6 Kasım seçimlerinin 7 sonucu: ABD’de güç dengesi değişti – İlhan Tanır

Bu yazı ahvalnews web sitesinden alındı

Trump başkan seçildiği 2016 yılı seçimlerinden beri Kongre’nin her iki kanadında çoğunluğu olan Cumhuriyetçi Parti sayesinde hemen hiçbir engele takılmadan istediği politikaları izledi. Bu, Trump’ın her istediğini yaptığı anlamına gelmiyordu, ama ne Rusya soruşturması ne bütçe konularında Trump ciddi engellerle karşılaşmadan arabasını sürdü.

6 Kasım gecesi ise Trump, arkasındaki Kongre kanatlarından birini kaybetti.

Temsilcileri Meclisi, Obama’nın başkanlığı kazandıktan sonraki ilk ara seçimi olan 2010 seçimlerinde Cumhuriyetçilere geçmişti. 8 yıl Cumhuriyetçilerde kalan Temsilciler Meclisi, bu kez Trump’ın başkanlığı kazandıktan sonraki ilk ara seçimlerde Demokratlara geçmiş oldu.

Bununla birlikte ABD’nin ara seçimlerinde kıyamet de kopmadı. Yani hem Senato hem de Temsilciler Meclisini Cumhuriyetçiler kaybetmedi. Cumhuriyetçiler tersine, Senato’da bir iki koltuk artırdı. Florida ve Ohio gibi 2020 başkanlık seçimlerinde kritik olacak eyaletlerde Cumhuriyetçiler belediye başkanlıklarını kazandı. Bir başka ifade ile Cumhuriyetçiler nakavt olmadı, Senato gücünü elinde tuttu ama ciddi kroşeler yediler.

2020’ye kadar karşımızda yeni bir ABD var. Bu yeni ülkedeki güçler dengesini yedi sonuçla özetleyebiliriz:

1.Trump artık bütün hükümet organlarını arkasına almış rahat bir başkan değil. Tam tersine, bütçeden Rusya soruşturmalarına, istihbarat komitelerinden, vergi komitelerine kadar Demokratlar daha önce olmayan güçlerlerle Trump’ın üstüne gidecek, Beyaz Saray’a büyük bir baskı yapacaklar.

2. Demokratların Temsilciler Meclisindeki güçlerinin ilk belirtisi Rusya soruşturmalarında görülecek. Bundan sonra Özel Müfettiş Robert Mueller III soruşturmasına her dönemeçte çelme takan değil, destekleyen bir Meclis göreceğiz. Bu Trump için büyük bir sorun olacak.

3. Trump’ın vergi gelirleri nihayet Kongre’nin eline geçecek. Kongre’nin ilgili Komitesi Trump’ın vergi dökümanlarını ele geçirerek, Trump’ın on yıllardır sakladığı ve Rusya olan ilişkileri de ortaya dökebilecek dökümanlara ulaşmış olacaklar.

4. Kongre’nin ‘subpoena’ yani ‘celpname’ gücü var. Bu, Beyaz Saray da dahil, bütün kurum ve kişilerin Kongre Komitelerinin taleplerine baş eğmesi demek. Mahkeme gücünde, uyulmasına mecbur olan bu çağrıları göndererek, Beyaz Saray’ın altını üstüne getirebilecek, göçmen karşıtı kararnamelerden başlayarak birçok politikanın arkasında yatan sebepleri, yetkilileri de Kongre huzuruna emrederek, hesap sorabilecek. Bütün bunlar Trump’ın başına sürekli balyoz gibi inecek.

5. Trump için azil süreci başlama ihtimali artık ciddi bir ihtimal haline gelicek. Özel Müfettiş Mueller’in 1.5 yıldır sürdürdüğü ve Trump’ın 2016 başkanlık kampanyasının Rusya ile işbirliği yapıp, yapmadığı üzerine odaklanan soruşturmanın sonuçlarının seçimlerden kısa bir zaman sonra açıklanması bekleniyor. Bu soruşturmanın sonuçlarından sonra Kongre’de bir azil sürecinin başlatmak artık Demokratların elinde.

6. 2013, 2014 yıllarında başladığı kabul edilen ve dünyada esen sağcı, popülist, bazen ırkçı ama her zaman göçmen karşıtı rüzgara ciddi bir darbe ABD’deki seçimlerde inmiş oldu. Dünyadaki sağcı ve popülist liderlerin lideri olarak kabul edilebilecek Trump, önemli bir mağlubiyet yaşadı.

7. Bu seçim sonuçları ile birlikte 2020 yılının Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerine kadar Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında büyük bir kavganın da gongu çalındı. 6 Kasım tarihi öncesi elinde yukarıda sayılan güçlerin hiçbiri bulunmayan Demokratlar artık daha özgüvenli olarak Trump’ın karşısına çıkacak ve mümkün olan her fırsatta Trump’ı engelleyecek.

Çalkantılı, zorlu ve kavgalı bir iki yıl ABD’yi bekliyor. Demokratlar ve liberal güçler iki yıl öncesinin moral yıkıntısını üzerlerinden atacak. Breziya’dan Polonya’ya, Türkiye’den Macaristan’a ve İtalya’ya uzanan otoriter liderler zaferlerinde önemli bir gedik açıldı. Devamının nasıl geleceğini hep birlikte izleyeceğiz.

İlhan Tanır – Ahval

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR