ABD‘de 5 Kasım’da yapılan başkanlık seçimlerinde resmi olmayan sonuçlara göre yarışı önde götüren, eski Başkan, Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump ‘zafer’ ilan etti.
50 eyaletin 26’sında galip gelen Trump’ın toplam delege sayısı 267. 18 eyalette ve Washington D.C bölgesinde kazanan Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris, 224 delege elde etti. Başkanlık için adaylardan birinin en az 270 rakamına ulaşması gerekiyor.
Florida’daki Trump Genel Merkezi’nde bir zafer konuşması yapan Trump, Senato‘da çoğunluğu elde ettiklerini ve Temsilciler Meclisi‘nde de kontrolü ele geçireceklerini söyledi.
Destekçilerine teşekkür eden Donald Trump, “Ülkemizi iyileştireceğiz, sınırlarımızı tamir edeceğiz. Bütün sorunları çözeceğiz” dedi; ilk işlerinin ABD’ye “kanunsuz girişleri” durdurmak olduğunu belirtti.
Trump, göçten iklim politikalarına, silah yasalarından LGBTİ+ haklarına ve basın özgürlüğüne kadar ABD’nin iç politikasının hemen her konusunda Amerikan ana akımının çok sağında yer alan bir siyasetçi.
Seçim sonuçları kesinleşirse başta iklim politikaları olmak üzere çok sayıda demokratik kazanım ve haklar konusunda ABD’yi ve dünyayı zor günler bekliyor.
İklim politikalarında keskin dönüş
Donald Trump, ilk döneminde ABD’yi Paris İklim Anlaşması‘ndan çekerek görüşmelerin sağladığı ilerlemeyi baltalamıştı. Seçim sonuçlarının kesinleşmesi halinde iklim politikaları açısından çok ciddi bir risk oluşacak.
Cumhuriyetçiler’in Project 2025 adlı planları, petrol ve doğalgaz sondajlarının arttırılmasını, Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ile Ulusal Hava Durumu Servisi ofislerinin dağıtılmasını ve Biden yönetiminin ‘radikal iklim politikalarının’ geri çekilmesini içeriyor.
Project 2025’te ayrıca güneş panellerine desteğe son verileceği ve rüzgar enerjisinin ‘önünün kesileceği” de ifade ediliyor.
İklim değişikliğini bir “aldatmaca” ve “tüm zamanların en büyük dolandırıcılıklarından biri” olarak nitelendiren Trump, Biden’ın sıvılaştırılmış doğal gaz ihracat terminalleri için verdiği arayı sonlandırmaya da söz verdi. Önümüzdeki dört yıllık görev süresi Dünya’nın iklim değişikliğini dizginleme çabalarını hızlandırmaya en çok ihtiyaç duyduğu bir döneme denk geliyor.
İklim bilimcileri, emisyonların 2030’a kadar azaltılması gerektiğini söylerken, Trump’un görev süresi 2029’a kadar uzuyor.
Yardımcı olarak seçtiği James David Vance da iklim krizini reddediyor, kürtajın ve evlilik eşitliğinin yasaklanması gerektiğini düşünüyor, aile içi şiddetin ‘aileye açılan savaş” nedeniyle arttığını savunuyor.
JD Vance, Biden yönetiminde çıkarılan ve temiz enerjiye geçişi hızlandırmayı amaçlayan 370 milyar dolarlık bütçeye sahip Enflasyonu Azaltma Yasası‘nı bir “yeşil enerji dolandırıcılığı” olarak nitelendirmişti. Kongredeki Cumhuriyetçiler de yasa tasarısı görüşülürken, iptal ettirmeye çalışmış; olası yeni Trump döneminde yürürlükten kaldırılmasını talep etmişti. İkinci başkanlık döneminde Donald Trump’ın bu talebe yanıt vermesi bekleniyor.
Kamu arazileri petrol ve doğalgaz üretimine açılacak
Trump, seçim çalışmaları sırasında ulusal parklar, yaban hayatı sığınakları ve nesli tükenmekte olan türlerin korunmasından sorumlu kurum olan İçişleri Bakanlığı’nı da boşaltacağını söylemişti. Bakanlık, Trump’ın enerji odaklı gündemini yeniden yürürlüğe koyma, ulusal anıt tanımlarını azaltma ve nesli tükenmekte olan türler için korumaları zayıflatma çağrısı yapan politika belgesi olan Proje 2025’in bir bölümünün odak noktası olarak seçilmişti.
Görevdeyken Trump’ın Biden yönetiminin yeşil dönüşüm ve kamu arazilerini koruma konusundaki çabalarını tersine çevirmesi muhtemel. İkinci dönem gerçekleşirse bu düzenlemelerin önünün kesilmesi ve çevre korumalarının zayıflatılması bekleniyor.
Idaho’nun aşırı kürtaj yasağı ülke çapında uygulanabilir
ABD Yüksek Mahkemesi 2022’de Roe v Wade‘i bozduğunda, bir düzineden fazla eyaletin neredeyse tüm kürtaj girişimlerini yasaklamasının önünü açmıştı. Bunlar, acil durumlarda kürtaja izin verse de, cezai sonuçlardan duyulan korku nedeniyle kürtajdan kaçınmasına ayol açmıştı.
Kürtaj karşıtı Trump’ın zaferinin kesinleşmesi halinde federal kısıtlamalar gündeme gelebilir. olabilir. Sağcıların ikinci Trump dönemi için hazırladığı oyun kitabı olan Proje 2025, kürtajla ilgili materyallerin postalanmasını yasaklayan 1873 Comstock Yasası’nın, insanların kürtaj hapları göndermesini yasaklamak için kullanılmasını öneriyor. Bu haplar ABD’deki kürtajların yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor.
Comstock Yasası tam anlamıyla yürürlüğe girerse, yalnızca hapları değil, kliniklerin işlerini yapmak için ihtiyaç duyduğu ekipmanları da yasaklayabilir ve Trump bu yasayı ülke çapında fiili bir kürtaj yasağı uygulamak için kullanabilir.
Trump ayrıca acil kürtaj erişimini koruyan federal bir yasa olan Acil Tıbbi Tedavi ve Doğum Yasası‘nı da (Emtala) zayıflatabilir. Idaho eyaletinin çıkardığı hamile kalan kadına “tıbbi acil durumlar” dışında hiçbir şekilde kürtaj uygulanamayacağına yönelik “aşırı kürtaj yasağı” yakın zamanda yüksek mahkemeye ulaşan yasayla ilgili tartışma yaratmıştı. Mahkeme, Idaho’daki doktorlara daha geniş bir yelpazede acil kürtaj yapma hakkını geri vermiş, ancak gelecekte Emtala’yı yeniden değerlendirmek için kapıyı açık bırakmıştı.
LGBTİ+ hakları da risk altında
Trump ilk döneminde trans bireylerin orduda yer almasını yasaklamıştı. Yeniden seçilirse, LGBTİ+ haklarına daha “saldırgan” olacağına dair de söz verdi.
Seçim propagandası sırasında tüm federal kurumlara “herhangi bir yaşta cinsiyet geçişini teşvik eden” programları sonlandırma, cinsiyet onaylayıcı bakım sağlayan hastanelere sağlanan fonları kesme, hükümetin transları yasal olarak tanımadığını belirten bir federal yasa için baskı yapma ve konut,sağlık hizmeti, istihdam, eğitim gibi alanlarda federal LGBTİ+ ayrımcılık karşıtı politikaları iptal edeceğini söyledi.
Proje 2025’te de Biden-Harris politikalarının “heteroseksüel, bozulmamış evliliği” destekleyenlerle değiştirilmesini talep ediyor. Trump’ın özellikle ek yargıç atama şansı yakalaması durumunda, evlilik eşitliğinin tehlike altına girmesi bekleniyor.
Toplu sınır dışı etmeler yaşanabilir
Donald Trump’ın ikinci dönem vizyonunun merkezinde göçmenlere yönelik baskınlar ve toplu sınır dışı etmeler yer alıyor.
Seçim çalışmaları sırasında ilk döneminde büyük tartışmalara ve tepkilere yol açan ve çoğunlukla Müslüman ülkeleri hedef alan seyahat yasağı da dahil olmak üzere en tartışmalı göç politikalarını geri getirmeyi ve genişletmeyi vaat etmişti. Sürekli olarak “Amerikan tarihinin en büyük sınır dışı etme operasyonunu” gerçekleştirmekten bahsetti.
Project 2025’te bunun için ABD askerinin göç denetimi ve sınır güvenliği için “olağanüstü” kullanımı öneriliyor.
Göçmen savunucuları ve liderleri ise Trump’un geri dönmesi durumunda ilk dönemindekinden daha iyi hazırlanmış ve daha organize olduklarını söylüyor. Gruplar şimdiden onun göç gündeminin önemli parçalarına karşı yasal işlem başlatmayı düşünüyor.
Protesto hareketleri ciddi baskılarla karşı karşıya kalabilir
Siyah ABD vatandaşı George Floyd‘un polis tarafından 2020’de öldürülmesinin ardından başlayan büyük ırksal adalet protestolarından bu yana, Cumhuriyetçilerin yönettiği eyaletler protesto karşıtı yasaları genişletti.
Trump, protestoları bastırmayı içeren bir seçim kampanya yürüttü; “kanun ve düzenin” bozulduğu yerlerde ulusal muhafızları devreye sokmaya yemin etti. Kilit müttefiklerinden biri olan Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson da ulusal muhafızların İsrail’in Gazze işgalini protesto eden öğrencilere karşı kullanılması çağrısında bulundu.
Donald Trump’ın seçim zaferi kesinleşirse protesto gösterilerine karşı aşırı şiddet kulanımı gündeme gelmesi, Kongre’den yüksek cezalar içeren yasalar çıkarması söz konusu olabilir. Cumhuriyetçilerin yönettiği Tennessee’de eyalet sınırları içinde protesto kampları kurmanın yeni bir suç olarak tanımlanmış ve hapis cezası getirilmişti; bu tür kanunlar yaygınlaştırılabilir.
Basın özgürlüğü
İlk döneminde ve aday olarak ana akım basına sürekli saldıran ve muhafazakar medyayı siyasi amaçları için kullanan Trump, medyayı “iftira yasaları”nı zayıflatmakla tehdit etmiş ve “sahte haber” ve “halk düşmanı” olarak adlandırmıştı.
Bu ay içinde Kamala Harris ile yaptığı bir röportajın düzenlenmiş cevabını yayınladığı için CBS News‘in yayın lisansının iptal edilmesini talep etmiş ve diğer yayıncıların da aynı kaderi paylaşması gerektiği tehdidinde bulunmuştu.
Bu söylem ve geçmişteki eylemleri Trump’ın kendisini desteklemeyen medyaya karşı salgırgan davranışlarının artarak devam edeceğini gösteriyor.
Silahlanma, dünya siyaseti
Donald Trump’ın bütün bunların dışında Biden hükümetinin federal silah güvenliği yasasını geri çekip hali hazırda ülkede büyük sorunlara yol açan bireysel silahlanmayı artırmasından, Beyaz Saray Silah Şiddetini Önleme Ofisi‘ni kapatmasından da endişe ediliyor.
Ayrıca yeniden seçilmesi dünya siyaseti açısından da istikrarsızlık vaat ediyor. Ortadoğu‘daki büyüyen savaş ve devam eden Rusya-Ukrayna savaşı da dahil olmak üzere çatışmaların tüm dünyada şiddetlendiği bir dönemde Trump’ın şekillendireceği ABD dış politikası tüm dünyayı olumsuz etkileyebilir. Çin ve İran‘la ilişkiler de daha fazla gerginleşebilir.
Trumpayrıca 2018’de üye ülkeleri savunma harcamalarını artırmaya zorlamak için NATO‘dan ayrılabileceğini söylemişti.