yapılıyor. Demokrasinin imkân ve araçlarıyla inşa edilen, ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, demokrasimize darbe üstüne darbe vuruyor. 12 Eylül’de de parlamento askıya alınmıştı. Yasalar Milli Güvenlik Konseyinde hazırlanıyordu. Şimdi de parlamento fiilen askıda, yasalar da sarayda hazırlanıyor. İktidar vekillerinin parmaklar inip, kalkıyor.”
“12 Eylül’de giydirilen ve değişikliklerle yamalı bir deli gömleği hâline gelen yapı, bugün Türkiye toplumuna dar geliyor. Generallerin ve onların sivil işbirlikçilerinin arzuladıkları tek tip toplum uzak bir hayal. Bugün daha dinamik, daha çoğulcu, daha dünyaya açık bir Türkiye toplumu bu cendereden kurtulup yarına yeniden umutla bakmanın, 42 yıldır yitirdiğimiz gülümsemenin yüzümüze yeniden yerleşmesinin yolunu arıyor.
12 Eylül’leri aşmak için, 2023 Türkiye’sinin ihtiyaçlarına cevap verecek, tek tip bir toplum yerine farklılıkları zenginlik olarak gören, çoğulcu, şenlikli, ekolojik bir toplum amaçlayan ve mutabakatla hazırlanmış yeni bir anayasa için mücadele etmeye bugünden başlamalıyız.”
Bugün #12Eylül Askeri Darbesi’inin 42. yıldönümü.
Bu vesileyle, “12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilen insanlarımızı unutmadık! Onları kaybedenleri, kaybedenleri cezasızlıkla koruyanları, 12 Eylül zihniyetini yaşatanları affetmeyeceğiz!” diyoruz pic.twitter.com/WcPc23s2Sk— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) September 12, 2022
12 Eylül 1980 – 1990 arası yaklaşık 650.000 kişi 90 güne varan sürelerde gözaltında tutuldu. Yüzbinlercesi işkence gördü.
En az 171 kişi işkence sonucu öldü.
55 kişi idam edildi.
İşkence mutlak olarak yasaktır ve işkence suçlarında zaman aşımı olmamalıdır. #12Eylül #12Eylül1980 pic.twitter.com/cXtMCX5ntl— TİHV-HRFT (@insanhaklari) September 12, 2022
#12Eylül Darbesi öncesindeki ve sonrasındaki darbeler gibi ülkenin tarihini değiştirdi. Genci yaşlısı kadını erkeği milyonlarca insanın yaşamını değiştirdi. Süregelen eşitsizlik nedeniyle kadınların nasıl etkilendiği istatistiklere bile yansımadı. pic.twitter.com/Zqx4uUburg
— Eşitlik İçin Kadın Platformu (@esik_platform) September 12, 2022
#12Eylül askeri darbesinin 42. yıldönümünde yaşamın her alanında aynı darbeci zihniyet devam etmektedir. Şiddet ve zor yöntemiyle toplumu teslim almaya çalışan hiçbir yönetim ve darbe pratiği başarılı olmamıştır. Darbelere ve darbeci zihniyetlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. pic.twitter.com/JDuvR7DMPm
— DEM Parti (@DEMGenelMerkezi) September 12, 2022
Türkiye 42 yıl önce Demokrasiyi kesintiye uğratan darbenin acılarını, hukuksuzluklarını, işkencelerini unutmadı.
Ülkeye gerçek anlamda demokrasi gelmedikçe,hukukun üstünlüğü sağlanmadıkça da unutamaz.
Onun için hukuk, adalet, eşitlik, demokrasi diyoruz.
İYİ’lik @iyiparti diyoruz.— Bahadır Erdem (@BBahadirErdem) September 12, 2022
#12Eylül1980 demokrasiye vurulan bir kara lekedir. Unutmayacağız.
Darbenin 42. yıl dönümünde memleketimize, demokrasiye, özgürlüğümüze, sımsıkı tutunmaya devam edeceğiz. pic.twitter.com/bwosplg6nJ
— Tunç Soyer (@tuncsoyer) September 12, 2022
Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananlar, işkence görenler, idamlar, açlık grevinde yaşamını kaybedenler ve ülkenin çalınan yılları…
Bugün #12Eylül döneminden daha büyük hukuksuzlukla, yasaklarla, işkenceyle karşılaşmamızın sebebi darbelerle hesaplaşmayı başaramamamız. pic.twitter.com/Uwio9NivNF— Filiz Kerestecioğlu (@FilizKer) September 12, 2022
Doğum gününü unutmadık…@Akparti #12Eylül #2023Yeniden pic.twitter.com/cckO96ivmq
— TKP (@tkpninsesi) September 12, 2022
#12Eylül işkenceler, idamlar, yargısız infazlar ve gözaltında kayıplar demektir…
Toplumun tüm kesimleri, başta darbe rejimi mağdurları, ülkemizin üzerinden silindir gibi gecen #12Eylül1980 darbesiyle gerçek bir yüzleşme ve gerçek bir hesaplaşma talep ediyor…. pic.twitter.com/yu0JmyRbm9
— Özgür Özel (@eczozgurozel) September 12, 2022
Şimdi gençlerin geleceği çalınıyor; tüm ihaleler 3-5 şirkete veriliyor; doğa yağmalanıyor; hakkını arayan işçinin karşısına polis, doğasını savunan köylünün karşısına patron emriyle asker çıkartılıyor ya hani… İşte hepsi bu kadar rahat olsun diye #12EylülDarbesi yaşandı! pic.twitter.com/17Cduxslc2
— Koray Doğan Urbarlı (@Urbarli) September 12, 2022
12 Eylül Askeri Darbesinin 42. yıl dönümünde dönemin Diyarbakır cezaevinde büyük kötülüklere şiddete insan hakları ihlallerine neden olan Esat Oktay Yıldıran’ı da unutmuyoruz. Kendisi artık yok ama ‘ruhu’ dolaşıyor her yerde…
— Eren Keskin (@KeskinEren1) September 12, 2022
Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 12 Eylül Darbesi ardında silinmeyecek izler bıraktı.
Cumhuriyetimizde hiçbir antidemokratik girişimin yeri yoktur, olmayacaktır. Üstünlük daima milletimizin iradesinden yanadır. pic.twitter.com/hRoodUERQo
— Mansur Yavaş (@mansuryavas06) September 12, 2022
#12Eylül acı bir hatıra bıraktı!Zindanlarda insan hakları sorunları büyüdü, Diyarbakır Zindanı'nda Kürt meselsi büyüdü, #12Eylül insan hakları sorunlarını büyüttü, devletin sorunları çözmediğini de gösterdi! Demokratikleşme sorunlarını göstermek istemiyor!https://t.co/4Fq7yGlOfx
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) September 12, 2022
#12Eylül faşizminden Saray Rejimi’ne miras kalan gerici, piyasacı, yasakçı zihniyeti tarihin çöplüğüne atacağımız günler yakın.
Ülkemizin emekçilerine on yıllar boyunca yaşatılan acıları unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Hesaplaşacağız! pic.twitter.com/6fIWarAuIs
— Türkiye İşçi Partisi (@tipgenelmerkez) September 12, 2022