ManşetTürkiye

‘Gezi’de AİHM’lik bir iş kalmadı’ sözlerine hukukçulardan yanıt: Kararı tekrar okusunlar

0
Çizim: Murat Başol

Hukukçular, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gezi Davası’nda  Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasına ilişkin, ile ilgili olarak, “Bunlar uluslararası hukuku da bilmiyorlar. Artık AİHM’lik iş kalmadı, bitti o iş” açıklamasını yorumladı.

Erdoğan, “Hüküm giydiği için bu işin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’le artık alakası yok. AİHM alacak, bakacak edecek ama “hüküm giydi” diyecek, bu işi artık masadan kaldıracak” demişti.

T24‘ten Özgür Zeren‘e konuşan eski AİHM yargıcı emekli büyükelçi Rıza Türmen ise AİHM’in, Kavala’nın hukuka aykırı biçimde hürriyetinden mahkum edilip edilmediğini değerlendireceğini belirterek “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı tabii ki AİHM incelemesi bakımından sonuçlar doğuracak. AİHM için Kavala tutuklu mu hükümlü mü hiç fark etmez, dosyayı karara bağlayacaktır” dedi.

Mahkeme hükümetin tezini çürüttü

Türmen, “Türkiye, kararla birlikte Kavala’nın tutuklu statüsünden çıkıp, hükümlü statüsüne girdiğini söyleyerek ‘ortada uygulanmayan bir dava da kalmamıştır’ savunması yapabilir. Bu görüşün AİHM tarafından kabul edileceğini hiç sanmıyorum” dedi.

AİHM’in süreci nasıl gördüğünü Türmen, şöyle açıkladı:

“Türk hükümetinin tezi; AİHM’nin 2019 yılında verdiği karar ile ilgiliydi, Türk Ceza Kanunu‘nun (TCK) 312’inci maddesindeki hükümeti devirmek suçuyla ilgiliydi. Kavala suçtan beraat etti ve tahliye edildi. Türk hükümetine göre, böylece AİHM kararı uygulanmış oldu.

Türk hükümeti, sonraki tutuklamanın casusluk suçundan, 328’inci maddeden yapıldığını söyledi. Bakanlar Komitesi bunu reddederek “Bütün olgular aynı, bu da diğer tutuklamanın devamı” dedi. Mahkeme yine 312’inci maddeden mahkumiyet kararı verdi ve 328’den (casusluk suçlamasından) beraat etti. O zaman neden casusluktan suçlandı Kavala? Mahkeme, Türk hükümetinin tezini çürüttü.”

AİHM açısından şartlar şimdi de geçerli

AİHM’in daha önce kendi kararında Kavala’nın özgürlüğünden yoksun kılındığını ve sürecin neden meşru bir kuşkuya dayanmadığını, neden haksız olduğunu uzun uzun anlattığını kaydeden Türmen,” Suçluluğu gösteren hiçbir delil olmadığını söylemişti. Hürriyetinden yoksun olma durumu var. Tutuklu mu, hükümlü mü olduğu hiç mi hiç fark etmez AİHM için” açıklamasını yaptı.

Türmen, Türkiye’ye verilen sürenin  11 Mayıs’ta bittiğini ve bu yüzden davanın bu tarihte bitmesinin istendiğini söyledi.

Avrupa Konseyi’nden 12 Eyül’de bile ihraç edilmeyen Türkiye şimdi edilebilir

“Böyle bir argüman ileri sürülür ve argüman reddedilirse AİHM, Türkiye’nin kararı uygulamadığına hükmedecektir. Türkiye, kararı uygulamak zorundadır. Neden iktidar çevreleri bunu anlamıyor, anlayamıyorum” diyen Türmen, sözleşmeye dikkat çekti:

“Türkiye bir sözleşmeye taraftır ve bu sözleşmenin 46. maddesine göre AİHM kararları bağlayıcıdır. Çok basit bir mesele bu. Yorumlanacak bir tarafı yok. Buna rağmen hala Türkiye’de bu tartışılıyor.”

Türkiye, 12 Eylül döneminde bile Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmedi ama AİHM bu tespiti yapar ve karar uygulanmazsa ihraç edilebilir.

Askeri yönetimde uygulanmayan bir yaptırımın şimdi uygulanması nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok enteresan olur.

Kararı tekrar okusunlar

Hukukçu Turgut Kazan da Erdoğan’ın sözlerine şöyle yanıt verdi:

“Tutuklama bitti, böylece ihlal sorunu çözülmüştür diyor. Biz, zaten bu savunmayı yapabilmek için son aşamada sürecin nasıl hızlandırıldığını görüyor ve söylüyorduk.”

Cumhurbaşkanlığı hukuk danışmanlarına uyarıda bulunan Kazan, şunarı söyledi:

“AİHM’nin Kavala kararlarını tekrar okusunlar. ‘Hüküm kuruldu, tutuklama bitti’ savunmasıyla ihlal kaldırılmış olamaz. Kenan Evren darbesinde bile yaşamadığımız bir sonuçla karşılaşırız.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.